Son günlerin iki önemli konusu: Sağlık ve gıda hakkında her gün medyaya iç karartıcı farklı bir haber yansıyor. Bebekler üzerinden nemalanmaya çalışan “Yenidoğan Çetesi” yapılanmasından sonra Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ile anlaşmalı özel hastanelerin ücret tarifesinde yaptıkları ihlaller gündemde. Hem SGK hem de vatandaş ilginç taktiklerle mağdur ediliyor.
SGK ile anlaşması olmayan büyük isim yapmış hastanelerde ise sistemde bulunan her türlü boşluklar değerlendirilerek, başka türlü taktiklerle mağduriyetler yaşatılıyor. İstanbul’un göbeğinde en iyi hastane olduğunu iddia eden bir sağlık kurumuna gittiğinizde o da farklı şekillerde, ama mutlaka bir usulsüzlük peşinde oluyor. Mesela Nişantaşı’nın göbeğindeki bir hastaneye, sıradan bir hasta gibi yolunuz düşerse mutlaka bir sorun yaşarsınız. Çok fazla örnekleri var.
Ülkemiz sağlık sisteminde iyi bir yere gelmesine rağmen mevzu özel hastane olunca denetim, kontrol ve vatandaşın hakkını arama noktasında Sağlık Bakanlığı, SGK ve diğer ilgili kurumlar, önemli bir hadise oluncaya kadar ilgisizliği tercih ediyor. Örnek: “Yenidoğan Çetesi” ağındaki özel hastaneler.
Öte yandan sağlık sigortası yapan şirketler ile özel hastanelerin ilişkisi ise bambaşka bir boyutta. Tahlil, tetkik ve görüntüleme sistemlerinin ücretleri astronomik pahalı. Normal bir tıp merkezinde, parayla yaptırdığınız bir MR işlemi için ödenen para, özel hastanenin yüzde 10-15 seviyesinde oluyor. Yüzde 20 bile değil. Peki, bu durum hangi mantıkla izah edilebilir? İşte bu yaklaşımla da özel hastaneler SGK ile iş birliği yapıp, sağlık üzerinden haksız kazanç sağlıyorlar. Sigorta şirketleri de SGK’lıların özel hastanelere yönelmesi için özel poliçeler hazırlayıp, teşvik ediyorlar. İlginç bir çark kurulmuş durumda…
Bu özel hastaneler içinde iyi/kötü, yeni/eski, büyük guruplara ait isim yapmış hastaneler veya yeni kurulmuş fark etmiyor, hepsi yakaladığı yerde hem vatandaştan hem de devletten nasıl daha fazla para alırım mantığıyla çalışıyor. Hatta bunun için SGK mevzuatlarından anlayan özel uzmanlar istihdam edildiğine de bizzat şahit oldum.
Bazı kendini güçlü gören, kibirli özel hastaneler ise Türkiye’nin mevzuatlarını, kanunlarını, hasta haklarını ve düzenlemelerini takmaya biliyor. Mesela Nişantaşı’ndaki Türkiye’nin en iyisi olduğunu iddia eden bir hastanede ciddi bir ameliyat geçirdiniz. Fakat kurumun, doktorun ve personelin ciddiyetsizliği sebebiyle ameliyatınız sonrası sorunlar yaşamaya başladınız. Hastane yönetimine başvurdunuz. Hasta haklarıyla iletişime geçtiniz. Bir netice alamadınız. Bu krizi veya sorunu yönetmeyi de beceremediklerini gördünüz. Farklı yalanlarla sizi oyaladıklarını anladınız. Ne yaparsınız? Nasıl bir ameliyat yapıldığı ve ne gibi sorun yaşandığını anlamak için başka hastanelere ve doktorlara başvurmaz mısınız? Asıl sürpriz de işte o zaman karşınıza çıkıyor. Kendini beğenmiş o büyük hastane ve personeli Sağlık Bakanlığı’nın e-Nabız sistemine sizin nasıl bir ameliyat geçirdiğinize dair bilgileri yüklememiş!
Bu anlattıklarımı yaşanmış gerçekler. Bu durumu da Sağlık Bakanlığı’ndan tanıdığım önemli bir isme kendim ilettim. Bakanlığın uygulaması e-Nabız’da falan hastanede yapılmış olan ameliyatımızın bilgilerinin görünmediğini söyledim. Ve bu konu hakkında yardımını istedim.
Nasıl öğrendiğimizi de şöyle anlattım: “Nişantaşı’nda sorunlu ameliyat olduğumuz hastanenin, muadili olan Şişli’deki başka bir özel hastanede alanında yetkin bir profesöre başvurduk. Doktor, e-Nabız’da ameliyat bilgilerinin yüklü olması gerekirken, görünmediğini belirterek, “Bu bilgiler olmadan, bir neticeye varmamız zor.” dedi. Böylece başka bir ilginç gerçekle karşılaştık.”
Durumu izah ettiğimi yetkili, e-Nabız’dan sorumlularla görüşüp, sebebini anlattı. En iyi olan hastanenin yazılım sistemiyle Sağlık Bakanlığı’nın yazılım sistemi uyumlu değilmiş. Uzun süredir de durum böyleymiş. Özel hastane de gerekli düzenlemeyi yapmıyormuş! e-Nabız uygulamaya geçeli yıllar olmasına rağmen de umursanmamış. Sağlık Bakanlığı da anlaşılan bu hastaneye dokunmak istememiş! Bakanlığın uygulaması olan e-Nabız’a aynı konumdaki özel hastaneler hasta bilgilerini yüklerken, burnundan kıl aldırmayan, kendini beğenmiş hastanenin yönetimi yüklemiyormuş!
Sağlık Bakanlığı’nın uygulaması e-Nabız’a yazılım altyapısını uygun hale getirip, hasta bilgilerini yüklemeyerek müşterilerini mağdur eden bu özel hastanenin CEO’su da kısa süre önce bir meslektaşıma verdiği röportajda, ABD Mayo Clinic Care Network’e katıldıklarını ballandırarak anlatmıştı. Hatta Avrupa’da ilk iş birliği yapan kurum olmuşlar. Amerika’da bir kuruma bağlan, ama ülkendeki e-Nabız’a bağlanma! Güler misin, ağlar mısın?
Bu ülkede hizmet vereceksin, ama kendini devletin sağlık sisteminin üzerinden göreceksin, hesap vermeyeceksin. Bu normal mi? Bunun bir yaptırımı, mesuliyeti yok mu? Merak ediyorum, Sağlık Bakanlığı bu tarz aksaklıkların, problemlerin takibini nasıl yapıyor? Ayrıca özel hastanelerde yaşanan sorunlara yönelik dava açmak için de muhatabınız Tüketici Mahkemeleri, aklınızda bulunsun.
Vatandaş özel hastaneye gittiğinde, tedavi görmesi durumunda, bu tedavinin en fazla iki katı oranında ilave ücret alınması yasalmış. Fakat bazı özel hastaneler buna uymuyormuş. Yaptırımlar da yetersiz olunca hastaneler için ilave bir gelir kapısına dönüşmüş.
Acaba bu özel hastaneler usulsüz tedavi işlemlerini de e-Nabız’a kaydediyorlar mı? Çünkü yapsalar bile takip edecek bir sistem yok. İhlaller ve mevzuatlara aykırı işlemler hep farklı şekillerde ortaya çıkıyor. Mesela e-Nabız, Sağlık Bakanlığı’nın uygulaması, bahsi geçen usulsüz ücret alımını ise SGK ile anlaşmalı özel hastaneler yapıyor. SGK da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı. Özel hastanelerin birçok açıdan yetki, onay aldığı, işletme ruhsatı talep ettiği makam ise Sağlık Bakanlığı. Karışık işler…
Şu notu da düşeyim.
Bu konuları araştırırken sağlıkla ilgili kurumlar arasında insan ve maddi kaynak israfına sebep olan, toplum psikolojisini de bozan koordinasyon problemi olduğunu da gördüm. Kurumlar birbirlerinin ilgi alanına girmiyor. Arada köprü olacak, bağlantı kurup, sorunları çözecek veya koordinasyonu sağlayacak birimler de olmadığından her an yeni bir şaşırtıcı gelişmeyle karşılaşabiliriz.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.