Bu yazımızda kuş çarpması kazalarından sonra havacılıkta oldukça ilginç bir kuş olayını kaleme aldım. Olayı bir fiil yaşayan pilotumuzdan aynen aktarıyorum. Hayatta hiç aklımıza gelmeyecek olaylar olabiliyor. Bu olayları paylaşmak; farklı durumlar karşısında daha kapsamlı, detaylı düşünmemize ve incelemeler yapmamıza fayda sağlayabilir.
Mevsim ilkbahar, aylardan nisan, baharın gelişiyle beraber tabiat canlanmış. Her türlü kuş türü de ortaya çıkmaya başlamıştı. Etraf cıvıl cıvıl, tabiri caizse baharı selamlıyorlardı. Efes/İzmir Havalimanı’ndaki TC CCT kuyruk no’lu Cessna 172S tipi tek motorlu eğitim uçağı sabah saatlerinde 200 saatlik bakım için uçuş saatini tamamlamış ve ana üs Etimesgut/Ankara’ya gitmek için bir sonraki günü bekliyordu. Bu esnada, uçak teknisyenleri uçağın kontrolünü de yaparak gerekli evrakları tamamladılar ve uçağı emniyete aldılar. Cessna 172S, ertesi gün pilotaj öğrencilerinin eğitim uçuşlarını da yapacak şekilde Efes Havalimanı’ndan kalkarak, üç buçuk saatlik bir uçuş ile Etimesgut Havalimanı’na iniş yaptı. Uçuş sorunsuz tamamlanmıştı. Cessna 172S, pilotlar tarafından tüm sistemleri çalışır olarak, Etimesgut’taki teknisyenlere teslim edildi. Buraya kadar her şey yolundaydı ve herhangi bir problem yoktu.
Teknisyenler bakım için Cessna 172S’in kaportasını açtılar ve bir sürpriz ile karşılaştılar. Motorun alt tarafında küçük kuru bir ot demeti gördüler. Bu ot demeti, egzoz susturucusunun tam üzerindeydi. Biraz daha ayrıntılı incelediklerinde, ot demeti bir şekil almaya başlamıştı. Demet arada olduğu için görmekte zorluk çekiliyordu. El yordamı ile ot demetine ulaştılar. Dikkatli bir şekilde çıkarmaya başladılar. Dar bir yer olduğu için elleri de yaralanmıştı.
Bir süre sonra, ot demeti göz önüne çıkmaya başladı. Birden tüm sesler sustu ve herkesin gözleri bu inanması güç ot demetine dikildi. Demeti çıkaran teknisyen şaşkınlığından artık elindeki acıyı bile hissetmiyordu.
Ot demeti bir kuş yuvasıydı. İçinde bulunan beş adet yumurta, şekilleri hiç bozulmadan kalmıştı. Ancak, içlerinin aynı şekilde olmadığı ve piştikleri aşikârdı. Bu nasıl olmuştu? Nisan ayında serçeler Efes Havalimanı’nı sesleri ile şenlendiriyor ve erkek serçeler dişi serçelere en güzel danslarını sergiliyorlardı. Artık eşler seçilmiş, sıra yuvalarını yapmaya ve en kısa sürede de yumurtalarını o yuvalara koymaya gelmişti. Serçeler için yuva seçiminde kuytu, sıcak ve güvenli bir yer olması önemliydi. İşte, tüm bu özellikler Cessna 172S uçağında vardı.
Uçak, uçuştan birkaç dakika önce gelmiş ve sıcaktı. Takiben uçmayacağı için sakin bir yere alınmıştı. Bu yerde de, uçağın kuytu bir bölümü serçe ailesi tarafından gözlerden uzak bir yuva yeri olarak tespit edilmişti. Dişi ve erkek serçelerin birlikte bu yere yuva yapmaları birkaç saatlerini alacaktı. Hemen işe koyuldular ve yuvayı yaparak o gece yumurtalarını yuvaya bıraktılar.
Ertesi gün pilotlar uçağın tüm kontrollerini yaptılar. Serçelerin yaptıkları yuva kaportanın içinde ve gözlerin göremeyeceği bir yerde olduğu için, pilotlar tarafından fark edilemedi. Ayrıca, uçuştan önceki harici kontrol listesinde de bu bölümün kontrolü yoktu. Motor çalıştırıldı ve pist başına taksiye başlandı. Bu sırada, serçeler uçağın üzerinde dalış hareketleri yapıyorlar ve çırpınıyorlardı, ama ne fayda. Takiben Cessna 172S “78” desibellik egzoz sesi ile havalandı. Arkada gözü yaşlı serçe ailesi. Üç buçuk saatlik bir yolculuktan sonra yumurtalar tam pişmiş durumda Etimesgut’a iniş yaptılar.
Evet, bir senaryo ile bu olayı canlandırmak istedik. Olay kayıtlara geçmedi. Çünkü, prosedür olarak her şey el kitaplarına ve kontrol listelerine uygun olarak gerçekleşmişti. En önemlisi, şükürler olsun ki herhangi bir acil durum yaşanmamıştı. Ancak ya yangın çıksaydı. Yuvanın yapıldığı yer motorun en sıcak bölümü olan egzoz bölümüydü. Bu bölümde yuva üç buçuk saat kalmıştı ve çok yanıcı bir maddeden, yani kuru otlardan yapılmıştı. Bu seferlik şans Cessna 172S’in yanındaydı. Böyle olmasaydı, kokpite duman dolmaya başlayacaktı. Pilot kimyasal bir koku almayı bekleyecekti, ancak burnuna ot kokusu gelecekti. Havada motor yangını teşhisi ile pilotlar acil usulleri uygulamaya başlayacaklar ve mecburi iniş için uygun bir arazi arayacaklardı. Bu arada, motor saatleri değerlendirilecek, ancak motordan herhangi bir yangın ile ilgili bilgi alınamayacaktı. Çünkü yuva yanacak, bu nedenle kokpite sadece duman girecekti. Muhtemelen de ilave bir motor yangınına sebep olmayacaktı. Pilotlar önlem olarak mecburi iniş yapacaklardı.
Sorunsuz olarak atlatılan bu olay nasıl engellenebilirdi? Öncelikli olarak; pilotlar ve teknisyenler, özellikle bahar aylarında, kuşların bu şekilde uçağın kuytu ve sıcak yerlerine yuva yapabileceklerini bilmelidir. Uçağa yaklaşmadan önce, bir süre uçağın etrafında kuş aktivitesi olup olmadığı gözlemlenmelidir. Takiben, harici kontrolde tüm bu kuşku duyulan yerler ayrıntılı incelenmeli ve gerekirse ayna kullanılmalıdır. Kuşları bölgeden uzaklaştıracak teknik cihazların, mümkünse park alanlarında da kullanımı yapılmalıdır, uçuşu durdurulan uçaklar mümkünse kapalı hangarlara çekilmelidir.
Dileğimiz; yuvalarını kaybeden serçe ailesinin güzel bir ağaç dalına yeni bir yuva yaparak yavrularına kavuşması ve pilotlarımızın da bu tür tahmin edilemeyecek olayları zamanında fark ederek olayları önlemesidir. Emniyetli uçuşlar dileğiyle…
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.