Kanada’nın Türkiye İhracat Raporu’nda yok yok…

Türkiye’nin insansız hava araçlarıyla (İHA) Suriye, Libya ve son olarak Karabağ’da savaş taktiklerinde oyun değiştirici gelişmelere imza atması NATO müttefiki Kanada’yı bir çok açıdan rahatsız etti. Bunun için araştırma yapıp, rapor hazırlamışlar. Nihayetinde konuyu Türkiye’ye savunma ürünlerinde ihracat yasağı getirerek kapattılar.

Kanada Ermeni Milli Komitesi’nin, Kanada Hükümeti’ne yoğun baskıları neticesinde şekillenen Türkiye’ye top yekun ihracat yasağı getirilme kararına dair detaylara 18 sayfalık raporda yer verilmiş. Rapordaki mantık hataları ise Kanada yaklaşımının daha çok siyaset merkezli olduğuna işaret ediyor.

Raporda bazen Türkiye övülüyor, NATO çatısı altında müttefikliğine, Türkiye’nin bölgesindeki ağırlığına vurgular yapılıyor. Ama bölgede öne çıkması, terörlü mücadelede bile başka ülkelerde operasyon yapmasına sıcak bakılmıyor. O zaman Türkiye bu savunma sanayi ürünlerine niçin sahip, neden geliştiriyor, sorusuna da Kanadalılar cevap vermesi lazım. Ama onun cevabı da raporda var. Batı’nın bölgedeki bekçiliği yapılır, onların istediği gibi hareket edilirse sorun olmayacak.

Türkiye savunma sanayisinin gelişimine, özellikle İHA üretimine etkisi olmayan Kanada’nın ihracat yasağının odağında ise Ermeni lobisini rahatsız eden ve Karabağ Zaferi’nde etkili olan Bayraktar TB2 İHA’lar var. Ama Kanada’nın aldığı karar Türkiye’ye yapılan tüm savunma ürünlerinin ihracatının engellemesini kapsıyor.

Kanada Hükümeti tarafından hazırlanan “Review of Export Permits To Turkey- Türkiye’ye İhracat İzinlerinin İncelenmesi” başlıklı raporda sadece insansız hava araçlarında kullanılan kamera ve hedef belirleme sistemi yok. Kadın haklarından, belediye seçimlerine, ülkemizin bölgedeki etkinliğinden, terör örgütleriyle mücadelesine varıncaya kadar bir çok hususta Türkiye masaya yatırılmış.

Kanada Dışişleri Bakanı Marc Garneau tarafından açıklanan ihracat yasağı raporunun detayları şu şekilde:

Suriye’ye müdahalesi başlangıç

Ekim 2019’da, Türkiye’nin kuzeydoğu Suriye’ye askeri müdahalesinin ardından, Türkiye’ye tüm yeni ihracat izinleri geçici olarak askıya alındı. Bu karar, Kanada’nın, Türkiye’nin askeri harekatının bölgede istikrarı daha da bozabileceği, insani durumu kötüleştirebileceği ve IŞİD ile mücadeledeki ilerlemeyi tersine çevirebileceği yönündeki endişelerine dayanıyordu. Askıya alma, geçerli ihracat izinlerini etkilemedi ve geçerli izinlere sahip Kanadalı şirketler Türkiye’ye ihracat yapmaya devam edebildi.

Dışişleri Bakanı, 5 Ekim 2020’de Kanada yapımı sensor kullanılan insansız hava araçlarının (İHA) Azerbaycan’a olası ihracatı ile ilgili iddialara ilişkin bir brifing aldıktan sonra Türkiye’ye ilgili tüm ihracat izinlerini askıya aldı. Bakan ayrıca, Kanada yapımı sensörlerin kullandığı muhtemel olan Türk yapımı Bayraktar TB2 İHA’larının Libya ve Dağlık Karabağ’daki operasyonlarda kullanılmış olabileceği ve Suriye’deki uluslararası insancıl hukuk ihlali iddialarıyla bağlantılı olabileceği yönündeki raporlardan da haberdar edildi.

Karabağ kullanıldı

Türkiye’ye ihraç edilen bazı Kanada askeri mallarının ve Türk İHA’larının kullandığı sensörlerin, Dağlık Karabağ, Libya ve Suriye’deki çatışmalarda kullanıldığına dair inandırıcı kanıtlar olduğunu değerlendiriyor. Ancak, bu çatışma bölgelerinde başka herhangi bir Kanada askeri mal ve teknolojisinin kullanıldığı bilgisine ulaşamadı.

Türkiye bilgi sağlamadı

5 Ekim 2020’de izinlerin askıya alınmasının ardından Kanada, Türkiye’den Dağlık Karabağ ihtilafında Kanada’dan ithal edilen ekipmanların kullanıldığına dair iddiaların incelenmesine yardımcı olabilecek her türlü bilgiyi sağlamasını istedi. Türkiye herhangi bir bilgi sağlamadı. Azerbaycan’a Kanada üretimi sensörler için ihracat izni verilmemiştir.

Ermenistan Savunma Bakanlığı (MOD), Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’da İsrail keşif ve kamikaze drone’ları ile birlikte Türk TB2 İHA’larını kullandığını iddia etti. Kanada, Ermenistan’dan iddiaların incelenmesine yardımcı olabilecek her türlü bilgiyi sağlamasını istedi. Ermenistan herhangi bir bilgi sağlamadı.

Baykar ihlal etmedi

Kanada Dış İşleri Bakanlığı, Türkiye’nin, büyük olasılıkla, Wescam donanımlı Bayraktar TB2’leri Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerine transfer ettiği iddiasının, Türkiye Hükümeti tarafından sağlanan nihai kullanım güvencelerine aykırı olarak yorumlanabileceğini değerlendirmektedir. Ancak, Bakanlığa sunulan bilgilere göre Baykar, nihai kullanım garantilerinin hiçbirini ihlal etmedi.

Türkiye yasağın kaldırılmasını istedi

Mart 2020’de, Türkiye Savunma Sanayi Başkanlığı Başkan Yardımcısı, geçici askıya almanın kaldırılmasını talep eden mektuplar gönderdi. Baykar’ın Nihai Kullanım Beyannamesi’ne benzer şekilde, bu mektuplar, Wescam’in sensörlerinin “Herhangi bir nedenle başka bir tarafa yönlendirilmediğine, yeniden ihraç edilmediğine veya herhangi bir üçüncü şahsa devredilmediğine” dair güvence içermektedir. Türkiye’nin verdiği teminatların Wescam’in sensörleriyle mi, yoksa Türk yapımı İHA’larla mı ilgili olduğu net değildir. Wescam donanımlı ‘leri Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerine devretmesinden ötürü Türkiye’nin eylemleri tutarsız olarak yorumlanabilir.

Türkiye’de hukuk ihlali yok

Kanada’nın İhracat ve İthalat İzinleri Yasası (EIPA) ve Silah Ticareti Antlaşması (ATT) kapsamında gelişmeler incelendiğinde Türkiye’ye ihraç edilen Kanada askeri ürün ve teknolojisinin barış ve güvenliği zayıflatmak veya aşağıdakileri işlemek veya kolaylaştırmak için kullanılması konusunda önemli bir risk olmadığını değerlendiriliyor:

Karabağ için yaptırım yok

Dağlık Karabağ’da yer alan taraflarla ilgili herhangi bir yaptırım bulunmamaktadır. Suriye ile ilgili çatışma ve Kanada yaptırımları, silah ve ilgili malzemelerin ihracatına tam bir ambargo içermiyor. Bununla birlikte, bu incelemede tartışıldığı gibi, Kanada’nın Türkiye’ye ihraç ettiği askeri malların ve teknolojinin Libya’daki çatışmada kullanılması riskine işaret eden kanıtlar vardır.

Kanada’ya karşı kullanma ihtimali zayıf

Kanada’nın Türkiye’ye askeri mal ve teknoloji ihracatının ulusal veya bölgesel olarak barış ve güvenliği baltalayacağına dair önemli bir risk olmadığını değerlendirilmektedir. Türkiye, bir silahlı saldırı durumunda Kanada dahil olmak üzere diğer NATO müttefiklerine yardım etmek üzere Kuzey Atlantik Antlaşması ile bağlı bir NATO müttefikidir. Türkiye’nin NATO’ya üyeliği, Kanada’nın ulusal güvenliğine önemli ölçüde katkıda bulunmaktadır. Türkiye’nin Kanada’ya, Kanadalılara veya Kanada’nın müttefiklerine karşı Kanada’nın askeri mal ve teknoloji ihracatını kullanma olasılığı çok düşük.

Türkiye başka ülkelere müdahale edebilir

Kanada’nın Türkiye’ye askeri mal ve teknoloji ihracatının, başka bir devletin ulusal yetkisine giren meselelere gayri meşru bir şekilde müdahalede kullanılabileceği değerlendiriliyor. Türkiye, 2016 Fırat Kalkanı Operasyonu’ndan bu yana Türk güvenlik güçleri Suriye’nin kuzeybatısını kontrolü altına aldı. Libya’da UMH’ye askeri destek sağladı.

İstanbul seçimlerinde rekabet yaşandı

İnsan hakları zorluklarına rağmen Türkiye, güçlü demokratik kurumlara ve 2019 İstanbul belediye başkanlığı seçimlerindeki siyasi rekabet gücünden, yeni muhalefet partilerinin oluşumundan ve aktif, zengin bir sivil toplumdan da anlaşılacağı üzere sürekli bir demokratik direnç kültürüne sahip bir ülkedir.

Kanada, benzer düşünen ülkelerle birlikte, hükümetin muhalefet ve ifade özgürlüğü, medya kısıtlamaları ve keyfi gözaltı girişimleri de dahil olmak üzere, özellikle 2016’daki darbe girişiminin ardından Türkiye’deki “demokratik gerileme” konusunda endişelerini dile getirdi.

PKK, FETÖ, muhalefet

PKK, Türkiye için en önemli güvenlik endişesi olmaya devam ediyor ve hükümet birçok muhalif şahsiyeti PKK ile bağlantılı olmakla suçladı. Türk güvenlik güçleri, Türkiye içindeki PKK ile mücadelede büyük olasılıkla Kanada sensörleriyle donatılmış İHA’ları kullanıyor. Türk Hükümeti, Gülen hareketiyle bağlantılı olarak görülen, hükümet tarafından Fetullah Gülen Terör Örgütü (FETÖ) olarak adlandırılan, “paralel bir devlet” kurmakla ve hükümeti devirmekle suçlanan muhaliflere baskı uyguluyor, özellikle de travmatik 2016 darbe girişiminden sonra. Ancak Kanada askeri mallarını ve teknolojisini Türkiye’deki ihlallere bağlayan güvenilir kanıtlara rastlamamıştır.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN

Exit mobile version