Havacılık sektörünün en büyük krizlerinden birini Covid-19 salgın süreciyle ile birlikte yaşadık. Yaşamaya da devam ediyoruz. Bu dönemde teknisyeninden, uçuş ekibine, yer hizmetlerinden, yöneticilere kadar dünyadaki tüm havacılık çalışanları çok büyük bir çıkmaza girdi. Birçok çalışan işinden uzak kaldı, bazıları bu dönemde işini bıraktı ve bazıları ise havacılık sektöründen tamamen uzaklaştı, işini kaybetti. Kokpit ve kabin ekipleri ise uçamadıkları için önemli sorun yaşayanlar arasında yer aldı.
Bu gelişmelere paralel olarak uçaklarda yere indirildi, parklara çekildi. Uçakların yere indirilip belli bir zaman dilimi için uçuşlardan uzak kalmaları ve belli bakımları, depolama prosedürlerini gerektiriyor. Tekrar uçuşa hazırlanırken de yine yerde kaldığı sürelere ve uçak tiplerine göre çeşitli bakımlardan geçirilmeleri gerekiyor. Havacılık sektöründe işlerin durma noktasına geldiği bu dönemde uçak bakım teknisyenleri adeta durmadan yoğun çalışmak zorunda kaldı.
Salgın sürecinde havacılık sektöründe uçak bakım teknisyenleri görevlerine daha yoğun bir şekilde devam ettiler demek yanlış olmaz. Seyahatler durduğu için sefer yapamayan uçakların parka çekilmesi teknisyenler için ilave iş yükü oluşturdu. Çünkü uçakları parka çekmek düşünüldüğü kadar kolay bir işlem değil. Bu uçakların gerekli işlemlerden geçerek günlerce, hatta aylarca beklemesi için özel bakımlar yapılarak korunması gerekiyor. Bu süreçte de teknisyenler önemli bir rol alıyor, sorumluluk üstleniyorlar.
Covid-19 krizinden önce havacılık endüstrisindeki hızla gelişme, yolcu ve uçak trafiğinin artması sebebiyle özellikle uçak teknisyeni temini ve istihdamında sıkıntılar gündeme geliyordu. Salgın döneminde ise hem teknisyene olan ihtiyaç daha fazla arttı, hem de istenilen seviyelerde teknisyen yetiştirilme imkânı olmadı.
Dünyada yaşanan uçak teknisyen sıkıntısı ülkemizde de Türk Hava Yolları (THY), Pegasus, Corendon, SunExpress ve diğer genel havacılık şirketlerinde de gündeme geldi. Boeing ve Airbus, uçak bakım, onarım (MRO) endüstrisinin, önümüzdeki yirmi yılda 600 bin yeni teknisyene ihtiyaç duyacağını açıklamıştı. Fakat salgınla birlikte teknisyen sıkıntısı çok daha önemli bir hale geldi.
Bu dönemde uçuşların askıya alınması havayollarının gelirlerini düşürdüğünden şirketler de bazı çalışanlarının maaşlarında kesintiler yaparken bazı kıdemli ve emekliliği gelmiş çalışanlarıyla da yollarını ayırdılar. Bu durumda doğal olarak tecrübe ve deneyim kaybına, genel beceri eksikliğine sebep oldu. Olmaya da devam ediyor. Hatta havacılık sektörü normale döndüğünde bu sıkıntı daha fazla yaşanacaktır. Dünyada ciddi anlamda uçak teknisyen açığı yaşanırken, sektör bu yaz 2019 seviyelerine dönmeye başladığının işaretini verdiği an teknisyenler kıymetlenecek, kıdemlileri daha da aranıyor olacaktır. Bunun sonucunda ciddi anlamda bir teknisyen sorunu sektörün önüne çıkacaktır.
Uçakların kati kurallar eşliğinde ciddi bakımı ve kontrollerle seferlerini gerçekleştirdiklerini söylemeye gerek yok. Yerde kısa süre kalan bir uçağın bile belli prosedürlerden geçerek uçuşa hazırlanması gerekiyor. Bu durumda bakım yapan personel, teknisyen sayısı azaldığı zaman piyasaları bu açıdan bir sıkıntı bekliyor demektir. Teknisyenler önümüzdeki günlerde yüksek maaşlarla aranan elamanların başında gelecek. Hatta şu günlerde bile ülkemizden yurtdışına, Körfez ülkelerine iyi maaş teklifleriyle giden teknisyenler söz konusu.
Havacılık sektörünün nitelikli eleman meselesi basit bir sorun değil. Havayolu şirketlerinin uçuş trafiğini, tarifelerini etkileyecek, hatta seferlerine azaltmak zorunda kalacakları bir tablo ortaya çıkaracaktır. Bakımı yapılmış uçak bulmakta zorlanılacağı için bilet fiyatlarının artmasına da neden olacaktır. Türk Hava Yolları’nın (THY) bu konuda geleceği gören adımlar attığı için sıkıntı yaşama ihtimalinin az olduğunu söylemek mümkün. Ama personel şikayetlerinin yükseldiği THY Teknik AŞ’de de THY için risk tam anlamıyla ortadan kalkmış değil. Zira bu dönemde THY Teknik’in nitelikli elemanlarını, teknisyenlerini başka şirketlere kaptırma ihtimali var. Bu durumun da dikkate alması lazım.
Neden THY’nin uçak teknisyeni sıkıntısı çekme ihtimali az mevzusunu da açıklığa kavuşturalım. Kendi uçaklarına yaptığı bakımların yanı sıra çeşitli ülkelerden uçakların bakımı ve onarımlarını da yapıyorlar. THY hem güven veriyor hem de gelir sağlıyorlar.
Netice itibariyle yaz sezonuyla birlikte havacılık sektörü hareketlendiğinde uçak bakım konusunda küresel bir kriz olabilme ihtimali söz konusu. Krize dönüşmese bile yeterli uçak temin edilmesinde sorunlara sebep olacağından uçak biletlerinin yükselmesine katkı sunacağını net bir şekilde ifade edebilirim.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.