Air Transport Action Group bugün güçlendirilmiş iklim taahhüdünü duyurdu. GE Havacılık, sektör hedeflerini karşılamak konusunda açık fanlı motor teknolojileri, hibrit elektrik ve Sürdürülebilir Havacılık Yakıtları araştırmasında ilerleme kaydetti.
GE Havacılık’ın da aralarında bulunduğu Air Transport Action Group (ATAG) üyeleri, uzun vadeli bir iklim hedefi olarak 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonuna ulaşma hedefini benimsedi. Üyeler bu adımla Paris Anlaşması’nın 1,5ºC hedefini desteklemek üzere havacılık sektörünün karbon emisyonunu azaltma taahhüdünü bir kez daha onaylamış oldu. Bu adım, 2009 yılında belirlenen sektör hedefinin bir devamı niteliğinde sayılıyor.
Uzun vadeli net sıfır karbon hedefine ulaşmak için, sektörün bir araya gelip emisyonları azaltacak devrim niteliğindeki teknolojileri devreye alması, Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı (SAF) ve hidrojen gibi alternatif yakıtların daha fazla kullanımını desteklemesi gerekiyor.
GE Havacılık Başkanı ve CEO’su John S. Slattery, konu hakkında şu yorumda bulundu: “GE Havacılık, uçuşların çevresel etkisini azaltmak amacıyla açık fan, hibrit elektrik ve yeni motor çekirdeği tasarımları gibi büyük teknolojik çözümler geliştiriyor. 2050 yılına kadar net sıfır karbon emisyonu taahhüdünü gerçekleştirmek için havacılık sektörüyle güçlerimizi daha geniş çapta birleştirerek, bu sonuçlara bir şirketin tek başına yapabileceğinden daha hızlı ulaşabiliriz.”
GE Havacılık hangi projelerde çalışıyor
GE Havacılık, bu zor görevi yerine getirmek için uçak tahrik sistemlerinde emisyonu azaltan teknolojilere ivme kazandıracak çeşitli motor teknolojisi test araçları üzerinde çalışıyor. Safran iş birliğiyle yürütülen CFM RISE (Sürdürülebilir Motorlar için Devrim Niteliğinde İnovasyon) Programı ve NASA ile yürütülen Elektrik Hareket Aktarma Hattı Uçuş Testi projeleri bu çalışmalara iki önemli örneği teşkil ediyor. Bunlara ek olarak, 2007’den bu yana SAF ile ilgili değerlendirme ve yetkinlik çalışmalarında aktif olarak rol alan GE, SAF türündeki yakıtların havacılıkta yaygın olarak kullanılmasını sağlamak için SAF üreticileriyle, bu alanda yasal düzenleme yapan mercilerle ve operatörlerle yakın çalışmalar sürdürüyor.
Elektrik ve hidrojen kullanımına geçiş olasılığı nedir?
ATAG bildirisinde sektör, kısa uçuşlar için elektrik ve hidrojen kullanımına geçiş olasılığı, operasyon ve altyapı iyileştirmeleri ve SAF’a geçiş gibi yeni teknolojilerin bir araya gelmesiyle karbon emisyonunda önemli düşüşler sağlanacağını dile getiriyor. Diğer emisyonlar içinse karbon giderme tedbirlerinden faydalanılabilir.
ATAG İcra Kurulu Başkan Vekili Haldane Dodd konuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu:
“Ekonomideki tüm sektörlerin zorlu iklim eylem faaliyetlerini sürdürme ihtiyacına paralel olarak, havacılık bu konudaki çalışmalarını güçlendirdi. Tarihinin en büyük krizlerinden birini yaşamasına rağmen, havacılık sektörü için bu yeni anlaşma, iklim odaklı eylemlerin ne kadar öncelikli olduğunu gösteriyor. 2050 yılına kadar net sıfır karbon hedefine ulaşmak hepimizi zorlayacak olsa da hükümetlerin doğru desteği sağlamasıyla ve başta enerji sektörü olmak üzere değer zincirinde doğru çabaların sarf edilmesiyle, bu hedefe ulaşmanın mümkün olduğu görülüyor.”
GE, satılan ürünlerin kullanımından kaynaklanan Kapsam 3 emisyonları da dahil olmak üzere 2050 yılı itibarıyla, net sıfır emisyon şirketlerinden biri olma niyetini kısa zaman önce duyurdu. GE daha önce de 2030 yılına kadar kendi tesislerinde ve operasyonlarında Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonları dahil karbon nötr olma taahhüdünde bulunmuştu.
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.