Havayolu seyahatlerinde uçanlarda en çok rastlanan hastalık bel ve boyun fıtığıdır. Bu hastalık sektörde, havacılık hastalığı olarak anılır.
Uçak seyahatlerinde yolcular, hostesler, pilotlar, yer hizmetleri görevlileri gibi daha sayabileceğimiz uçuş operasyonu içinde yer alan her bir bireyin en çok başına gelen hastalık fıtıktır. Bu bel ve boyun fıtığı olarak ikiye ayrılabilir.
Hatta bu hastalığı bir havacılık hastalığı olarak da nitelendirilebiliriz. Bu duruma en çok rastlayan kişiler ise pilotlar ve kabin memurlarıdır. Özellikle pilotlar bu duruma en çok maruz kalanlardır. Bunun olası nedenlerinden birisi, sivil pilotların daha uzun süreler gergin olarak oturuyor ve uçuyor olmalarıdır. (yılda bin saat). İkinci neden ise, sivil uçucuların yaş ortalamalarının asker eşdeğerlerinden daha yüksek olmasıdır; böylece yaşa bağlı disk ve omurga dejenerasyonu, uçuşun fiziksel ve psikolojik stresiyle birleşerek oranları arttırıyor olmalıdır. Nitekim boyun ağrıları 15-24 yaş arasında % 2 iken, 55 yaş üstünde % 40’lara kadar çıkar.
Pilotlardan sonra en büyük risk kabin ekiplerinde daha sonra yolculardadır. Uçuşlarda yolcular ve pilotlar oturarak seyahat ederler. Kabin ekipleri ise sürekli ayaktadırlar; yolcuların valizlerini yerleştirmekte yardımcı olur, yiyecek içecek servisi yapar, trolley itip çekerler. Yolcuların hastalıklarının veya agresif tutumlarının da ilk muhatapları onlardır. Bütün bu fiziksel ve psikolojik streslerin sonucu olarak kabin ekiplerinin % 90’ı vücut kas ağrılarından yakınırlar. Bunun önemli bir bölümünün psikosomatik olduğu bilinmektedir.
Yolcuların da uzun kıtalararası uçuşlarda saatlerce aynı pozisyona oturmaktan ve vibrasyona maruz kalmaktan, ayrıca uçuş streslerinin yarattığı gerginlikten dolayı bel-boyun fıtığı olma riski bulunur. Konforlu sınıflarda uzanarak/yatarak seyahat edebilen yolcularda bu sorunlar çok azdır; ama ekonomi sınıfı yolcuları, dar koltuk arası mesafesi yüzünden oturuma pozisyonunu kolayca değiştirme ve fazlaca koridorda gezinme imkânı bulamazlar. Ekonomi yolcuları için risk daha fazladır.
“Aşırı sinir tetikliyor”
Haber Aero olarak uçuşlardaki fıtık hastalıklarını Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Opr. Dr. Aybars Akkor sorduk. Akkor, toplumun çok büyük bir kesiminin bel ve boyun konusunda mustarip olduğunu vurguluyor. Akkor, “Seyahatlerde uzun süre oturma, ağır kaldırma ile ilgili bel ve boyun şikayetleri tabii ki artıyor. Bir tatile gidiyoruz tatilde çok güzel zaman geçiriyoruz, güneşleniyoruz, denize giriyoruz, garip garip sporlar yapıyoruz belimize, boynumuza hiçbir şey olmuyor ama dönüşte havalimanında bir şekilde sinirleniyoruz, geriliyoruz bir de o gerginlikle bavulu kaldırdık mı belimiz tutuluyor. Her şeye de kızmamak lazım!”
“Bavulları kaldırırken dikkat!”
Akkor, yolcuların kurallara uymamasından kaynaklanan sorunlarından da bahsederek şunları söylüyor: “Bir takım konulmuş kurallar var. Ne deniyor, bir bavul 25 kilodan fazla olmamalı. Ağır bir bavul bile olsa 32 kilodan fazla olmamalı. Ama bizler ne yapıyoruz? Tek bir bavula her şeyi doldurmaya çalışıyoruz. En başından kendimizi düşünmemiz lazım. O bavulu kendimiz taşıyacağız. En azından tartıya kaldırırken bile o bavulu kaldıracağız. Onlar belimize tabii ki yük vurduruyor. Onun için bavul hazırlarken bunlara dikkat etmek lazım. Bir de bavul alırken de dikkat etmek gerekir. Mümkün olduğunca darası az olan bavulu alıp onu kullanmak gerekir. Özellikle İstanbul Havalimanı gibi uzun mesafe yürüme alanı varsa dört tekerlekli bavullar tercih edilmeli. Ayrıca çok fazla ağır el valizi aldığımızda onu yukarıdaki rafa koymak, oradan indirmek, taşımak… Ondan sonra ağrılar başlıyor, sorunlar başlıyor. Kabin ekibinden bu konuda yardım isteyebilirsiniz.”
“Uzun uçuşlar fıtık riski daha fazla”
7-8 saati aşan uzun uçuşlarda bele binen yükün daha fazla olduğunu söyleyen Doktor Akkor, “Aslında yastık boyutları çok güzel. Diğer havayollarını bilmiyorum ama THY’nin yastıkları tam bel boşluğuna sığabilecek şekilde dizayn edilmiş. Bu yastığı kullanmakta çok büyük fayda var. Özellikle belinde, bacağında ağrısı olanlar sırt ağrılarından yakınanlar host veya hostese rica edip bu yastığı almaları lazım. Bele koyulacak ufak bir yastık bizi çok rahatlatır. Eğer bu yastık imkanı yoksa uçuş sırasında koltuğu hafifçe arkaya yatırmak o bel boşluğunu biraz daha dolduracaktır. Ya da varsa bir kazağımızı rulo yapıp belimize koyabiliriz. Yani bel ve koltuk arasında boşluk kalmaması lazım. Birde sık sık dediğim en geç yarım saatte bir kalkıp dolaşmak lazım. Tuvalete kalkma bahanesi, arkayı görme bahanesi gibi bir şekilde insanın yerinden kalkması lazım. Özellikle dört saati aşan uçuşlarda bilimsel olarak kanıtlanmış ki fıtığın riski çok artıyor.”
“Pilotlar dolaşsın, host ve hostesler sinirlenmesin”
Kokpit ve kabin ekibi için de tavsiyelerde bulunan Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Aybars Akkor, sözlerine şöyle devam etti:” Şimdi kabin personelinin şu hususlara dikkat etmesi gerekir. Pilotlar için arada bir dolaşmayı tavsiye edeceğim. Sadece tuvalet molası için değil, çıksınlar kabin ekibiyle sohbet etsinler, yolcuların arasında dolaşsınlar. En azından business classta dolansınlar belleri için oldukça yararlı olacaktır. Onlarında bellerinin arkasının boş kalmaması lazım koltukta ona dikkat etmeleri lazım. Kabin memurları içinse en önemli şey eğer çok gergin bir ortamdaysa mümkün olduğunca ağır kaldırmaktan ters bir hareket yapmaktan kaçınmaları lazım. Eğer kendilerini gergin sinirli hissediyorlarsa. Bir yükü kaldırmamak ya da el arabasını itmemelerini tavsiye ediyorum. Böyle bir durumda kabin ekibi arkadaşlarından yardım isteyebilirler. Bir de uçaklardaki klima sisteminin derecelerinde artış oluyor. Eğer bu durumda sırtlarından falan bir rüzgar yiyorlarsa şimdi yeni kıyafetlerde yelekleri ceketleri falan var ama mutlaka bir şey giymeleri lazım. Sırtlarından boyunlarından bir rüzgar yememeleri önemli olacaktır” şeklinde konuştu.
(Haber Aero)
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.