Antalya Havalimanı ihalesini tahminlerin üstünde bir teklifle TAV-Fraport ortaklığı kazandığında işi bilenler şaşkınlığını gizleyememişti. Türkiye’nin ve dünyanın yaşadığı buhranlı dönemde havacılığımıza, Antalya Havalimanı’na ve Türk turizmine güvene zirve yaptıran bir tablo ortaya çıkmıştı. Hazine borç üstlenimi ve yolcu garantisi olmadan, hiçbir tartışmaya da fırsat vermeden gerçekleşen ihalenin başarısında Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürü Hüseyin Keskin ve ekibinin sıkı çalışmasının büyük katkısı oldu.
Tam 7 milyar 250 milyon Euro + KDV (%18) ile 25 yıllık işletme süresi için Antalya Havalimanı ihalesini TAV-Fraport ortaklığı kazanmıştı. Bu rakamın yüzde 25’i de peşin ödenecekti. Ve ödendi. Süreç de başlamış oldu.
Evet dün bu tarihi başarının ete kemiğe bürünmesinin ilk nişanesi olarak rekor para devletin kasasına yatırıldı. Peşin ödeme için düzenlenen törene bir grup davetliyle birlikte ben de katıldım. İhale sürecini de yakından takip ettiğim için TAV’dan gelen davet üzerine bu tarihi günün de şahidi oldum.
Törende herkesin yüzü gülüyordu. İhaleyi yapan kamu tarafı da kazanan özel sektör de mutluydu. Çünkü sağa sola çekecek, sıfat takacak bir şeye fırsat verilmeden DHMİ tertemiz bir ihale yapmıştı. Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu da iki yıllık bakanlığı boyunca ilk defa böyle bir tabloyla karşılaşmış olmalı ki kamuoyunda ne kadar tartışmalı husus varsa bu törende tek tek dile getirip izah etmeye çalıştı. Ancak Bakan, törende hem konuları tam anlatamadı hem de önemli bir başarıyı, tarihi bir günü bu girişimiyle farkında olmadan gölgelemiş oldu.
Netice itibariyle Antalya Havalimanı’nda değişim bu yaz başlayacak. İhalenin zamanlaması da iyi. Geç kalınsaydı önümüzdeki yıl meydanın sıkıntılarını, problemlerini konuşmaya başlayacaktık.
Ayrıca havacılığın iki önemli markası TAV ve Fraport’un bu ihaleyi kazanmasında, kolay finansman bulmalarında kanaatimce en önemli etken işletmecilik yönlerinin güçlü olması ve hizmet sektörünün geleceğini iyi okumalarının etkileri var.
Müşteri memnuniyeti ve itibar yönetimi gibi süreçlerle ilgisi olmayan müteahhitlik şirketlerinin bu tarz ihalelerde varlık gösterememeleri de bu yüzden. Çünkü bu ihalede ortada büyük inşaat projeleri yok. İnşaatı yaparak para kazanma da söz konusu değil. Asıl mesele uzun yıllar kaliteli, rekabetçi hizmet sunarak, vizyoner işletme modelleri geliştirmek. Milyarlarca avrolar başka memnuniyetlerle değil, müşteri memnuniyetiyle kazanılacak.
Ülkemize hayırlı olsun…
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.