Türkiye Uzay Ajansı’nın yönetim kurulu kısa bir süre önce belirlendi. Serdar Hüseyin Yıldırım, ajansın başkanlığına atandı. Peki ajans neler yapacak, üniversitelerle nasıl çalışacak, Türkiye’nin insan gücü yeterli mi?
Türkiye Uzay Ajansı, Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile Aralık 2018’de resmen kuruldu. Ağustos başında Serdar Hüseyin Yıldırım ajans başkanı olarak atandı.
Yıldırım, uzayla ilgili Türkiye’nin hedeflerini Hürriyet’ten İpek Özbey’e anlattı. İlk olarak bir Milli Uzay Programı hazırlanacağını vurgulayan Yıldırım, “10 senelik bir yol haritası. Yani Türkiye’nin uzay çalışmalarında hangi adımlar, ne zaman, hangi koordinasyonla, ne şekilde atılacak; bunu belirleyeceğiz. Bu bizim ilk vazifemiz. Sıfırdan başlamıyoruz. Zaten daha evvel TÜBİTAK, Havacılık ve Uzay Teknolojileri Genel Müdürlüğü bu çalışmaları başlatmışti. Bunları derleyip, toplayacağız, kendi uzmanlığımızla son şeklini vereceğiz” dedi.
Şimdiye kadar uzay çalışmalarının teknolojik sebeplerle dünyayı çok etkilemediğini söyleyen Yıldırım, “Ancak teknoloji dev adımlarla ilerlediği için artık herkes uzaya çıkabiliyor, uzayda üretim dahil birçok faaliyet yapılabiliyor. Son katıldığım Abu Dabi’deki Dünya Uzay Kongresi’nde bu konular ele alındı ve derinlemesine tartışıldı. 700-800 kilometre yakın yörüngede üretim platformları kurulacak. Bunun planlaması yapıldı, yedi tanesinin de çalışmaları başlatıldı” diye konuştu.
“Uzaydan dünyaya müdahale dönemine geçilecek”
Uzayla ilgili önemli çalışmaların yapıldığını belirten Serdar Hüseyin Yıldırım, bir noktadan sonra uzaydan dünyaya müdahale dönemine geçileceğini ifade etti. Yıldırım sşunları söyledi:
“Çünkü öyle bir kontrol ağı örülüyor ki siz orada değilseniz bir müdahale şansınız da kalmıyor. Tabii şunu söylemekte fayda var. Türkiye Uzay Ajansı askeri faaliyetleri olmayan, sivil maksatlarla faaliyet yapan, uzayın barışçıl kullanımı sahasında çalışan bir kuruluş. Bizim silah sistemleri ya da askeri faaliyetlerle bir ilgimiz yok. Ama askeri faaliyetlerden örnek vermek konuyu anlaşılır kılar. Bir hava desteği olmadan askeri operasyon yapmak neredeyse imkânsız. Bugün İHA’lar vasıtasıyla fotoğraf alıyor, istihbarat toplayıp, operasyon yapıyorsunuz. Uzay, havacılık işlerinin cereyan ettiği atmosferin de dışında, daha üzerinde bir yer. Dolayısıyla uzaydaysanız eğer, havada olan biten her şey sizin altınızda kalıyor. Onları yukarıdan görüyorsunuz, bir de siz görünmüyorsunuz. O güç sadece birilerinin elinde olursa tehdit olur.”
Uzay alanında nitelikli insan gücü olarak diğer ülkelerden geride olduğumuzu bildiren Yıldırım, “Ama biliyorsunuz dünya artık küçük bir yer. Gerekli şartlar oluşturulduğunda dünyanın her yerinden Türk vatandaşı olsun ya da olmasın Türkiye’ye gelip çalışacak uzman bulunacaktır” dedi.
“Özel sektörü işin içine katmanız lazım”
Üniversiteler ve özel sektörle iş birliği içerisinde olacaklarını ifade eden Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:
“Uzay çalışmaları o kadar geniş bir saha ki, sadece devletin üretimiyle bir şey yapmak mümkün değil, tabii ki özel sektör işin içine girmeli. Amerika, Avrupa, Çin’de de bunu görüyoruz. Katıldığım kongrede Çinli bir yetkili gururla anlattı. ‘Dört özel şirketimiz farklı büyüklüklerde roket imal ediyor’ dedi. Çünkü dünyayla rekabet edeceksiniz, pazarlama yapmanız lazım. Belli sektörlerde kendi içinizde kalırsanız o üretimi finanse edemezsiniz. Mutlaka bu sahada işbirliklerine gitmeniz ve özel sektörü işin içine katmanız lazım. Özel sektör dinamiktir. Biz ajans olarak neyi, ne zaman yapmak gerektiğini ortaya koyduğumuzda özel sektör bunu rahatlıkla uygulayacaktır. Eksikleri tamamlama yolunu yine biz göstereceğiz.”
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.