THY – UÇAKSAN iş birliğiyle bir havacılık markası doğabilir

Fotoğraf: AA

Türk Hava Yolları (THY) büyüme temposuna ayak uyduracak şekilde temininde güçlük çekilen personel kapsamında olan pilotlarını kendisi yetiştirmek için çaba sarf ediyor. Pilot yetiştirmek üzere THY Uçuş Akademisi / TAFA (Turkish Airlines Flight Academy) bunun için kuruldu. Çok da başarılı gidiyor. Hatta Aydın’da bulunduğu yere sığmadığı için yeni yerler bakılıyor. Yeni eğitim uçakları alınıyor.

Mesela THY’nin alt markası TAFA geçen yıl 10 adet Cessna eğitim uçağı aldı. Hatta bu uçaklar Kuzey Amerika’dan Türkiye’ye getirilirken birisi de yolda kırıma uğradı. Şu an TAFA’nın filosunda 38 eğitim uçağı bulunuyor. Bu uçaklar da ortalama 10 yılda bir yenileniyor. Bir de Türkiye’de yaklaşık 14 tane uçuş eğitimi veren kurum olduğunu dikkate alıp toplam eğitim uçağı sayısını hesap etmeye kalktığımızda karşımıza bambaşka bir tablo çıkıyor. Eğer değerlendirebilirsek eğitim uçağı yapıp, dünyaya satmak konusunda da güzel fırsat söz konusu.

THY – TUSAŞ eğitim uçağı projesi neden rafa kalktı?

Türk Hava Yolları (THY) ile Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) arasında geçen yıl mayısta 20 adet tek motorlu pilot eğitim uçağı üretilmesi için yapılan anlaşmanın bir yıl sonra rafa kalktığını geçen hafta yazdım. Üstelik TUSAŞ, elinde herhangi bir proje olmadan böyle bir eğitim uçağı işine soyunduğunda Bursa’da Baykar gibi bir özel teşebbüs eğitim uçağını yapıp, havalandırmıştı.

Prototipi hazır hale gelmiş, sertifikasyon sürecine girmişti. Türkiye’de sertifikasyonu yapılamadığından Avrupa’da bir ülkeye gitmek için çalışmalar da tamamlanmıştı. Fakat böylesine hazır bir eğitim uçağı projesi hiçbir kamu ve özel kurumun dikkatini çekmedi. Kimse ilgi göstermedi, destek olmak istemedi.

Böyle bir uçağa Türkiye’nin de dünyanın da ihtiyacı var. Ülkemize ciddi anlamda ihracat geliri, istihdam sağlar, teknoloji alanında algımızı da yukarı çeker. Sivil alanda da Baykar gibi yeni bir markamız söz konusu olabilir. Yeter ki ilgili kamu ve yarı kamu kurumları destek versin, bazıları da gölge etmesin.

THY – TUSAŞ ortak eğitim uçağı projesi Savunma Sanayi Başkanlığı’nın (SSB) kaynakları verimli kullanma, mevcut projelere odaklanma stratejisi çerçevesinde rafa kaldırılmıştı. Bence kesinlikle doğru bir yaklaşım ve bu yaklaşımı diğer tüm Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (TSKGV) şirketlerine de getirmek gerekir. Zira özel girişimlerin önünü büyük ölçüde vakıf ve kamu şirketleri kesiyor. Kamu otoriteleri de buna çanak tutuyor.

SSB’nin kararıyla TUSAŞ eğitim uçağı işinden çekildiğine göre hiçbir bahane üretmeden Bursa’daki UÇAKSAN’ın eğitim uçağına sahip çıkılması gerekir. THY hemen, hiç zaman kaybetmeden, Cessna veya Diamond gibi yabancı eğitim uçağı üreticilerinin lobi ağına düşmeden UÇAKSAN’ın “Troy Eğitim Uçağı” incelemesini yapıp sipariş verebilir. Hatta THY, Bursa’daki bu şirkete TAFA’yı ortak bile yapabilir.

TUSAŞ ile ortada hiçbir eğitim uçağı projesi yokken anlaşma yapan THY, herhalde yerli ve milli bir şirketimizin yapılmış, başarılmış, uçurulmuş hazır bir eğitim uçağı prototipi varken ve de Pakistan Silahlı Kuvvetleri’nden de 10 adet sipariş almışken böyle bir anlaşmayı yapmak için fazla zaman kaybetmeyecektir. Kaybetmemesi de lazımdır. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bu tarz işlere ne kadar ilgili bilemiyorum, ama Ulaştırma Bakanlığı’nın da yakın alaka göstereceğini, uçuş okullarında kullanılması için bir şeyler yapabileceğini düşünüyorum.

Şüphesiz yerli ve milli bir şirket yola çıktığında, yabancı şirketlerden hazır uçak alma sevdalıları harekete geçecektir. Kurdukları iş birliklerinin bozulmasını istemeyecektir. Bunun için de ilgililerin gelecek salvolara hazır olması gerekir. KAAN, ANKA, ATAK, HÜRJET gibi büyük platformlar yapan, çok sayıda önemli proje yürüten TUSAŞ’ın böylesine küçük, ama uğraştırıcı bir proje için THY ile anlaşma yapması ne kadar yanlış ise THY’nin UÇAKSAN ile masaya oturması da o kadar takdir toplayacaktır. Yanlış algıları kıracaktır.

UÇAKSAN’ın ‘Troy Eğitim Uçağı’na SHGM sertifikasyon yapamıyor. Bu sebeple uçağın “tip onayı” almak için Avrupa Birliği üyesi bir devlette, Litvanya’da sertifika alınması için gerekli adımlar atılmış durumda. Tip onayının 8 ay veya bir yıl sürmesi, paralelinde seri üretim yatırımlarının yine aynı sürede yapılması söz konusu.

Kısacası bu uçak bir yılda seri üretime geçebilir. EASA onayı, sertifikası alacağı için de dünyanın her yerine rahatlıkla satılabilir. Bu konulara meraklı yatırımcıları da şimdiden uyarayım. Kaynaklarınızı iyi bir projede değerlendirmek istiyorsanız yolunuzu Bursa’ya düşürün…

THY, bu eğitim uçağı projesinin hızlı bir şekilde hayata geçmesini vereceği uçak siparişiyle rahatlıkla destek olabilir. Ayrıca böyle bir uçağın özellikle Afrika ülkelerinde sınır güvenliği için de kullanılabileceğinden hareketle Nijerya ile de görüşmeler yapılıyor. Çünkü bu uçak tasarlanırken her türlü şartlarda eğitim verebilmek ve uçabilmek için iniş takımları toprağa (strip pistlere) inecek şekilde tasarlandı. Yani çok sağlam. Aviyonik ve motoru hariç her şeyi de yerli.

Bir kez daha altını çizmek istiyorum. TUSAŞ ile ortada hiçbir şey yokken 20 adetlik eğitim uçağı anlaşması imzalayan THY’nin böyle bir projeye gönül rahatlığıyla girmesi gerekir. Ülkemizin yerli ve milli atılım hamlesini dikkate alarak “evet” demesi lazım. THY’de bu konularda yetkin ve uzman isim çok. Zaten uçağın prototipini incelediklerinde fazla söze de hacet kalmayacaktır.

 

Exit mobile version