TALPA Başkanı Kaptan Pilot Hüseyin Murat Ersoy, Covid-19 nedeniyle durma noktasında gelen havacılık sektöründe aşı ve tedbirlerin ardından yaşanan hareketlenmenin umut verici olduğunu bildirdi.
Pandeminin en çok etkilediği sektörlerden biri de havacılık. Seyahat kısıtlamaları ve talebin azalmasıyla havayollarının uçaklarını parka çekmesi, pilotların işsiz kalmasına yol açtı.
AA’ya havacılık sektöründeki gelişmelerle ilgili açıklama yapan Türkiye Havayolu Pilotları Derneği (TALPA) Yönetim Kurulu Başkanı Kaptan Pilot Hüseyin Murat Ersoy, Türkiye’de 7 bin 200 aktif pilot bulunduğunu, pilotların tek derneği olan TALPA çatısı altında ise 5 bin 200 üye olduğunu anlattı.
Türk Hava Yolları’nda (THY) aynı zamanda Boeing 777 filosunda sorumlu kaptan ve öğretmen pilot olarak mesleğini sürdüren Ersoy, salgının birçok sektör ve meslek grubu gibi havacılığı da ağır şekilde etkilediğini, binlerce uçağın seferlerini yapamadığını ve bu dönemde ulusal ve uluslararası havacılık kurullarıyla yoğun iş birliği içerisinde olduklarını dile getirdi.
Salgın döneminde birçok pilotun işsiz kaldığını ifade eden Ersoy, “Bazı kargo ve tahliye seferleri dışında birçok pilot arkadaşımız uzun zaman evlerinde bekledi. Bazıları da işini kaybetmek zorunda kaldı. Bu olumsuz durum tabii ki tüm dünyadaki havayollarında yaşandı. Hatta koronavirüs nedeniyle 11 pilot meslektaşımız da hayatını kaybetti. Bizler mesleki olarak çok olumsuz etkilendiğimiz bu dönemde, hava yolları firmaları ve yöneticileriyle görüşmeler yaparak süreci en az hasarla atlatmaya çalıştık” ifadelerini kullandı.
Ersoy, havacılık sektöründe de salgın süresince çevrim içi toplantı ve seminerler düzenlendiğini, insanların eve kapanmasıyla havacılık sektörünün de işleyişinde bazı değişiklikler yaşandığını belirterek, “Havacılıkta bazen 11 Eylül olayları, bazen kazalar gibi bazen de bu iniş çıkışlar gibi dönemler maalesef olabiliyor. Bu gibi kısmi olaylar insanlara bazı duraksamalar yaşattı. Pandemi tüm dünyaya aynı derecede etki etti. Ama biz şu anda iyi durumdayız çok şükür. Dünyada da bu alanda iddialıyız. THY de bu konuda lider. Bu, Türk havacılığı açısından güzel ve umut veren bir durum. Tabii ki bu başarının arkasında da THY’nin birbirinden değerli yöneticileri ve çalışanları yer alıyor” değerlendirmesini yaptı.
Başta Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü olmak üzere diğer kurumların pilotların önerilerini ve uluslararası boyuttaki çalışmalarını desteklediğini, onların görüşlerini dinlediğini ifade eden Ersoy, uluslararası kuruluşlarla çalışmalar yaptıklarını vurguladı.
Salgının ilk dönemlerde yoğun bakım servisleri ve hastanelerin de çok yoğun olduğunu anımsatan Ersoy, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu noktada ülkemizdeki tüm hastanelerle iletişime geçerek PCR ve aşı gibi konularda pilot üyelerimize öncelik verilmesi talebinde bulunduk. Yetkililer sağ olsunlar çok yardımcı oldu. Seferler bir yandan devam ederken bir yandan da meslektaşlarımızın seferlerine devam etmeleri gerekiyordu. Bu noktada birçok hastaneyle anlaşmalarımız oldu ve bu dayanışma sayesinde pilotlarımızı bu hastanelere yönlendirdik. Keza kargo uçuşları ve yolcu uçuşları esnasında da alınması gereken önlemler konusunda bilimsel çalışmalar üzerinde yoğunlaştık. Özellikle enfeksiyon alanında uzman doktorlar olmak üzere sağlık çalışanlarıyla görüşmelerimiz oldu. Bu görüşmelerde alınması gereken önlemler, kullanılması gereken cihazlar, maskeler gibi bu konuların üzerine yoğunlaştık.
Kaptan Pilot Ersoy, pandemi döneminde en yoğun uçuşların kargoda icra edildiğini, buradaki yoğunluğun da Türk sivil havacılığının ilerlemesiyle birçok hava yolu şirketinin ayakta kalmasına katkı sağladığını bildirdi.
Havacılık sektöründe ikinci doz miktarı yüzde 90’a ulaştı
Aşılamanın başlamasıyla Sağlık Bakanlığı ile yazışma ve birebir görüşmeler yaptıklarını da aktaran Ersoy, “Çünkü Türkiye’de de birçok yerde olduğu gibi ilk etapta sağlık çalışanları normal olarak aşılanmaya başladı. Olması da gerekiyordu zaten. Akabinde de en çok risk altında olan havacılık sektörüyle alakalı ilgili kurumlarca çeşitli görüşmelerimiz oldu. Çünkü bu salgın sürecinde 11 pilot meslektaşımız koronavirüs nedeniyle yaşamlarını yitirdi. Ailelerine sabırlar ve meslektaşlarımıza da Allah’tan rahmet diliyorum tekrar. Bu girişimler neticesinde de birçok havayolu yetkililerimiz bizlere destek verdi. Birbirimize bu konularda katkıda bulunduk. Ardından çalışanlarımızın aşılanması gerçekleşti” diye konuştu.
Ersoy, havacılık sektöründe ikinci doz aşılanmanın yüzde 90’a ulaştığını ve bunun çok önemli olduğunu, herkesin aşılanması gerektiğini belirterek, kendisinin de ayın ilk günlerinde ailesiyle hastalandığını, Kovid-19’u aşının da etkisiyle ayakta geçirdiklerini dile getirdi.
İçişleri Bakanlığı genelgesi kapsamında, 6 Eylül’den itibaren iç hat uçuşlarında, aşı yaptırmamış veya 180 gün içerisinde koronavirüs hastalığı geçirmemiş yolculardan PCR testi istendiğini de anımsatan Ersoy, şöyle devam etti:
“Bizler uçakta belirli riskleri de taşıyoruz. Ben mesela Boeing 777’de uçuyorum. Bu uçağın kapasitesi 350 yolcu. Bu sayıda yolcuyla bir yerlere sefer yapıyorsunuz ve tabii ki HEPA filtre var, uçaklarımızın çoğunda dezenfektan, hijyen kuralları mesafe ve maskeleme gibi tam önlemler uygulansa da ancak bir kişinin Kovid-19 virüsünü taşıması birçok şeyi zincirleme olarak etkiliyor. Birçok yolcu ve uçuş personelinin karantinaya girmesine sebep oluyor. O yüzden 2 doz aşı ve PCR testinin yapılması bence çok doğru alınmış karar ve bu şekilde de uygulanması lazım. Bu noktada örneğin bizim Asya kıtasına uçuşlarımızda çeşitli zorluklar yaşıyoruz. O kıtadaki bazı devletler çift doz aşı olsanız da PCR testiniz negatif olsa da havacıları kesinlikle otel odalarının dışına çıkarmayarak karantinada tutuyor. Bunlar tabii ki o ülkelerin zorunlu tuttuğu şeyler. Uyuyoruz mecburen.”
Türkiye’de 2021’nin haziran ayından sonra sivil havacılığın çok hızlı bir şekilde normalleşeceğini bazı toplantılarda dile getirdiğini aktaran Ersoy, “Şu anda bu çıkışı görmeye başladık. Avrupa Hava Seyrüsefer Teşkilatının (EUROCONTROL) geçen yılki raporunda öngörüsü uçuşlar pandemi öncesine göre yüzde 79’du. Şu anda eylül ayı itibarıyla yüzde 71’e ulaştı. Bu çok güzel bir gelişme. Çünkü bu, çok iyi bir şekilde yol alıyoruz demektir. Hatta önümüzdeki 2022 mart-nisan aylarında TALPA olarak biz daha iyi noktalara geleceğini öngörüyoruz. Bu noktada da elimizden gelen ne varsa yapmaya ve çalışmaya devam etmekte kararlıyız” diye konuştu.
Türk gençleri pilotluğu çok seviyor
Kaptan Pilot Ersoy, Türkiye’de havacılığa büyük bir ilgi olduğunu ve gençlerden çok güzel, olumlu dönüşler aldıklarını, çok ilgili ve azimli gençlerin olduğunu kaydederek, “Havacılıkla ilgili uluslararası kuruluşların yaptıkları çalışmalarda 2023’ün sonunda normalde pandemiden önce pilot ihtiyacı sayısı 30 binken şu anda ihtiyaç olan pilot sayısı 34 binlere çıkıyor. Çok ciddi bir ihtiyaç artışı söz konusu. Çünkü ülkemizde ve tüm dünyada havacılık ivmelenerek devam edecek. Ben bu noktada tüm pilot olmak isteyen arkadaşlarımızın bu sevdalarından vazgeçmemelerini ve tutkuyla bu mesleğe bağlı kalmaları gerektiğini öneriyorum” ifadelerini kullandı.
Ersoy, Cumhuriyetin Kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “İstikbal göklerdedir” sözünü anımsatarak, “Bayrak taşıyıcımız Türk Hava Yolları aha iyi noktalara gelecek ve hep lider olacağına inanıyorum.” dedi.
“Hava İş Kanunu’nun bir an önce hayata geçmesi elzem”
Pilotlara yeşil pasaport verilmesi ve havacılık hakları konusunda taleplerini yetkili kurul ve kuruluşlara sunduklarını dile getiren Ersoy, sözlerini şöyle tamamladı:
“Rusya ve bazı ülkeler pilotlardan yeşil pasaport talep ediyor. Bazı ülkeler de meslektaşlarımızı vize zorunluluğuna tabi tutabiliyor. Bu seferlerde aksaklığa sebebiyet verebiliyor. Bu konuda bizlerin yaptığı çalışma da TBMM’ye sunulmuş durumda. Bu, vize alınması ve buradan kaynaklanan maddi giderler anlamında da ülkemize milli gelir anlamında olumlu bir etki açısından son derece önemli bir konu. Türk sivil havacılığı açısından da elzem bir durum. Deniz İş Kanunu’na benzer kanunların da havacılıkta bulunması gerekiyor. Çünkü kaza ve kasten öldürmeler birbirinden çok farklı konular. Bilindiği üzere Pegasus kaptanları yargılandı. Bazıları hapse mahkum edildi. Bu süreçte arkadaşlarımıza destek olmak için dernek olarak büyük çaba harcadık. Hatta uluslararası kuruluşlar ve kanunlarıyla ilgili örnekler sunduk. Onun için Hava İş Kanunu’nun da bir an önce hayata geçmesi elzem bir durum.”
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.