Dünyanın en önemli endüstriyel etkinliklerden birisi olan “Farnborough Uluslararası Havacılık Fuarı” bu yıl Türkiye açısından oldukça verimli geçti. Türk Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ / TUSAŞ için farklı bir başlangıç tarihi olduğunu söyleyebilirim. Fuarın tek sivil helikopteri olarak Gökbey hem dünya arenasına çıktı hem de Perşembe hariç 4 gün boyunca ilgiyle takip edilen gösteri uçuşları yaptı. Kendi sivil helikopterimizin şovunun verdiği heyecan ise bambaşkaydı.
Londra’da böyle bir fuarda prototip bir hava aracının gösteri uçuşu yapması kolay bir iş değil. Hava aracının tüm teknik prosedürleri karşılamış olması, test pilotu Arif Ateş’in tecrübesi ve gösteri uçuşlarında tecrübeli bir kadronun varlığı fuarın ülkemiz adına çok verimli geçmesini sağladı. Türkiye’nin özgün olarak geliştirip ürettiği ve 2025’te envantere girmeye hazırlanan Hürjet de bu fuarda dünya sahnesine çıkacaktı, ancak teknik sebeplerle Londra’ya gelemedi. Fakat dünyanın herhangi bir yerinde sürpriz uçuş yapabilir.
Yakın zamanda ilk teslimatı gerçekleşecek yerli, milli ve özgün tasarım Gökbey’e Londra’da ciddi talep olduğunu TUSAŞ yetkililerinden öğrendiğimin altını çizeyim. Artık dünyaya pazarlayacağımız bir de sivil helikopterimiz var. TUSAŞ Motor AŞ / TEI’de bir yandan yerli motorunu test ve sertifikasyon sürecini devam ettiriyor. Geçen yıl nisanda TEI TS1400 yerli motor Gökbey üzerinde çalıştırıldı ve başarılı olduğu için gözler 2026’da bu motorla göreve başlayacağı zamana çevrilmiş durumda.
TUSAŞ artık dünyada yakından takip edilen önemli bir havacılık, savunma ve uzay şirketi. Muharip uçağımız KAAN, Hürjet, Hürkuş, insansız hava araçları ANKA, Aksungur, ANKA3 ve hedef uçak Şimşek, döner kanat tarafında askeri taarruz helikopteri Atak I, Atak II, sivil genel maksat helikopteri Gökbey ve onun daha büyüğü ve diğer platform araçlar olarak göğüs kabartıyor. Son olarak Türksat 6A ile adından bahsettirdiği uzay sistemleri ve havacılık yapısallarındaki uzmanlığıyla Boeing ve Airbus’ın birinci ligdeki tedarikçisi dev bir şirketten bahsediyoruz.
TUSAŞ Genel Müdürü Dr. Mehmet Demiroğlu ile Londra’da fuarda görüştüğümüzde ilginç bir gelişmeden daha bahsetti. TUSAŞ artık bir yandan da ülkemizi 6’nci savaş uçağıyla tanıştırmak için hazırlıklar yapıyormuş. Yaklaşık 2 yıl önce Doha’da DIMDEX 2022 fuarında TUSAŞ eski Genel Müdürü Temel Kotil ile de 6’ncı nesil savaş uçağını detaylı konuşmuş, 6’ncı nesil uçak için yapılan çalışmalarının ipuçlarını vermiştin. (https://www.haberturk.com/yazarlar/guntay-simsek-1019/3385988-f-35in-yari-fiyatina-atak-2-satacagiz)
Anlaşılan TUSAŞ 6’ncı nesil yolunda da emin adımlarla ilerliyor. Bilgi ve tecrübelerini programlı bir şekilde değerlendiriyor. Henüz 6’ncı nesil savaş uçağının tam bir tanımı yapılmış değil. Hem insanlı hem insansız görev yapma kabiliyeti olacak bir network savaş uçağı tipinden bahsediliyor. Peki, TUSAŞ böyle bir savaş uçağına nasıl hazırlık yapıyor?
Ekosistem olarak bakıldığında Türkiye savunma sanayi alanında önemli bir mesafe kat etmiş durumda. KAAN insanlı 5’nci nesil savaş uçağı olarak takvime uygun şekilde ilerliyor. ANKA III ise insansız, jet motorlu, 750-850 km seviyelerinde hızda ve görünmez özellikleriyle öne çıkıyor. Hava yer görevi yapacak jet motorlu ANKA III’ün yanına bir de Baykar’ın ses hızında ve üzerinde (süpersonik) uçma kabiliyeti olacak hava taarruz görevi yapacak insansız savaş uçağını koyduğumuzda bambaşka bir tablo ortaya çıkıyor.
Beşinci nesil KAAN + (ANKA III + Kızılelma) = Altıncı Nesil Savaş Uçağı anlamına geliyor. Mehmet Demiroğlu da bu tabloya dikkat çekerek 6’ncı nesil savaş uçağı çalışmalarının da bir taraftan ilerlediğine vurgu yapıyor. Hatta 6’ncı nesil savaş uçağı çalışmalarında Türkiye’nin ilk 3 ülkeden birisi olduğunu, mevcut kabiliyetlerimizle de ilk sırada yer alabileceğimize de işaret ediyor. Ortaya konan başarılar da yeni hedeflere ilerlemeyi kolay kılıyor.
Daha önce de burada yazmıştım. Türkiye’nin İHA kullanma kabiliyetiyle birlikte ANKA III ve Kızılelma yana yana düşünüldüğünde bir Blok 70 modeli F-16 gücü ortaya çıkıyor. Komuta kontrol uçağı konumundaki KAAN devreye girdiğinde ise seviyenin nerelere yükseleceğini tahmin etmek zor değil.
TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihat Vardan, Genel Müdür Mehmet Demiroğlu, Genel Müdür Yardımcıları Prof. Dr. Fahrettin Öztürk, Prof. Dr. Lokman Kuzu, Mustafa Gürsoy ve diğer yetkililerden bu fuarda önemli bilgiler aldım. Tazelendim de denebilir. TUSAŞ her hava aracı için şalede bir özel oda tahsis etti ve görüşmelerini burada gerçekleştirdi. Diğer ifadeyle TUSAŞ şalesi arı kovanı gibi çalıştı. Bu kadar yetkili ismi birada bulunca ben de birçok soruma cevap aradım.
Tespitlerime göre TUSAŞ’ın ve diğer savunma sanayi şirketlerimizin önündeki en önemli bariyerlerden birisi artık seri üretim ve pazarlama olacak. Çünkü yıllardır Ar-Ge yapıp geliştirdiğimiz ürünleri ülkemizde kullanmamız, envantere sokmamız lazım ki pazarlaması da kolay olsun. Dışardan gelecek talepleri karşılayabilmek için de iyi bir tedarik zinciri halkasıyla bu ürünleri seri olarak üretime geçirmemiz gerekiyor.
Öyle sanıyorum bundan sonraki fuarlarda uçaklarımızın, helikopterlerimizin, uydularımızın satış haberlerini, cirolarını, başka ülkelerle kurulan ortaklıklarını konuşacağız. Son dönemlerde bu fuarlarda bir de uzay salonu eklendi. Henüz Türkiye o salonda yok. Ama uydularımız, uzaya dair ürünlerimiz, TUSAŞ’ın şalesinde ve statik alanında yer aldı. Öyle umuyorum ki bir Uzay AŞ şirketimiz olursa veya TUSAŞ da Türksat 6A ile zirveye çıkardığı uydu tecrübesini kurumsal bir yapıya kavuşturursa zincirin halkaları tamamlanacaktır.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.