Dünyadan ve Avrupa’dan aşı haberleri

Dünyadan ve Avrupa Cephesinden Aşı ile İlgili Haberler

Büyük bir ihtimalle duyduğunuz gibi Britanya’da Pfizer-BioNTech aşısının uygulanmasına yaşlılardan başlandı. ABD de aynı aşıyı onayladı. Moderna’nın aşısı için de değişik ülkelerde onay başvurusu yapıldı. Bu ay içinde kullanımına başlanacak. Astra Zeneca-Oxford Üniversitesi aşısının onayında bir miktar gecikme bekleniyor, zira denekler üzerinde yapılan Faz3 çalışmalarında deneyi bozacak bir hata yapıldığı fark edildi. Ancak, 2021 başlarında bu aşı için de gerekli onay başvurusunun yapılması beklenebilir.

Johnson&Johnson’un (J&J) İsviçre’deki şirketi Jansen-Cliag’in, geliştirdiği tek dozluk aşı da Faz3 aşamasında ve Avrupa İlaç Otoritesi (EMA), deneklerle ilgili veriler çıktıkça derhal değerlendirmeye alarak sürecin en hızlı şekilde tamamlanması için yoğun çaba gösteriyor.

Alman CureVac firmasının mRNA tekniği ile geliştirilen aşısının da Ocak 2020’da hazır olması bekleniyor.

Avustralya’da yapılan bir aşı çalışması ise, aşıdan sonra yapılan antikor testlerinde deneklerde yanlış HIV pozitif çıkması nedeniyle durduruldu. Sanofi-GSK ikilisinin geliştirmeye çalıştığı aşının ise yeterli direnç sağlamadığı ortaya çıktığından, bu firmalar en erken 2021 sonunda bir aşı üretebilecek durumda.

Rusların aşısı ise, daha testlerini tamamlamamış olmasına rağmen, Rusya’da uygulanmaya başladı.  Çin’de ise, bize 50 milyon doz teslim edileceği söylenen aşıya ek olarak ikinci bir aşı da hızla test ediliyor. Çin’in ana sorunu, ülkede yeterli hastalık görülmediğinden deneklerde yapılan testlerden sonuç alınmasının zaman alması. O nedenle her iki Çin firması da Faz3 çalışmalarını Brezilya, Türkiye, Endonezya gibi salgının boyutlarının fazla olduğu ülkelerde yapıyor.

Ayrıca Rusya ve Oxford Üniversitesi aynı yöntemle üretilen aşılarını karıştırarak, aşılarının etkinliğini daha da arttırmak için çalışmaya karar verdi.

Aşı uygulamaları, güvenilirlik konusu dışında, ciddi bir lojistik sorununu da beraberinde getiriyor. Pfizer-BioNTech’in nakli ve saklanması -70*C’de yapılabiliyor. Pfizer-Oxford için -20*C yeterli. Çin Sinovac aşısı ve Rus aşısı +2 ila-8*C arasında saklanabiliyor. Tüm bu aşıların iki doz yapılması gerekiyor. J&J için tek doz yeterli. Hiçbir ülke tek bir firmanın ürünüyle aşılama işini tamamlayamayacak. Bağlantı yaptığı her aşı için de, farklı saklanma şartları olduğundan, ayrı bir lojistik sistemi gerekecek.

Sorun bununla da bitmiyor. Aşı yapılanlara hangi aşının yapıldığının çok iyi takip edilmesi ve üç hafta sonra kişilere aynı aşının yapılması da önemli.

Yeterince aşı bağlantısı yapabilen ülkelerin bile, toplumun %60-70’ini aşılamasının ilkbahar aylarının ortalarına kadar devam etmesi bekleniyor. Zira bağlantısı yapılan aşılar, ancak belli bir zaman dilimi içerisinde üretilip parti parti teslim edilecek. Tabii toplumda aşı direncinin oluşmaması da bu rakamlara ulaşmak için önemli.

Aşı bağlantısını Haziran ayından itibaren yapmaya başlayan ve aşı üreticisi firmalara destek sağlayan ülkeler bu açıdan şanslı. Örneğin, İngiliz The Economist dergisinde bu sabah yayınlanan bir makaleye göre, AB şu ana kadar CureVac’tan 180 milyon, Astra Zenaca’dan 300 milyon, J&J’den 200 milyon, Pfizer-BioNTech’ten 200 milyon, Moderna’dan 80 milyon doz aşı ısmarlamış durumda. Yani toplam ihtiyacının %260’ı kadar aşı için bağlantı yapmış. Buna rağmen, başlangıçta aşı talebi sunumun çok üstünde olacağından, bir önceliklendirme ihtiyacı ortaya çıkıyor. Genellikle AB ülkeleri, yaşlılara ve sağlık personeline öncelik veriyor.

İlk aylarda oluşacak arz sıkıntısı nedeniyle, Macaristan Rusya’dan aşı alabilmek için girişimlerde bulunuyor.

Zamanla aşı üretimi talebi aşacak. Bunun Nisan-Mayıs aylarına doğru olması bekleniyor.

AB’de 29 Aralık’ta başlayacak olan aşılama için her ülke hazırlık yapıyor. En önde olan, tahmin edebileceğiniz gibi Almanya. Yine The Economist’e göre Berlin’de 12 bin kişilik Veledrom kapalı spor salonu, 75 giriş kapısından aynı andaiçeriye girebilecek kişilere aşı yapmada kullanılacak. Berlin’in artık kullanılmayan Tempelhof ve Tegel havalimanlarının terminalleri de bu işe ayrılmış. Tabii başka mekanlarda da aşılama yapılacak. Hedef altı hafta içerisinde Berlin nüfusunun %10’unu oluşturan 20 bin kişiyi aşılamak.

Almanya’da toplamda 430 sabit ve pek çok mobil aşılama ekibi planlanmış. Bizdeki hazırlıklar konusunda ise halen yeterli bir açıklama yok. Mobil üniteler çok yaşlı ve engellilerin ayağına gidecek.

Sonuç olarak, korona salgınından büyük oranda kurtulmak için,

  1. Toplam nüfusun %60-70’ini aşılamak gerekiyor.
  2. O nedenle hızla aşı bağlantılarını yeterli oranda yapmak şart.
  3. Aşı yapılanların kaydını çok iyi tutmak ve hem başlangıçta doğru kişileri aşılamak, hem de ikinci dozu olmaya vaktinde gelmelerini sağlamak lazım.
  4. Aşıların nerelerde depolanacağı, nasıl dağıtılacağı ve nerelerde uygulanacağının önceden belirlenmesi gerekiyor. Bu konuda pek çok ülke simulasyon ve tatbikatlar yapıyor.
  5. Toplumda aşılara karşı tereddütü olanları çok iyi aydınlatmak gerekiyor. Yoksa, yanlış bilgilendirme, komplo teorilerine inanma, dinsel takıntılar nedeniyle oluşan aşı karşıtlığı problem olabiliyor. Bu durum sadece cahil insanlar için söz konusu değil, dünyada pek çok doktorun bile

bu tür saplantıları olduğu belirlenmiş.

Türkiye’ye kısaca değinmek gerekirse…

  1. Toplumun %65’ini aşılamamız gerektiğini varsayarsak, 110 milyon aşıya ihtiyacımız var. Bu aşıların 75 milyonunu SinoVac ve Pfizer-BioNTech’ten sağlamayı hedeflediğimiz anlaşılıyor.
  2. Pfizer aşısı için -70*C depolama altyapımız yetersiz olduğundan sorunlarla karşılaşacağımız açık. Hazırlık düzeyimizi bilmiyoruz. Belki büyük kentlerde bu aşının yapılması daha akılcı. Çin aşısı lojistiği bizim altyapımıza uygun olduğundan büyük kentler dışında daha kolay uygulanabilir.
  3. Hala 35 milyon doz aşı açığımız var. Yerli ve milli aşıyla bunun sağlanacağı anlatımı gerçekçi değil. Bu aşının Faz3’e geçmesi en erken yaz aylarını bulacaktır. Başarılı olacağının da garantisi yok. Ayrıca Türkiye’de bu boyutta viral aşı üretme kapasitesi da yok. Olan kapasite de veterinerlikte kullanılan aşıları üretmek için oluşturulmuş durumda. O nedenle hayallerden vazgeçip mutlaka bir yerlerden bu 35 milyon dozu bulmalıyız.
  4. Aşının lojistiği için Almanya gibi ön hazırlık yapmamız lazım. Dünya ve Türkiye tarihinde bu boyutta bir aşılama bugüne kadar yapılmamış.
  5. Aşı olanların kaydı ve bu kişilerle iletişim konusunda elimizde olan sistemleri tekrar gözden geçirmeliyiz. İşin boyutu büyüyünce bazen sistemler yetersiz kalabiliyor.
  6. Aşı karşıtlığını, devlet büyükleri, kamuoyu oluşturucular, öğretmenler, imamlar vb kişiler vasıtasıyla aşmalıyız.
  7. Bu işleri ve daha fazlasını çok düzgün bir şekilde yapmazsak binlerce kişi ölmeye devam edecek. Şu anda, resmi rakamlara göre bile, ayda 6000 kişi koronadan ölüyor. Bunlar sadece rakam değil birilerin aile fertleri arkadaşları.
  8. Bu işi düzgün yapmazsak, aşılamayı düzgün yapıp hastalığı yenen ülkelerin ekonomileri hareketlenirken, bizim ekonomimiz çökmeye devam edecek, daha fakirleşeceğiz. Dünyada ekonomik, sosyal ve askeri açıdan dezavantajlı duruma düşeceğiz.

Tüm bu nedenlerle ülkeyi yönetenlerin, bir milli mücadele ruhuyla bu konuya eğilmeleri gerekmektedir.

Exit mobile version