Uçucu ekipler yoğun dönemde en çok hangi hastalıktan korkar?

Fotoğraf: Haber Aero

Kuşkusuz havacılık sektörü son yılların en yoğun dönemini yaşıyor. Kokpit ve kabin ekipleri evlerine gelir gelmez tekrardan meydanlara dönerek görevlerini icra etmeye çalışıyor. Bu yoğun tempoda onlarında korktukları durumlar oluyor. Haber Aero olarak kokpit ve kabin ekiplerinin korktuğu hastalıkları araştırdık.

Uçuş mürettebatı yani pilotlar, hostlar, hostesler. İşleri dışarıdan görüldüğü gibi kolay değil! Dışardan bakıldığında aldıkları yüksek maaşlar ve sürekli başka ülkelerde paylaştığı fotoğraflarla gündeme geliyorlar. Bir de bu işin olumsuz tarafı var. Bu olumsuz taraf ise sağlıkları ile ilgili. Normal insandan daha fazla sağlıklarına, yaşayışlarına önem göstermeleri,  bir sporcu gibi kendilerine bakmaları gerekiyor. Ekipler yaşadıkları meslek hastalıkları ile alakalı uçuş doktorlarından sürekli bilgi alarak ve kontrol olarak bu korkularını yenebiliyorlar.

Haber Aero’nun derlediği verilere göre uçuş mürettebatının yoğun dönemde korktuğu hastalıklar şöyle: 

Tinnitus

Kulak çınlaması olarak bilinir. Pilotlar, hostlar ve hosteslerin korkulu rüyasıdır.  Bu hastalık işlerini, sosyal ve özel hayatlarını zorladığı gibi aynı zamanda çekilmez hale de getiriyor. Özellikle uykudan uyandıran kulak çınlaması, tümör veya başka hastalıkların göstergesi olabiliyor. Tinnutus, dışarıdan gelen sesli bir uyarı olmaksızın hastanın ses algılaması olarak adlandırılır. Tinnutus hastalığına yakalanan uçak mürettebatının tedaviyle iyileşme durumu oldukça azdır. Hastalar bu sesle yaşamaya alışır ve devam ederler. Ekipler bu hastalığa yakalandığında sağlıklı bir şekilde uçuş yapmaları imkansızdır. Erkenden emekli olmak durumunda kalabilirler. Ayrıca ‘Tinnutus’ bir çok yan etkiye de sahiptir. Baş ağrısı, bulantı, kusma, baş dönmesi, işitme azlığı, denge bozukluğu bunlardan en önemlileridir. Bu durumda sağlıklı bir uçuş yapılması öngörülemez bir hal alır.

 Vertigo

Halk arasında baş dönmesi olarak bilinir. Vertigo bir rotasyon hareketidir. Bu durum, eşyaların hastanın etrafında dönüyor hissi olarak da tarif edilebilir. Bir hareket halüsinasyonudur ve olmayan bir hareketin algılanmasıdır. Vertigo başlı başına bir hastalık değildir fakat bazı hastalıkların habercisi konumundadır. Uçak mürettebatı vertigo hastalığından çok korkarlar. Bu hastalıkta tinnutus gibi kulaktan kaynaklanan bir hastalıktır. Tinnutus gibi yan etkileri vardır ve neredeyse aynıdır. Yoğun uçuş temposu, düzensiz beslenme, sağlıksız yaşama ve doktor kontrollerini aksatmada ekiplerin karşısına çıkabilir.

Bel-Boyun fıtığı

Özellikle ticari havayollarında pilotların uzun süre oturması, kabin ekiplerinin ise uzun süre ayakta kalmasıyla yaşanan ekip hastalıklarıdır. Bel- boyun fıtığı hastalıkları tedavi yöntemi olduğu için operasyon yapılarak düzeltilebildiği için uçak mürettebatı bu hastalığı zaman kaybı olarak görür. Pilotlarda sadece uzun süre oturmadan kaynaklansa da host ve hosteslerde daha çok görülür. Uzun süre ayakta kalmalarının yanı sıra yolcuların bagajlarını yardım amaçlı kaldırmadan kaynaklanan fıtık tiplerine maruz kalırlar.

Kalıcı yorgunluk

Özellikle şu an içinde bulunduğumuz en yoğun sezonlarda limitleri aşan ve dinlenme periyodu olmayan uçuş görevlilerinde kronik yorgunluk veya tükenmişlik hastalığı belirir. Bu şekilde uçuşa devam eden ekipler kanlarında alkol varmış gibi bir vücut yorgunluğu yaşarlar. Yorgunluğa uykusuzlukta eklenirse bu hastalık daha da ciddileşir ve uzun süre dinlenmeden geçmez. Kabin ekiplerinde dikkatsizlik, unutkanlık ve tahammülsüzlük pilotlarda ise yanlış karar alma, riske girme ve öncelikleri yanlış belirleme gibi uçuşu sıkıntıya sokacak durumlarla karşılaşılabilir.

Kozmik radyasyon

Kozmik radyasyon daha çok pilotlar için geçerlidir. Kıtalararası ve yüksek irtifa uçuşlarında, güneşteki patlamalar sırasında daha yoğunlaşan kozmik radyasyon maruziyeti beyin, testis, mesane, meme, kolon, melanoma ve hodgkin gibi kanserlere neden olabilir. Uçuş aletlerinden yayılan elektromanyetik dalgalar, jet yakıtı buharı, UV(ultraviole) ışınları ve ozon da kanserojendir. Kabin ekipleri yani host ve hostesler ise bu duruma fazla maruz kalmaz çünkü uçuş esnasında yukarıda saymış olduğumuz nedenlerle fazla rastlamazlar. Kabin ekipleri ise UV ışınlarını cam kenarında oturan bir yolcudan daha az alırlar.

Hipoksi

Vücut dokularında veya tüm vücuttaki oksijen oranının azalması durumudur. Bu durum diğer hastalıklara göre korkulan en ciddi durumdur ve ölümle sonuçlanabilir. 10 bin ft irtifanın üzerine çıkan her uçağın kabini hem yapısal deformeye uğramasın diye hem de uçaktaki yolcuların zarar görmemesi için basınçlandırma yapılır.  Klima sistemiyle kabin içine basınçlı hava sağlanır. Bu işlem her irtifa sistemine göre değişkenlik gösterir. Hipoksi sonucu ölümle sonuçlanabilecek tehlikeli bir durumdur. Kabin basınçlama sistemi arızası veya bir kabin parçasının kopması yüzünden basıncın birden düşmesi, yolcuların uçaktan dışarı fırlaması en kötü senaryodur ve yaşanmıştır.

Exit mobile version