IATA hükümetleri ‘dijitalleşme’ konusunda uyardı

IATA, havacılığın yeniden eski günlerine dönmesinde teknolojiye dikkat çekerek, hükümetlerin seyahat sağlık kimlik bilgileri ile Kovid-19 önlemlerini yönetme konusunda dijital süreçleri benimsemeleri gerektiğini bildirdi.

Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), havacılığın Kovid-19 salgını öncesine dönme konusunda yeni projeksiyonunu açıklamıştı. Buna göre, hava yolu yolcusunun 2019 seviyelerini 2023 yılında geçeceği belirtildi.

IATA, bu süreçte hükümetlerin seyahat sağlığı kimlik bilgilerini (Kovid-19 testi ve aşı sertifikaları) ve diğer Kovid-19 önlemlerini yönetmek için hızlı bir şekilde dijital süreçleri benimsemeye geçmedikçe, olası havalimanı kaosu konusunda uyardı.

Seyahat süreleri çok arttı

Kovid-19 öncesi yolcular, ortalama olarak her yolculuk için seyahat süreçlerinde (check-in, güvenlik, sınır kontrolü, gümrük ve bagaj teslimi) yaklaşık 1,5 saat geçiriyordu. IATA açıklamasına göre, mevcut veriler, havalimanı işlem sürelerinin Kovid-19 öncesi düzeylerin yalnızca yaklaşık yüzde 30’unda seyahat hacimleri ile en yoğun zamanlarda 3 saate yükseldiğini gösteriyor.

Havalimanında bekleme 8 saate çıkabilir

En büyük artışlar, seyahat sağlık kimlik bilgilerinin kâğıt belgeler olarak kontrol edildiği check-in ve sınır kontrolünde yaşanıyor. Modelleme, süreç iyileştirmeleri olmadan, havalimanı süreçlerinde harcanan sürenin, Kovid-19 öncesi trafik seviyelerinin yüzde 75’inde yolculuk başına 5,5 saate ve Kovid-19 öncesi yüzde 100 trafik seviyelerinde yolculuk başına 8 saate ulaşabileceğini gösteriyor.

Self servisler son 20 yılda öne çıktı

Dernek tarafından yapılan açıklamada, yolcuların son yirmi yılda, self servis süreçlerle seyahatlerini planlamaya başladığı belirtildi. Bu, yolcuların havalimanına esasen “uçmaya hazır” varmalarını sağladığı ifade edilen IATA açıklamasında, dijital kimlik teknolojisi ile sınır kontrol süreçlerinin giderek artan bir şekilde self servis hale geldiğine vurgu yapıldı. Kâğıt tabanlı Kovid-19 belge kontrolünün, yolcuları düşük hacimli gezginlerle bile zaten mücadele eden manuel check-in ve sınır kontrol süreçlerine geri dönmeye zorlayacağı bildirildi.

Çözümler neler?

IATA açıklamasında çözümleri şu şekilde sıraladı: Hükümetler seyahat için Kovid-19 sağlık kimlik bilgilerine ihtiyaç duyuyorsa, bunları zaten otomatikleştirilmiş süreçlere entegre etmek sorunsuz bir yeniden başlatma için çözümdür. Bu, Kovid-19 testi ve aşı sertifikaları için dünya çapında tanınan, standartlaştırılmış ve birlikte çalışabilir dijital sertifikalara ihtiyaç duyacaktır.

Dijitalleştirilmiş sertifikaların avatajları ise şunlar:

İLGİLİ HABERLER:

Küresel bir yaklaşım oluşturmak

IATA, G20’nin benzer bir çözüm belirlediğini belirterek, “G20 Turizmin Geleceği için Roma Yönergeleri”nin Kovid-19 testi, aşılama, sertifikalandırma ve bilgilerin yanı sıra dijital gezgin kimliğini teşvik etme konusunda ortak bir uluslararası yaklaşım çağrısında bulunduğunu hatırlattı.

Dernek, 11 Haziran’da başlayan G7 tartışmalarının, hükümetler için aşağıdaki hususları kabul ederek dört temel eylem etrafında bir çözüm geliştirmeleri için bir sonraki fırsat olduğunu ifade etti.

  1. QR kodları dahil olmak üzere Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Akıllı Aşı Sertifikası veri standartlarına dayalı aşılama sertifikaları düzenleyin.
  2. Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) tarafından belirlenen veri gereksinimlerine uygun olarak Kovid-19 test sertifikaları düzenleyin.
  3. Sınırlarında dijital Kovid-19 testi ve aşı sertifikalarını kabul edin.
  4. Hükümetlerin havayolu şirketlerinin seyahat kimlik bilgilerini kontrol etmesini zorunlu kıldığı durumlarda, hükümetler, süreci verimli bir şekilde kolaylaştırmak için IATA Travel Pass gibi gezgin dostu uygulamaları kabul etmelidir.

 

 

 

 

Exit mobile version