Dünyada neredeyse testsiz, PCR’sız uçuşlar yapılmazken Türkiye’nin kapısı herkese, her ülkeye açıktı. “Kim olursan ol, yeter ki gel.” Sloganıyla turizmin çarklarına su taşındığı sanılırken, kontrolsüz seyahatler sebebiyle yurtdışından bolca Kovid-19 taşındı. Bazı ülkeler testleri, kısıtlamaları gündemlerine almasalar bizimkilerin aklının ucundan denetim, kontrol geçmiyordu.
Halbuki Türkiye iç dinamikleri olan, bir başından diğerine 2 saatlik uçuş yapılabilen, böyle günlerde kriz iyi yönetilebilirse kendine yetebilen bir ülke. Mesela bu yılın temmuz ve ağustos aylarında her türlü sıkıntıya rağmen havayolları, otellerimiz ve seyahat acenteleri doluluk oranlarında 2019’u yakaladı. Kontrolsüz bir şekilde kapıların yurtdışına açılması ve içeride denetimlerinin kaldırılmasıyla zorunlu olarak yeniden eve kapandık.
Kovid-19 yeni modelleriyle çeşitli ülkelerde artmaya devam edince bizim yetkililerimiz; Sağlık Bakanlığı, Bilim Kurulu Üyeleri ve diğerleri çok geç de olsa uyandı. En azından bir PCR testini gündemlerine aldılar. İngiltere ve İngilizlere bu noktada teşekkür edelim.
Koronavirüs’ün mutasyon geçirdiğinin ve daha hızlı yayıldığının İngiltere de tespit edilmesinin ardından birçok ülkeyle birlikte Türkiye de yurtdışından gelenler için negatif PCR testinin ibraz edilme şartı getirmek zorunda kaldı. Bu karar da alelacele bir şekilde ve düşünmeden alındı. Havayollarıyla, Ulaştırma Bakanlığı, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) ile tartışılmadan, konuşulmadan alındığı için 28 Aralık tarihi, 30 Aralık olarak değiştirildi. Koronavirüs’ün ne olduğunu anlamadan; “Toplu, cemaatle namaz kılınabilir” fetvası veren hocalara benzer bir tablo ortaya çıktı.
Netice itibariyle yabancı şirketlerle, Türk Hava Yolları (THY) ve Pegasus gibi havayollarımızla yurt dışından Türkiye varışlı uçuşlarda tüm yolcular PCR testi sonucunu ibraz edecek. Uygulama 30 Aralık’tan itibaren başlayacak. Halbuki Türkiye’de havalimanlarında uzun süredir Kovid-19 testi yapılıyor.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Yazarın Diğer Yazıları