Dünyanın en büyük elektronik fuarı, Las Vegas Consumer Electronics Show (CES) her sene daha fazla mobilitenin, yapay zekanın, akıllı robotların, sensörlerin, her şeyin her şeyle haberleşmesini kolaylaştıracak teknolojilerin ön plana çıktığı bir fuara dönüşüyor. Sıradan tuvaletlere bile sensörler, akıllı uygulamalar konup, sağlık ve beslenme durumunu analiz eden ve neticeleri mobil cihazlara ileten, herkesin kullanabileceği teknolojiler geliştirilmiş.
Sadece bir salonda elektrikli araçlar ve onlar üzerinden anlatılan çok sayıda teknoloji uygulamaları dikkatimi çekti. Ruh halinizi okuyan, içinde bulunduğunuz anlık duruma göre hareket edebilen, sağlığınızla ilgili kararlar veren yazılımlar ve uygulamaların mobil cihazlarda, yaşamımızda nasıl yer alacağı konuşuluyor. Artık araçların şekilleri, tasarımları geride kalıyor. Neler yaptığı, nasıl kullanıcı dostu oldukları veya olacakları anlatılıyor. Elektriksiz araçlar artık bu fuarlarda gündeme bile gelmiyor. Ancak elektrikli araçların pilleri, motorları da çok fazla konuşulmuyor. Şüphesiz endüstri tarafında bu husus önemli ama mobil araçlarda kişiselleştirilmiş uygulamalar, yaşamla iç içe geçmiş uygulamalar insanların daha fazla dikkatini çekiyor.
CES’te bazı şirketler geliştirdiği uygulamaların kara araçlarında, yolcu uçaklarında nasıl fayda sağlayacağını, kişiye özel uygulamaların, kişiselleştirilmiş programların tüm mobil araçlarda ne gibi kolaylıklar getireceğini, geliştirdikleri teknolojilerle anlattılar. Artık bir start up şirketinin geliştirdiği bir ürünün anında dünyaya dağılması ve tüm araçlarda yer alması söz konusu olabilir.
Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan ile birlikte CES’te biraz dolaşıp Togg’un fuardaki gösterişli alanına gelince bir değerlendirme yapmasını istedim. Daha önce CES’e sadece yeni ürünleri görmek için geldiğimiz ve artık o dönemin değiştiğini, buraya ürünlerimizi pazarlamak için geldiğimizi söyledi. Türkiye’de potansiyeli olup, burada ürünlerini satma imkanı olan start-up şirketlerimiz olduğunu söyledi. Sayan’ın CES hakkındaki değerlendirmesi şöyle:
“Togg’un yeni ürün lansmanına katıldık. Dünya markası olduğunu gösterdi. Haberleşme insan haberleşmesini geçti. Her şeyin her şeyle haberleştiği bir döneme girdik. Togg da bu sebeple “ben otomobilim” demiyor. “Ben bir akıllı cihazım” diyor. Akıllı cihazlarda Türkiye’de ve dünyada ancak güçlü haberleşme altyapısıyla mümkün oluyor. Bizim, Ulaştırma Bakanlığı olarak gerek mobiliteyi arttırma, gerekse akıllı yollarla ilgili birçok projemiz var. Bu anlamda Togg da bizim bu standartlarımızı dünyaya da sunacak şekilde devam ediyor. Togg ile kendi platformumuzu ortaya koyarak başkalarının da bu platforma gelmesini sağlayacak duruma dönüştük. Haberleşmede E-sim’i yerli ve milli olarak yapan dünyada 5 ülkeden birisiyiz. E-sim de dünyaya bu şekilde pazarlanmış olacak.”
CES’e bu sene Togg aracını getirmedi. Zaten geçen yıl getirip tanıttığı için bu sene ilgiyi içeriğine, uygulamalarına vermeyi tercih etmişler. Doğrusunu da yapmışlar. Fuarda, standında ürünlerini deneyimlenmek için kuyruk oluşan ender şirketlerinden birisi Togg’du. Togg’un fuarda lansmanının yaptığı ürün oldukça dikkat çekti. Yarından sonrasının mobilitesine ilişkin vizyonunu ortaya koyduğu, kullanıcıların duyularını harekete geçirerek benzersiz bir üçüncü yaşam alanı deneyimi yaşattığı “Beyond X” projesi ilginin kaynağı oldu. Togg’un başarılı “Dijital Mobilite Bahçesi” konseptli standının da tanıtımına başka bir hava kattığını söyleyebilirim.
CES’te herkesi pilot yapacak Ryse havalandı
Ryse Aero Technologies firmasının geliştirdiği Recon isimli ultra hafif, tek kişilik, lisans gerektirmeyen eVTOL (dikey iniş kalkış yapan) aracı yakından inceledim. Yerden 4-5 metre yükselmesini, manevralarını, mini uçuşunu da dikkatle izledim. Pilotuyla konuştum. Elbette heyecan verici. Küçük bir drone kullanır gibi binip havalanıyorsunuz. Havadaki bisiklet gibi… Çok az bir eğitim ve aracı tanımanız yeterli. Böylece gökyüzünde 20 dakikalık özel bir uçuş deneyimi yaşayabilirsiniz veya 20 dakikalık mesafe için uçuş alanında kurallara engel bir durum yoksa ulaşım aracınız da olabilir. Ama şu an sadece hobi aracı konumunda görünüyor.
Recon’un 2023’ün dördüncü çeyreğine kadar satışa sunulması bekleniyor. 6 tane elektrikli motoru var. Değiştirilebilen pilleri hemen motorlarının altında, su geçirmez bölümde yer alıyor. Henüz geliştirilme aşamasında olan Recon, 400 feete, yaklaşık 120 metreye kadar çıkabiliyor. En yüksek hızı saatte yaklaşık 100 km. Havada kalış süresi kullananın ağırlığına bağlı olarak maksimum 25 dakika. Taşıyacağı maksimum ağırlığın yaklaşık 110 kg olduğunu belirteyim.
Aska A5’iaraba gibi sür uçak gibi havalan
Bu anlatacağım hava aracı Aska A5, SUV boyutlarında ve çok farklı. Bir otomobilin rahatlığı, VTOL (dikey havalanan) ve STOL (kısa pistten havalanan) uçuşunun güvenliği, kolaylığı ve verimliliğini birleştirdiği iddiasıyla geliştirilmiş bir uçan araba projesi.Tanıtımlarında “Dünyanın ilk sürülüp-uçulan, elektrikli dikey iniş-kalkış yapılabilen aracı” ifadeleri kullanılıyor. Benzer projeler var ama bunda 3 özellik tek araçta toplanmış. Karayolunda otomobil gibi sürülebilmesi, kısa pistlerden uçak gibi havalanabilmesi ve drone gibi dikey iniş-kalkış yapabilmesi, aracı farklı kılıyor.
ABD merkezli Aska Fly isimli şirket tarafından geliştirilen hava aracı elektrikli ve 4 kişilik. Uçan araba tarifi buna daha uygun. Henüz geliştirilme aşamasında. Fuarda prototip sergilenirken, simülatöründe de uçuş deneyimi yaşatılıyordu. Gerçekten de otomobil gibi…
Fakat geliştirme, seri üretim ve sertifikasyon süreci devam ediyor. Sertifikasyona bağlı olarak 2026’da göklerde olması hedefleniyor. Aska A5’in 400 km uçuş menzili olacak. Havada uçuş hızı saatte 250 km olacak. Karada bir otomobil gibi sürüş modundayken ise saatte 110 km (70 mil) hız yapabilmesi için sertifika alması hedefleniyor.
CES 2023’te bu sene air car, flying car, eVTOL araç gibi isimlerle anılan ürünlerden çok fazla görmedim. Mesela 2018’deki fuarda daha fazla uçan otomobil benzeri araçlar sergileniyordu. Bu sene öncekilere göre katılım azdı. Zaten firmaların birçoğu da kendilerine yatırımcı bulmak için ürünlerini getiriyor. Belki önceki yıllar ürünlerini sergileyenler gerekli kaynağı bulup, yola koyulmuş olabilirler.
Ayrıca dünyada 400 civarında bu tarz flying veya air car projesi olduğu biliniyor. Bazıları önemli bir aşamaya geldi, sipariş de alıyorlar. Ayrıca mini drone üreticilerinin de bu alana, insan uçuracak projelere eğildikleri biliniyor. Fakat iki sorun var; Elektrikli olduğu için bataryaların ömürlerinin kısa ve mevzuatları yok. Henüz regülasyonları yok. Uluslararası havacılık otoriteleri de uzun zamandır bu konuları tartışıyor. Mini drone’lar hakkında ciddi düzenlemeler yapıldı ama insanları uçuracak olanlar için müzakereler, tartışmalar ve regülasyon çalışmalara devam ediyor.
CES’te havacılığın drone boyutu da dikkat çekiciydi. Bazı firmalar ürünü tanıtırken, bazıları drone ile neler yaptığını, taşımacılığı, uygulamaları, sektöre göre hizmet çeşitlendirmesini ön plana çıkarmıştı. Drone bir başka şirketin ama onu dönüştürüp, çok daha değerli hale getirip pazarlayan şirketler söz konusu…
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.