Staj veya iş deneyimi, öğrencilerin tecrübe kazanması ve iş hayatına hazırlanması için eğitim esnasında yaptırılan teorik ve pratik çalışmalardır. Bu stajlar iş hayatında neler yapacağını bilen, tecrübeli elemanların yetişmesine imkân sağlamaktadır. Burada öğrencinin alanı veya bölümü fark etmez. Amaç aynıdır, uygulanan yöntemler ve verilen eğitimler farklılık arz edebilir. Fakat istenen çıktı insan kaynağı profilidir, topluma sağladığı faydadır.
Dünyada ekonomik ve teknolojik açıdan üstünlüğünü ispatlamış olan ülkelere bakıldığında üniversiteler ile toplum arasında, geçmişi uzun yıllara dayanan ve köklü bağlarla kurulmuş bir iş birliği görülmektedir. Üniversiteler yetiştirdiği insanlara göre değer görmekte ve saygınlığı artmaktadır. O üniversitenin mezunlarının sayısı, yetkinliği, başarısı üniversiteye de değer katmaktadır. Doğal olarak çok güçlü bir mezunlar ağı oluşmakta ve güçlü bir lobiye sahip olmaktadırlar. Aslında işin esası iyi eğitim, iyi insan kaynağı, eğitimli toplum ve değer üreten kuruluşlardır.
Birçok üniversite öğrencisi büyük hayallerle eğitimine başlamakta fakat fiziksel imkânların yetersizliği, ilgisizlik, yetersiz altyapı ve insan kaynağı problemleriyle hayalleri yıkılmakta, hayal ettiği eğitimi bir türlü alamamaktadır. Tabi üniversitelerin yetersizliğinin yanı sıra bir de stajların süresi, planlanması ve ciddiyetsizliği de eklenince hayal kırıklığı iyice artmaktadır. Durum böyle olunca en azından okulda tam olarak anlayamadığı hususları staj esnasında anlaması ve deneyim kazanması ne kadar önemlidir. Bunu izaha lüzum yoktur. En azından biri yetersiz olsa da diğeri onu tamamlamalıdır. Kurgu bu şekilde olmalıdır. Nedense aklıma farklı zamanlarda yaptırılan en fazla birer aylık stajlar gelmekte, acı bir gülümsemeyle konunun ciddiyetsizliğini hatırlamaktayım. İnsan bir ayda ne öğrenir, hangi sistemi kavrar? Herhalde gittiği şirket veya kuruluşun yolunu tam öğrenemeden staj biter gider. Âdet yerini bulsun deyip geçiyoruz. Hatta bazı kuruluşlar “Gerek yok gelip yorulma, biz imzalarız.” diyerek süreci iyice olumsuzlaştırmaktadırlar. Bu tür yapılan stajlar “naylon staj” olarak isimlendirilmektedir. Bu gibi yaklaşımlar öğrencilerin hevesini kırmaktadır. Ne diyeceğimizi bilemiyoruz. Sadece bu böyle olmamalı deyip geçiyoruz. Bazı durumlarda ise maalesef öğrenciler naylon staj yapacak yer arayışına girebilmektedirler. Hâlbuki mezuniyet sonrası hayatın gerçekleri ile karşılaştıklarında çok pişmanlık yaşadıklarını duymaktayız. Staj esnasında kişiler hâlâ öğrenci olduğu için bulunduğu ortamdaki herkese soru sorabilir ve işi öğrenmek için herkesten destek alabilirken mezuniyet sonrası diplomanın verdiği ağırlıktan dolayı etrafındaki çalışanlardan işi öğrenmek için bilgi almada birtakım sorunlar yaşanabilir. Hâlbuki iyi bir staj yapılmış olsa mezuniyet sonrası konuya hâkim olan bir mezun olarak özgüvenli bir şekilde kariyer basamaklarını çıkacaktır.
Ülkemiz hem teknik hem sosyal durumu göz önünde bulundurulduğunda, ülke için yetişmiş nitelikli insan kaynağının ne denli önemli olduğu ortadadır. Bu anlamda gelişmiş ülkelerde yaygın uygulama alanına sahip uzun süreli staj yapmanın kaliteli eleman yetiştirmede oldukça önemli olduğu aşikârdır çünkü aslında stajlar iş hayatının küçük bir benzetimidir. Öğrenci doğru yerde, doğru ve gerekli zamanda bu stajı gerçekleştirmelidir. İşi iş yerinde öğrenmelidir. Kurgu yapılırken eskiden olduğu gibi usta-çırak ilişkisi mükemmel kurulmalı, stajyere gerekli ehemmiyet verilmelidir. Öğrenci bilfiil deneyimleyerek işi öğrenmeli, pratik yapmalı, kendini iyi hissedene kadar işe devam etmelidir. Böylece işi bilen, yetkinlik kazanmış bireylere sahip oluruz. Mevcutta birçok firma süre çok kısa olduğu için staj konusunda çok fazla duyarlı davranmamaktadır. Devletimizin görevi, stajı hem yapan hem de yaptıran açısından değerli kılmak ve bunu uygulamalarıyla teşvik etmektir. Ayrıca birçok firma; maliyetleri yükselttiği ve işlerin aksamasına sebep olduğu gibi gerekçelerle staj yaptırılmasına olumlu bakmamaktadır. Diğer bir olumsuzluk da, büyük firmalarda ve kuruluşlarda staj genellikle bir değişim programı dâhilinde öğrencileri gezdirme şeklinde yaptırılmaktadır. İlave olarak bazı yerlerde de stajyerlere ucuz iş gücü gözüyle bakılmaktadır. Okuduğu alandan tamamen farklı şekilde amiyane tabirle kendi getir-götür işlerini yaptırmak için stajyer alan şirketler bulunmaktadır. Her iki durumda da öğrenciler konunun içerisinde doğrudan yer alamadıklarından bilgi ve becerilerini yeterli düzeye çıkaramamaktadırlar.
Üniversite-sanayi iş birliğinin iyi derecede uygulandığı ve teknolojide üst seviyede olan ülkelerden biri olan Amerika Birleşik Devletleri’nde ise staj süresi bir yıla kadar çıkmaktadır. Bu uzun süreli staja “Co-op” (Cooperative Education or Internship Programs) denilmektedir. Doğal olarak işveren öğrenciyi çok iyi tanıyıp iş yerine uygun elemanları okul yıllarında tespit etmekte ve amaca uygun yetiştirmektedir. Kaliteli öğrenciler daha öğrencilik zamanlarında kendilerinin istihdam yani iş bulma sorununu çözmektedirler. Öğrenci, okula ne istediğini bilen belli bir özgüvene sahip olarak dönmektedir. Bizde ise durum pek bu şekilde değildir. Staj konusu yeterli olgunluğa erişmemiştir. Yapılacak epeyce fazla iş vardır.
Üniversite öğrencilerinin yaptığı stajlar, kariyerlerinin şekillenmesinde önemli bir rol oynamaktadır çünkü stajyerlik sektöre ilk adımdır. Üniversitede okuduğu bölüme belirli bir iş hayaliyle gelen öğrenciler için hayalini kurduğu bir firmada staj yapması gelecekteki iş hayatında önemli bir fırsat sağlamaktadır. Belirli bir hayali olmadan üniversite okuyan öğrenciler için ise kariyerinde yöneleceği alanı seçmede fayda sağlayacaktır. Makine mühendisliği okuyan bir öğrenciden örnek verecek olursak; mezun olduktan sonra savunma sanayii, otomotiv sanayii, enerji sektörü, imalat sanayii, inşaat sektörü gibi birbirinden farklı alanlarda çalışma imkânı bulabilmektedir. Fakat iş hayatına adım atmadan önce bu sektörlerden birini seçmiş olması gerekmektedir. Bu seçim ise çeşitli sektörlerde stajlar ile yapılabilir. Kendine bir alan belirlemeyen öğrenciler okul hayatını tamamladıktan sonra hiç bilmediği bir sektöre adım attığında hayalindeki gibi bir ortamla karşılaşmayabilir. Burada belirli bir süre çalıştıktan sonra farklı bir alana yönelmek istediğinde de yeni mezunmuş gibi değerlendirilmektedir. Çoğu kişi tarafından basit bir prosedür veya faaliyet olarak görülen stajlar aslında öğrencinin gelecekteki yaşamını önemli ölçüde etkilemektedir. Gereken özen verilerek yetiştirilen stajyerler, doğru kişilerin sektöre kazandırılması için önemli bir fırsattır.
Son yıllarda da ülkemizde konunun ehemmiyeti biraz daha artmış, yaklaşımlar değişmiş ve farklı staj programları uygulamaya konulmuştur. Süreler arttırılmış, kısmi zamanlı çalışmalar başlatılmış, iş yerlerinin bakış açısı da değişmeye başlamıştır. Fakat asıl konu burada öğrenciye uygun staj yerinin belirlenmesi, gerekli altyapının sağlanması ve gerekli eğitimlerin tam olarak verilmesidir. Sorun olarak hâlâ hem okuldaki hem de iş yerindeki bürokrasi devam etmekte, işi öğrenmekten çok meşhur veya tanınmış yerlerde staj yaptırılmaya çalıştırılmaktadır. Öğrencinin öğrenmesi gereken konular tanınmış olarak seçilen firmalarda çoğunlukla bulunmamaktadır. Öğrenci bu yerde staj yaptım demek, CV’sine yazmak için staj yapmaktadır. Otokontrol mekanizması yetersizdir. Okullar öğrenciyi denetlemekte sadece staj defterini kontrol edip basit üç beş soruluk mülakatlarla geçiştirme yapmaktadır. Burada önemli nokta öğrenciye vakit ayırmak, değer vermek, izlemek yani yatırım yapmaktır. Bu konu mevcut derslerden daha önde tutulmalıdır. Devletin ilgili kurumları bu önemli faaliyete gerekli hassasiyeti göstermeli, denetimleri zamanında ve yerinde yapmalıdır.
Firmalarımızın da üniversite-sanayii iş birliğine ve staj konusuna daha çok önem vermeleri elzemdir. Maalesef bazı firmalarımız öğrencilerimizin stajdan aldıkları verimden ve duydukları memnuniyetten çok, staj dönemi içerisinde kaç stajyer aldıklarını, sayılarını önemsemektedir. Firmalar staj konusu ile ilgili ciddi planlamalar yapmalıdır. Öncelikle, staj yapacak olan öğrencilerin hangi konuda çalışmak istedikleri sorulmalıdır. Öğrenciler ilgi alanlarına göre bölümlere yerleştirilmelidir. İlgi alanlarına göre bölümlere giden öğrenciler staj süresi boyunca daha istekli çalışacaklar, konunun önemini kavrayacaklardır. Diğer bir konu ise stajyerlere rehberlik eden mentorların belirli seviyede olması, stajın verimli olabilmesi için bilgi aktarımı konularında mentorlara eğitim verilmesi gerekmektedir. Öğrencilerimize rehberlik edecek uzman kişiler tarafından staj süresince stajyerlerin daha verimli çalışabilmesi için bir program yapılması gerekmektedir. İşe daha iyi uyum sağlayabilmeleri için ilk günden beraber çalışmaya başlamalıdırlar. Özellikle kısa süreli stajyerler için daha öğrenciler staja başlamadan onlar için yol haritasının çizilmiş olması gerekmektedir. Stajyerlere, yapılan iş ile ilgili bir araştırma konusu verilmeli ve vaka çalışması yaptırılmalıdır. Tabii bu iş yerine ve kuruma göre farklılık gösterebilir. Yapılan çalışma boyunca, çalışma takip edilmeli ve destek olunmalıdır. Bir araştırmanın ve vaka çalışmasının nasıl yapılacağı da stajyerlere en ince ayrıntısına kadar öğretilmelidir. Çalışmanın sonunda kurallara uygun bir rapor hazırlanması ve raporun sunulması sağlanmalıdır. Sunumu bölümdeki tüm çalışanlara yapması da öğrenciye bir deneyim sağlayacak, sorulan sorulara cevap verecek ve özgüveni de yerine gelecektir. Yapılan bu çalışmalar öğrencilere yol gösterecek, iş hayatına hazırlanması sağlanacak ve gerek okulda gerekse iş hayatında yapacağı projelere destek olacaktır. Bir öğrencim bugüne kadar yaptığı üç stajdan sadece bir tanesinde verim alabildiğini iletti. O stajının verimli olmasındaki en büyük etken istediği bölümde çalışması olmuş. Bir araştırma yapıp rapor hazırlamış ve yaptığı çalışmayı da hatırlamaktadır. Bunun dışında firmalar yaptıkları çalışmalar ile ilgili eğitim günleri ve kariyer günleri de planlayarak stajın daha da verimli olmasını sağlayabilirler. Hülasa stajyerin gözünde kötü bir izlenim bırakan firmalar, nitelikli gençlerin beyin göçüne bile sebep olabilmektedir.
Sonuç olarak, staj konusu üniversiteler ve firmalar tarafından daha ciddiye alınmalıdır. Gerekli planlamalar yapılmalı, kontrol ve denetim mekanizması geliştirilmelidir. Ülkemizin geleceği için bu çalışmaların ciddiyetle yapılması gerekmektedir. Gençler geleceğimizdir…
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.