Türkiye’nin yaşadığı deprem felaketinin yabancı dostlarımızı da ciddi anlamda üzdüğünü ITB Berlin Turizm Fuarı’nda bir kez daha teyit ettik. Öyle ki her yaz sürekli Türkiye’ye gelen bazı yabancılar bu defa bir ikilem yaşıyorlar. “Çok sevdiğimiz Türkiye’ye böyle bir atmosferde tatil için gitmek, insanlar üzgünken eğlenmek ne kadar mantıklı olur?” sorusuna cevap arıyorlar. Diğer taraftan Türkiye’ye planlarını öteleyince de Türk ekonomisine, turizmine de destek vermemiş olacaklarının farkındalar.
İşte bu ikilem içinde Avrupa’daki rezervasyonlarda bir duraksama yaşanmış ve yaşanıyor. Ama konuştuğum sektör temsilcileri basit bazı önlemler ve tanıtımlarla bunun atlatılacağını söylüyorlar. Özellikle otellerde kalan depremzedeler için yabancılar çok sayıda soru yöneltiyormuş.
Mesela; “Depremzedelerle aynı otelde mi kalacağız? Eğer öyle olacaksa biz onların yanında nasıl tatil yapacağız? Otellerde konaklayan depremzedeler sebebiyle otel rezervasyonlarında problem yaşar mıyız? Depremzedeler için barınma yeri bulunmama sıkıntısı söz konusuymuş, bu durumda tatil planını nasıl yapmalıyız? Gibi epeyce soru var. Meraklarının giderilmesi için hem devlet yetkililerinin hem de turizm sektörü temsilcilerinin aksiyon alması gerekiyor.
Mart sonu Nisan başı gibi turizm sezonu başlayacak. Daha net ifadeyle deprem falan ortada yokken yani daha önce rezervasyon yaptıran yabancılar ülkemize, tatil merkezlerine gelmeye başlayacak. Peki buralardaki otellerde barınan depremzedeler ne olacak? İşte bu soruya bizatihi otellerinde depremzedeleri ağırlayan otel sahipleri de cevap veremiyor. Çünkü AFAD yetkililerine başvurmuşlar, fakat ne kadar kalacakları, ne zaman, nereye geçebilecekleri konusunda şu ana kadar bir cevap alamamışlar.
Belirsizlik olması, bu konuda yetkin, söz söyleyecek ve plan yapacak bir kamu kurumunun öne çıkmaması sıkıntı. Bizimkiler son dakika bir çözüm bulurlar, ama Avrupalı turistler bugünlerde programlarını netleştirmek istiyor. Son dakika çözümlerimiz Avrupalılar ve turizm sektörü için çok geç olabilir.
Bu sene turizmin iyi geçmesi, ekonomimize katkı sunabilmesi için İçişleri Bakanlığı ile Turizm Bakanlığı’nın bu meseleye hassaten eğilmesi gerekiyor. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un durumun farkında olduğunu biliyorum ama henüz ortaya çıkmış bir çözüm yok.
3 yıl sonra ilk defa
Dünyanın en önemli turizm organizasyonlarından ve aynı zamanda tatil ve seyahat endüstrisindeki yeni gelişmelerin, akımların ortaya çıktığı buluşmalardan birisi olan ITB Berlin, COVID–19 sebebiyle 3 yıl sonra ilk defa kapılarını açtı. Fuar 3 gün olarak sadece profesyonellere yönelik planlanmış.Önceki yıllarda 5 gün olan fuar pandemi sonrasında 3 güne inmiş ve halka kapalı hale gelmiş. Bu sebeple bu yıl sadece sektör profesyonelleri, tur operatörleri, otelciler, havayolları, turizm sektörünün çeşitli alanlarında rol alanların buluşup, görüştüğü bir fuar gerçekleşti. COVID halkı götürmüş, profesyoneller kalmış.
Türkiye, ITB Berlin Fuarı’na bir salonda turizm sektörünün tüm oyuncularıyla geniş katılım gösterirken, başka salonlarda da Avrupa’daki Türk turizmciler, havayolları ve çeşitli şirketlerimiz de yerlerini almış. Corendon Havayolları, Southwind Airlines, SunExpress, Freebird ve Tailwind gibi havayolları ile tur operatörleri ve bazı organizasyon firmaları uluslararası şirketler kategorisindeki salonda konumlanmış. Fuara hem Türkiye’den katılım yoğundu, hem de dünyanın ilgisi üst düzeydeydi. Her bir salon farklı bir coğrafyaya, bölgeye ayrılmış. Aradığınız bir standı bulmak pek kolay olmuyor.
Genel kanı bu senenin 2022’den daha iyi olacağı, hatta 2019 rakamlarının yakalanacağı yönünde. Bu tahmin dünya turizmiyle birlikte Türk turizmi için de yapılıyor. Hatta Türk turizminin bir adım önde olduğu yolunda yorum yapanlarda var. Otellerimizin pandemi esnasında ve sonrasında duruma göre aldığı aksiyon, hizmet kalitesi ve hızlı toparlanması dikkat çekmiş. Başta THY ve Pegasus olmak üzere havayollarımızın, İGA’nın işlettiği İstanbul Havalimanı ve TAV-Fraport’un yönetimindeki Türkiye turizminin merkezi Antalya Havalimanı ile İstanbul’un diğer meydanı Sabiha Gökçen’deki yolcu artışları, alınan çeşitli ödüller bu tahminler güçlendiriliyordu. Yaşadığımız deprem felaketi biraz da bu algıyı etkilemiş. Yetkililerimizi bir kez daha bu hususta uyarıyorum. Lütfen planlı, programlı çözümler üretin. Koordinasyon sorunu yaşatmayın!
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.