Yıllardır yurtdışı çıkışlarında Türk vatandaşlarından alınan ‘Harç Pulu’nu eleştiriyorum. Yıllardır derken Atatürk Havalimanı’nda, doksanlı yılların başında muhabirlik dönemimden bu yana. Turgut Özal hükümetinde, 1987’de ‘Konut Fonu’na aktarılmak üzere yürürlüğe giren ‘Yurtdışı Çıkış Harcı’ olarak 100 Amerikan Doları alınırdı. Rakam yüksek olunca herkes bir yolunu bulup, ya ödememek için ya da en azından yarısını verip işini bitirmek için bir aracı arardı. Ve bulurdu. En ideal çözüm yolu fifty-fifty sistemiydi. Yani 50 dolara geçmek mümkün olurdu. Çünkü bu işin kaydı falan yoktu. Halen daha da yok.
Doksanlı yıllarda yurtdışına çıkanların epeyce bir kesimi için muafiyet vardı. Kamu personeli ödemezdi. Görevli giden, gitmeyen ayrımı da zor yapıldığından bu kesim önemli oranda harç pulu muafiyeti içindeydi. Milli sporcular, çeşitli kafileler, resmi heyete dahil olan işadamları, yurtdışında oturumu olanlar ve işini bilip geçeceği noktayı ayarlayabilenler derken o yıllar yurtdışına çıkan 100 Türk vatandaşının ancak 35’inden yurt dışı harç parası alınırdı. Sonraki yıllar, 15 TL’ye düştü.
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.