Dünyanın ilk Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) gemisi olarak TCG Anadolu duyuruldu. Tüm haberlerde bu ifade kullanılıyor. Savunma sanayindeki gelişmelere bazen değil, çoğunlukla gereksiz abartılı yaklaşılıyor. TCG Anadolu için de böyle bir durum söz konusu, ama ortada devasa bir platform var. Sadece SİHA’lar değil, İnsansız Deniz Araçları (İDA) da, helikopterler, tanklar, çıkarma gemileri, tam donanımlı hastane ve daha çok şey olacak ama dünyada ilk SİHA, İHA inip/kalkan gemi olmayacak.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığının en büyük amiral gemisi olacak. Daha ötesi var mı? Adı “SİHA Gemisi” falan değil. Projenin başlangıcından bu yana “Çok Maksatlı Amfibi Gemi (LHD) olarak biliniyor. Savunma Sanayi Başkanlığı (SSB) proje bitince bu isme “Hücum” ibaresini ekledi. Ama bu gemi için yeniden tasarlanıp geliştirilen, kanatları da katlanır hale getirilen Bayraktar TB3 ile “SİHA Gemisi” de olacak, Hürjet’i konuşlandırabilirsek kendi çapında “Savaş Uçağı Gemisi” de olacak. TCG Anadolu’nun amfibi araç taşıma kapasitesi dikkat çekici ve çeşitli. Hangisini ele alırsanız onun gemisi olarak isimlendirebilirsiniz.
Siz sadece yukarıda uçuş güvertesinde görünen ve görünecek İHA, SİHA, helikopter ve uçaklara bakmayın. Bizler SİHA ve İHA’lara takıldık kaldık ama 13’ü tank olmak üzere toplam 94 araç kapasitesi var. Geminin havuzuna da 4 adet gemi sığıyor. Uçuş güvertesinde ise 6 adet helikopter spotu, 4 adet park spotu, Sky-Jump ve 8 adet dikey iniş kalkış yapabilen F-35B için alan bulunuyor. Toplamda hava aracı kapasitesi 10’u uçuş güvertesinde, 25’i helikopter hangarında olmak üzere 35. Ama hava aracı tiplerine göre ve yeni durumda F35 olmayacağına göre kapasite, Hürjet, İHA ve SİHA’ya göre değişecektir.
Tek başına “Dünyanın İlk SİHA Gemisi” ifadesi kullanılması bu geminin asıl değerini aşağı çeken bir yaklaşım olarak dikkat çekiyor. Çünkü bu gemiyle birlikte Türkiye çok fazla kabiliyet kazanacak. Her şeyden önce bu büyüklükte, yüksek teknoloji gerektiren bir gemiyi İspanyollarla tasarlayarak Türkiye’de üretme başarısı gösterdiğimizden daha büyüğünü artık kendimiz yapabilecek duruma geldik. Fakat birlikte yapalım teklifleri gelmeye başladığını da belirteyim.
Proje kapsamında tasarım desteği İspanyol Navantia S.A şirketinden alındı. Ortaya çıkan başarıdan İspanyollar da çok memnun olduğundan yeni iş birlikleri söz konusu. TCG Anadolu aynı zamanda Türkiye’ye derinlikli müttefikler kazandıracaktır. Bu alanda yeni siparişler alabiliriz, yeni ortaklıklar da kurabiliriz. Çünkü gemi ve tüm donatılarında etkinliğimiz, teknolojik kabiliyetimiz söz konusu.
TCG Anadolu aynı zamanda Türkiye’nin bir türlü tam anlamıyla başaramadığı özel sektörün dinamik gücü ve atılganlığından faydalanma stratejisine de çok ciddi destek olacaktır. Sedef Tersanesi’nin başarısı ve çok iyi entegratör rolü oynayarak bu devasa projeyi hayata geçirmesi, üzerinde durulması gereken bir konudur. Umarım bu yaklaşım diğer alanlara da yansıyarak özel şirketlerimize daha fazla görev verilir.
TCG Anadolu projesinde TÜBİTAK, üniversiteler ve mühendislik şirketleri ve 131 alt yüklenici ile çalışılmış. Yani eko sistem ciddi anlamda tecrübeli hale gelmiş durumda. Bu sebeple Deniz Kuvvetleri’nin amiral gemisine devasa platform aracı demek doğru ama eksik olacağı için platform araçlarının platformu demek daha doğru olur. Çünkü çok sayıda etkin bileşeni var.
Aselsan ve Havelsan’ın iş ortaklığıyla “Savaş Yönetim Sistemi” dahil donanımın çoğu yerli ve milli. Diğer ifadeyle yüzde 70 yerlilik oranıyla hizmete girmesi, önemli bir birikime, teknoloji seviyesine ulaştığımızın, iyi mühendislerimizin olduğunun da göstergesi.
Geminin yüzde 30’luk bölümde Almanya ağırlıklı olmak üzere tahrik/sevk sistemleri, jeneratör setleri ile diğer başka ülkelerden de bazı teknik ekipman tedarik edilmiş. İkincisini, daha büyüğünü yaptığımızda geminin milli ve özgün tasarımına tam hâkim olduğumuzda bu yerlilik oranlarının bir anlamı kalmayacaktır. Ne kadar kritik bileşenleri bize ait o önemli olacaktır. Kritik donanımlarını yaptıktan sonra gerisinin ne kadar milli olduğu çok dikkate değer olmuyor. Bu noktada devreye ölçek ekonomisi, verimlilik giriyor.
TCG Anadolu’nun teslim töreninde Savunma Sanayi Başkanı (SSB) Prof. Dr. İsmail Demir ile birlikte hem Habertürk yayınında değerlendirmeler yaptık hem yayın sonrası kedisinden detay bilgiler aldım.
Artık ülkemiz TCG Anadolu Gemisi ile denizden karaya çıkarma ve destek operasyonlarını gerçekleştirebilecek. Kuvvetleri hareket alanlarına kolaylıkla nakledebilecek, üzerindeki hava araçlarıyla da operasyonlar yapabilecek. Özellikle afet ve acil durumlarda ise gemi nitelikli personeli ve teknik donanımıyla insani yardımlarda bulunabilecek. Mesela geçmişte Libya’da yaşanan hadisede bu gemi hizmete girmiş olsaydı, tablo tamamen değişmiş olabilirdi.
Netice itibariyle TCG Anadolu’nun Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterine girmesi ülkemiz için tarihi bir dönüm noktasıdır. Emeği geçenleri tebrik etmek gerekir.
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.