Pandemi dönemi ve yakın dönemde ortaya çıkan Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle dünya ticaretindeki önemli gündemlerden biri Tedarik Zinciri Yönetimi’nde yaşanan problemler ve etkileri olmuştur. Özellikle pandemi sürecinde tüm dünyada yaşanan kapanmalar ve süreçteki belirsizlikler nedeniyle üretim ve lojistik alanlarında kriz yaşanmış, ham madde-üretim-nakliye-tüketim zinciri dengesi bozulmuş ve sonuç olarak dünya ticareti belli bir dönem durma noktasına gelmiş ve büyük bir arz talep dengesizliği ortaya çıkmıştır.
Tedarik zinciri tüm dünya ticareti ve dolayısıyla ülke ekonomilerinin en önemli unsuru olan şirketler için hayati ve kritik öneme sahip bir ekosistemdir. Bu zincirin kopmasıyla birlikte parça, ürün veya hizmet üretimi aksar; verimlilik düşer ve bunun sonucu olarak yeterli sayıda ve istenen verimde ürün/hizmet üretilemez, en kötü senaryo da ise hiç üretim gerçekleşmez. Üretim sayıları azalınca ürünlerin değeri olması gerekenin çok üstünde artar. Bu durumda hem piyasada mal olmaz hem de fiyatlar da anormal şekilde artar. Arz talep dengesi bozulunca bu durumun ortaya çıkması normaldir. Tabii burada krizi fırsata çevirmeye çalışanlar başta stokçular olmak üzere hızla artar. Bu durumda herkes zarar görür, ekonomik durgunluklar veya büyük krizler yaşanır. Bu günlerde de yaşadığımız durum bunun bir göstergesi ve yansımasıdır.
Tedarik zinciri (İngilizcesi ve global kullanımı “Supply Chain”), ürün(ler) veya hizmet(ler)in planlama-sözleşme-üretim-tedarik aşamasından başlayarak tüketiciye ulaşıncaya kadarki bütün aşamaları kapsar hatta tüketiciye ulaştıktan sonraki bütün lojistik hizmetleri de içerir. Bu zincirdeki paydaşlar; tedarikçiler, üreticiler, aracılar, toptancılar, dağıtıcılar (kargo ve nakliye hizmetleri), perakende işini yapanlar ve son tüketicilerdir. Bir işte paydaşların hepsi yer aldığı gibi bazı işlerde sadece zincirdeki birkaçı da yer alabilir. Örnek olarak bir otomobil motorunu ele alalım; motor tedarikçiden doğrudan fabrikaya gelir, üretim hattında işleme alınır ve sonrasında otomobiller dağıtıcı ve bayiler tarafından müşteriye ulaştırılır. Meyve ve sebzeyi düşündüğümüzde ise üreticiler, toptancılar, komisyoncular, nakliyeciler, perakende işini yapanlar hemen hemen tüm tedarik zinciri paydaşları yer alır. Her bir paydaş ürünün maliyetine etki eder. Örneğin çiftçinin 2 TL’ye toptancıya verdiği bir sebze müşteriye ulaşana kadar neredeyse 5 katına çıkabilir. Üretici firma, ürün için belli bir fiyat belirler ve sonrasında araya giren her paydaş, kendi maliyet + kârını ürün fiyatına ekleyerek ürünü bir sonraki paydaşa satar. Bu maliyetlere ek olarak, muhafaza edildiği depo masrafları ve nakliye ücretleri de ortaya çıkar. Bazı durumlarda depolama ve nakliye ücretleri ürünün maliyetinin çok üzerindedir. Bu sebeple de tedarik zinciri çok iyi bir şekilde yönetilmeli ve planlanmalıdır. Bu gerçek gösteriyor ki zincirdeki her halkanın performansı süreci hızlandırır, yavaşlatır, fiyatı yükseltir veya azaltır. Bu zincirdeki hiçbir halka önemsiz değildir. Mesela pandemi döneminde taşımacılık çok önemli hale gelmiştir. Dünya genelinde uçuşların iptal edilmesi ile birlikte havayolu kargoları durmuş, birçok ürün/malzeme havalimanlarında uçaklarda, aynı şekilde gemiler limanlarda bekletilmiş ve boşaltılamamıştır. Operasyonlar yeniden başladığında ise biriken taleplerden kaynaklı planlamalarda yaşanan aksaklıklar nedeniyle ürün/malzemeler müşteriye zamanında ya da istenen kalitede taşınamamıştır.
Tedarik zincirinde diğer önemli nokta ise bu sürecin sağlıklı ve verimli yönetilmesidir. Tedarik zinciri yönetiminde siparişin planlanması, verilmesi ve yönetilmesi, lojistik yönetimi, depo yönetimi, teknoloji kullanımı, tedarik süreci ve ürün nakliye (kargo) hizmetleri çok önemlidir. Bu süreç sağlıklı bir şekilde arz ve taleple ilişkilendirilerek doğru planlanır ve yönetilirse şirkette verimlilik artar, olağanüstü durumlarda bile krizler kolay aşılır, ürünün müşteriye ulaşmasında sıkıntılar yaşanmaz. Bu duruma bir örnek vermek gerekirse Türk Hava Yolları ve bazı büyük havayolu şirketleri pandemi sürecinde bazı yolcu uçaklarını tamamen kargo uçağı haline getirmiştir. Bu sayede kargo taşımacılığının önem kazandığı ve yolcu seyahatinin kısıtlı olduğu bir dönemde hem uçakların daha verimli kullanılması sağlanmış, hem de dünya ticaretine olumlu yönde katkıda bulunulmuştur. Bu ve benzer süreçleri yönetirken kendimize bağlı ve bağlı olmayan faktörler veya parametreler her zaman bulunmaktadır. Burada önemli nokta kontrol edemediğimiz parametrelerin en düşük seviyede tutulmasıdır. Mümkün olduğunca ürün/hizmetlerin millileştirilmesi ve iç paydaşların sayısının yüksek tutulması gerekir. Örneğin; tüm dünyada yaşanan çip tedarik krizini incelediğimizde dünya çip üretiminin %53’ünü elinde bulunduran Tayvan’ın yaşadığı siyasi krizin tüm dünyayı olumsuz etkilediği görülmüştür. Bu dışa bağımlılığın sebep olduğu olumsuz sonuçlar ABD, Avrupa Birliği, Japonya ve Çin’i kendi çip endüstrilerini desteklemeye yöneltmiş durumdadır. Ülkemizde de bu alanda çalışmalar başlatılmıştır. Bu örnekten de görüleceği üzere tedarik zincirinin paydaşlarının büyük çoğunluğu dışarda olduğunda kontrol zorlaşır ve aksaklıklar artar. Burada şu soru akla gelebilir: Global bir tedarik zinciri oluşturmalı mıyız? Tabii ki hem ulusal hem de global tedarik zinciri oluşturmalıyız. Global zinciri oluştururken birçok noktada kontrol mekanizmasının kendi elimizde olacak şekilde planlanması, bölgesel merkezler kurulması ve ofisler açılması gereklidir. Ülkeleri ve uluslararası kanunları dikkate alan yapılar kurgulanmalıdır. Tedarik ile ilgili kanun ve yönetmelikler çok iyi öğrenilmelidir. Aksaklıklara yerinde müdahale edilmelidir. Acil eylem planını gerçekleştirecek mekanizmalar da bu organizasyonda yer almalıdır. En hızlı, güvenli, ucuz şekilde ürün müşteriye ulaştırılmalıdır. Tabii tedarik zinciri hayatın her aşamasında geçerlidir. Her seviyede stratejik planlar yapılmalıdır. Ülkenin, şirketlerin, küçük işletmelerin mutlaka bu süreci en iyi şekilde yönetecek bir planları olmalıdır.
Tedarik zincirinin sağlıklı işlemesi için paydaşlar arasında sıkı bir iletişim olmalı, düzenli ziyaretler gerçekleştirilmeli, konferanslar düzenlenmeli ve görüşmeler yapılmalıdır. Tarafların birbirini daha iyi anlaması sağlanmalıdır. Devlet tarafında da kontrol mekanizması hızlı ve etkin şekilde uygulanmalıdır. Tedarik zincirinin geliştirilmesi için örnek modeller incelenmelidir. Örnek olarak Japonya ve Amerika’daki uygulamalar dikkate alınabilir. Tedarik zinciri yönetimi denince ilk akla gelen başarılı bir örnek olan Amazon firması mercek altına alınabilir. Teknolojik yenilikler yakından takip edilmeli ve üniversitelerde bu alanda uygulamaya yönelik Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) faaliyetleri yürütülmelidir. Verimsizliği ortadan kaldıracak çözümler üretilmelidir. E-ticaret konusu çok dikkate alınmalı ve her türlü düzenlemeler yapılmalıdır. Bu alanda uzman personel yetiştirilmesi için bölümler kurulmalı, uzmanlaşma sağlanmalı, işi tam manasıyla öğretecek eğitimler düzenlenmelidir. Üretimin aksamaması işin sağlıklı tedarik zinciri zorunludur. Güçlü bir tedarik zinciri global bir oyuncu olabilmenin ön şartıdır.
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.