Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, 2021 yılı bütçesine ilişkin yaptığı sunumda İstanbul Havalimanı’nın yıllık kira ödemesi ve Savunma Sanayii ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Fuat Oktay, Cumhurbaşkanı 2021 yılı bütçesine ilişkin yaptığı sunumda, kamu maliyesindeki en önemli kazanımlardan birisinin KÖİ modeli olduğuna işaret ederek, bu modelle başta büyük ölçekli ve imza projeleri olan otoyol, köprü, tünel, havalimanı gibi altyapı yatırımlarının ve salgın döneminde önemi bir kez daha anlaşılan şehir hastaneleri gibi sağlık hizmeti sunumunda artan yatırım ihtiyaçlarının kamu maliyesine yükünü azalttıklarını belirtti.
Fuat Oktay, koronavirüs nedeniyle uluslararası ve ulusal uçak seyahatlerinin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de azalmış olduğunu kaydederek İstanbul Havalimanın yıllık kira bedelinin çok altında bir garanti ödemesi veya mahsuplaşmanın gündeme gelebileceğini açıkladı.
Oktay, KÖİ modeliyle 3,5 yıl gibi rekor bir sürede tamamlanan İstanbul Havalimanı’nın üçte biri büyüklüğünde olmasına rağmen Berlin Yeni Havalimanı’nın ancak 14 yılda tamamlanabildiğine işaret ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Projede 2019 yılında garanti ödemesi yapılmamış, aksine, hasılat payı ve kira bedeli DHMİ’ye ödenmiştir. İşletme süresi boyunca tahsil edeceğimiz kiraların toplam değeri 22 milyar avrodur. 2020 yılında Kovid-19 salgını nedeniyle uluslararası ve ulusal uçak seyahatleri tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de azalmış olduğundan, ortalama yıllık kira bedelinin çok çok altında bir garanti ödemesi veya mahsuplaşma gündeme gelebilecektir. Bu durum salgın dönemine özgü olup, hava trafiğinin normale dönmesiyle birlikte DHMİ, garanti ödemesi yapmayacağı gibi kira ile birlikte hasılat payı almaya da devam edecektir. İstanbul Havalimanı’nda salgın dönemi hariç hazinemizden herhangi bir ödeme yapılmaksızın devletimiz 10 milyar avro yatırım tutarına sahip bir havalimanına bedelsiz sahip olacak, üstüne 22 milyar avro gelir tahsil etmiş olacaktır.”
Oktay, KÖİ yöntemi ile üç yıl kadar kısa bir süre içerisinde tamamladıkları 13 şehir hastanesiyle toplam yatak kapasitesinin dörtte biri olan 17 bin 856 nitelikli hasta yatağını ülkeye kazandırdıklarını, toplam 12 uluslararası ödüle sahip Avrasya Tüneli’ni de KÖİ modeliyle 4 yılda hizmete sunduklarını vurguladı.
Tüm KÖİ projelerinin, sözleşme dönemi sonunda yenileme yatırımları yapılmış olarak altyapısı ve üst yapısıyla çalışır vaziyette devlete devredileceğini belirten Oktay, “Ülkemize yüz yılda bir gerçekleşen kovid salgını gibi felaketlerle mücadele kapasitesi kazandırıyor; yıllarca kullanılacak, zaman ve maliyet tasarrufu sağlayacak dünya standartlarında havalimanlarını, köprüleri, tünelleri, yolları, hastaneleri miras bırakıyoruz.” ifadesini kullandı.
“Savunma Sanayii Başkanlığınca halihazırda 700’ü aşkın proje yürütülüyor”
Oktay, “Savunma sanayisinde kendi imkanlarımızla imal edebileceğimiz hiçbir ürünü dışarıdan satın almamak, özellikle kritik ürün ve malzemelerde ‘yüzde 100 yerlilik-millilik hedefine ulaşmak’ şiarıyla bu alana özel önem veriyoruz.” dedi.
Türk mühendisleri tarafından tasarlanıp imal edilen Turboşaft Motoru’nun tesliminin ve tasarım merkezinin açılışının, savunma sanayisi ve yüksek teknolojide yeni bir aşamanın müjdecisi olduğuna dikkati çeken Oktay, “Turboşaft projemizle ülkemizde bu ve benzeri sınıftaki motorları test edebilecek bir test altyapısı tesis etmiş oluyoruz. Bu altyapı milli muharip uçak motoru gibi daha yüksek güç sınıfı motorların test edilmesinde de kullanılabilecek.” ifadelerini kullandı.
Savunma Sanayii Başkanlığınca halihazırda 700’ü aşkın proje yürütüldüğünü aktaran Oktay, “Savunma sanayisi olarak savaş gemisi tasarım ve üretimi dahil bir zamanlar yurt dışından tedarik edemediğimiz İHA, SİHA, TİHA, ATAK, Fırtına obüsü gibi sistemlerin üretiminde artık dünyanın önde gelen ülkelerinden biriyiz.” dedi.
Oktay, Yeni Nesil Savaş Uçağı, Bayraktar TB-2 Taktik İHA Sistemi, TCG Anadolu hücum gemisi, Bora, Kasırga, Hisar ve Korkut sistemleri, uzun menzilli hava ve füze savunma sistemleri, Hürkuş, ANKA İHA Sistemi, milli piyade tüfeği, Altay tankı ve zırhlı araçların, savunma sanayisi projelerinden bazıları olduğunu anlattı.
Milli Savunma Bakanlığınca tasarım patenti alınan MİLGEM Projesi kapsamında ilk dört gemi olan Heybeliada, Büyükada, Burgazada ile Kınalıada’nın hizmete girdiğini söyleyen Oktay, şöyle konuştu:
“Savunma sanayisinde elde ettiğimiz kazanımlar ulusal ve uluslararası politikalarımızı sahada ve masada kararlılıkla uygulamamıza da çok ciddi katkı veriyor. Savunma sanayimizdeki ilerlemenin sahadaki etkilerini hem sınırlarımızın içinde ve dışında teröre karşı yürüttüğümüz başarılı mücadelede hem de dost ve kardeş ülkelerin istikbal ve istiklali için verdiğimiz desteklerde görüyoruz. Bunun en son örneği, işgalci Ermenistan’a karşı tüm imkanlarımızla kardeş Azerbaycan’ın yanında oluşumuzdur. Ermenistan, Karabağ’da kadın çocuk demeden sivilleri katlederken uluslararası toplum sessizliğe bürünmüştü. Şaşırmadık, her zaman yaptıkları şey. Biz bu sessizliği İdlip’ten, Hama’dan hatırlıyoruz. Uluslararası toplumun bu kayıtsızlığını bizi Filistin’den, Yemen’den, Arakan’dan biliyoruz.
Yaşanan insani zulümler karşısında dünyanın bu sessizliğine karşı Cumhurbaşkanımız liderliğinde gerektiğinde yedi düvele meydan okuyor, dostlarımız için Hakk’ın ve hakikatin yanında yer alıyoruz, almaya da devam edeceğiz. Kıbrıs meselesinde Libya konusunda, Irak’ta, Suriye’de yaptığımız budur. Karabağ’ın Ermenistan işgalinden kurtarılması için verdiğimiz destek de kardeşliğimizin olduğu kadar dış politikada onurlu duruşumuzun bir gereğidir. Kardeş Azerbaycan’ı kazandığı zafer dolayısıyla tebrik ederken bağımsız bir devletin toprakları olan Karabağ’ı Ermeni işgalcilere peşkeş çekmeye çalışan Fransa’yı da şiddetle kınıyorum. Bölgemizde istikrar, barış ve huzurun sağlanması için Türkiye olarak üzerimize düşeni yapmaya, insandan, vicdandan yana politikalar izlemeye devam edeceğiz.”
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.