Atatürk Havalimanı asırlık görevini bu hafta sonu yeni meydana İstanbul Havalimanı’na devredecek. Osmanlı İmparatorluğu döneminde bugünkü Atatürk Havalimanı’nın olduğu yerde, Ayastefanos ismiyle ilk önce askeri havacılıkla başlayan serüven daha sonra gelişerek devam etti. Türkiye’nin dış dünya ile bağlantısını kuran en önemli merkez oldu.
Yıllar içinde ‘Hava İstasyonu’ndan meydana, havaalanına ve havalimanına dönüştü. 1950’lerde Yeşilköy, 1985’te Atatürk Havalimanı olarak anılmaya başlandı. Önümüzdeki haftadan itibaren ise Atatürk Havalimanı tüm sorumluluklarını yerine getirmiş bir akil adam gibi hatıralarıyla Türk havacılığına yön vermeye devam edecek. Her zaman hafızalarımızda olacak.
Son 15 yılda Atatürk Havalimanı’nın dünya havacılık sahnesinde ön plana çıkmasında iki önemli kurumun imzası vardı. Burayı merkez üs olarak kullanan Türk Hava Yolları (THY) ve işletmeciliğini yapan TAV Havalimanları Holding. İki kurumun gelişip, büyümesinde, dünya çapında birer marka olmasında Atatürk Havalimanı’nın katkısı var. Ben de 1990’da Atatürk Havalimanı’nda gazeteciliğe başladım. Dernek kurdum, dergi çıkardım. Birçok şeyi ve bugünlerimi Atatürk Havalimanı’na borçluyum.
Ne yazık ki önümüzdeki haftadan itibaren Atatürk Havalimanı kapılarını kapatıp, hayatımızdan, seyahatlerimizden uçup gidecek. THY, İstanbul Havalimanı’na taşınırken, TAV da yurtdışı ve yurtiçi diğer havalimanlarını yönettiği holding merkezini Atatürk’ten taşıyacak. Ama öylesine bir taşınma olmayacak.
TAV İcra Kurulu Başkanı Sani Şener’in yaklaşık 20 yıl önce ilk röportajını da, sonuncusunu da Atatürk Havalimanı’nda benimle yaptığının altını çizeyim. Dolayısıyla ilkinde enerji dolu, atom karınca gibiyken son röportajında ise yılların verdiği tecrübe ve birikimle duygu yüklü ve hüzünlüydü.
Sani Şener’e; ‘Nasıl bir taşınma olacak? Terminalde hatıralarla birlikte yatırımlarınız, eşyalarınız var, bunlar ne olacak’ şeklinde bir soru yönelttim ve çok pratik, anlaşılır bir cevap aldım: ‘Terminali ters çevirdiğinizde düşen eşyaları alıp çıkacağız.’ Şimdi sözün tamamını Sani Şener’e bırakıyorum:
‘ÜZGÜNÜZ, DUYGU YÜKLÜYÜZ’
“Tabii ki duygu yüklüyüz. Tabii ki üzgünüz. Arkadaşlarımızdan, arkadaşlarımızdan ayrılıyoruz. 20 yıldır ben bu havalimanına gidip geliyorum. Seyahat için de iş için de buraya geliyorum. Onun için duygu yüklüyüz. Ama şunu da söylemek istiyorum. Biz ‘3. havalimanında yokuz’ diye kıskançlık kesinlikle yok. Biz işadamıyız, TAV bundan sonra da devam edecek.
Biz şu anda dünyada 15 havalimanı işletiyoruz. Ayrıca 62 havalimanında varız. Yer hizmetleri, lounge, duty free vs. Bu bizim koyduğumuz bir stratejiydi. Bunu becerdik. Gelirlerimizde bir düşme olacak ancak 600 milyon Euro ‘EBITDA’dan (Faiz, Amortisman ve Vergi Öncesi Kâr-FAVÖK) 350-400 milyon Euro ‘EBITDA’sı olan bir şirket olacak. 150 milyon yolcu 90-95 milyona düşecek. Yine de bunlar çok büyük rakamlar.”
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.