Aşılama oranlarının hızla artmasıyla havacılık sektörü yükselişe geçti. Özellikle tatil sezonunun da gelmesiyle sektör yukarı doğru ivme kazanmaya başladı. Ancak ne kadar ilerleme olsa da 2019’a dönüş yıllar alacak. Kimi uzmanlara göre 2024’te normale dönülecek kimilerine göre ise eski yolcu rakamlarına yakalamak için 2029’a kadar beklemek gerekecek. 2029 rakamını dile getirenler salgın olmadığında yüzde 5’lik büyümeyi dikkate alıyor.
Ancak Türkiye, dünya geneline bakıldığında en hızla toparlayacak ülkeler arasında yer alıyor. Ülkemizin dinamik yapısı, turizm sektörünün krizlere alışık olması ve Türk Hava Yolları’nın Kovid-19 salgın sürecinde de uçuş ağını koruyarak uzun süre Avrupa’nın lideri olması önemli avantajımız. İstanbul Havalimanı’nın yolcu ağırlamada liderliğini koruması, TAV tecrübesinin Antalya, İzmir ve Bodrum gibi turizm merkezlerindeki havalimanlarında olması, Pegasus, Corendon ve SunExpress havayollarının salgın sürecindeki dirençleri de Türkiye için önemli. Ancak devletin halen daha havayollarına ihtiyaç duydukları maddi desteği vermediğini, havacılık sektörüne bizimle aynı konumda olan ülkelerin çeyreği kadar nakdi imkân sunulmadığına dikkat çekmekte fayda var.
Salgın sonrası uçuşların yoğunlaşmasında özellikle iç hat pazarı güçlü ülkeler diğerine göre daha hızlı bir yükselişe imza atıyor ve atacak. Özellikle ABD bu yükselişteki en büyük rol model olarak karşımıza çıkıyor. Geçtiğimiz hafta Avrupa’nın da kısıtlamaları kaldırması ve seyahati kolaylaştıracak adımlar atması dünya hava trafiğini de olumlu etkilemeye başladı. En katı kuralların uygulandığı Uzak Doğu ülkeleri ise halen sessizliğini koruyor.
Bu kapsamda 2021 yılı için havacılık analizleri yapan Cirrum’un yaptığı ilginç bir anket söz konusu. Havacılığın merkezi ABD’de çevrimiçi olarak 2 binden fazla kişiyle yapılan ankete göre yolcuların yüzde 90’ı gelecekte uçmayı düşünüyor, gezginlerin yüzde 90’ı da uçmayı planlıyor. Ancak dünya ABD kadar havacılıkta hem gelişmiş hem de bu kadar ümitli değil. Bu sebeple diğer coğrafyalarda durum farklı ve onlarla ABD’yi kıyaslamak mümkün olmuyor.
ABD aynı zamanda yeni gelişmelere paralel olarak hızla havacılıkta kuralları belirleyen ve en gelişmiş ülke olarak ilk sırada yer alıyor. ABD yapılan ankette yüzde 79 uçarım diyenlerin yaş aralığı 28-45 yaş. Gelecekte uçmayı planlayan yaş gruplarından yüzde 70’i 18-54 aralığında yer alırken, 65 yaş üstü seyahat severlerin yüzde 61’ı gelecekte uçabileceklerini söylemiş. Gelecekte uçma ihtimalim çok yüksek diyenler yüzde 54, gelecekte uçabilirim diyen yolcular yüzde 16, gelecekte uçma planımın olup olmadığından emin değilim diyenler yüzde 20, gelecekte uçmayı düşünmüyorum diyenlerin oranı ise yüzde 10. Uçmayı isteyenlerin yüzde 56’sı erkek, yüzde 52’si ise kadın. Ankete katılanların yüzde 64’ü 12 ay içerisinde seyahate çıkmak istiyor.
ABD nüfusun yaklaşık yüzde 73’ü aşılanmış. Aşılanmanın verdiği güvenle ABD vatandaşları kısa süre içinde seyahate çıkmayı planlıyor. Ankete katılanlara gelecek 12 ay içinde uçmayı planlıyor musunuz sorusuna şu cevapları vermiş. Yüzde 64’ü 12 ay içinde uçmayı planlıyor, yüzde 28’i ise hiç uçmayı düşünmüyorum cevabını vermiş. Bir veya iki kez uçabilirim diyenler yüzde 45, üç veya dört kez uçacağını söyleyen ise yüzde 12, 5. Çok daha fazla ve sık uçmak isteğini belirtenlerin sayısı yüzde 5. Dikkat çeken detay ise ‘herkes aşı olana kadar uçuş yapmayacağım’ diyenlerin oranın yüzde 9 olması.
Rezervasyon tarihleri uzuyor
Salgın döneminde yolcular rezervasyon sürelerini en kısa gün aralığında yapmaya alıştılar. Çünkü uzun rezervasyon yapanlar Kovid-19’la beraber birçok sıkıntı çekti. Bazı havayolları, oteller, tatil köyleri, acenteler ve diğer işletmeler yolcuların iadelerinde sorun çıkardı. Şirketlerin olumsuz ekonomik tabloları iadeleri geciktirdi. Bu durumdan kaynaklı olarak rezervasyonlar seyahate çıkmadan 3 – 4 gün gibi kısa bir süreye kadar düştü. Ancak toparlanmaya çalışan turizm ve havacılık sektöründe de rezervasyon günleri uzamaya başladı.
Şirketler de rezervasyon kaynaklı problemleri ve oluşan talepleri değerlendirerek geleceklerini inşa etmeye başladılar. Ankete göre 12 ay içerisinde uçmayı planlayanların yüzde 39’u rezervasyonlarını 1 ila 3 ay içerisinde yapmayı düşünüyor. Bir ay önceden rezervasyon yaparım diyenler yüzde 27, iki hafta önceden yapacağım diyenler yüzde 12, altı ay ve daha fazla diyenler yüzde 8, emin değilim veya bilmiyorum diyenler ise yüzde 7. Bunun yanı sıra 1 haftada önceden rezervasyon yaptıranlar yüzde 6, bir ile 3 gün içerinde yaptırırım diyenler ise yüzde 1.
İş seyahatleri yükselişte
Yakın zamanda seyahate çıkanların bu süreçte en fazla ziyareti ne sebeple yaptığı ankete şöyle yansımış; Katılanların yüzde 78’i seyahatlerini eğlence için yaptıklarını belirtmiş. İkinci sırada ise yüzde 30 ile aile ziyareti yapanlar var. Üçüncü sırada ise yüzde 13’le iş ve eğlence seyahati yapmak isteyenler yer almış. Salgın döneminde dibe vuran iş seyahatlerinin yükselişe geçmesi sektörü de sevindiriyor.
Seyahat etmek isteyenlerin havayolu tercihleri de salgın döneminde büyük değişiklik gösterdi. Ankete katılanların yüzde 83’ü bilet fiyatlarına göre havayolu tercih ettiklerini söylemiş. Katılımcıların yüzde 49’u ise havayolunun güvenli olup olmadığını araştırıp tercih ettiklerini belirtmiş. Yüzde 47’lik bölüm ise Türk Hava Yolları gibi daha fazla uçuş ağına (network) sahip ve bağlantılı uçan havayollarını tercih etmişler. Yüzde 46 havayolunun marka değerine göre tercih yaparken, yüzde 15’i de özel yolcu salonu ve diğer hizmetlerde farklılık yaratan havayollarını işaret etmiş. Daha çevreci ve sürdürülebilir havayollarını tercih edenlerin oran4 yüzde 14.
Dijital sağlık pasaportu
Salgınla hayatımıza giren dijital sağlık pasaportu da ankete katılanlara sorulan sorular arasında yer alıyor. Katılımcıların yüzde 59’u seyahat sağlık pasaportu uygulamalarını desteklerken bunlardan yüzde 22’lik kısım bu uygulamayı doğru bulmadıklarını söylemiş. Dijital sağlık pasaportunun doğru bir uygulama olduğunu düşünen katılımcıların yüzde 68’ise 65 yaş ve üzeri katılımcılardan oluşmuş.
Maskeli önlem tercih nedeni
Hangi önlemleri daha iyi uygulayan havayollarıyla uçmak istersiniz sorusuna ankete katılanlar şu cevabı vermiş; Maske zorunluluğu ve hijyen önlemlerini üst seviyede tutanlar havayolları yüzde 61. Bilette seçenek tanıyan havayolları yüzde 53, her yolcuya özel hijyen seti veren havayolu yüzde 45, aşı pasaportu uygulaması olan havayolu tercihi yüzde 43, Kovid-19 negatif test isteyen havayolu yüzde 41 ve uluslararası uçuşlara açık olan havayolu tercihi ise yüzde 26.
Temassız işlemler vazgeçilmez
Uçak içinde ve havalimanında temassız işlemler artık yolcuların vazgeçilmezleri ama başka istekler de var. Ankete katılanlar yüzde 64’ü uçak kabininde daha fazla alana sahip olmak, yüzde 61’lik bir kısım ise kabin içindeki temizlik ve hijyene dikkat, yüzde 43’ü uçuş öncesi havalimanında ve uçak içinde temassız işlem, yüzde 41’i iç hat uçuşlarında aşı pasaportu uygulaması, yüzde 30’u uçak içi eğlence sistemlerinde temassızlık, yüzde 25’i daha dijital havayolu ve daha fazla doğru bilgi veren havayolu, yüzde 19’u uçuş öncesi yemek siparişi vermek, yüzde 15’i yüz tanıma teknolojisi olan terminallerden uçmak istiyor.
Uzun mesafeli uçuşlar endişeli bakış
Kovid-19’un başlamasıyla beraber seyahat severler uzun uçuşlara hasret kaldı. Daha çok iç hat ve yakın mesafeli uçuşlar yapmak zorunda kaldılar. Ankete katılanların yüzde 63’ü uzun uçuş yapmaktan endişe duyuyor. Yüzde 24’ü ise endişeli değil. Dar gövdeli uzun uçuşları endişe verici bulanlar yüzde 9, endişe verici değil diyenler yüzde 24. Dar gövdeli uçaklarla uzun uçuşları oldukça endişeli bulanlar ise yüzde 36. Anketteki ilginç bir detay ise kadınların erkeklerden daha fazla endişeli olması. Kadınlar yüzde 65 endişe duyarken erkeklerde bu oran yüzde 60.
Uçak modelleri tercihleri etkiliyor
Ankete katılanların yüzde 24’ü yeni nesil uçaklarla uçmanın çok önemli olduğunu belirtmiş. Yüzde16’lık bir kesim için yeni nesil uçaklar uçuş tercihleri için önemli. Yüzde 46’lık bölüm ise yeni nesil uçakların biraz önemli olduğu kanaatinde. Uçak modellerine göre seyahat etmeyeceklerini belirtenlerin oranı ise yüzde 9.
Havalimanında vakit geçirme kararsızlığı
Kovid-19 salgınıyla birlikte havalimanlarında uygulanan maske, mesafe ve hijyen kuralları bu alanlarda geçirilen vakitleri en az seviyeye çekti. Yiyecek, içecek alanları uzun süre kapalı kaldı. Alışveriş yapılan alanlar temassız işlemler gelene kadar büyük kayıp yaşadı. Ancak yolcuların halen daha havalimanlarında geçirdikleri zaman diliminde ilerleme sağlanmış değil. Kuşkusuz aşılanma sayısının artması havalimanlarında geçirilen zamanın da süresini uzatacak. Ankete katılanların yüzde 52’si Kovid-19 sonrası havalimanında vakit geçirebileceğini, yüzde 41’lik bir kesim ise daha az vakit geçirmeyi düşündüğünü belirtmiş. Ankete katılanların yüzde 27’si havalimanı özel yolcu salonu kullanacağını, yüzde 21’i ise özel yolcu salonu kullanımını ara sıra tercih ettiğini, yüzde 6’sı ise daima kullandığını belirtmiş.
Ayrıca uçak içi kabin sınıflarında gelecek 12 ay içinde 6 saat üzeri uzun uçuşlar tercihler ise şöyle; Ekonomi sınıfı tercih edenler yüzde 24, business yüzde 9 ve first class yüzde 4.
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.