Almatı’da keşfedilmesi gereken 8 nokta!

Fotoğraf: Haber Aero

Kazakistan’ın eski başkenti eski adıyla Alma-ata 1854 yılında Ruslar tarafından sınır kalesi olarak kurulmuştur. Günümüzdeki adıyla Almatı; tertemiz pazarları, alışveriş merkezleri, yemyeşil parkları, lezzetli restoranları ve kültür tesisleriyle Orta Asya’nın en kozmopolit şehirleri arasında yer alır.

Haber Aero ekipleri 5 gün boyunca Almatı ve Astana turları yaparak Kazakistan’ın nabzını tuttular. Ülkenin en önemli taşıyıcısı Air Astana’nın iki şehirde bulunan tesislerini gezerek havayolunun projelerine şahit oldular.

Muhabirlerimiz havayolunun yanı sıra Almatı’da yer alan ve TAV Havalimanları Holding’in işlettiği Almatı Havalimanı ve Başkent Astana’daki Nursultan Nazarbayevl Havalimanı’nı kullanarak bu iki havalimanını gözlemlediler.

Kazakistan seyahatimiz İstanbul Havalimanı’ndan Air Astana’nın KC914 sefer sayılı uçuşla ve havayolunun A321LR uçağıyla başladı. Havalimanında ekibimizi Air Astana Türkiye Ülke Müdürü Nadya Özcan, Satış ve Pazarlama Müdürü Selçuk Demir, Satış ve Pazarlama Temsilcisi Elçin Topal, İstasyon Müdürü Kutay Kutlu ve İstasyon Şefi Kadir Yalçın uğurladı. İstanbul Havalimanı İGA Lounge’da dinlendikten sonra uçağımıza geçiş yaptık. Uçağın kaptan koltuğunda Prokhorenko Oleg bulunurken First Officer olarak ise Malayev Abay bize kılavuzluk yaptı. Kabin amiri Khojakova Sanam da ekibiyle birlikte sunmuş olduğu ikramlarla uçuşu daha keyifli bir hale getirdi.

Uçakta doluluk oranı yüzde 80’ler civarındaydı. 16 kişilik ve 2-1-2-1-2 konfigürasyonlu business sınıfta sadece 2 koltuk boşken ekonomi sınıfında ise 150 koltuğun 140’ı doluydu. Throne Seat olarak adlandırılan Taht koltuklar yani business sınıftaki tekli koltuklar havayolunun kendine özgü konseptini yansıtıyordu. Uçuş kalitemiz en üst seviyedeyken İstanbul’dan yüklenen ikramlarla keyifli bir seyahate şahitlik ettik. Uçağımız yaklaşık 5 saat 40 dakika sonra Almaty Airport’a teker koydu.

Almaty Havalimanı’nda bizi Havalimanı Müdürü Alp Er Tunga Ersoy ve TAV Havalimanları Kurumsal İletişim Müdürü Erhan Üstündağ karşıladı. Otelimize yerleştikten sonra Almatı’yı keşfetmeye başladık.

İşte Almatı’da keşfedilmesi gereken 8 nokta:

Almatı 1991 yılında Kazakistan’ın Sovyetler Birliği’nden ayrılıp bağımsızlığını kazanmasıyla hızlı bir gelişim ve değişime uğramış. Çin sınırına yakın olduğundan dolayı 1997 yılında başkent statüsünü kaybetmiş ancak halen Kazakistan’ın ekonomik, endüstriyel ve kültürel merkezi konumunda bulunuyor. Almatı Çin’den Avrupa’ya uzanan İpek Yolu’nun en önemli şehirlerinden biri olmuştur. Ancak 15’nci yüzyıldan sonra coğrafi keşiflerin etkisiyle bu konumunu kaybetmiştir. 1800’lü yılların ortalarına kadar Çin ve diğer Asya Devletleri ülkede hakimiyet kurmaya çalışmışlar. 1850’de Rusya şehir topraklarına katmış ve uzun dönem Rus hakimiyetinde kalmıştır.

Fotoğraf: Haber Aero

Rus hakimiyetini şehrin her noktasında görmeniz mümkün. Geniş caddeler, Rusça dilinin yaygın olması, Rus mimarisi kiliseler, ev yapıları gibi detaylar Rusya’nın uzun süren hakimiyetini gözler önüne seriyor. Eski zamanların eskimeyen dokusuyla modern mimarinin buluştuğu şehirde yemyeşil ağaçlarla çevrili sokaklarda yürümek huzur verici anlar arasında yer alıyor.

Almatı’daki göze çarpan tek sorun ise trafik. Şehirdeki ana arterlerde yol akmıyor. Önemli noktalara trafik polisi konuşlandırılsa da bu biz çözüm olmuyor. Daha fazla yol yapmak bir şehrin trafiğini azaltacak anlamına gelmediğini Almatı’da anlamak mümkün. Almatı’nın trafik sorunu sürdürülebilir ve kalıcı şekilde giderilebilirse şehrin sınıf atlayacağı kuşkusuz.

Almatı Cumhuriyet Meydanı-Fotoğraf: Haber Aero

Almatı Cumhuriyet Meydanı

Her büyük şehirde resmi törenlerin, açık hava etkinliklerinin ve geçit törenlerinin yapıldığı büyük bir meydan bulunur. Almatı’nın ana meydanı ise Respublika Alany adıyla bilinen Cumhuriyet Meydanı’dır. Meydanın tam ortasında Bağımsızlık Anıtı yer alır. Bu anıtın tepesinde Kazak figürü olan Altın Adam heykeli yer alır. Modern yapılarla çevrili meydanda çiçek bahçeleri, yapay havuzlar ve çeşmeler yer alır. 1992 yılından itibaren Nevruz kutlamaları da bu meydanda yapılmaktadır.

Yeşil Pazar-Fotoğraf: Haber Aero

Yeşil Pazar

Almatılılar için Yeşil Pazar şehrin kalbinin attığı yerdir. Yurt dışından gelen turistlerinde en çok ilgi gösterdiği yer burasıdır. Bu büyük pazarda en büyük alan et satışının yapıldığı yerdir. Burada bir çok hayvanın etini bulmanız mümkün. Tertemiz ve düzenli olan pazarda etlerin içinden geçerken bile ne bir koku ne bir rahatsızlık duymuyorsunuz. Bir tane çöp veya bir tane bile sinek bulmanız mümkün değil. Özellikle at etlerine olan rağbet dikkat çekici. Çalışan kasapların çoğunluğu kadın. Bu kadınlar evlerinin mutfaklarındaki kadar temizler bu pazarda. Et kesimlerini kendileri yapıp sunuyorlar. Etlerin yanı sıra kuruyemiş ve sebze-meyve alanlarını da burada bulmanız mümkün. Kazakistan ve çevre ülkelerden gelen taze, hormonsuz meyveleri burada bulabilirsiniz. Özellikle elma ve çilek gibi meyvelerin hormonsuz olanına burada ulaşmak mümkün.

Kök-Töbe-Fotoğraf: Haber Aero

Kök-Töbe

Kök-Töbe bir diğer adıyla yeşil tepe Almatı’nın vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Şehrin en popüler alanlarından biri olan bölge şehrin 1100 metre yukarısında bulunuyor. Şehrin en yüksek tepesi olan televizyon kulesi de burada bulunuyor. Televizyon kulesinin yüksekliği ise 372 metre. Kök-Töbe’ye teleferik veya araçla çıkmanız mümkün. Tepenin zirvesinde çeşitli restoranlar, kafeler ve çocuk oyun alanları bulunuyor. Televizyon kulesine doğru gidince sizleri bir luna park ve küçük çapta hayvanat bahçesi karşılıyor. Tepede herkes gün batımını bekliyor. Güneşin batışında ziyaretçiler gün batımını kayıt altına almak için birbiriyle yarışıyorlar.

Almatı merkez camii-Fotoğraf: Haber Aero

Almatı Merkez Camii

Almatı Merkez Camii aslında çok eski bir geçmişe sahip değil. Ancak caminin bulunduğu alanda 1890 yılında inşa edilmiş eski bir cami bulunuyormuş. 1987 yılında çıkan büyük bir yangında kullanılamaz hale gelmiş. 1999 yılında cami tekrar inşa edilmiş ve bugünlere gelmiş. İç dekorasyonu da Türk sanatçılar tarafından yapılmış. Özellikle altın kubbesi oldukça dikkat çekici caminin içi de çok ferah. Büyük bir iç alana sahip camide insanlar ibadetlerini rahatça yerine getirebiliyorlar.

Panfilov Parkı

Panfilov Parkı şehrin kalbinin attığı yerdir. Parkın bir diğer adı 28 Panfilov muhafız parkı olarak da bilinir. Yeşillikler içindeki park Almaatılıların yürüyüş yaptığı en önemli doğal alanların arasında yer alır. Parkın içinde II. Dünya savaşı döneminde Kazakistanlıların Nazilerle savaştıkları sırada şehit olan 28 askere adanmış anıt bulunmaktadır. Bu kişilerin heykelleri ve önünde sürekli yanan bir ateş bulunur. Bu geniş meydanın devamında askeri okul yer alır. Bu okulda gönüllü olarak asker olmak isteyenlerin eğitimleri yapılır. Genç yaştaki asker adaylarına burada temel eğitim verilir ve burada yatılı okulları bulunur.

Zenkov Katedrali-Fotoğraf: Haber Aero

Zenkov Katedrali

Zenkov katedrali göğe çıkış katedrali olarak da bilinir. Almatı’nın en güzel yapılarından biridir. 1907 yılında yapımı tamamlanan katedral dünyanın en uzun ikinci ahşap yapısıdır. Binanın mimarı Zenkov’dur ve ismini mimarından almıştır. Dizaynı Ukrayna barok mimarisidir. Moskova’daki Aziz Vasil Katedraline benzetilir. Almatı’daki Çarlık Rusya’sından kalan sayılı yapılardandır. Katedral Zenkov tarafından depreme dayalı olarak inşa edilmiştir. Ayrıca katedralin piskoposlar tarafından kutsanmış olması nedeniyle az hasar aldığına inanılmaktadır.

Kazak Halk Müziği Enstrümanları Müzesi

Burası da ünlü mimar Zenkov’un eseridir. 1980’lerde müze olarak kullanılmaya başlanmıştır ve Kazak müzisyen Ykylas Dukenov’a ithaf edilmiştir. Konyrau, sazgen, zhetigen, asatayak ve dombra gibi Kazak müziklerinde kullanılan enstrümalar burada sergilenmektedir. Müzeye girdiğinizde kulağınızda dombra müziği dolaşır. Hatta bir bölüm vardır ki dombranın geçmiş, geleceği ve kullanılan tüm tarihlerdeki versiyonları yer alır. Yöresel enstrümanların haricinde dünya genelinde halklarla özdeşleşmiş çalgılar da müzede sergileniyor. Türkiye’nin sazı da müzede sergilenirken diğer ülkelere ait  enstrümanlarda ziyaretlerin ilgisini çekiyor.

Şimbulak

Shymbulak, Türkçesi Şimbulak ya da Çimbulak, Kazaklar da böyle telafuz ediyor. Orta Asya’nın en büyük kayak merkezidir. Deniz seviyesinden 3200 metre yükseklikte olduğu söylenmekte daha fazla yükseklikte olan dağlar da var. Tanrı Dağlarının eteklerinde yer alan Şimbulak Kayak Merkezi kış sporları için oldukça ideal bir yer. Kayak haricinde buz pisti de var isteyen paten yapabiliyor. Kar olmayan dönemlerde de ilgi çekici bir lokasyon olarak dikkat çekiyor. Bu bölgeye teleferik ya da araçlarla çıkılabiliyor. Ancak araçların elektrikli olması zorunlu hale getirilmiş. Doğaya zarar vermemek için elektrikli araçların haricindeki diğer araçlar buraya çıkamıyor. Yaz aylarında ise doğa yürüyüşü yapanlar ve dağ bisikletçileri için adeta bir cennet. Kayak pistleri muhteşem, teleferikler sayesinde zirveye kadar çıkabiliyorsunuz. Doğa ve manzara o kadar güzel ki insan sırf gezmek için bile gidebilir. Tesisler çok güzel organize edilmiş farklı farklı etkinlikler var, daha önce kayak yapmadıysanız eğitmenler eşliğinde yapabilirsiniz. Kış tatili için muhteşem bir yer tatil köyü yapmışlar konaklama yerleri ve restoranlar var. Yemekleri de oldukça güzel. Hem yöresel hem de dünya mutfağını bu bölgede bulmanız mümkün.

 

Exit mobile version