Aselsan, Türkiye-BAE ilişkilerinin neresinde?

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile Türkiye arasında gerçekleşen son üst düzey görüşmeyi, Körfez Ülkeleri arasında neler olduğunu bilmeyen, hatta buralara bakamayan, Trump’tan sonra ABD Başkanı Biden’ın bölgeye yönelik strateji değişikliğini okuyamayan bir grup meslektaşım uydurma bilgililerle yanlış yorumladı. Çarpıtılmış haberlerle kamuoyunu meşgul etti. Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (TSKGV) şirketlerinin en eskisi ve en gözdelerinden ASELSAN’a BAE’nin ortak olacağı yazılıp, çizildi.

Bu görüşmeyi yakından takip ettim. Savunma sanayi tarafını iyi biliyorum. Küçük bir kulis notunu dahi duymadığım bu hususta, nasıl uydurma haberler yapıldı, çarpıtıldı anlamadım. Halbuki Türkiye Varlık Fonu altındaki şirketlere BAE’nin ortak olacağı iddiası aslı astarı olmadan yazılıp, çizilseydi bir yere kadar gideri vardı.

Ben de 10 milyarlık dolarlık BAE-Türkiye anlaşmasını duyduğumda önemli bir yetkiliye gelişmeyi sordum. Zira bu konulara yakın bir isimdi. “Bu parayla neler alınabilir?” diye bana karşı soru yöneltti. Beraber saydık; Turkcell, Türk Telekom, Türk Hava Yolları… Sonra; “Öyle bir şey söz konusu değil. Türkiye’nin önemli şirketleri, değerlerinin bu kadar düştüğü bir dönemde zaten satılmaz, belli oranda ortaklık bile zor. Ayrıca bu şirketlerimizin de böyle bir şeye ihtiyacı yok. 10 farklı alanda yatırım olacağı için biraz sabırlı olmak gerekecek.”

Peki bu durumda Türk halkının parasıyla kurulmuş ASELSAN neden BAE’ye satılsın? Ayrıca böyle bir satışa hangi yetkili cesaret edebilir? Bu haberlerin bir kışkırtma, ortam bozma ve kötü niyetli olduğu çok net. 500’ün üzerinde ürün tasarlayıp, geliştirip üreten ASELSAN, savunma sanayimizin de gözbebeği konumunda. Ayrıca ASELSAN’ın BAE’de yatırımı var. Kısacası BAE – ASELSAN iddiası palas pandıras ortaya atılmış bir saçma şey…

Ana muhalefet lideri CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu saçma sapan iddiaları gündemine alması ise başka bir komik durum. BAE – Türkiye ilişkilerinde eleştirilecek çok şey var. Türkiye’nin bölgemizdeki ülkelerle ilişkileri için de iddia falan olmadan, somut örneklerle ve çok haklı gerekçelerle hükümeti eleştirecek epeyce husus var. Ama muhalefet beceriksiz olunca, yalanlarla gerçekleri ayırt edemeyince ASELSAN gibi bir yalana sarılır. Buyurun Kılıçdaroğlu’nun sözlerine; “Buradan Erdoğan’a söylüyorum Birleşik Arap Emirlikleri veliahtına da söylüyorum, ordunun HAVELSAN’ına, ROKESANI’na, ASELSAN’ına el koyarsanız, satarsanız fitil fitil burnunuzdan getiririm.”

Bu 3 şirketimiz de ordunun değil, bizatihi Türk halkının. TSK’ya destek olan vakfın (TSKGV) kimsenin el koyma cüreti göstereceği bir yer değil. Buralara el koymak, ülkeyi işgal etmek anlamına gelir. Daha da ötesi yok.

Türkiye – BAE ilişkilerine muhalefetin, medyanın ve özellikle hükümetin çok daha geniş pencereden bakması lazım. Mevzu derin. Bölgede 10 milyar dolarların, şirket satışlarının, yatırımların ötesinde bir gelişmeler yaşanıyor.

 

Exit mobile version