Dubai’de bu yıl 80’incisi gerçekleşen Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği IATA’nın Yıllık Genel Kurulu ve Havacılık Zirvesi’nde Airbus Avrupa Bölgesi Ticari Uçakları Başkanı Johan Pelissier ile görüştüm. Hem Türkiye hem de Avrupa Bölgesi’ndeki havacılık sektöründeki gelişmeleri sordum. Türkiye ve Orta Asya Bölgesi’ndeki büyümeye dikkat çeken Pelissier, önümüzdeki 20 yılda Türkiye’de yolcu uçak sayısının iki katına çıkacağını söyledi. Sorularım ve aldığım cevaplar şöyle:
Avrupa’da hangi ülkeler gelecek yıllarda daha fazla uçağa ihtiyaç duyacak?
Aslında hepimizin ama tabii ki Türkiye kesinlikle bunlardan biri. Büyüyen bir ülke, büyüyen bir bölge. Ve özellikle son yıllarda büyümenin çok büyük olduğunu gördük. Türkiye’de 2042 yılına kadar hem dar hem de geniş gövdenin bugünkü boyutunun iki katına çıkacağını öngörüyoruz. Türk Hava Yollarına baktığımızda, 2033 yılına kadar 800’den fazla uçağa ulaşmak için kesinlikle büyük bir planları var. Biz de bunu yapacağız ve yapmak istiyoruz. Diğer Avrupa ülkelerinde de geçen yıl özellikle uzun menzilli ve geniş gövdeli uçaklarda büyük bir toparlanma gördük. Geçen yıl Airbus için siparişler açısından harikaydı, 2100’e yakın net uçak siparişi ile küresel olarak rekor bir yıl oldu. Ama aynı zamanda Avrupa’da da 730’dan fazla net sipariş aldık. Açıkçası Türkiye de bunların bir parçası. Büyük gruplar ve havayollarında geniş gövde siparişleri açısından da bir rekor kırdık. Geçen yıl sadece Avrupa için geniş gövde 150’den fazla sipariş aldık ve tüm geri kalanlar da dar gövde ve hatta bölgesel uçağımız A220’de Avrupa büyük bir rol oynadı.
Ukrayna ve Rusya savaşı Avrupa hava trafiğini ve yolcu uçaklarını ne kadar etkiledi?
Açıkçası bu durum Avrupalı havayolları için özellikle rotalar açısından sıkıntılara sebep oluyor. Bazı havayolları hava sahasını değiştirmek zorunda olduğundan daha fazla zaman alan uçuş hatlarına ihtiyaç duyuyorlar. Pazarın kendisi de biraz değişti. Orta Asya’da büyük bir büyüme görüyoruz. Bu bölge diğer bölgelerden çok daha hızlı toparlandı ve COVID öncesi seviyelerin çok ötesine geçti. Bu ülkelerin bazılarında yüzde 30-40’tan fazla büyüme gördük. Ve bu ülkeleri hak edecek iyi bir konumda olduğunuzda, geçmişte Rusya’ya, Ukrayna’ya hizmet etmiş olan bu ülkelere hizmet etmekten de faydalanabilirsiniz. Kazakistan, Özbekistan ve Orta Asya’daki tüm ülkelerde önemli bir gelişme söz konusu. Orta Asya’ya gitmek için İstanbul / Türkiye üzerinden uçuşların gerçekleşmesi de başka bir büyüme faktörüdür. Bu bölgedeki yolcu artış oranı çok yüksek.
Türkiye’de havayolu pazarının önümüzdeki yıllarda ne kadar büyüyeceğini düşünüyorsunuz? Ne tür uçaklara ihtiyaç duyulacak?
Önümüzdeki 20 yıl içinde, 2042 yılına kadar hem tek gövdeli hem de geniş gövdeli uçak sayısının bugünkünün iki katına çıkacağını kesinlikle görüyoruz. Türkiye’de iki büyük müşterimiz olan Türk Hava Yolları ve Pegasus’un ötesinde 10 operatörümüz var. Diğer operatörlere de güvenmekten memnuniyet duyuyoruz. Diyalog halindeyiz. Bugün bunların on tanesi Türkiye’de. Dolayısıyla Türkiye’de şu ana kadar tüm segmentlerde, özellikle de A321’de başarılı olduğumuzu söyleyebilirim. Burada Pegasus’un A321’i ilk sipariş eden şirket olduğunu hatırlatmak isterim. Bugün bu uçak Türkiye’deki operatörlerin çoğunun filosunda bulunuyor. Muhtemelen A220’nin de Türkiye’de ilgi göreceğine inanıyorum. Umutluyuz, çünkü A220’nin temiz bir tasarım ve yolculara çok fazla konfor sağlayarak kesinlikle çok verimli bir şekilde hizmet edeceğine inanıyorum. Ayrıca bazı segmentleri de Türk operatörlerin ilgisini çekebilir. Air France-KLM gibi Avrupa’nın diğer bazı şirketlerinde ilgisini çekiyor. Ayrıca geçen yıl Air Baltic ve Lufthansa Group için tekrar sipariş almaktan gurur duyduk. Geçen yıl Aralık ayında A220 için bize çok önemli ve stratejik bir sipariş verdiler. Dolayısıyla A220’nin bölgesel ve ötesi pazarın yanı sıra en büyük Airbus A330 operatörü olan Türk Hava Yolları için de gelecekteki büyümede bir rol oynayabileceğine gerçekten inanıyorum. Ayrıca A330neo modelimizin de Türkiye pazarının yanı sıra az önce bahsettiğim havayolları için de ilgi çekici bir uçak olabileceği konusunda umutluyum.
Airbus A220’lerdeki Pratt & Whitney motor sorunu var. Bildiğiniz gibi Türk Hava Yolları filosundaki A321neo’larda da aynı markanın motorları sebebiyle bu yıl yere inecek uçak sayısının 45’e ulaşması bekleniyor. Bu konuda nasıl bir çözüm bekliyorsunuz?
Evet, aslında biz de bunun farkındayız. Bu aynı zamanda bizim de sorunumuz çünkü havayollarımızı ve müşterilerimizi etkiliyor. Bu nedenle bilinçliyiz ve operasyonlarını nasıl iyileştirebileceğimizi görmek için hem Pratt & Whitney ile hem de havayolu şirketlerimizle sürekli diyalog halindeyiz. Bu sorunun A320 ailesini ve bölgesel pazarlar için her iki aileyi de etkilediğini biliyoruz. Sadece Airbus A220’yi değil bu markanın motorlarını kullanan rakiplerimizi de etkiliyor. Üzerinde çalıştığımız bu tür bir olgunluk sorunu var. Sorunuzu A220 ile ilişkilendirdiğiniz için şöyle duruma dikkat çekmek isterim. Bu uçakları bugün sipariş edilse 2027’de teslim edebileceğiz dolayısıyla A220’yi teslim edebildiğimiz zaman, olgun bir motora sahip olacağımızdan eminim. Daha sonra teslimat sırasında uçağın, yani muhtemelen 2027’den önce tamamen operasyonel olamayacak.
Bölgesel uçaklarınızda tek tip, tek markanın motoru kullanılıyor. Alternatifi olmamasına ne diyorsunuz?
Türk Hava Yollarının büyüme planına ve bölgesel filo planlarına bağlı olarak bahsettiğim gibi, bugün Embraer E2 ve Airbus A220 arasında bir rekabet görüyoruz. Bu uçakların her ikisi de benzer tipte bir motor kullanıyor. Bu nedenle A220’nin ilk etapta hala çok başarılı olduğuna inanıyoruz. Geçen yıl Lufthansa gibi operatörleri ikna edebildiğimiz gibi, Baltık’ı da tekrar sipariş için ikna ettim. Dolayısıyla operatörlerin özellikle 2026’dan itibaren bu uçağı çok başarılı bir şekilde kullanacaklarından eminiz. Ve eminim ki Türk Hava Yolları da bu konuyu tekrar ele alacaktır.
Tek Avrupa Gökyüzü / Single Europe Air projesi kıtalara ve havacılığın gelişimine nasıl katkıda bulunabilir?
Bildiğiniz gibi Airbus’ta havacılık endüstrisinin bir bütün olarak karbonsuzlaştırılmasını desteklemek için çalışıyoruz. Dolayısıyla bu yöndeki tüm girişimleri memnuniyetle karşılıyoruz. Açıkçası beş farklı başlık görüyoruz. Bunlardan ilki çok aktif olduğumuz, filo yenileme konusunda ortağımız olan havayolları ile görüşmek. İkincisi, 2035 yılına kadar 1.0 E (elektrikli) uçağa geçmek için yıkıcı teknolojiler üzerinde çalışmaya devam etmek. Hava trafik yönetimine ilişkin bu tür bir girişim de trafiğin optimize edilmesine kesinlikle yardımcı olacak bir başka girişimdir. Trafiği optimize ederek CO2 emisyonlarını da azaltmış olursunuz. Dolayısıyla bu, şu anda tüm sektörü kesinlikle destekleyecek faktörlerin bir parçası.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.