Ben ve eşim Kıbrıs’tan İstanbul’a ayrı ayrı uçtuk. Ben 29 Aralık’ta Pegasus’la Sabiha Gökçen’e (SAW) uçarken, eşim de Türk Hava Yolları (THY) ile 30 Aralık sabaha karşı İstanbul Havalimanı’na (IST) geldi. Tam bir karşılaştırma yapabilmek için kendisine THY uçağına binmeden önce, dikkat etmesi gereken konuları anlattım, sonrasında da adeta bir debriefing’e tabi tuttum. Tabii bu arada korona tedbirleri açısından Ercan, SAW ve IST hakkında da izlenim sahibi olabildik. Sırayla aktaralım:
Ercan Havalimanı: Zaten 24 saatte topu topu iki A319/20 uçuşunun olduğu alanda ciddi tasarruf tedbirleri göze çarpıyordu. Aydınlatmadan bile tasarruf ediliyordu. Ancak, en sorunlu konu, arındırılmış alanda havalandırmaların çalışmamasıydı. Oysa Covid-19 tedbirleriyle ilgili etrafa konan tabelalarda sürekli temiz hava sirkülasyonu yapıldığı yazıyordu. Kapalı mekanlarda insanların havalandırma olmadan bulunmasının, mesafe ve maskeden bağımsız olarak, aerosol etkisi nedeniyle risk yarattığını artık bildiğimize göre, bu konuya dikkat edilmesi yararlı olacak.
Ayrıca İngiltere ve Güney Afrika’da ortaya çıkan ve bulaşıcılığı %60-70 daha fazla olan korona virüs varyantlarından İngiltere’de çıkanının artık bize de geldiğini bildiğimize göre, bu konuda en ufak hatanın maliyetinin yüksek olacağını düşünerek hareket etmemiz lazım. KKTC Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün Ercan’da daha sıkı denetim yapması gerekiyor.
SAW: Her şey düzenliydi. Pasaport kuyruklarında yolcular mesafeye riayet ediyordu. Bagaj karusellerinde yığılma yoktu.
IST: Bagajlar ve evcil hayvan teslimatı son derece hızlıydı. Evcil hayvan teslimatı bagaj teslimatından bile daha hızlı oldu. Bu açıdan SAW’dan çok daha başarılı. Burada da bagajlar alınırken bir yığılma olmadı. Genel işaretleme sorunları ve mesafelerin yarattığı sıkıntılar bir tarafa bırakılırsa, IST de SAW gibi korona açısından başarılıydı.
İstanbul Handling: Ercan Havalimanı’nda yer hizmetlerini veren İstanbul Handling, gerek trafik, gerekse ramp hizmetlerinde son derece iyiydi. Personel güler yüzlüydü ve son derece etkin hizmet veriyordu. Korona tedbirlerinde aşırılık olmadığı gibi bir zaafiyet de yoktu. Özellikle sabaha karşı lokal 03:20’de kalkan THY uçağının işlemleri esnasında da kadroda en ufak bir eleman eksikliği olmaması ve herkesin tam motivasyonla ve güleryüzle hizmet vermesi dikkat çekiciydi.
Pegasus: Koronaya yönelik prosedürlerini iyice geliştirmiş. Yolcuların uçağa alınmasında ve yerlerine oturmaları esnasında bir itiş kakış yaşanmadı. Uçuş esnasında, yan yana oturan yolcuların, maske çıkarılacağından, aynı anda yeme ve içme yapmamaları uyarısı çok güzeldi. (Bu uyarıyı THY de yapmış)
Pegasus’un zaafiyetleri inişle başladı. Uçak park pozisyonuna yanaşırken, kabin ekibi uçaktan sıra sıra inileceğini, herkesin önündeki sıranın boşalmasını beklemesini ve ancak ondan sonra yerinden kalkmasını bir kayıttan anons etti. Ancak daha sonra merdivenler gelene kadar, kabinle arasındaki perdeyi çekti ve yolcularla iletişimini kopardı. Toplumun her kesiminde görebileceğimiz ve sayısı oldukça fazla olan hödüklerin ayağa kalkması ve öne yürümesini bu şekilde görmemezlikten geldi.
Önerim, bu tür mekanik anonslardan vazgeçilmesi. Genelde çok kimse bu mesajlara kulak vermez. Ekibin yapacağı canlı uyarı daha etkin olacaktır. Daha sonra da perdeyi açık tutarak, yeri geldiğinde kuralı ihlal eden kişilere yönelik spesifik uyarı yapmak daha etkin olacaktır.
Uçak SAW’da açık park pozisyonuna yönlendirilmişti. O nedenle terminale otobüsle gidilmesi gerekiyordu. Pegasus, A320 için üç adet apron otobüsü ayırmıştı. Çok yerinde bir karardı. Bu şekilde otobüslerde yoğunluk olması engellenmek istenmişti. Ancak, ramp personelinin yolcuları otobüslere yönlendirmedeki zafiyeti nedeniyle bazı otobüsler çok dolu kalkarken, ben son otobüste sadece 15 kişiyle terminale gittim.
THY ise, yukarıda da değindiğim gibi yeme içme ile ilgili anonsu tıpkı Pegasus gibi yaptı. Yolcu alımında son derece dikkatliydi. Bu konuda İstanbul Handling yer personelinin disiplini de önemli bir katkıydı. Bu arada maske konusunda THY kabin ekibinin ilginç bir uyarısı oldu. Ben ve eşim yaptığımız uçuşlar esnasında N95 filtreli maskeler kullandık. Pegasus uçuşunda bu maske türü bir sorun çıkarmazken, THY uçuşunda eşim bu maskelerden kullanamayacağı konusunda kabin personeli tarafından uyarıldı. Onun yerine kendi verdikleri filtresiz maskelerden kullanması istendi. Gerekçesi, filtreli maskelerin kullanıcıyı çok iyi korumasına karşın, filtresinden havayı dışarı verdiğinden başka yolcuları hasta etme riskiydi. Çok yerinde ve doğru bir uyarı yapılmıştı. Biz de bu vesileyle hatalı bir uygulama yaptığımızı anlamış olduk. Tebrikler THY…
Ancak, THY de uçak havalimanında açık park pozisyonuna geldiğinde, inişlerin sırayla yapılacağı anonsunu yapmasına rağmen, yolcuların arasındaki hödüklerin birden ayaklanıp öne doğru ilerlemesini kontrol etmeye çaba göstermedi. O yüzden yerinden kalkıp baş üstü dolaplardan eşyasını almaya çalışanlar arkadan gelen yolcular tarafından sıkıştırıldı. Koridorda herkesin adeta burun buruna durduğu bir manzara oluştu.
Sonuç olarak, ECN terminal işletmesi virüse karşı yeterli tedbir almamış, tasarruf yapmaya çalışıyor, insan sağlığına önem vermiyordu. İstanbul Handling son derece başarılıydı. SAW ve IST havalimanları sorunsuzdu. Ancak, Pegasus SAW ramp hizmetleri, kendi yönetiminin koyduğu kuralları düzgün uygulamadığından, otobüs transferleri sorunluydu. Pegasus inişten sonra da yeterli hassasiyeti göstermeli. Bu durum son bindiğim Pegasus uçuşlarında hep sorundu ve altı aydır düzeltilemedi. THY ise uçaktan yolcuların inişi esnasında duyarsız davrandı, ancak onun dışında başarılıydı.
Bu kolay düzeltilebilecek sorunlar da çözülürse hava yolculuğu korona açısından da güvenli olmaya devam edecek.
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.