Türkiye, 2022’de Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) konsey üyeliğine yeniden ve kalıcı olarak aday olmaya hazırlanıyor. Türkiye’nin ICAO Daimi Temsilcisi Büyükelçi Suat Hayri Aka, 2016’da Dışişleri Bakanlığı’nın desteğiyle 66 yıl sonra Türkiye’yi ICAO Konsey Üyesi seçilerek ilişkilerin aktif edildiğine dikkat çekerek, 2016-2019’daki aktif çalışma döneminden sonra ICAO’nun kendi konsey üyeliklerinin seçiliş, yöntem ve mekanizmaları gereği bir ara vermemiz gerektiğini söyledi.
Türkiye’nin, dünya havacılık sektörünün ilk 15’i içinde yer aldığına vurgu yapan Aka, amaç ve hedeflerinin 2022 yılında gerçekleştirilecek ICAO Genel Kurulunda, kalıcı olmak üzere ICAO Genel Konseyi’ne seçilmek olduğunu belirtti.
Kapadokya Üniversitesi’nin internet üzerinden gerçekleştirilen “Havacılık Sohbetleri” etkinliğinde konuşan Aka, Türkiye ve ICAO arasındaki ilişkileri anlattı. Sivil Havacılık eski Genel Müdür Yardımcısı Haydar Yalçın’ın sorularını yanıtlayan Büyükelçi Suat Hayri Aka, Ocak 2020’den itibaren Kanada’da Türkiye’nin ICAO Daimî Temsilcisi olarak görev yapıyor. Haber Aero olarak Büyükelçi Aka’nın ICAO – Türkiye ilişkilerine yönelik yaptığı değerlendirmelerini şu başlıklar altında toparladık;
Türkiye, ICAO’nun kuruluşunda var
ICAO 1944’te Birleşmiş Milletlerin kuruluşundan da önce kurulmuş bir örgüt. Şikago Sözleşmesi’nin yürütülebilmesi için inşa bir örgüt. Türkiye bu örgütün kurucuları arasında. İlk iki dönem 1944-1947 arasında geçici konseyinde, 1947-1950 arasında da daimî konseyinde görev almış ülkelerden bir tanesi.1950’den 2016’ya kadar uzun süre görev almadan, ancak 1990’dan itibaren daimî temsilcilikler vasıtasıyla takip edilmiş bir örgüt durumunda.
ICAO’nun temeli Şikago Sözleşmesi
Temel işlevi, uluslararası sivil havacılığın emniyet ve güvenlik içinde, barışçıl ve uyum içinde işlemesini sağlamaya yönelik standart ve tavsiye edilen uygulamaları belirlemek ve bunların hayata geçirilmesinde üye devletlere yardımcı olmak. Bunun için Şikago Sözleşmesi temel alınıyor, ama bu sözleşmeye zaman içinde eklenmiş 19 adet belge daha var. Yapılan bu değişikler ilave maddelerle üye devletlere iletilmektedir. İlerleyen teknoloji, hava trafik artışının ortaya çıkardığı yeni koşullarla, sivil havacılık alanında dünya çapında yeknesak içinde hukuki normları ve standartları da ICAO belirliyor. Bu işleri de bünyesindeki bazı ihtisas organları ve kendi içindeki birimlerle hayata geçiriyor.
ICAO’nun ana karar organı genel kurul
ICAO Genel Kurulu teknik bir işlem görmekten çok 3 yılda bir toplanıp üyeleri ve genel politikaları belirliyor. Bunun dışında iki ana organı; ICAO Konseyi, 36 ülkeden oluşuyor. Her 3 yılda bir yeniden seçilen 36 ülke alınan kararları onaylıyor. Konseyden sonra Air Navigation Commission dediğimiz Hava Seyrüsefer Komisyonu var. Daha çok teknik ve sektörün taleplerini, diğer birimlerin teknik olarak altyapılarını hazırladığı veya emniyetle, güvenlikle ilgili yapılacak düzenlemelerin teknik olarak tartışıldığı ve karara bağlandığı bir organ. Bunun dışında Paris’te, Kahire’de, Nairobi’de Dakar’da, Bangkok’ta, Meksika’da, Lima’da ve Amerika’da olmak üzere 7 adet bölgesel ofisi var. Kendi genel merkezi içinde hava seyrüsefer bürosu var. Hava taşımacılık bürosu var. Teknik iş birliği bürosu var. Legal büro var. Benzeri dairelerle teknik uzmanlar, ama bütün bunlara rağmen IATA gibi ACI gibi CANSO gibi EUROCONTROL gibi bölgesel havacılık uzmanı sektörel kuruluşlarda da çok yakın bir iş birliğiyle çalışmalarını devam ettirmektedir.
Türkiye – ICAO ilişkileri hangi seviyede?
1944 yılında kurulan ICAO’da Türkiye 1950’lere kadar kurucu ülke konumunda yer alıyor. Türkiye, ICAO’nun yönetimde ve konseyinde çok aktif görev almış. O zamanlar Türkiye havacılık endüstrisi bakımından dünyanın, önde gelen ülkeleri arasında yer alıyor. Uçak üretiyor, uçak motoru üretiyor, kendi bölgesindeki ülkelerden oldukça ileri bir pozisyonda. 1950’den sonra bir politika değişikliğiyle Türkiye’de şartlar ve bakış açıları biraz değişmiş. Daha çok kara taşımacılığı anlamında bir politikaya yönelme olmuş. 1950’den 1990’a kadar tam bir sessizlik dönemi yaşanmış. O dönemlerde ICAO ile ilişkilerimiz Kanada Ottawa Büyükelçiliğimiz tarafından yürütülmüş. 1990’da ICAO biraz daha önemi fark edilerek dikkate gelmiş. Bu dönemlerde daimî temsilcilik açılmasına karar verilmiş. 1990’dan bugüne kadar da ICAO’nun genel merkezi içindeki daimî temsilciliğimiz aktif bir şekilde görev yapmakta. Türkiye o zamandan beri ICAO’ya büyükelçi düzeyinde daimî temsilciler atamış. Konsey üyesi olsun olmasın ICAO çalışmalarını aktif olarak takip edecek bir uzman, teknik ve diplomatik kadro bulunduruyor. Bu da uluslararası camia tarafından takdir edilecek bir yaklaşım.
Türkiye önemli bir havacılık ülkesi. Havacılığın her boyutuyla önemli bir ülke. Teknoloji üretimiyle, uçak üretimiyle, havacılık teçhizatları üretimiyle, havacılık eğitimiyle, havayolu şirketleri ve havalimanlarıyla dünyanın çok önemli havacılık ülkelerinden bir tanesi. Avrupa’nın en önde gelenlerinden ve dünyanın ileri ülkelerinden. En büyük havalimanına (İstanbul Havalimanı) sahibiz, dünyada en fazla noktaya uçan havayolumuz (Türk Hava Yoları) var, dünyada en çok yurt içi taşımacılığı yapılan ülkelerden biriyiz. EUROCONTROL’ün sayılarına bakınca bu çok açık bir şekilde görülüyor. Uçak üretimi hazırlıkları yapılıyor. SİHA’lar dronlar, motor hazırlıkları, havacılık yan ürünleri endüstrisi çalışmaları Türkiye’nin iddialı olduğu alanlar. Dolayısıyla ICAO’daki temsil düzeyimizdeki sahip olduğumuz bu havacılık sektörünün büyüklüğüyle orantılı bir düzeyde devam etmesi gerekir. İnşallah 2022’de tekrar Türkiye’yi ICAO Konsey Üyesi yaparak temsilimize devam edeceğiz.
ICAO’da Temsil Üyeliği nasıl oluyor?
ICAO nevi şahsına münhasır bir kuruluş. Aslında Birleşmiş Milletler örgütlerinin hemen hemen hepsinde durum birbirinden farklı. Aynı yapı yok. ICAO’da konsey üyelikleri bir küresel konsensüsle zaman içinde yıllar önce verilen bir kararla bölgesel iş birliğini gözetmek suretiyle yapılmakta. Yani konsey üyesi olacak ülkeler çeşitli bölgelere tanınmış belli sayıda konsey üyesi ülke görevlendirme kontenjanı tanımakta. Türkiye, Avrupa grubunda bulunan bir ülke. Avrupa grubuna tanınmış 8 koltuklu kontenjanı içinde yer alması gerekmektedir. Bu mevzuata dayalı zorunluluk olan bir durum değil. İstemeyen ülke bağımsız olarak genel kurulda seçilme şansını deneyebilir. Ama iş birliği mekanizması o kadar yerleşmiş ki, kendi bulunduğunuz ülke grubu içinde aday olmak daha sağlıklı ve en kolay konsey üyesi olma yolu. Türkiye 2016’da Avrupa grubu içinden seçilmişti. Bu politikaya Dışişleri Bakanlığımız ve Ulaştırma Bakanlığımız onay verir. Muhtemelen benzer bir yol denenecektir.
Türkiye Avrupa grubunun içinde bir ülke olmanın yanı sıra havacılık sektörünün büyüklüğü ve kapasiteleri nedeniyle uluslararası çapta bilinen bir ülke. Türkiye, dünya havacılık sektörünün ilk 15’i içinde bulunuyor. Dünyanın en büyük havalimanı ve dünyanın en büyük havayollarından birine sahip bir ülke. O bakımdan Türkiye bağımsız aday olarak seçilme şansına sahip ülkelerden bir tanesi. Konseyin yaklaşmasına yakın bakanlıklarımız buna karar verecektir. Uygun bir yöntemle konsey üyeliği sağlanmaya çalışılacaktır.
ICAO’nun Avrupa Konsey Üyeleri kimler?
Bunlar genel olarak Avrupa’nın ekonomik olarak en gelişmiş ülkeleri. İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, İspanya hemen hemen her dönemde neredeyse ilk 8’de yer bulan ülkelerin başını çekiyor. Onun dışında bölgesel temsil kapsamında İskandinav ülkelerini temsilen İsveç, Norveç, Danimarka oluyor. AB üyesi olamayan içinde Türkiye’nin de olduğu Türkiye, Ukrayna, Gürcistan, Moldova gibi ülkelerden oluşan bir konsey üyesi de oluyor. Yine Doğu Avrupa bölgesini kapsayan bir rotasyon grubu var. İçinde Yunanistan’ın da bulunduğu. Bu sene Yunanistan konsey üyesi olmak için çalışıyor.
Bizim gayretimiz her dönem konsey üyesi olan ülkelerden biri olabilmek. Bunu talep edeceğiz. Gayretlerimizle bunu elde edebileceğimizi umuyorum. Bazen havacılık anlamında alt seviyelerde olan ülkeler konsey üyesi olup, Türkiye gibi havacılık alanında gelişmiş ülkeler dışarıda kalabiliyor. Böyle bir olumsuz tarafı da var.
ICAO’ya 193 ülke üye
ICAO bir uzmanlık kuruluşu. Global manada standart belirliyor. Ya da standart ve kurallarda değişiklik yaparak dünya havacılığının gelişmesi, ilerlemesi ev emniyetli bir şekilde yapılabilmesi için üye devletlere yardımcı oluyor. Tamamıyla bir teknik uzmanlık kuruluşu. Dolayısıyla burada görev yapan ülkelerinde kendi içinde bu teknik uzmanlık kuruluşunun işleyişine, işlevine katkıda bulunacak kapasite ve birikime sahip olmaları ideal olanı. Ama aynı zamanda bir Birleşmiş Milletler kuruluşu. 193 ülkenin üye olduğu bir kuruluş olduğu içinde politik bir tercih olan bölgesel temsil tercihi de maalesef ICAO’da ciddi bir şekilde işliyor. Şu an da hâkim tercih bölgesel tercih olduğu için bu bölgesel gruplar içinde olabilmek ICAO yönetiminde söz sahibi olabilmenin en kolay yolu. Ama bu mutlak bir kural değil.
Sonuçta genel kurulda 193 üye bir araya geliyor ve yapılan oylamalarda 36 konsey üyesi ülke temsil ediliyor. Birde konsey üyelerinin sayısının 40’a çıkarılması söz konusu. Türkiye bunu kabul eden, onaylayan ülkelerden biri. Ama bu değişikliğin yürürlüğe girmesi için belli sayıda bir üye ülkenin onay vermesi gerekiyor. Henüz bu sayıya ulaşılmış değil. Dolayısıyla 2022’de yapılacak genel kurula kadar da pek ulaşılabilecek gibi gözükmüyor. 40’a ulaşması halinde 4 yeni konsey üyesi olabileceği için bunlardan bir tanesinin Türkiye gibi bir ülkeye gelmesi çok kuvvetli muhtemel. Ama kısa vadede konsey üyeliğinin 36’dan 40 çıkmasını beklemiyoruz.
(Haber Aero)
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.