TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener, “Orta Asya’da başka havalimanları hedeflerimizde var. Çünkü ata yurdumuz bizim oralar. Hakikaten Sovyet Rusya yönetimi altında kaldıklarından biz oraları unutmuşuz, bilememişiz” dedi.
Geçtiğimiz günlerde Kazakistan’ın ana giriş kapısı Almatı Havalimanı’nın işletmesini devralan TAV Havalimanları’nın Orta Asya’da başka havalimanı hedefleri var. TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener Haber Aero’ya yaptığı açıklamada, Orta Asya’da başka havalimanı hedefleri olduğunu belirtti. Avrupa’da alınan havalimanlarının büyümenin yüzde 7 civarında Almatı gibi havalimanlarında ise bu rakamın yüzde 10-15’i bulduğunu açıkladı.
Pandemi olmasaydı yolcu sayısında her sene yüzde 3 ile 5 arasından büyüme olacağını kaydeden Sani Şener, bu sene 2019 yılı yolcu rakamlarının yüzde 50’si oranında gerçeklemesini beklediklerini kaydetti.
Şener, “2020’de 2019 yolcu sayısının yüzde 30’u geldi. Yani yüzde 70’i yok. Bu sene biz 2019’un yüzde 50’sinin geleceğine inanıyoruz. Gelecek sene de yüzde 80’lere çıkacak. Ondan sonraki sene de yüzde 100’e tamamlanacak. Gördüğümüz bu. 2023’ün sonu veya 2024’te 2019 rakamlarına ulaşılacağını düşünüyoruz. Salgın olmasaydı yılda yüzde 3’lük, 4’lük, 5’lik bir artış olacaktı. O büyümeyi hesaba katmıyoruz. O büyüme hesaba katıldığı için 2029’da yakalayacağız diyorlar. Yani 2029’da 2019’da pandemi olmamış gibi yapılan büyümeyle rakam yakalanacak. Yoksa biz 2019’u 2023’ün sonlarında yakalayacağız gibi duruyor” dedi.
Şener, neden Almatı Havalimanı’nı aldıklarını, pandemi dönemini ve düşündükleri pazarları Haber Aero’ya değerlendirdi.
TAV Almatı Havalimanı’nı neden aldı?
Kazakistan bizim için önemli bir merkez. Çünkü bizim Orta Asya’ya açılma planlarımız vardı. Bundan sonraki dönemde yolcu büyümesinin Asya’da olacağına ve Orta Asya’nın da bundan ciddi anlamda faydalanacağına inanıyoruz. Yeni ipek yolu denilen bir proje var biliyorsunuz. Bu da Çinin yol ve kuşak projesi. Bu projenin önemli merkezlerinden bir tanesi Almatı. Hem finansal bir merkez hem turistik bir merkez hem de bir kargo merkezi. Bundan dolayı biz oradaki havalimanını almak için epeydir uğraşıyorduk. Biz bu uğraştan dolayı satıcıyla anlaştık ve bir araya gelip satın alma işini bitirdik. Ancak bundan sonra pandemi oldu. Pandemi olunca anlaşmamıza göre vazgeçme ihtimalimiz, hem de devam edebilme imkanımız vardı. Biz devam ettik. En önemli nokta burada.
“200 milyon dolar civarında bir yatırım yapacağız”
Bir stratejinizi uygulamak istiyorsanız doğru koltuklara doğru insanları oturtacaksınız. Bizim ekibimiz gerçekten çok iyi bir ekip. Bakıyoruz dünyaya ve dedik ki bu havacılık büyümeye devam edecek. Evet pandemi var ama biz bu sıkıntının geçeceğine inanıyoruz ve Almatı de önemli bir havalimanı. Biz bu sürece devam edelim. Böyle bir stratejik karar aldık ve devam ettirdik. Şu anda havalimanı bizim yönetimimizde devam ediyor. Çünkü pandemi döneminde bile zarar etmemiş bir havalimanıydı. Bu da önemli bir gösterge. Dünyada havacılık kargosu önem kazanıyor. Orası da önemli bir kargo merkezi. 200 milyon dolar civarında bir yatırım yapacağız yeni bir terminal binası için. Şu andaki mevcut terminalde fena değil fakat büyümesi lazım. Almatı bizim için önemli bir projeydi ve onu aldık.
“Çift haneli büyümeler yakalayacak havalimanlarına yöneliyoruz”
Biz havalimanlarını dizayn ederken optimizasyona çok önem veriyoruz. Çok büyük havalimanları yaparsınız çok az yolcu vardır. Fazla yatırıma gerek yoktur. Bir kapasite hesabımız var. Mesela hava sahası kapasitesi, pist kapasitesi, uçakların park apron kapasitesi, terminal kapasitesi, otopark kapasitesi ve bunlara gelen bağlantı yolu. Bütün bu kapasiteleri birbirine uyum sağlaması lazım. Bu yüzden Gürcistan Tiflis kendi içinde çok uyumlu bir havalimanı. Dikkat ederseniz bizim 1997’de yapımına başlayıp 2000’de açtığımız Atatürk Havalimanı da öyleydi. 2 katlıydı. 2 katında da düz girerdiniz, sağa döner, sola döner giriş veya gelir direkt çıkardınız. Bu yolcunun havalimanındaki akışını basitleştirmek çok önemli bir hadise. Almatı’da şimdi aynısını yapıyoruz. Bölge olarak evet biz oraları sevdik. Gürcistan çok güzel bir tecrübeydi. Gürcistan’da hem Tiflis hem Batum havalimanlarını işletiyoruz. Bu bize önemli bir tecrübe sağladı. Bu deneyimlerle Kazakistan’a gittik. Orta asyada başka havalimanları hedeflerimizde var. Çünkü ata yurdumuz bizim oralar. Hakikaten Sovyet Rusya yönetimi altında kaldıklarından biz oraları unutmuşuz, bilememişiz. Çok iyi karşılanıyoruz. Kıymetli ülkeler. Yolcu sayısının artacağı gelişmekte olan ülkeler. Şu anda Avrupa’da bir havalimanını alırsınız ama büyüme çok az yüzde 7 civarında. Buralarda yüzde 10-15 civarında, çift haneli büyümeler var. Zaten bizim hedefimizde bu büyümeler.
“İstanbul Havalimanı ihalesini alamayınca strateji değiştirdik”
Biz havalimanları olarak sadece havalimanları işletmeciliği yapıyoruz. Bu da bizim dezavantajımız gibi görüyor ama aksine en önemli avantajımız. Çünkü biz tek konuya odaklanmışız. Tek bir konuya odaklanınca inovasyon yapabilirsiniz. Biz havalimanı işletmeciliğine odaklanmış vaziyetteyiz. 2013 yılında biz yeni havalimanı projesi ihalesini alamayınca stratejimizi değiştirdik. Orada bizim havalimanlarımıza hizmet veren servis şirketlerimiz, yer hizmetleri şirketimiz, duty free şirketimiz teknoloji şirketlerimize dedik ki serbestsiniz. Bizim işletmediğimiz havalimanlarına da gidebilirsiniz. Şu anda 8 ülkede 15 havalimanı işletiyoruz. Ama toplamda 91 civarında havalimanında varız. Çok ciddi bir bilgi birikimimiz var. Değişik ama hep havalimanı işletmeciliğinde olan iş modeli yarattık. Maksimum faydayı elde edebilmek için havalimanından her yerinde olmanız gerekiyor. Her yerinde olamasanız; sadece tepede kalır oraları işletmeye kiraya veren yönetim şeklinde olursanız istediğiniz hizmet kalitesine ulaşamazsınız. Çünkü o birimler arasında çok ciddi bir bağlantı var. Değişik iş alanları birisi yemek, içecek birisi, duty free, birisi yer hizmetleri. Ama hepsinin birbiriyle iletişimini sağladığınızda müthiş bir verim, optimizasyon ortaya çıkıyor.
Almatı Havalimanı’nı alınca Astana Air Batum’a uçmaya başladı
Değişik ülkelerde iş yapmanın dezavantajı şu; her ülkenin ceza kanunları, kendi iş kanunları, işçi işveren kanunları var. Bütün bunlara uyum sağlamak açısından bunu yönetmek zor. Tabi bir açıdan da çok büyük avantaj. Küresel bir firma olabilmek için bu portföyü yönetebilmeniz lazım. Havalimanı işletmeciliği solo bir iş değil. Havalimanı işletmeciliğinde bir portföy yönetmeniz gerekiyor. Almatı Havalimanı’nı aldık Astana Air hemen Batum’a uçmaya başladı. Türk Hava Yolları’nın Almatı’daki slotlarını arttıracağız. Diğer havayollarının oraya uçuşunu sağlayacağız.
TAV Havalimanları Kovid-19 sürecini nasıl yürüttü?
Biz Kovid emareleri gelmeye başlayınca, ülkeler seyahat kısıtlamalarına gidince çok ciddi bir dış şok dalgası geliyor. Öncelikle biz çalışanlarımızın ve yolcularımızın sağlığını sağlayacağız. İlk maddemiz buydu. İkincisi finansal sağlığımız, üçüncüsü finansal sağlığımızı koruyabilmemiz için bu bir post-majör kuralıdır. Dünyadaki 8 ülkedeki havalimanlarımıza bir uzatma almamız gerekiyor. Çünkü en az 2 yıl bizi çok ciddi zararlar bekliyor olacaktı. Dördüncüsü ise yine finansal açıdan bankalarla yeniden yapılandırmaya gitmek gerektiğini planladık. Son olarak da durmak yok dedik ve aynı şekilde önümüzde Almatı’yla almakla devam ettik. Bu işin dünyada biteceği yok o yüzden aynı şekilde devam ettik. Hem yolcularımızın hem çalışanlarımızın sağlığı için gereken tedbirleri en kısa sürede aldık. En kısa süre diyorum çünkü biz havalimanları sektörü regüle bir sektörüz. Zaten çok ciddi bir yolcu güvenliği, uçuş güvenliği için sizin bir emniyet grubunuz güvenlik grubunuz var. Bu grupta çok ciddi bir şekilde, havalimanlarının girişinden itibaren her türlü üst arama, bagaj arama yapıyorsunuz. Şimdi aynı şekilde bir de sağlık taraması alanı da geldi. Bundan sonra neler olacak neler değişecek diye soruyorlar. Birincisi projeleri dizayn ederken ilk olarak güvenlik bölgesi yapıyorsunuz zaten artık bir de sağlık bölgesi dizayn edeceksiniz. Orada da yolcu taramaları olacak en az 4, 5 yıl bu böyle olacağı için Almati havalimanı böyle dizayn ettik mesela. Buna alışık olduğumuz için sosyal mesafe, hijyen, maske, bariyerler, hepsini hallettik.
“Havacılık regülatörlerinin tüm kurallarını başarılı uyguladık”
Fakat bu yetmiyordu uluslararası kuruluşlardan da bizim bir akreditasyon almamız gerekiyordu. Çünkü yolcularımızın önemli bir kısmı yabancı yolcu. O yabancı uçakların getireceği yolcular için akredite olmak gerekiyordu. İşte Uluslararası Havalimanları Konseyi (ACI), Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) gibi regülatörlerle üst düzey boyutunda temas ettik. Onlar bir sürü kurallar koyuyorlar, o kurallar bütününün hepsini uyumlu bir şekilde aldık, uyguladık. Uygulamak önemli. Aslında onların kurallarını almak çok kolay. O kurallara uyduğunuz sürece akredite olmak da kolay. Onu gerçekten uygulayabilmek gerekiyor. Kütüphaneler dolusu kural olabilir uygulamadıktan sonra hiçbir şeye yaramaz.
“Aşılanan yolcular tedbiri elinden bırakmamalı”
Geçen gün bir zoom toplantısında Kapadokya Üniversitesi’nin düzenlediği ICAO Başkanı Salvatore Sciacchitano. İyi de dostumuz. Onunla konuştuğumuzda sorduğum soru şuydu. Aşı konusu çıkıyor. Rus aşısı Çin aşısı kullanılmayacak gibisinden. Kendisinin cevabı şuydu; Bu bir ayrımcılıktır, biz bunu yapamayız. Öyle bir şeyin olacağını zannetmiyorum. Ama Dünya Sağlık Örgütü’yle birlikte çalışıyoruz. Şu an geldiğimiz nokta aşılanan insanlar (Bunu hekim hocalarımız yanlış anlamasın ben hekim değilim ama) kendisi hasta olmuyor ama taşıyabiliyor. Onun için bizim halen aşılanma olduktan sonra da bu taşıyıcıları engellemek için uçaklarda, havalimanlarında tedbirlerimizin sürmesi lazım. Kurallar var Take-Off rehberi adında. Bunda havalimanlarının yapacakları, uçakların yapacakları bir de personelin yapacakları. Bütün bu kurallar bizde var. Biz bu kurallara uyum sağlayarak gidiyoruz. Bu uyumu sağlarken uygulama çok önemli. Onun için de çalışanlarınızı çok iyi yönetiyorsunuz. Havalimanında direkt yolcuyla karşı karşıya olan çalışanınızın hep kendi sağlıkları hem de yolcu sağlığı açısından çok ciddi şekilde eğitim verdik. Bunu da becerdiğimize inanıyoruz.
“Seyahat kısıntılarının kalkmasını bekliyoruz”
Dünya ve Türkiye’deki tüm regülatörler kuralları çok çok güzel. Bu disiplinler arası benimde olduğu konuşma grupları var oradan tüm dünyayla haberleşiyoruz. Orada bir sorun yok ama biz şunu söyleyemiyoruz. Sürücü koltuklarında ülkelerin sağlık ve bilim kurulları oturuyor. Lider onlar şu anda. Onun için ülkeler arası seyahat kısıntılarının kalkması için onları vereceği kararlar geçerli. Biz de o kararları bekliyoruz. Şu anda halen bir uyum sağlanmış değil. Bu hafta Muskat’ta önemli bir toplantı vardı Ulaştırma Bakanı’yla. Gitmek için araştırdım 8 gün karantina var. Paris’e gitmek lazımdı bir toplantı için orada 3-4 gün karantina. Bilemiyorsunuz değişik. Her yere soruyorsunuz değişik. Amerika’da değişik mesela. İngiltere’de şu an kırmızı listedeyiz. Ama rakamlar düştü oradan kurtulabiliriz. Bu uyumun bir kere sağlanması lazım. Sağlanınca yolcu sayılarının artacağına inanıyorum.
“IATA Travel Pass sağlık pasaportu değil bir aplikasyon”
ICAO Başkanı Salvatore Sciacchitano’ya IATA sağlık pasaportunu sordum. Ona aşı pasaportu demeyelim diyor. O bir aplikasyon olacak diyor. Orada her şeyiniz olacak. Aşı olmayabilir PCR testi olabilir diyor. Veya antijen olur onlar gözükecek diyor. Burada önemli olan Travel Pass. Bunu da Pegasus CEO’su iyi dostumuz Mehmet Nane Bey söylemişti. THY’de mutlaka yapıyordur. Bu Travel Pass başlayınca otomatik olarak bunlar bizim Türkiye’deki HES koduna bağlı olacak. Bu sebepten aşı ayrımcılığı olmayacağını bize söylediler. Sinovak’ta Avrupa Sağlık Örgütü’nde alıyormuş onayını. Onun için Türkiye’de insanların o konuya çok takılmaması lazım. Ben ACI Genel Sekreteri Olivier Jankovic’le konuştuğumda siz Avrupalılar Rus ve Çinli istemiyor musunuz dedim. Almayacak mısınız o yolcuları, Türk yolcuları istemiyor musunuz? Dedim. Şimdi zaten bize çok ciddi bir Biontech geliyor. 120 milyon civarında. 30 milyonu da inşallah haziran ayında geliyor. Geçen THY’nin Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı Bey çok sevdiğimiz dostumuz. Ona sordum nedir diye? O da bu kargoda 30 milyonun 5 milyon bu ay içinde geleceğini söyledi. Başladılar gelmeye. Zannediyorum haziran ayında çok ciddi bir rakam Türkiye’de aşılanacak. Bunların da bize çok faydası olacağına inanıyorum. Herkes aşılandıktan sonra normale doğru döneceğimize inanıyorum.
“Uçaklar en güvenli seyahat aracı”
Bu süreçte uçak yolculuğunun en güvenli yolculuk olduğunu da gördük. Yurt içi ve yurt dışında bir sıkıntı çekmedik. Rakamlarda da bir şey görülmedi. Uçak yine en emniyetlisi. HEPA filtrelerinin olması ameliyat filtrelerinin uçaklarda olması açısından bakılınca uçak en emniyetlisi. Havacılık çok regüle bir sistem olduğu için zaten biz hiç kuralsız davranamayız. Şansımız yok. Uçak şirketlerinin, havayollarının hiçbir şansı yok. Herkes her türlü tedbirini aldı. Oralardan çok az bulaş olduğuna inanıyorum.
“Turizmde çok ciddi patlama olacak”
Turizm Geliştirme Ajansı’nda ben havalimanlarını temsilen yönetim kurulu üyesiyim. 3 yıl biz olacağız ondan sonra 3 yıl İstanbul Havalimanı İGA temsilcisi olacak. Diğer bölgelerden arkadaşlar seçimle geliyor. Hatta ben espri yapıyorum ben kontenjan senatörüyüm diye. Biz kontenjandan geldik yasa gereği. Çok faydası oluyor birbirimizle çok iyi iletişim sağlıyoruz. Otelci arkadaşlar var, seyahat acentasından arkadaşlar var, Turizm Bakanlığı’ndan arkadaşlar var. Turizm Bakanlığı’ndaki üst düzey bürokratlar ve Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ve diğer bakanlıklarla ilgili her türlü koordinasyonu sağlıyorlar. İlk dünyada Safe Turizm belgesini yapanlardan biri Türkiye Turizm Bakanlığı. Biz daha ziyade tanıtım ajansı kısmındayız ama bu pandemi üstüne geldi işin. Dünyada bildiğimiz çok büyük ülkeler Yunanistan, İspanya, İtalya bu şekilde bir ajans kurmuşlar yıllar önce. Bunun kurulması müthiş bir olay. Dünyada çok ciddi bir bütçeyle çok ciddi bir tanıtım yapılıyor. Pandemiye rast geldiği için çok fazla anlatılamıyor. Ama aslında çok ciddi bir tanıtım yapılıyor. Ben o ajansın çok başarılı işler yapacağına inanıyorum. Müthiş iletişim disiplinler arası bağlantı o kadar önemli ki zaten krizleri yönetmek için iletişimin çok iyi olması gerekiyor. Biz havalimanları giriş kapısı olduğu için dediğim gibi ben bu sene 2019’un yüzde 50’sine gelineceğine inanıyorum. Yüzde 60 bile derdim ama mart ayındaki üçüncü dalga biraz bizi düşürdü. Yaz ayının geç zamanlarında artacak. Sezonun uzayarak artacağına inanıyorum. 2022’de her şey normale döner inşallah. İnsanlar seyahat etmek için çok hazır vaziyette. Çok ciddi bir seyahat patlaması olacak. Bu patlama özellikle turizmde olacak. Biz de turistik havalimanlarında olduğumuz için kendimizi biraz avantajlı görüyoruz.
“İş seyahatleri turizmden daha geç açılacak”
İş seyahati zoom, teams gibi dijital olarak yapılan toplantılar gerçekten çok değişik bir dinamizm getirdi. Onun için iş seyahatlerinde belirli bir süre azalma olacağına inanıyorum. Ama ondan sonra olmayacağına inanıyorum. Niye derseniz ben kendimden biliyorum. Zoomla çok güzel bilgi aktarılıyor. İletişim muazzam. Ama karar vermekte biraz sıkıntılı olabiliyoruz. 20 tane zoom toplantısı yapıyoruz çözemiyoruz, atlayıp Kazakistan’a gidiyoruz çözüp geliyoruz. Onun için yüz yüze görüşmelerin devam edeceği için o seyahatlerin de ileride olacağına inanıyorum. Ama şu an ilk patlama turizmden gelecek. 15 Haziran’dan sonra turizmden çok ümitliyim. Ümitliyim derken çok sıkı takip ediyoruz. Hem tur operatörlerinden takip ediyoruz, hem havayollarından takip ediyoruz, hem bir sürü havalimanının yönetiyoruz oradaki durumlardan. Mesela Tunus’u işletiyoruz orası açıldı, Kazakistan açıldı, Gürcistan açılmaya başladı. Türkiye’de pandemiden sonra çok iyi yerlere gelecek.
“Temassız işlemler ön plana çıkacak, dijitalizasyon artacak”
İş modelleri değişecek. Kökten bir değişiklik değil ama yeni deneyimler eklenecek. Bir sağlık krizinin bizi darmadağın ettiğini gördük. Onun için dijitalizasyonun havalimanlarında özellikle pratik uygulamaları çok artacak. Bizim TAV Teknoloji şirketimiz var. 400 bilgisayar mühendisi çalışıyor. Çok ciddi bir şirket. Orada yapılan araştırma ve geliştirmelere bakıyorum. Temassız işlemlerin yapılması çok hızlanacak. Biyometrik çözümler çok hızlanacak. Biyometrik ve fiziksel yapılan çözümlerin teknolojileri havalimanlarında çok geliştirilecek. Bu açıdan bir takım değişiklikler olacağına inanıyorum. Çok ciddi şekilde dijitalizasyon havalimanlarına girdi. Daha fazla dinamikleşecekler. Havayollarıyla bizim aramızdaki bağlantılar dijital şekilde artıyor. O yöne doğru ciddi değişimler olacak. 2000’li yıllarda burayı işletirken Berlin’e bir seminere gitmiştim. Havalimanına dönerken şoföre dedim ki check-in hangi adadan yapılacak. Dedi ki bana nereden bakacağım ki? Biz o sırada Tav olarak yolcunun avucunun içine teknolojisi indirilmişti. Direkt girip uygulamaya nerede olduğunu görüyorsunuz. Evvelden olsa telefon açıp öğrenirdiniz. Şimdi Flight Radar’a girip uçak indi iniyor, kaç dakikası kalıyor, rüzgar ne, tipi ne bunlara kadar hepsini biliyorsunuz. Bunlar daha da gelişecek. Birbirine seri şekilde bağlanacak. Bunlar olayları, disiplinleri süreçlerine birbirine bağladıkça müthiş bir verimlilik çıkıyor. Bunlar havalimanlarında fazlasıyla olacak. Sağlık ve emniyet yine en önemli önceliğimiz olarak devam edecek. Bir bomba patlıyor. Atatürk Havalimanında olmuştu biliyorsunuz bir terör hadisesi. Bunu sağlıkta gördük. O zaman da sizin çok ciddi şekilde ticari kayıplarınız oluyor. Biz ne diyoruz virüsün mutasyonu varsa bizim de işimizin mutasyonları var.
“Afrika çok önemli bir pazar olacak”
Şu anda Afrika nüfusunun üçte biri kadar yolcu var. Halbuki uçmaya eğilim rasyosu diye bir rasyomuz var. Uçan yolcu sayısı bölü o ülkenin nüfusu. Afrika’yı bir ülke olarak alırsanız 1 milyar nüfusu var. Ama uçan sayısı insana bakarsanız 350 milyon yolcu var. Bu sayının normalde 2 milyar olması gerekiyor Amerika ve Avrupa standartında. Çok ciddi bir şekilde Afrika’da patlama yaşanacak. Yer altı madenleri açısından tabii kaynaklar açısından çok önemli bir ülke ama bir türlü gelişemedi. Gelişim başladığı andan itibaren Afrika önemli bir pazar. Şu anda servis şirketlerimizle irtibat halindeyiz. Kuzey Afrika’da 2 havalimanımız var. Kenya ve Ruanda’da bizim servis şirketlerimiz lounge işletiyorlar. Önemli destinasyonlarda.
Almatı Havalimanı’nı Çin’e yakın diye aldık
Tabi ki Çin en büyük pazar olacak. Çin’de gelecek 25 yılda 500 bin pilota ihtiyaç olacak. Buna göre düşünürseniz çok büyük bir büyümeye gidiliyor oralarda. Fakat Çin’de şu var. Bir kere çok büyük inşaat firmaları var ve çok büyük yatırımlar yapacak finansal güçleri var. Çin’de Çinli bir firma harici başka birine pazarda yer olacağını düşünmüyorum. Zaten Almatı Havalimanı’nı almamızın en büyük sebeplerinden biri Çin’e de olan yakınlığıdır. Çok farklı coğrafyalarda iş yapınca farklılığı görüyorsunuz. İşte o farklılıklar birleşince de olay başka yerlere gidiyor. Biz de o farklılıkların peşindeyiz.
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.