Döngüsel ekonomi; endüstriyel bir terim olup, ham maddeden başlayarak ürünün kullanım ömrünün sona ermesiyle birlikte tekrar ekonomiye dönüşünü ifade eder. Bu kavram, çevre bilinci ve duyarlılığını esas alır, hem maksimum kullanımı hem de çevreyi korumayı hedefler. Atıkları azaltarak israfı önler ve atıkları tekrar tekrar kullanmayı amaçlar. Bu süreçte ham madde azlığı veya kıtlığı yaşanmaz.
Doğrusal ekonomi sistemi; sınırlı veya kıt olan kaynakların verimsiz kullanımı, atıkların yalnızca bertaraf edilmesi, sera gazı emisyonlarının çevreye ve iklime olumsuz etkileri nedeniyle sürdürülebilir değildir. Bu sistemde, artan üretimle beraber ekonomik canlanma olsa bile uzun vadede kaynakların tükenmesi söz konusudur. Doğrusal ekonomi sistemi ayrıca çevre kirliliği ile de ilişkilidir. Bu hususa dikkat edilmediğinden dolayı son yıllarda küresel ısınma baş göstermiş ve iklim değişiklikleri yaşanmaya başlamıştır. Dünyanın her yerinde farklı türden felaketler ortaya çıkmakta, bir yerde sel baskını olurken diğer yerde kuraklık yaşanmaktadır. İçme suyu hızla azalmaktadır. Milyonlarca insan sağlıklı suya kavuşamadığı için hayatını kaybetmektedir. Ne garip bir durumdur ki bir yerde bolluk, bir yerde felaket, bir yerde ise kıtlık yaşanmaktadır. Dünyanın dengesi bozulmaya başlamıştır. Tedbir alınmadığı takdirde önümüzdeki yıllarda yeni felaketlerin ortaya çıkması muhtemeldir.
Döngüsel ekonomik modelde ise sınırlı veya kıt kaynakların bilinçli ve verimli kullanımı, atıkların yeniden değerlendirilmesi, verim artışı, atık yönetimi, sera gazı emisyonlarının azaltılması ve çevreye etkilerin azaltılması hedeflenir. Burada sürdürülebilirlik hem sınırlı kaynakların etkin kullanılmasında hem de döngüsel ekonomik modelin uygulanmasında çok önemlidir. Dünyanın her yerinde bu modele geçilmesi, bu bilinçle hareket edilmesi elzemdir. Aksi takdirde gelecekte yaşanacak felaketleri önlemek çok zor olacaktır.
Döngüsel ekonomide farklı iş modelleri bulunmaktadır. Bu modeller arasında “Döngüsel Tasarım / Üretim Modeli”, “Döngüsel Destek Modeli”, “Değer Geri Kazanım Modeli” ve “Optimal Kullanım Modeli” yer almaktadır. “Döngüsel Tasarım / Üretim Modeli”; ürünlerin dayanıklılığı, tamir edilebilirliği, yükseltilebilirliği, modüler tasarımları, yüksek kalitesi, uzun ömrü, yenilenebilir esaslar üzerine oluşturulması gibi özellikleri ile ürünlerin değerini korumasını ve arttırmasını hedefler. “Döngüsel Destek Modeli”, döngüsel ekonomiyi destekleyen faaliyetlerde ilgili taraflar arasında etkileşimi sağlayan destekleyici iş birliği platformlarını içerir. “Değer Geri Kazanım Modeli”nde, atık haline gelen ürünlerden geri dönüşüm, ileri dönüşüm ve aşağı dönüşüm gibi yöntemlerle yeniden değer elde etmek amaçlanmaktadır. Örneğin; bitkilerin çiçek, meyve ve yapraklarını çöpe atmak yerine onları başka amaçlar için kullanmak, onlardan boya yapmak, süs eşyası yapmak veya gübre üretmek gibi faaliyetler gerçekleştirilebilir. “Optimal Kullanım Modeli”; ürünlerin onarımı, bakımı, yenilenmesi, tamiri gibi işlemlerle kullanım süresinin uzatılmasını hedefler. Bu döngüsel ekonomik modeller sayesinde kaynaklar daha etkin bir şekilde kullanılarak atıklar minimize edilir ve doğal kaynaklar korunarak çevrenin de korunması sağlanabilir.
Döngüsel ekonominin üç önemli esası vardır. İlk olarak, yenilenebilir kaynaklara öncelik verilmesi gereklidir. Güneş, rüzgâr, hidrolik ve jeotermal enerji gibi sonsuz kaynakların etkin kullanımı, sınırlı kaynaklarımızın daha uzun süre kullanılmasına imkân sağlar. Bu sayede sürdürülebilir bir sistem kurulabilir. Bu esas çok önemlidir. Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge) faaliyetlerinin kendini yenileyen, kaynağı tükenmeyen alanlara yönelmesi çok mühimdir. Gelecek bu doğrultuda şekillenmelidir. İkinci önemli ilke ise ürünleri maksimum verimle kullanmaktır. Kullanacağın ürünü almak veya kullanmayacağın hiçbir şeyi almamak, stoklamamak esastır. Bir gün işime yarar kafa yapısından kurtulmak lazımdır. Kaynaklar etkin ve verimli kullanılmalıdır. Alınan ürün maksimum derecede kullanılmalı, hizmete sunulmalı ve mümkünse ömrü uzatılarak kullanılmaya devam edilmelidir. Üçüncü ilke ise yan ürünleri ve atıkları geri kazanmaktır. Aslında burada ilk olarak kullanım ömrü dolan ürünün ömrünü uzatmak esastır, eğer ömür uzatmak mümkün değilse o zaman ürünün atığını başka bir alanda değerlendirmek gerekir.
Geri dönüşüm süreci; fiziksel, kimyasal ve biyokimyasal yöntemler kullanılarak başka ürünlere ya da enerjiye çevrilerek tekrar kazanılmasını içerir. Bu süreç, birincil ve ikincil malzemelerin veya enerjilerin elde edilmesine imkân sağlar. Atıkların geri dönüşümü için mümkün ve çevreye duyarlı olan her türlü yöntem kullanılmalı henüz mümkün olmayan geri dönüşümler için de bunları mümkün kılacak olan Ar-Ge çalışmalarına devam edilmelidir. Unutulmamalıdır ki bugün mümkün olmayan geri dönüşümler yarın mümkün olabilir. Burada kritik nokta kullanıcıların ve ülke insanının bu alanda bilinçlendirilmesidir. Sürdürülebilir bir gelecek için bu çalışmalar mutlaka yapılmalıdır. Atık kavramı yeniden tanımlanmalı ve bu doğrultuda çalışmalara hız verilmelidir. Toplumun kültürel dönüşümü de önemlidir. Eğer bu alanda bir kültür oluşturulursa işler kolaylaşacak ve daha hızlı yol katedilecektir. Eğer toplumda yeterli bilinç yoksa durum kötüye gidecek, kirlenme süreci hızlanacaktır. Zaman kaybedilirse felaketleri önlemek çok daha zorlaşacaktır. Gerekli olan işlemlerin yerinde ve zamanında yapılması çok önemlidir.
Döngüsel ekonomi içerisinde sürdürülebilirlik esastır. Az kullanım mutlaka uygulanmalı, israftan kaçınılmalıdır. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de A’râf Suresi 31. Ayette: “Yiyin, için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.” denilerek İslam dininin konuya bakış açısı net olarak ortaya konulmaktadır. İlave olarak da İslam’a göre doğa Allah (c.c) tarafından en mükemmel, en güzel, en ince ölçüler içinde yaratılmıştır. Onu bozmamak ve korumak esas alınmıştır. Herkesin bu esaslara uyması birçok problemi işin başında ortadan kaldıracaktır. Az kullanımdan sonra mutlaka yeniden kullanmak üzerinde de durulmalıdır. Bir şey eskidikten sonra eğer o şey işlevini yitirmemişse kullanımına devam edilmelidir. Üründen sonuna kadar yararlanmak esastır. En son olarak da mutlaka geri dönüşüm yapılmalıdır. Sürdürülebilir büyüme, belirtilen hususlara dikkat edildiğinde kendiliğinden etkin olacaktır. Başka bir şeye ihtiyaç duyulmayacaktır.
Sonuç olarak, sürdürülebilir döngüsel ekonomi günümüz için vazgeçilmez bir öneme sahiptir. Özellikle üretim ve tüketim alanındaki bütün israflar önlenmelidir. Her şeyden önce işletmelerin yani yoğun üretim faaliyetleri içinde olanların döngüsel ekonomi konusunda bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Onların bilinçlenmesi birçok soruna köklü çözümler getirecektir. Bunun yanında herkes için zaman israfı da çok önemlidir. Zaman nakit para olarak değerlendirilmelidir. Zaman etkin ve verimli kullanılmalıdır. Döngüsel ekonomik modeldeki çok önemli hususlardan birisi de kullanımda “az” kavramını uygulamaya koymaktır. Hiçbir şey gereğinden fazla kullanılmamalıdır. Üretim veya tüketim fark etmez her iki durumda da az kavramı yer almalıdır. Hayat veya yaşam felsefesi haline getirilmelidir. Konuya biraz daha açıklık getirmek anlamında Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (S.A.V) “Nehir kenarında bile abdest alıyor olsanız, suyu israf etmeyiniz.” (İbn Mace, Tahare 48) Hadis-i şerifini hatırlatmakta fayda olacaktır. Az kavramından sonraki önemli nokta da her türlü atık mutlaka geri dönüşüme sokulmalıdır. Atıklar geri dönüşüme giderken de çevreye en az zarar verecek şekilde bertaraf edilmelidir. Etkin teknolojiler geliştirilmeli ve kullanılmalıdır. Dünya kaynakları ve doğa bizlere emanettir ve bu emanet gelecek nesillere en iyi şekilde korunarak bırakılmalıdır. Emanete hıyanet edilmemelidir, sorumluluk hepimizindir. Bu şekilde hareket edilmesiyle beraber gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakılabilir.
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.