Genellikle ülkelerin gelişmişlikleri hakkında konuşurken çoğunlukla Amerika’yı örnek veririm. Havacılık konusunda da örneğim hep Kansas eyaletinin Wichita şehri olmuştur. Üniversite konusunda da New York eyaletinin Ithaca kasabasıdır. Burada dünyaca ünlü Cornell Üniversitesi bulunmaktadır. Niğde Üniversitesinde çalışırken sohbetlerimde ve hatta yayınlanmış bir makalemde “Neden Niğde Ithaca olmasın?” sorusunu sorarak örnekler vermişimdir. Bilindiği üzere Wichita’nın sloganı “Dünyanın Havacılık Baş Şehri (Air Capital of the World)”dir. Wichita, Amerika Birleşik Devletleri’nin Kansas eyaletindeki en büyük şehri olup 476.420 kişilik nüfusuyla 51. sıradadır. Bu şehrin Amerika’nın ortasında yer aldığını, aşağı yukarı Yozgat gibi olduğunu birkaç defa dile getirdim. Tabii buradaki amacım latife yapmak ama bir gerçeği de dile getirmekti. Hem Avrupa’da hem Amerika’da her yerde o yeri önemli kılan bir yatırım vardır. Neden Türkiye bu şekilde değil diye eleştiri yaparım, ülkenin her yanında önemli kuruluşların dağılmasını isterim, çünkü gelişmişlik bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Sadece İstanbul ve Ankara eksenli olmamalıdır. Yatırımlar ülkenin her şehrine her kasabasına dağılmalıdır. Böylece ülkenin her noktası önemli olacaktır. Doğal olarak bir sohbetimde bu latifemi Yozgatlı olan bir dostumun yanında da yaptım. O da beni bir gün Yozgat’a götüreceğini ve fikrimin değişeceğini söyledi, ben de memnuniyetle dedim. Bir cuma akşamı Çekerek’e gidip ertesi günü bir konferans verip sonrasında bölgeyi gezmek ve rafting yapmak için anlaştık. Aslında merak etmiyor da değildim, “Acaba Yozgat nasıldır, Çekerek nasıldır?” diye de düşünmemiş değilim. Ben aslında yurt dışında küçük şehirler nasıl önemli hale getiriliyor bunu dile getirmek istemiştim. Oradaki şehirler Yozgat, Niğde, Kırşehir büyüklüğündeki yerlerdi. Bu yüzden aklıma Yozgat gelmişti.
11 Ağustos 2023 Cuma günü saat 15:30 sıralarında yola koyulduk, ilk durağımız Kırıkkale’de sevgili arkadaşım Prof. Dr. Zafer Evis ile muhterem babası Remzi amcayı ziyaretle başladı. Orada bir çay molası verdik. Remzi amcanın kendi elleriyle yetiştirdiği organik domatesleri, salatalıkları ve elmaları yedik, çay içtik, bir gönül aldık. Kırıkkale’de diğer yol arkadaşlarımız da bizimle oldular. Sonrasında hep beraber yola koyulduk, gece vakti Yozgat’tan geçtik sonrasında Çekerek ilçe merkezinde bir tur atarak Kule denilen yere gelerek özenle hazırlanmış yemekleri yedik, çayları içtik. Bölgede yetiştirilmiş somonlar çok lezzetliydi kebaplara göre açık ara öndeydi. Belediye Başkanımız Eyyüp Çakır, AK Parti İlçe Başkanımız Mehmet Akkan’ın ve onların değerli personelinin misafirperverliği taktire şayandı. Ayrıca Yozgat Bozok Üniversitesine yeni atanan rektörümüz değerli dostum ve arkadaşım Prof. Dr. Evren Yaşar da aramızdaydı. Güzel sohbetler yaptık, üniversitenin projelerini konuştuk. Sonrasında rafting alanında yer alan belediye tarafından yaptırılmış oldukça güzel bungalov evlerimize yerleştik. İngilizce “bungalow” kelimesi “hafif yazlık ev” olarak tercüme edilmektedir. Bu sözcük Gucarati bangalo Bombay’de Bengalli göçmen işçilerin kulübelerine verilen ad sözcüğünden türetilmiştir. Aslında etrafıma bakınca acaba Avrupa’da mıyım diye düşündüm. Güzel bir ilçe olarak beklemediğim Çekerek’te çok güzel ve kaliteli tesislerle karşılaşıyordum. Bir hafta önce Avusturya’daydım. Avusturya turizm anlamında çok güzel bir ülkedir. Gördüğüm manzara oraları andırıyordu.
Güzel bir uykudan sonra sabah mesaiye başladık, rafting alanında 1-2 tur attım, saat 10 civarında güzel bir kahvaltı yaptık. Sonrasında bölgedeki yatırımları inceledik, son yıllarda bölgede lavanta yetiştiriciliği başlamıştı. Lavantadan yağ ve sabun üretimi yapılan tesisleri gezdik. Bölgenin kalkınması için güzel çalışmalar yapılmıştı. Arıcılık faaliyetleri de başlamıştı. Bölgeye uygun yatırımlardan çok etkilendim.
Sonrasında kıymetli Kaymakamımız Hayrettin Buğra Güzel Bey’i ziyaret ettik, yeni basılan kitabımı “Havacılık Tarihinin Unutulmazları” Kaymakam Bey dahil diğer dostlarıma da hediye ettim. Yazdığım kitabı imzalamak en büyük zevklerimden biridir. Sonrasında ortaokul ve lise öğrencileri çoğunlukta olmak üzere yetişkinlerin de hazır olduğu konferans salonuna geçtik. Öncelikle Prof. Dr. Zafer Evis hocamız kısa hayat hikayesi ve Biyomedikal Mühendisliği konusunda çok güzel bir konferans verdi. Ardından ben de kısaca havacılık tarihi ve TUSAŞ tanıtımı yaptım, gençlere bazı tavsiyelerde bulundum ve sorularına cevap verdim. Resimler çekildik, plaket takdimleri oldu. Çok harika bir atmosferdi, gençler çok ilgiliydi. Gençleri umutlu, heyecanlı ve istekli gördüm. Sonrasında bölgesel ürünlerin satışının ve üretiminin yapıldığı belediyenin büyük katkısıyla gerçekleştirilen tesisi gezdik. İkramlarda bulundular, küçük bir alışveriş de yaptık. Sonrasında rafting alanına gittik ve kıyafetleri giydik, eğitimlerimizi aldık ve rafting yaptık. Ömrümde ilk kez rafting yapıyordum, çok eğlenceliydi özellikle takımlar arasındaki su savaşları çok güzeldi. Su inanılmaz soğuktu, tahminimiz 8-10 oC arasındaydı. Bir defa yüzeceğim demiştim. Sözümüzden dönmek olmazdı, suya dört defa dalma cesaretini gösterdim. Dördüncü dalışı Kaymakam Bey ile beraber yaptık, biraz uzundu, çıkınca biraz şok geçirdim. İyice yoruldum, zor kendime geldim.
Sonrasında yöresel yemeklerden yedik. Sıra en önemli kısımda idi; Çekerek (Süreyyabey) barajı tekne turu, Lavanta adasını ziyaret ve sonrasında bilim merkezini görmekti. Barajın bu kadar büyük olduğunu bilmiyordum. Muhteşem bir görüntü vardı, etrafı iyice gezdik, somon yavruları üretimi için yapılan tesisleri gördük ve lavanta adasına çıktık, yürüyüş yaptık, etrafı temaşa ettik.
Her şey çok güzeldi ve iyi planlanmıştı. Bu bölgelere bir el dokunmuştu, her şey çok iyi çalışılmış ve planlanmıştı. Bir önceki dönem Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Fuat Oktay Bey bu ilçede doğmuş. Öğrendiğim kadarıyla, Yozgat’ın ve doğduğu ilçenin gelişmesi için büyük bir vizyon ve gayret ortaya koymuş. “Yerelden Kalkınma Modeli” adını verdiği bir yaklaşımla hem Yozgat merkezde hem de ilçelerinde kalkınma odaklı bir zihniyeti hareketlendirecek kritik dokunuşlar yapmış. İl valisinden, ilçe kaymakamlarına, ilçe belediye başkanlarından ilin önde gelen iş insanlarına kadar tüm yerel aktörlerle bir araya gelip Yozgat’ı bütün olarak ele alan bu stratejiyi hayata geçirmeye çalışmışlar. Yozgat merkez, Boğazlıyan gibi bölgelere kazandırılan OSB’lerle üretim ve istihdam desteklenirken; Çekerek lavanta adasıyla, içinde Bilim Merkezi bulunan Millet Bahçesiyle, rafting parkuruyla, konaklama imkânlarıyla önemli bir cazibe merkezi haline getirilmiş. Emeği geçenleri tebrik ve taktir etmemek mümkün değil. Yapılanları çok beğendiğimi söylemek isterim. Ülkemizin her yerinde bu tür projeler yapılması lazımdır. İlçe de çok güzel görünüyordu, tek eleştirim ilçedeki iki yüksek bina idi. Her yerde olduğu gibi ilçenin de silüetini bu iki yüksek katlı bina bozmuştu. Ülkemizin hiçbir yerinde çok özel iş merkezleri hariç 5 kattan yukarı çıkılmaması gerektiği kanaatindeyim. Ülkemizin nüfusu neredeyse Almanya ile aynı fakat Almanya’nın yüz ölçümü Türkiye’ye göre oldukça küçük olup yaklaşık 357.588 km²’dir. Ülkemizin yüz ölçümü ise göller ve adalar dahil kapladığı gerçek alan 814.578 km², izdüşüm alanı ise 783.562 km²’dir. Türkiye’ye ait bu iki yüz ölçüm değeri arasındaki farkın büyüklüğü, arazinin dağlık ve engebeli olmasından kaynaklanır. Rakamlardan anlaşılacağı üzere Almanya toprak olarak ülkemizin yarısından daha azdır. “Neden bizde Almanya’daki gibi bir yerleşim yok, ilçeler ve iller müstakil evlerle dolu, neden bizde çirkin ve yüksek binalar var?” bu soruyu hepimiz kendimize sormalı ve gerekeni yapmalıyız. Son durağımız olan bilim merkezi binası ve atölyeleri çok güzeldi. Bölgenin en gelişmiş bilim merkezlerinden birisiydi. Gençlerin uğrak merkezi haline gelmiş bu merkezlerin sayısı her yerde arttırılmalı, bu tür yerlere gerekli önem verilmeli, gençler yaşayarak öğrenmelidir. Artık ayrılık vakti gelmişti. Son olarak ev sahipleri özel bir yemeğimiz var onu yemeden gitmek olmaz dediler. Misafirin görevi ev sahibine uymaktır prensibini hatırlattılar. Çanakta çok lezzetli bir et yemeği, kıymalı ve karışık pideler ve muhteşem ekmekleri yiyerek seyahati tamamladık. Çekerek mülki amirlerine ve yol arkadaşlarımıza candan teşekkürler. Bize Çekerek’te Avrupa’da olduğumuzu hissettirdiler. İlçemizin cazibeli bir turizm merkezi ve üretimleriyle de örnek bir üretim merkezi olması temennisiyle…
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.