Yaşadığımız çağda malzeme bilimi ön plana çıkıyor. Bir cep telefonunda artık 60’a yakın ayrı element bulunuyor. Halbuki 30 yıl öncesinde 10 civarındaydı. Hatta daha önceki telefonlarda daha azdı. Dolayısıyla bu dönemde neyi, nasıl işlediğinize ve ne kadar değer kattığınıza göre gelişmişliğinizi ortaya çıkıyor. Alüminyum da bu çağın en fazla işlem gören ve kullanım alanı geniş olan malzemelerinden biri. Neredeyse yer almadığı alan yok gibi. Uzaya gönderilen araçlarda, uçaklarda, otomotivde, inşaat sektöründe, ilaç sanayinde, gıdada, evimizdeki her şeyde alüminyum var. Evet, konumuz küresel ölçekte her yıl yüzde 3-4 oranında büyüyen alüminyum…
Geçen hafta dünya alüminyum sektörü temsilcilerinin 2 yılda bir buluşturan Almanya’daki ‘Aluminium Dusseldorf Fuarı’ndaydım. Çok ilginç bilgilere vakıf olduğumu söyleyebilirim. Üstelik bu fuara Türkiye’den katılım da çok yüksekti. Hatta salonun üçte birinin Türk şirketleri tarafından doldurulduğunu ve en büyük standın ise Kibar Holding şirketlerinden Assan Alüminyum’a ait oluğunu belirteyim. Zaten fuara girişten itibaren bu durum kendini hissettiriyordu. Giriş kartların askısından, kullanılan çantalara kadar her şeyde Assan logosu vardı.
Fuar vesilesiyle Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, CEO Haluk Kayabaşı ve Assan Alüminyum Genel Müdür Göksal Güngör ile biraya gelip sohbet ettik. Alüminyum kullanımının gelişmişlik göstergesi olduğunun altını çizerek söze başlayan Ali Kibar, Türkiye’de yassı alüminyum sektöründe en büyük üretici olduklarını, bu fuarda da sürdürülebilirliğe yön veren ürün ve teknolojilerini dünya sahnesine çıkardıklarına dikkat çekti.
Yaşadığımız çağa uygun olarak gelecek dönemde yeni yatırımlarla etki alanını genişletmek ve üretimde dijitalleşmeyi artırma gibi bir hedefleri olduğunu belirten Ali Kibar, holdinglerinin amiral gemisi konumunda olan Assan Alüminyum’un global yassı alüminyum sektörünün öncü üreticilerinden birisi olduğunu söyledi. Açıkçası bu konumda olduklarını bilmiyordum. Hem sektörün hem de gurubun lider şirketi Assan Panel’i gelecek yıl halka arz planları da var. Ali Kibar’ın değerlendirmeleri şöyle:
Yüzde 100 geri dönüşümlü bir ürün
Alüminyum, hayatımızın her yerinde karşılaştığımız yaygın bir ürün. Defalarca ve yüzde 100 geri dönüştürülebiliyor. Sürdürülebilirlik amaçları için çok uygun. Otomotiv, uçak, beyaz eşya, gıda, ambalaj, inşaat gibi önemli sektörlerde kullanılıyor. Özellikle teknolojik açıdan, teknik bakımdan gelişmiş ülkelerde kullanım oranı yüksek. Ülkelere göre kişi başı yıllık kullanım oranlar yaklaşık olarak Almanya’da 46 kg, İngiltere’de 44 kg. Fransa’da 40 kg ve Türkiye’de ise 16 kg.
Avrupa’nın en büyüklerindeniz
Türkiye’nin toplam alüminyum işleme kapasitesi 1,8 milyon ton. Assan Alüminyum’un yassı üründe 360 bin ton, folyoda 130 bin ton üretim kapasitesi var. Ciromuz ise 1,3-1,5 milyar dolar arasında. Türkiye’deki yassı ürünlerin toplam yüzde 55’ini tek başımıza üretiyoruz. Folyoda Avrupa’da en büyük iki üreticiden biriyiz. Satışlarımızın yüzde 75’ini 70’ten fazla ülkeye ihraç ediyoruz.
İhracatta Avrupa odağımızı korurken, Amerika kıtasındaki faaliyetlerimizi güçlendirmek için çalışıyoruz. Chicago merkezli, yüzde 100 Assan Alüminyum iştiraki olan Kibar Americas şirketimizle de Kuzey Amerika’daki varlığımızı her geçen yıl daha da artırıyoruz. Avrupa’yla kıyaslandığında Amerika’daki hizmet kalitesi çok kötü. Bu nedenle Avrupa’daki hizmeti oraya taşıdığımızda talep artıyor. Şanslıyız, Amerika’da pazarımız büyüyor. Batı Avrupa ülkeleri ana ihracat pazarımız, fakat Doğu Avrupa, Kuzey Afrika ve Uzakdoğu ülkelerin de etkimizi artırmayı hedefliyoruz.
Yapay zekayla büyüyeceğiz
Şirketlerimiz genelinde sürdürülen dijitalleşme çalışmaları kapsamında Assan Alüminyum’da üretim hattının dijitalleştirilmesi için büyük bütçe ayırdık. Yapay zekâ bazlı otomasyon iyileştirmeleriyle üretimi daha verimli hale getirmeyi amaçlıyoruz. Üretimdeki tüm verileri anlık işleyecek bir sisteme geçtik. Müşterilerinin üretim kapasitelerini inceleyip buna göre üretim ayarlıyoruz.
Şimdi biraz da işin profesyoneline Assan Alüminyum Genel Müdürü Göksal Güngör’e kulak verelim. Gelecek yıl hedeflerinin sürdürülebilirlik olduğunu vurgulayan Güngör, Assan Alüminyum’un Türkiye’de yüzde 100 iklim etiketli olarak International Finance Corporation’dan (IFC) aldığı 90 milyon dolarlık yeşil kredi desteğiyle sektöründe bir ilke imza attığını ifade etti.
Tuzla ve Dilovası üretim tesislerinin geri dönüşüm tesisinin küresel sürdürülebilirlik prensiplerine uygun faaliyet gösterdiğini tescil eden Performans Standardı Sertifikası’nı aldığını kaydeden Güngör, kendi enerji üretim tesisleriyle de temiz enerji üretimi gerçekleştirdiklerini söyledi.
Kibar Holding CEO’su Haluk Kayabaşı ile daha önceden tanıştığım için grubun nelere odaklandığını biliyorum. Assan Hanil ve THY ortaklığında üretilen ve önemli bileşenleri alüminyum olan uçak koltuğunun hikayesini de Kayabaşı, Airport programıma katılıp anlatmıştı. Daha sonra koltuk şirketindeki ortaklıktan ayrıldılar, ama şu an Airport stüdyosunda bulunan ve konuklarımızı ağırladığımız uçak koltukları da Kibar Holding vizyonuyla her hafta ekrana geliyor. Geçmişe bu kadar vurgu yeterli, günümüze dönelim.
Assan’ın Avrupa’daki yeni yatırım planlarının masada olduğunu belirten Kayabaşı, “Assan Panel” tarafında Birleşik Krallık’taki son yatırımdan sonra Avrupa’da çoklu yatırım seçeneklerini değerlendirdiklerini ifade etti. Kayabaşı, Assan Lojistik’te de yeni dönem büyüme planları olduğunu, Azerbaycan’da açılan yeni ofis aracılığıyla önce bu bölgede daha sonra da Avrupa’da büyüyeceklerini söyledi. Kayabaşı’nın anlattığı çok ilginç bir ülkemizin çelik sorunu mevzusu da var. Onu bir başka yazıma saklıyorum.
Görüştüğüm 3 önemli isimden aldığım ilginç notlara gelince…
Alüminyum konusunda en büyük dezavantajımız petrol ve doğalgaz gibi enerji kaynaklarına sahip olamamak. Çünkü birincil alüminyum üretiminde enerji açısından güçlü olan ülkeler söz sahibi. Ortadoğu’da Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Rusya gibi ülkeler…
Türkiye her zaman birinci alüminyumu üretebilme anlamında rekabetin dışında kalmış. Alüminyum külçesi yaklaşık yüzde 50-60 oranında enerji yüklü. Yüksek oran enerji isteyen alüminyum enerjinin depolandığı bir ürün olması sebebiyle oyun dışında kalmışız. Ancak Türkiye de enerji yüklü alüminyumu blok şeklinde hammadde olarak alıp, işleyerek katma değerli ürüne dönüştürüyor.
Ayrıca birincil blok hammadde alüminyum çok pahalı olduğu için her gramını da geri dönüştürmede Assan önemli mesafe kat etmiş, ama ülke olarak bu ürünün geri dönüşümüne daha fazla ilgi göstermemiz gerekiyor. Alüminyumun sonsuz defa tekrar eritilip geri kazanma imkânı sunan bir ürün. İhtiyaca uygun da şekillendirebiliyor. Türkiye’de başta Assan olmak üzere alüminyum sektörü bu hammaddeyi geliştirip, işleyip, değerli ürüne dönüştürme konusunda oldukça başarılı. Alüminyuma araştırmalarla ilave edilen her farklı alaşım malzemenin niteliğini çok farklı hale getirip, kullanım alanlarını zenginleştirebiliyor. Doğru kullandığında ise hayatın her alanında sağlıklı bir ürün olarak karşımıza çıkıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün bu konuda yayınladığı makaleleri var. Tıp literatüründe de henüz netleşmiş aleyhte bir bulgu yok.
Türkiye’de geri dönüşüm yüzde 30
Türkiye’de alüminyum geri dönüşüm oranı yüzde 30’lara ulaşmış. Ama böyle bir ürün içiniz bu seviye çok az. Dünyada toplam üretimin yaklaşık yüzde 40’ı geri dönüşüyormuş, ancak ikincil alüminyum denen geri dönüşüm üretimine doğru eğilim hızlanmış. Assan ise bazı ürünleri hurdadan üretimde yüzde 50’lere yaklaşmış. Ana pazarlarının Batı Avrupa ve Amerika yani gelişmiş ülkeler olması da ilginç bir durum. Fuarın düzenlendiği Almanya aynı zamandan Avrupa’da en çok alüminyumun tüketildiği ülke. Ayrıca teknik ürün geliştirme kapasitesinin de çok yüksek olduğunu da belirtelim.
Elektrikli otolar alüminyumla hafifliyor
Yeni trend, alüminyumun elektrikli otomobillerde kullanılması… Mesela Audi’nin bir modelinin neredeyse tamamının alüminyum olduğunu öğrendim. Otomotiv sektörünün lideri Almanya, toplam Avrupa tüketiminin de yüzde 30’unu tek başına kullanıyor. Yeni nesil arabaların hafif olması alüminyum sayesinde gerçekleşiyormuş. Bu sebeple çeliğe karşı alüminyum yükselişte. Aynı şekilde beyaz eşya sektöründe öncü olan Almanya’da burada alüminyum yoğun kullanıyormuş.
Elektronikte çeliğin yerini alıyor
Alüminyumun yoğunlukla rekabet ettiği iki önemli madde var; çelik ve plastik. Bazı alanlarda ise bakırla rekabet ediyormuş. Alüminyum, zamanımızda birtakım alaşımlarla fonksiyonu arttırılıyor ve kullanım alanları genişliyormuş. Mesela özel alaşımlar çok nitelikli hale getirilen alüminyum uzaya giden araçlarda kullanılıyor, uçaklarda da…
Alüminyum savunma sanayinde atılım yapan ülkemiz için de çok önemli hale gelmiş durumda. Alüminyumu Ar-Ge çalışmalarıyla ve özel alaşımlarla nitelikli hale getirmek tüm gelişmiş ülkelerin gündeminde olan bir konu. Dolayısıyla önü açık ve çevresel etkileri olarak da baktığımızda sonsuz geri dönüşüm olan bir ürün olduğu için değeri giderek de artıyor.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.