İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nın otorite şirketi HEAŞ’ın (Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri AŞ) Genel Müdürü Hüseyin Sağlam, ikinci pistin bu sene sonunda hizmete girmesini planladıklarını söyledi.
HEAŞ Genel Müdürü Sağlam, Sabiha Gökçen’deki ikinci pistin sorunun Pendik sahilini otobana bağlayan tünelde meydana gelen çatlak olduğunu kaydederek 2021’in sonu veya 2022’nin ocak, şubatında ikinci pist inşaatı ve altyapısı tamamlanacağını kaydetti.
Geçtiğimiz ekim ayında deprem yönetmeliğinin çıktığına dikkat çeken Sağlam, “Bu yönetmelik bu tüneli ne kadar etkiler veya etkilemez burada bir iyileştirme yapmak gerekiyor mu, gerekmiyor mu diye inşaat firmaları bilirkişilerden danışmanlık hizmeti alıyor. Bunlardan biri İTÜ’den bir akademisyen biri de Boğaziçi Üniversitesi’nden. Gelinen noktada her iki akademisyenin de ortak bir kararı neticesinde kemer kısmındaki çatlak hasarı giderilen tünelin bir güçlendirme projesine ihtiyacı söz konusu. Bu daha kesinleşmedi. İkinci pistin yukarıdaki kısmının 100 metrelik bir bölümüne denk geliyor. Bu sürecin neticelenmesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Sağlam, ikinci pistte yaşanan sorunlardan yeni terminale, Vatanjet’ten kargo alanına, raylı sistemden, genel havacılık terminaline Sabiha Gökçen Havalimanı hakkında merak edilenleri Haber Aero’ya değerlendirdi.
“THY’den HEAŞ’a transfer oldum”
HEAŞ’ta geçtiğimiz haziran ayında göreve başladım. Yaklaşık da 9 ayımı doldurmuş bulunuyorum. Tabiri caizse THY akademisinde 32 yıllık bir havacılık deneyimimden sonra havalimanı tarafına transfer olmuş oldum. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Elektronik mezunuyum. 1987’de THY’de başlayan yolculuğum 2020’nin şubat ayında neticelendi 2-3 ay dinlendikten sonra HEAŞ’ta Genel Müdür olarak göreve başladım. HEAŞ Savunma Sanayi Başkanlığımızın (SSB) bir kuruluşu. Hisselerinin de yüzde 96,4’ü SSB’ye ait. Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (TSKGV) ile Türk Hava Kurumu (THK) da diğer ortaklarımız. Dolayısıyla biz tam yerli ve milli bir kuruluşuz.
HEAŞ 27 Ocak 2000 yılında kuruldu. Ben o tarihlerde THY’de çalışıyordum o yüzden detayını bilmiyordum, ama araştırdığım kadarıyla havalimanı civarında değil de dışarda bir endüstriyel bir şirket olarak kurulmuş. 8 Ocak 2001’de de meydan faaliyetlerine başlamış. O dönemlerde THY Sabiha Gökçen Havalimanı’na sefer düzenlemekte zorlanıyordu. O tarihlerde RJ uçaklarımız vardı. Onlardan bir tanesi sabah 06:30’da Esenboğa Havalimanı’na giderdi akşam 22:30’da da İstanbul’a dönerdi. THY’nin Sabiha Gökçen seferleri bu şekilde başladı. THY’nin filosu kısıtlı olması nedeniyle Atatürk Havalimanı’ndaki kendi tarifesini yönetebilmek için buraya fazla uçak veremiyordu. Dışardan bakıldığında ise “THY bu havalimanına neden uçmuyor?” diye soruluyordu. Sebebi yeterli uçak olmamasıydı.
“Malezya Airports’a ek işletme süresi konuşuluyor”
Burası 8 Ocak 2001’de faaliyete geçiyor. Zaman içerisinde terminal işletmecisi İSG firması devreye giriyor. Başlangıçtaki ortaklardan; Hindistanlı GMR yüzde 40, Limak yüzde 40 ve Malezya Airports yüzde 20 hisseye sahipti. Şu anda ise havalimanının yüzde 100’ü Malezya Airports’a ait. 2008’den 2028’e kadar hizmet süreleri var. Ancak arada yapılan ekstra yatırımlar kazanılan süreler söz konusu. Normalde protokol 2032’ye kadar, ama salgından dolayı ek süre durumu konuşuluyor. Şu an SSB ile görüşmeleri devam ediyor. Muhatap HEAŞ değil, direkt SSB. Çünkü anlaşmalarda doğrudan onların kiracısı.
“Tek pist zorluğu yaşıyoruz”
Biz otorite olarak kule hizmetlerini Devlet Hava Meydanları İşletmesi’nden (DHMİ) alıyoruz. Bir de onların bir üst kademesi İstanbul AHL Yaklaşma ekibinden alıyoruz. Hem İstanbul Havalimanı hem Sabiha Gökçen’de bu hizmetler aynı kuruluşlar tarafından yapılıyor. Dolayısıyla kule yönetimi DHMİ’de terminal işletmecisi Malezyalılarda, pist, apron bölümlerinden biz sorumluyuz. Bununla beraber bütün elektronik aksamı ILS’den tutun, antenler, radarlar, yer radarları gibi bizde kompakt bir hizmet veriyoruz. Ayrıca Meteoroloji Müdürlüğü de burada hizmet veriyor. Onlarla da senkronize çalışıyoruz. Hava durumuna göre pistin durumunu takip ediyoruz. Bu operasyonları tek pistle yapıyoruz. Tek pistle operasyon yapmanın zorluğunu bende buraya geldikten sonra anladım. O yüzden her akşam bizim kapalılık zamanımız var. Pistte günlük operasyon sonrası oluşmuş hasarlar, lastik izleri gibi hizmetlerin kontrolleri gece bizim ekiplerimiz tarafından yapılıyor. Bu konuda bizim iki adet ana müdürlüğümüz var. Teknik İşler Müdürlüğü ve İşletme Müdürlüğü. İşletme müdürlüğü kurallara göre operasyonun nasıl gittiğini yönetiyor. Teknik İşler Müdürlüğü de her şeyin teknik olarak fonksiyonel olarak faal olduğundan sorumlu müdürlüğümüz. İkisinin senkronize çalışması burada hizmetin paydaşlarımıza en iyi şekilde sunulmasını sağlıyor. Biz de bundan memnuniyet duyuyoruz.
“Kovid-19’un bize faydası oldu”
Havalimanında pandeminin ilk başladığı mart ayında kapalılık süresi oldu. Ben o zaman görevimin başında değildim. Ancak salgın dönemi bize bir artı olarak yansıdı. Gece kapalılıklarda uyguladığımız periyodik bakımı peş peşe 26 günlük süre içerisinde burada hizmet aldığımız bir inşaat firmasıyla birlikte çok güzel bir tadilat yapıldı. Basında bazen haberler çıkıyor. Sabiha Gökçen Havalimanı pistinin güvenli olmadığıyla ilgili. SHGM’nin denetimi altındayız onlarda sık sık denetim yapıyorlar. Bu tür eleştirileri kesinlikle kabul etmiyoruz. Kamuoyunda yanlış bilinen doğrular gibi bir durum söz konusu. Burası operasyonlarını aksatmadan yürüten gayet güvenli bir alan. Pandemi nedeniyle kapasitemiz de düştüğü için iç tehirlerin yaşanmadığı, zaman zaman sadece hava şartlarından etkilenen, bazen de kuş sürüleri nedeniyle yani kuş çarpmasını engellemek amacıyla bazı pas geçmeler yaşanıyor. Bunun sebebi de inşaat sahasından kaynaklanan su birikintilerine gelen martılardan kaynaklanıyor. Kuş kovucu sistemlerimiz var, manuel sistemlerimiz var ama neticede bunları kaçırmak biraz zor oluyor. Neticede havalimanının 20 yıllık bir geçmişi var. Ve ilk kez pistten çıkma hadisesi yaşandı. Bu durum havalimanı otoritesinin başına gelen ilk pistten çıkma durumu. Her şeyin ilkinde bir sıkıntı yaşandığı gibi ondan olmuş olabilir, ama ben bunu bir olumsuzluk olarak görmüyorum. İlk pistten çıkma anında ben de THY Teknik A.Ş’deki arkadaşlarıma rica etmiştim. Orada bir koordinasyon eksikliği oldu. O kabul edilebilir, ama çok büyütülecek bir olumsuzluk değil. Biz her zaman eleştiriye açığız. Her gün bir iyileştirme yapıyoruz. Kendimizi nasıl iyileştireceğiz, daha iyi nasıl olacağız konusunda personelimizi de geliştirmeye çalışıyoruz.
“Tecrübeli bir ekibe sahibiz”
Burada göreve başladık ama çok tecrübeli insan kaynağımız var. Bu kişiler şirketin ilk kuruluşundan beri çalışan tecrübeli insanlar. Biz onları yeni bir enerjiyle yeniden motive ederek şirketi bilinir hale getirmeye çalışıyoruz. HEAŞ dediğiniz zaman pek tanınan bir isim değil. Bir logo değişimi yaptık ve bunu 8 Ocak’taki bir törenimizle tanıttık. İsim değişikliği de yapmak istedik. Fakat ismini değiştirmedik. Şimdilik bu isimle devam etmek istedik. Personelimizde şu an bir farkındalık oluştu. İyileştirmelere veya değişimlere güzel olumlu tepkiler veriyorlar. Bu hızla ve bu metotla gidersek HEAŞ ikinci pistte bittikten sonra, meydanın kapasitesi de ikiye katlandıktan sonra daha iyi yerlere gelecektir.
İkinci pistin şu anki gecikme nedeni tünelde oluşan hasar”
Pistin idaresi DHMİ’de, ancak biz de yakından takip ediyoruz. Her hafta yapılan koordinasyon toplantılarına katılıyoruz. Yakın takip ediyoruz. Bir takım talihsizlikler var maalesef. Bu işin başı 2012’lere dayanıyor. O yıllarda Ulaştırma Bakanımız Sayın Binali Yıldırım Beyefendinin zamanında Savunma Sanayii Başkanlığı ile bir protokol imzalanarak bu ihalenin ikinci pist ve mütemmimleri ihalesinin DHMİ tarafından yapılması protokolü imzalanıyor. Ve ihale iki kısım olarak yapılıyor. İlk kısmında altyapı ve diğer şeyler var. Esas ikinci pistle ilgili proje 2016 yılında başlıyor. Ona da 3 yıl, bin 100 gün süre verildi. 2019 yılında bitmesi gereken proje biraz uzadı. 2020 yılında bitecek derken pandemi araya girdi. Ben göreve gelmeden iki gün önce E-5’ten E-6’yı bağlayan tünel var. Yani Pendik sahilinden otobana bağlayan iki tünel var. O tünelin birinde bir hasar oluştu. Şu andaki gecikmenin temeli bu hasar. Onun giderilmesi için çalışılıyor. Hasarın kemer tarafındaki işlemleri giderildi, düzeltildi. Bu arada da geçtiğimiz ekim ayında bir deprem yönetmeliği çıktı. Bu yönetmelik bu tüneli ne kadar etkiler veya etkilemez burada bir iyileştirme yapmak gerekiyor mu, gerekmiyor mu diye inşaat firmaları bilirkişilerden danışmanlık hizmeti alıyor. Bunlardan biri İTÜ’den bir akademisyen biri de Boğaziçi Üniversitesi’nden. Gelinen noktada her iki akademisyenin de ortak bir kararı neticesinde kemer kısmındaki çatlak hasarı giderilen tünelin bir güçlendirme projesine ihtiyacı söz konusu. Bu daha kesinleşmedi. İkinci pistin yukarıdaki kısmının 100 metrelik bir bölümüne denk geliyor. Bu sürecin neticelenmesini bekliyoruz.
“İkinci pist 2021 sonunda veya 2022’nin başında bitecek”
İkinci pist tünelinde 100 metre toprak alan var. O hafriyat duruyor. Çünkü şu an onun üstüne betonu dökmüyorlar. Ne olacağı belli değil. Belki tekrar hafriyatın açılıp orada bir kemer güçlendirme çalışması olabilir. Önemli olan onun kararının verilmesi. Çünkü orada bir kemer daha yapılma ihtimali var. Bunun hem mali boyutu var hem de raporun onaylanması var. İnşaat firmasından yetkili arkadaşlarla görüştüm. Şu an net karar verilmediği için beklenti devam ediyor. Ama en kötü şartlarda o bölümün dışındaki alanlar bu yıl sonunda kesin bitecek. Bu zaman dilimi içerisinde orası da tadil olursa çok daha güzel olur. 2021’in sonunda veya 2022’nin ocak veya şubatında inşallah ikinci pist inşaatı ve altyapısı tamamlanacak. Buradaki talihsizlik oradaki pürüzün çıkması. O alan kolay bir yer değil. Orada vadi gibi bir oluşum söz konusu. Düz olaydı çoktan biterdi. Bu bir teknik yetersizlik değil, planlama da değil. Çıkan uygunsuzluklar durumu bu hale getirdi.
“Turkish Cargo ve DHL ile kargo merkezi olacağız”
Öte yandan aynı bölgenin 06 tarafında kargo bölgemiz var. Orada da bir yenilik peşindeyiz. Orada yeni bir kargo alanı inşa ediyoruz. Yatırımcıları davet ediyoruz. DHL ile görüşüyoruz. 25 bin metrekarelik bir yer için protokol imzaladık. Daha sonra başka firmalar da geldi. Turkish Cargo’nun da niyeti var. Altyapısı yapıldığı zaman çok güzel bir kargo city olacak. Sabiha Gökçen Havalimanı sadece yolcu taşımayla değil, kargo taşımacılığı için de Anadolu’nun Avrupa’ya açılan bir kapısı olacak.
“Pist bitince kapasite ikiye katlanacak”
İkinci pist bitince havalimanının kapasitesi ikiye katlanacak. Bizim bunu da karşılayacak bir terminale ihtiyacımız var. Terminal projemiz hazır, tasarımı da yapıldı. Terminalin rüçhan hakkı İSG firmasında yani Malezyalılarda. Terminal işini onların üstlenip yapması konusunda SSB ile çalışmalar devam ediyor. Orada da nereden baksanız 500 milyon Euro’luk bir yatırım gerekecek. Biraz hesap kitap işi. Bu yatırımla ne kadar sürelik işletme zamanı verileceği konusunda görüşmeler devam ediyor. Nisan veya mayısta bir el sıkışma olsun temel atılsın istiyoruz. Orta alan hazır, altyapısı hazır, körüklerine kadar her şeyi hazır bir şekilde temelinin atılması lazım.
“20 yıllık tecrübeye yönetiyoruz”
Bizim kurtarma ve yangınla mücadele ekibimizin 20 senelik tecrübesi var. ARFF’ye biz “Kaza Kurtarma ve Yangınla Mücadele” diyoruz. Biz ARFF’yi kullanmıyoruz. Biz KYM (Kurtarma ve Yangınla Mücadele) memuru ya da KYM uzmanı diyoruz. O vakadan sonra hep personel eğitimleri devam ediyor. 2 ay önce çok katılımlı bir tatbikat yaptık. Bu tatbikata İBB, Deniz Kuvvetleri, Jandarma da katıldı. Bizim ilk yardım şefliğimiz de var. Onlar şu an hem aprona bakıyor hem yolculara bakıyor. Bizim yangınla mücadele ve ilk yardım ekiplerimiz çok tecrübeli. Ekiplere, “Hiç kaza olmasın, ama yarın da kaza olacakmış gibi hazır olun” diyoruz. Nöbetteyiz, hazır kıta bekliyoruz. Sabiha Gökçen emin ellerde diyebilirsiniz.
“THY ve Pegasus’a özel terminal”
Yeni terminalle birlikte buraları kullanmak isteyen havayollarının durumu da farklılaşacak. Mevcut terminali THY tek başına kullanmayı istiyor. Diğer tarafta yeni terminali de Pegasus tek başına kullanmak istiyor. Pegasus’un ağırlığı burada biraz daha fazla. Ben eski THY’li olarak da arada kalıyorum. Kelimeleri seçmekte zorlanıyorum. Lütfen her iki şirketimizin yönetici arkadaşları gücenmesin. Her ikisini de alkışlıyorum. Onların buradaki hizmetleri neticesi biz bu güzel günleri yaşıyoruz. Ocak ayında Avrupa’da ilk 5 havalimanı içinde biz 4’ncüyüz, İstanbul Havalimanı 1’nci. Onları alkışlıyorum. Geçtiğimiz haftalarda 2’nci sıradaydık. Bu başarılar THY, Pegasus ve Anadolujet’in buradan uçuş yapmalarıyla gerçekleşiyor. Aslında olması gerekende havayollarının kendine has terminallerinin olması. Modern dünya bunu gerektiriyor. Diğer havayollarına da belki küçük bir terminal daha yaparız. Eski bir terminalimiz var, atıl vaziyette duruyor. Belki onu tadil ederiz.
“Yeni terminal ve ikici pistle ilave 40 milyon yolcu kapasitesi…”
Geçen sene pandemi olmasaydı, Sabiha Gökçen Havalimanı olarak 39 milyonlara ulaşacaktı. Bir önceki sene 36,5 milyon yolcu taşımışız ki bu kapasitemizin çok yakınında bir rakam. Yeni terminal ve ikici pistle ilave 40 milyon yolcu kapasitesine ulaşacağız. İki havalimanı gibi kullanma avantajımız olacak Sabiha Gökçen’i. Önümüz çok açık. Şu sıkıntı kısa süre için de tüm insanlık kurtulsun. Biz de önümüzü daha rahat görelim. Yapacak çok işimiz var. Geçen sene 2020’de pandemi başlamadan havalimanımızın ocak ve şubat aylarında yolcu sayısı çok artmıştı. Mart ayında ilk vakayla uçuşların durması sonucu dip yaptı. Biz bu sene ocak-şubat ayında İstanbul’daki payımızı yüzde 4 artırmışız. Bu da Anadolu Yakası’nın ilk tercih edilen havalimanı olduğumuzu kanıtlıyor. Kocaeli, Sakarya, Bursa Büyükşehir Belediyeleri buraya tarifeli sefer yapıyorlar. Onlar İGA’ya da bize de tarifeli seferle yolcu getiriyorlar.
“Hızlı tren ile gelinebilecek”
Raylı sistem Tavşantepe durağına kadar geldi. Havalimanı terminalinin önünde altta bir çalışma var. Çok yakın takip edemiyoruz, ama 6 ila 8 ay içinde tamamlanacağı söyleniyor. Onunla birlikte yeni bir proje var. E-6 tarafından hızlı tren bağlantısı da gelip Sabiha Gökçen kavşağında birleşecek. Yani bu iki taraftan gelen raylı sisteme hafif raylı sistemle yeni terminale bir shuttle servisi tasarlandı. O da olduğu zaman metroya binen bir yolcu Sabiha Gökçen istasyonunda indiği zaman oradaki servis onu yeni terminale götürecek. Yeni terminal toplamda 246 bin metrekare olacak. Bir de uydu iskeleleri var. Yolcu alttan yürüyen merdivenlerle gidecek yukarıya çıkacak. Oradan körüklere geçerek uçaklara ulaşacak. Şu an inşaat alanı yakıt boruları da dahil olmak üzere orta alan olmak üzere hazır. İş temel atma ve el sıkışmaya kaldı. Pandemiden de kurtulursak bizi kimse tutamaz.
“THY Teknik ve Pegasus yer istiyor”
Pegasus ve THY Teknik’in bizden ekstra yer talepleri var. O da Pendik’e doğru inen yolun kenarında. Yeni kargo apronuyla aynı hizalarda. Pegasus’la protokol geçen yıl imzalandı. THY Teknik’deki eski arkadaşlarıma da siz de gelin bir protokol imzalayalım diye hatırlatma yaptım. İnşaata bugün başlamasanız gelecek yıl başlarsınız. Artık o alan THY Teknik’e yetmiyor. Bende diyorum ki burada arazi az kaldı, başkalarından evvel siz gelin alın. Yer gerçekten sınırlı. İGA’da halen 13,5 km açık alan var. Orada herkese yer bulunur. Sabiha Gökçen tarafı doldu maalesef. Daha da büyüme imkânı yok. Bizim niyetimiz, terminal ve ikici pist bittikten sonra kara tarafında da bir şeyler yapacağız. Oradaki gelişmeler Airport City adı altında olacak. Ama ona biraz daha zamanımız var.
“HEAŞ’ın Vatanjet’i oldu”
Genel havacılık terminalimiz başka bir firmanın işletmesinde, kiralık olarak. Kendi ihtiyacımız için o tarafta kalan 6 dönümlük arazimiz var. Biz oraya kendimize bir hangar yapacağız. Alt markamız Vatanjet adıyla bir iş jeti sahibi olduk. Gulfstream 450 uçağımız var. HEAŞ olarak işleteceğiz. Yerli ve milli bir marka adı olan Vatanjet adını koyduk. İş dünyası bizden bu uçağı kiralayabilecek. Biz sosyal medya ve kurumsal ziyaretlerle bilgi vereceğiz. Buradaki niyetimiz SSB’ye bağlı kuruluşlar, kamu kuruluşları, İstanbul Ticaret Odası, Ankara Ticaret Odası, SAHA Kümelenme, Savunma Sanayii İhracatçıları Birliği gibi yerli milli kuruluşlara hizmet etmek istiyoruz. “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” sözünden ilerleyerek yeni firmamızı en güzel şekilde kullanıp uçak sayımızı artırmayı planlıyoruz. Havalimanımızdaki genel havacılık terminalini kullanmayacağız. Kendi alanımızda kiracı olmamız mümkün değil. Şu an kiraladığımız firmaya hangar yetiyor. Hangar ihtiyacı var, ama bizim alanımız bu kadar başka alanımız yok. Yer olmadığı için kira bedelleriyle alakalı eleştiri alabiliyoruz. Ama çok uçuk rakamlar değil. Cumhurbaşkanlığımızın genelgesi doğrultusunda DHMİ paydaşlarına bir indirim yaptıysa biz de kendi paydaşlarımıza bu süre zarfında indirim yaptık. 2020 yılı kiralarını HEAŞ sınırları içinde almayacağız, kabul edeceğiz. Herkes protokolü kimle imzaladıysa onunla halledecek. Biz paydaşlarımıza yazıyla tebligatlarımızı yaptık. Birçoğu da geldi, imzaladı. Herkese bir can suyu oldu. İnşallah bu destek sektörün tekrardan ayağa kalkmasına destek olacaktır.
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.