Nasıl Bir Ekonomi Gazetesi’nde Ussal Şahbaz ilginç bir konuyu analiz etmiş. THY Neden Ankara’dan daha fazla yurtdışına uçmuyor? Şahbaz’ın değerlendirmesi şöyle;
Ankara’nın Avrupa’nın en büyük dördüncü şehri olduğunu biliyor muydunuz? “Ankara Avrupa’da değil ki!” diyenler çıkacaktır. Ama biz hala Türkiye’nin bir Avrupa ülkesi olduğuna inanıyoruz. Öyle olunca başkenti de Avrupa’da olacak haliyle. Avrupa’da Ankara’dan daha büyük üç şehir var: İstanbul, Moskova ve Londra. Peki, ülkemizin başkenti ve Avrupa’nın en büyük dördünce şehrinde yaşayanlar dünyanın nerelerine uçabiliyor?
Ankara’dan kış aylarında direkt uçabileceğiniz 9 ülke var. En sık uçuşlar KKTC’ye yapılıyor. Öte yandan Azerbaycan, Kazakistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Ürdün’e de uçuş var. Avrupa’da direkt uçabileceğiniz şehirlerse Frankfurt, Münih, Paris ve Londra (Stansted Havaalanı). Ancak bu uçuşların çoğu haftanın her günü değil. Bazıları münasebetsiz saatlerde. Mesela Dubai’ye uçaklar haftanın üç günü gece yarısı kalkıyor. Yani eğer Ankara’da iş yapıyorsanız, bu uçuşlar iş için pek de kullanışlı değil. Uçuşunuzun işinize değil, işinizin uçuşa uyması gerekiyor.
Ankara’nın bu hale düşmesinin temel nedeni Türk Havayolları’nın ikinci uçuş merkezinin de İstanbul’da olması – İstanbul Havaalanı ve Sabiha Gökçen Havaalanı. Benzer bir durum Almanya’da da vardı. Lufthansa’nın iki merkezi Frankfurt ve Münih havaalanları. Almanya’nın başkenti Berlin’den kaç ülkeye direkt uçuş var diye baktım. Berlin’den 28 ülkeye direkt uçuş varmış. Berlin’in Avrupa’nın en büyük şehirleri sıralamasında Ankara ve St. Petersburg’un ardından altıncı sırada olduğunu hatırlatalım.
Direkt uçuşlar iş hayatı için neden önemli? Çünkü direkt uçuşlar sayesinde evinizden ayrı kaldığınız zaman doğrudan azalıyor ve daha az yoruluyorsunuz. Böyle olunca seyahat etme hevesiniz artıyor. “E, seyahat etmesek olmaz mı?, Zaten her iş artık Zoom’dan yapılabiliyor.” dediğinizi duyar gibiyim. Ama o işler öyle değil. Beraber iş yapmanın anahtarı birbirine güvenmek. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, insanların birbirlerine güvenebilmelerinin en etkin yolu ise fiziken, beraber zaman geçirmeleri. Eğer Ankara’da yaşıyorsanız, dünyada güveneceğiniz iş ortakları bulmak için bin bir takla atmanız lazım.
Harvard Üniversitesi’nden Dany Bahar’ın yeni yayınlanan araştırmasına göre, iki şehir arasında doğrudan uçuş sayısı bu iki şehirde kurulu firmalar arasında ortak inovasyon faaliyetlerini doğrudan etkiliyor. Direkt uçuş sayısı %10 artarsa, ortalama olarak, ortak alınan patent sayısı %1,4, birbirilerinin patentlerine verilen referans sayısı %3,4 yükseliyor. Ne kadar çok uçuş o kadar çok beraber iş yapmak demek. Yani uçuş olup olmaması da haftanın kaç günü uçuş olduğu da önemli meseleler.
TÜBİTAK’ın açıkladığı endekse göre, Türkiye’nin en yenilikçi üniversitesi ODTÜ Ankara’da. Bu endekste ilk beşte yer alan diğer bir üniversite de Bilkent Üniversitesi. Türkiye’deki teknoloji yatırımlarının önemli bir bölümü de Ankara’ya gidiyor. İstanbul’da kurulu olan şirketlerin birçoğunun çıkış noktasının Ankara olduğunu biliyoruz. Çok öğündüğümüz savunma sanayimizin merkezi de Ankara. Demek ki, bu işlerin dünya çapında büyümesini sağlamak için Ankara’yı da dünyaya bağlamak lazım. Zira, Fakat Ankara’yı dünyaya bağlamak sadece Ankara’yı dünyaya bağlamaktan ibaret değil. Son yıllarda Eskişehir, Konya, Sivas gibi birçok Anadolu şehri Ankara’ya hızlı trenle bağlandı. Ancak Ankara’ya geldikten sonra şehirde gidebileceğiniz fazla bir yer yok. Ankara’dan dünyaya, özellikle Avrupa’ya artacak uçuşlar aynı zamanda Anadolu sanayisini de dünyaya bağlayabilir. Deprem riski nedeniyle sanayimizin Marmara’dan Orta Anadolu’ya yayılmasını konuşurken bu detayları kaçırmamak lazım. Ankara ülkemizin en kullanışlı ve şık havaalanlarından birine sahip. THY, dünyada en çok ülkeye uçan havayolu olmakla öğünürken, biraz da, ülkemizin farklı şehirlerini yurtdışına daha sıkı bağlamayı denese olmaz mı?
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.