Savunma Sanayii Başkanı Demir, “2021’de Akıncı TİHA’da ilk teslimatlar yapılacak, Aksungur SİHA seri üretimi sürecek, Atak Faz-2’nin ilk teslimatları başlayacak.” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, Savunma Sanayii Başkanlığı‘nda (SSB) yapılan “2020 Değerlendirme ve 2021 Hedefler Toplantısı”nda basın mensuplarıyla bir araya geldi.
2020 hedeflerine büyük ölçüde ulaştıklarını ifade eden Demir, karada, havada, denizde, siber alanda güvenlik güçlerinin ihtiyaçlarını yerli ve milli olarak karşılamak için yeni teslimatlar gerçekleştirdiklerini ve yeni projelere başladıklarını söyledi.
Demir, geçen yıl platform üretiminden hava savunma sistemlerine, silah, mühimmat ve füze üretimlerinden elektronik harp ve radar sistemlerine, haberleşme ve bilgi teknolojilerinden motor sistemlerine, askeri ekipman ve teçhizat üretiminden Ar-Ge ve eğitim faaliyetlerine kadar, her alanda hiçbir boşluk bırakmadan çalıştıklarına işaret ederek, “Bütün bunları gizli-açık çeşitli ambargolara rağmen yaptığımızı da hatırlatmak isterim. İnşallah 2021 yılında hedeflerimizi daha da büyüterek yolumuza devam edeceğiz.” diye konuştu.
Akıncı Taarruzi İHA’nın geçen yıl seri üretime hazır hale geldiğini vurgulayan Demir, ikinci prototipin de ilk uçuşunun yapıldığını bildirdi.
Demir, şu bilgileri verdi:
“Üçüncü prototip üzerinde çalışmalar devam ediyor. Aksungur SİHA’nın seri üretim faaliyeti başladı. Bayraktar TB2 ve ANKA SİHA’larımız sadece bizim değil, dost ve kardeş ülkelerimizin de kullandığı en önemli silahlardan biri oldu. Çeşitli sınıflarda kullandığımız İHA’larımıza ek olarak geçtiğimiz yıl, kamikaze mini İHA KARGU-2 ve silahlı mini/mikro İHA SONGAR’ı da güvenlik güçlerimiz ilk kez kullanmaya başladı. İHA alanındaki bu çalışmalar dünyada bizi bu alanda ilk 3-4 ülke arasına yani bir anlamda lider sınıfına yükseltti.”
“Uydu fırlatma sistemlerini de yerli yapma hedefindeyiz”
Demir, Mikro Uydu Fırlatma Sistemi Projesi kapsamında fırlatılan ilk yerli sonda roketinin 130 kilometre irtifaya yükselerek uzaya çıkan ilk Türk aracı olduğunu belirterek, “Türksat 5A’yı uzaya gönderdiğimiz şu günlerde bu projenin önemini bir kez daha vurgulamak isterim. Biz sadece uydularımızı yerli-milli yapma hedefinde değiliz, bu uyduları uzaya gönderecek fırlatma sistemlerini de yerli yapma hedefindeyiz. Yani ileride bu uyduları bir başka ülkeden değil, kendi ülkemizden de fırlatma imkanına sahip olacağız.” ifadelerini kullandı.
Hava Kuvvetlerinin muharip unsuru F-16’ların yapısal iyileştirmelerine başladıklarını ve ilk iki F-16 Blok-30 uçağının yapısal iyileştirmesini tamamlayarak teslim ettiklerini kaydeden Demir, Milli Muharip Uçağı’nın (MMU) tasarım faaliyeti ve rüzgar tüneli testlerine devam ettiklerini, alt sistemlerin seçimlerini gerçekleştirdiklerini dile getirdi.
Demir, Alçak İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi HİSAR-A+’yı envantere girmeye hazır hale getirdiklerini, Orta İrtifa Hava Savunma Füze Sistemi HİSAR-O+’nın rutin testlerini başarıyla gerçekleştirdiklerini söyledi.
“Sungur’un envantere girmesi için son aşamaya gelindi”
İsmail Demir, portatif özelliğiyle kara, hava ve deniz platformlarına entegre edilebilecek Sungur Hava Savunma Sistemi’nin envantere girmesi için de son aşamaya geldiklerini bildirdi.
İlk milli gemi savar füzesi ATMACA’nın testlerinde sona geldiklerini ve envantere alma sürecine başladıklarını ifade eden Demir, “TRG-230 Füze Sistemi’ne lazer arayıcı başlık entegre edilerek, İHA ve SİHA’ların işaretlediği hedefleri karadan vurabilecek şekilde TRLG-230 Füze Sistemi’ni geliştirdik. Roket ve füze sistemlerinde kullanılan patlayıcılarda yurt dışı bağımlılığını azaltacak ROKETSAN bünyesinde Patlayıcı Hammadde Üretim Tesisi’ni hizmete aldık.” dedi.
Demir, terörle mücadele en önemli tehditlerden biri olan el yapımı patlayıcılar (EYP) ile mücadele kapsamında farklı teknik özelliklerde araç, sırt ve çanta tipi karıştırıcı ve köreltici sistemlerin teslimatlarını sürdürdüklerine dikkati çekerek, özellikle geçen yıl ilk kez kullanıma sunulan makineli tüfekler için kesintisiz atış imkanı sağlayan taşınabilir mühimmat sistemleri ve ergonomik el bombası ekipmanlarının, gerek pratik gerek yerli-milli olması açısından önemli olduğunu anlattı.
Envanterdeki FIRAT M60T ve Leopard 2A4 tanklarının modernizasyonuna hız verdiklerini de dile getiren Demir, ülkede bir ilk olacak yeni nesil kriminal inceleme aracı KIRAÇ’ları, Emniyet Genel Müdürlüğüne teslim ettiklerini söyledi.
Radar, haberleşme ve görüntülemede milli sistemler
Demir, elektronik harp, radar, haberleşme, görüntüleme gibi unsurları yerli ve milli olarak karşılamak amacıyla başlatılan çeşitli projeleri de geçen yıl tamamladıklarını belirterek, şunları kaydetti:
“F-16 uçaklarımıza Milli Dost Düşman Tanıma Tanıtma Sistemi entegre ettik. SİHA’larımızda kullandığımız ve geçtiğimiz yıl açık şekilde ambargoya maruz kaldığımız CATS kameralarımızı seri üretime geçirdik, gelişmiş versiyonuna başladık. Ar-Ge projeleri kapsamında, katmanlı imalat, malzeme, kızılötesi, lazer ve elektromanyetik, elektro optik, yapay zeka ve otonomi, geniş bant mobil haberleşme ve harp sistemleri, enerjik malzemeler, KBRN ve RF teknolojileri konularında çeşitli seviyelerde teknoloji çalışmalarına devam ettik. Ülkemizde ilk kez Siber Güvenlik Haftası düzenlenerek, yerli-milli siber güvenliğin önemini en üst düzeyde ele aldık. Savunma sanayimizin nitelikli insan kaynağı ihtiyacı için oluşturduğumuz Vizyoner Genç, Savunma Sanayii Akademi ve Roboik gibi platformlar ve paydaşı olduğumuz TEKNOFEST ile gençlerimizin bu alana duyduğu ilginin artmasına destek olduk.”
“Savunma sanayisindeki tecrübe sağlık sektörüne aktarıldı”
Savunma sanayisinde edindikleri tecrübeyi yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle sağlık sektörüne de aktardıklarını hatırlatan Demir, “İhtiyaç duyulan alanlarda yeni Ar-Ge projeleri başlattık, mevcut projeleri hızlandırdık. Yerli solunum cihazı hayata geçirildi. İlk yerli MR cihazı, mobil dijital röntgen cihazı, milli kalp akciğer pompası, otomatik harici defibrilatör cihazının daha gelişmiş versiyonu gibi çalışmalar hızlandı.” dedi.
Demir, “dual-use” olarak bilinen teknolojilerin hem askeri hem sivil amaçlı olarak çift yönlü kullanılmasına dair çeşitli projelere hız verdiklerini ifade ederek, dünyada yalnızca 7 ülkede üretilen x-ray araç ve konteyner tarama sistemlerini yerli imkanlarla üretmeyi amaçladıkları Milli Tarama Sistemi (MİLTAR) Projesi’ni Ticaret Bakanlığı için başlattıklarını kaydetti.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı için yürütülen Elektronik Beton İzleme Sistemi Projesi kapsamında teslimatları gerçekleştirdiklerini belirten Demir, TBMM Oylama Sistemi Projesi’nde ilk fazı bitirdiklerini ve Yüksek Seçim Kurulu için Veri Merkezi Projesi’ni başlattıklarını bildirdi.
“2021’de Akıncı TİHA’da ilk teslimatlar yapılacak”
Geçen yıl savunma sanayisinin sadece yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı mücadele etmediğinin altını çizen Demir, “Bu başarılar, üstü kapalı, deklare edilmemiş ambargolara rağmen elde edildi. Kelimenin tam anlamıyla tüm cephelerde adeta omuz omuza çarpışarak geldik ve başarılı olduk.” değerlendirmesinde bulundu.
Demir, 2021 yılının da geçmişte başlayan projelerin tamamlandığı, yeni sistemlerin güvenlik güçlerine teslim edildiği, ihtiyaçlara göre yeni projelere başlanılan bir yıl olacağını belirterek “AKINCI TİHA’nın ilk teslimatlarını yapacağız. ATAK helikopterlerinin gelişmişi Faz-2 versiyonun ilk teslimatlarına başlayacağız. Milli Muharip Uçağın (MMU) alt sistemlerinin tasarımlarına başlayacağız. Mini, Taktik, Operatif ve Stratejik sınıf İHA ve SİHA’larımız ile sürü sistem görevlerinin icrasına yönelik projelerimiz hayata geçirilecek.” diye konuştu.
“Alçak irtifa hava savunma füze sistemi HİSAR-A+ envantere girecek ve ilk teslimatları yapılacak. Orta irtifa hava savunma füze sistemi HİSAR-O+’nın testleri tamamlanacak ve envantere girmeye hazır hale gelecek.” ifadelerini kullanan Demir, Uzun Menzilli Hava ve Füze Savunma Sistemi-SİPER Projesi’nde, ASELSAN-ROKETSAN-TÜBİTAK SAGE’nin iş birliğinde sistem ve alt sistem bileşenlerine ilişkin detay tasarımının tamamlanacağını söyledi.
Demir, savaş uçaklarının hava üstünlüğü için geliştirilen kısa, orta ve uzun menzilli BOZDOĞAN ve GÖKDOĞAN hava-hava füzelerinin uçak üzeri atışlı testlerinin tamamlanacağının altını çizerek “İlk milli gemisavar füzemiz ATMACA, milli torpidomuz AKYA, tanksavar silahımız KARAOK’un ilk teslimatlarını yapacağız.” dedi.
Platformlar için geliştirilen ilk milli 7,62 milimetrelik makineli tüfeklerin (PMT 7,62) teslimatlarının başlayacağını aktaran Demir, yurt dışından tedarik edilen modüler barut sistemi yerine yerli olarak geliştirilen sistemlerin teslimatlarına da başlayacaklarını kaydetti. Demir, envanterdeki havan silahlarının kullanım etkinliğinin artırılması için başlatılan projede modernize edilen ilk havan silahlarını teslim edeceklerini de dile getirdi.
“İ sınıfı fırkateyn İSTANBUL’u denize indireceğiz”
Demir, deniz projelerinde 2021’in önemli bir yıl olacağının altını çizerek şunları kaydetti:
“Çok maksatlı amfibi hücum gemisi ANADOLU, test ve eğitim gemisi UFUK ve lojistik destek gemisini teslim edeceğiz, MİLGEM Projesi’nin 5. gemisi İ sınıfı fırkateyn İSTANBUL’u denize indireceğiz. Yeni Tip Denizaltı Projesi kapsamında 1. denizaltıyı suya indirecek ve 2. denizaltıyı havuza çekeceğiz. İnsansız su üstü ve su altı araçlarına yönelik yeni projeler başlatacağız.”
Ağır sınıf insansız kara aracının (İKA) prototipinin üretileceğine işaret eden Demir, hafif ve orta sınıf İKA’larda ilk araçların teslim edileceğini vurguladı. Demir, TSK envanterinde ilk olacak Pars 6×6 mayına karşı korumalı araçların ilk teslimatlarının da yapılacağını söyledi.
Demir, motor projelerinde bu yılın somut çıktıların elde edileceği bir yıl olacağını belirterek “SOM ve ATMACA füzelerinde kullanılacak KTJ3200 Turbojet Motoru ilk kez teslim edilecek. ALTAY tankı için geliştirilen BATU tank motoru ilk prototipi çalıştırılacak. Yeni nesil hafif zırhlı araçlar için geliştirilen UTKU motor ve transmisyonun ilk prototipi çalıştırılacak.” dedi.
Elektronik harpte, yüksek frekans elektronik taarruz sistemi ve erken ihbar radar sistemi gibi unsurların ilk kez teslim edileceğinin altını çizen Demir, SİHA’lar için CATS kameraların seri üretimi sürerken, gelişmiş versiyon ASELFLIR-F500C Projesi’nde tasarım aşamasına geçileceğini ve ASELFLIR-600 projesinin başlatılacağını kaydetti.
“Katedeceğimiz her bir mesafe, savunma sanayimize bir pozitif girdi olarak geri dönecek”
Demir, savunma sanayisinin geleceğini sıhhatli bir yönde yürütmek için üstlerine düşeni yapma konusunda bir saniye dahi tereddüt etmediklerini söyledi.
“Katedeceğimiz her bir mesafe, savunma sanayimize bir pozitif girdi olarak geri dönecek ve ülkemizin savunmasına, memleketimizin teknoloji birikimine katkıda bulunacaktır.” diyen Demir, ülke savunmasına ve Türkiye’nin teknoloji birikimine katkı sağlamaları için toplumun değişik kesimlerine seslendi.
Üniversitelere çağrıda bulunan Demir, şunları kaydetti:
“Günceli yakalayın, teknoloji odaklı savunma sanayisi gündemini yakından takip edin. Mühendislik başlığı altındaki tüm bölümlerde eğitim müfredatlarının, teknoloji odaklı olmak üzere, savunma sanayisinin ihtiyaçları, gündemi ve gelecek perspektifiyle senkronize edilmesinde fayda var. Finans, istatistik, dış politika, iletişim, kamu idaresi, hukuk gibi programlarda savunma sanayisinin müstakil bir konu olarak ele alınması ve gençlerin birikimine katkıda bulunulması çağrısında bulunuyorum.”
Gençlere “Kendinizi geliştirin” çağrısı
Gençlere teknoloji odaklı savunma sanayisini takip etmeleri tavsiyesinde bulunan Demi, çok boyutlu ve kapsamlı bir alan olan savunma sanayisinde yer almak isteyen gençlere kapılarının sonuna kadar açık olduğunu ifade etti.
Gelecek 10 yılda savunma sanayisinin güçlü bir istihdam ve geniş imkanlar sağlayacağını anlatan Demir, “Kendinizi geliştirin. Hem mevcut literatürü kapsamlı bir şekilde takip edin hem yeni okumalarla geleceğe odaklanan bir perspektifle hareket edin. Üniversiteye adım attığınız andan itibaren savunma sanayisi gündemini yakından takip edin ve birikiminizle buradaki yerinizi ayırtın.” dedi.
“Medyanın süreçleri takip etmesi ve gelişmeleri bildirmesi son derece faydalı”
Medyaya da çağrıda bulunan Demir, okur yazarlık, uzmanlık ve analiz imkanları artırılarak, savunma ve güvenlik muhabirliğinin güçlendirilmesi gerektiğini bildirdi.
Medyanın farklı kesimleri teşvik ettiğinin altını çizen Demir, şunları söyledi:
“Sektörün yoluna güçlü şekilde devam etmesinde (medyanın) pozitif katkısı var. İsimsiz kahramanlarla dolu bir sektörde medyanın süreçleri takip etmesi ve gelişmeleri bildirmesi son derece faydalı. Sektörün gizlilik ve işlerin mahremiyeti gibi boyutlarına dikkat ederek, gerçekçi analiz ve haberler için her tür desteği vermeye hazırız. Fakat sizlerden ricamız, savunma okur yazarlığı, savunma ve teknoloji farkındalığı, savunma ve güvenlik muhabirliği gibi konulara kapsamlı bir şekilde eğilmenizdir.”
“Sektörümüz tüm dünyaya başarılı ürünler ihraç ediyor”
İş insanlarına da seslenen Demir, ihracat için sahaya inerek gece gündüz çalışmalarını istedi.
Savunma sanayisi sektörünün tüm dünyaya başarılı ürünler ihraç ettiğini dile getiren Demir, “Beklemeyin, izlemeyin. Aktif bir şekilde tüm dünyayı takip edin, dolaşın. İmkanları zorlayın. Başkaları yapıyorsa bilelim ki çalışırsak eğer biz de yapabiliriz. Devletimiz her tür desteği veriyor. Daha fazla aktif olun, daha fazla sahaya inin. Temas kurun, anlatın, anlattırın ve Türk savunma sanayisinin bayrağını yükseltin.” diye konuştu.
“Türk savunma sanayisinin her bir neferi, her bir kurumu gece gündüz çalışmalıdır”
Demir, Türkiye ve dünyanın, savunma sektöründe faaliyet gösteren firmaları izlediğini belirterek, “Bugüne dek başardıklarımız yetmez, iki kat çalışın ve mazeretleri unutun.” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hedefleri net bir şekilde gösterdiğini anlatan Demir, “Her tür desteğin verildiği bir ortamda projelerin aksaması, gecikmesi veya ötelenmesine yol açacak hiç bir gerekçe ve mazeret yoktur. Türk savunma sanayisinin her bir neferi, her bir kurumu milletin verdiği desteğe layık olmak için gece gündüz çalışmalıdır. Uyum, iş birliği ve koordinasyon halinde bir bütünün parçaları olarak çalışmaya devam. Sorunları çöze çöze, sıkıntıları aşa aşa büyük hayallere doğru yürüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
“Birbirimize omuz verelim, memleket yükselsin”
İlgili tüm sektör ve tüm kurumlara da birlikte iş yapma çağrısında da bulunan Demir, “Birbirimize omuz verelim, memleket yükselsin.” dedi.
İçinde teknoloji ve insanın olduğu tüm konuların savunma sanayisinin konusu olduğuna işaret eden Demir, şu ifadeleri kullandı:
“Biz, tecrübemizi tüm sektörlerle paylaşmaya, farklı kurum ve kesimlerle sektörler arası ilişkiye değer veriyoruz. Öğreneceğimiz çok şey olduğu gibi, onlarla paylaşacak çok şeyimiz olduğuna da inanıyoruz. Ayrıca iş modeli olarak SSB modelinin başarılı olduğunu düşünüyor ve bu birikimimizi sizlerle paylaşmak istiyoruz. İster iş modeli olsun ister ortak projeler isterse teknoloji altyapısı konusunda destek olsun istisnasız her alanda iş birliği için kapılarımız sonuna kadar açık.”
“Güçlü Türkiye, güçlü ve başarılı bireylerden geçer”
Geleceğin mühendisleri, teknisyenleri, idarecilerinin ilkokuldan hatta aileden itibaren başlayan bir eğitimle yetişeceklerine dikkati çeken Demir, şunları kaydetti:
“Bu eğitimle güçlü ve başarılı bir savunma sanayisi çalışanı yetişecektir. O yüzden ilk andan itibaren, tüm ailelere çağrıda bulunuyorum. Çocuklarınızdaki teknoloji farkındalığını ve ilgisini artırın. Bağımlılığa düşmeden, yoğun ve güçlü bir takiple teknolojiyi ve tartışmaları izlemelerini, soru sormalarını sağlayın. Güçlü Türkiye, güçlü ve başarılı bireylerden geçer. İyi bir mühendis olmak aileden başlar. Tüm ailelere çağrımdır, çocuklarınızı teknolojiye yönlendirin.”
“Stratejik bir üründe korkulu rüya görmektense uyanık yatmayı tercih ediyoruz”
Demir, “2020 Değerlendirme ve 2021 Hedefler Toplantısı”nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Savunma sanayisinin tümünde yüzde 100 yerlilik yaklaşımının maliyet etkin olmadığını belirten Demir, özellikle stratejik ürünler için yüzde 100 yerliliği amaçladıklarını söyledi. Demir, “Stratejik bir üründe korkulu rüya görmektense uyanık yatmayı tercih ediyoruz. Maliyetli olabilir, belki 1’lik şeyi 5’e alıyor olabiliriz ama şunu biliriz ki ihtiyacımız olduğunda kimse bizi yarı yolda bırakmayacak.” dedi.
Demir, anlık mesajlaşma uygulamalarını ilgili kurumla iş birliği içinde çalışılması gereken bir alan olarak değerlendirdiklerini dile getirerek, kendi alanlarıyla ilgili kısıtlı kurumsal çözümleri bulunduğunu, bunların yaygınlaşması ve tüm toplumun güvenliğini kapsamasının önemli olduğunu ifade etti. Bunun yanında her türlü iletişimin gerçekleştirileceği donanım ve yazılımların ülke güvenliği için önem taşıdığını vurgulayan Demir, bu amaçla ULAK baz istasyonunun geliştirilmesini sağladıklarını ve yaygınlaştırılması için de çalışmalar yürüttüklerini kaydetti.
Demir, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle sektörün ihracat rakamlarında bir miktar düşme olduğunu, bunun yanında savunma sanayisinin en fazla istihdam artışı yaşanan sektörler arasında yer aldığını belirterek, sektörün cirosunun büyümeye devam ettiğini, yerlileşme oranında olumlu seyrin sürdüğünü anlattı.
İsmail Demir, ABD’nin, kısa adı CAATSA olan yasa kapsamında Savunma Sanayii Başkanlığı ve bazı yöneticilerine yönelik aldığı yaptırım kararına ilişkin sorular üzerine, “Çok büyük bir hasar olacağını görmüyoruz. Açıklanan maddeler kapsamında çok büyük bir risk yok. Bunların hepsi idare edilebilir, üstesinden gelinebilir küçük unsurlar. Bu konuda bir sıkıntımız yok, ilave uygulamalar, yorumlar, maddeler gelmezse… F35 programındaki gibi ‘Ben yaptım, oldu’ yaklaşımıyla gidilmeyecekse şu aşamada büyük bir hasar ve zarar olacağını düşünmüyorum.” diye konuştu.
CAATSA yaptırımları konusunda karşı tarafla kısıtlı ölçüde temasları olduğu bilgisini veren Demir, “Onların da ‘Acaba bu yaptırımlar neyi, nasıl etkiler?’ gibi bir çalışmayı devam ettirdiklerini biliyoruz. Yani karşı taraf ‘Ben yaptırımları başlattım, atacağım adımlar 1, 2, 3 bunlar’ deyip kolları sıvamış değil. Onlar da hangi adımların atılacağı, hangi olayı nasıl etkileyeceğiyle ilgili kendi çalışmalarını yapıyorlar.” ifadelerini kullandı.
F35 programı konusunda atılan tek taraflı ve hukuksuz adıma karşın, Mart 2020 için planlanmasına rağmen Türk firmalarından imalatın kesilemediğine dikkati çeken Demir, şu değerlendirmede bulundu:
“Şirketlerimiz bu imalatlara devam etti. ‘Madem onlar bizi tanımıyor, biz onları tanımayalım’ yaklaşımını da doğru görmüyorum. Biz devlet gibi devlet olan, attığı imzanın arkasında duran, verdiği sözü yerine getiren bir yapıyız. Bunun gereğini yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Karşıdaki adımın hukuksuz ve yanlış olduğunu söylüyoruz. Onlar bildiklerini okumaya devam ederlerse kendileri bilir. Sanayimiz onların dur dedikleri yere kadar üretimleri devam ettirir. Sanayimiz burada edindiği yetkinlik ve kabiliyetleri Milli Muharip Uçak Geliştirme Projesi’nde kolaylıkla kullanacaktır. O açıdan ‘Ben küstüm, oynamıyorum’ demenin anlamı yok. Mevcut elemanların istihdamı, tezgahların çalışması, mevcut yeteneklerin devamı açısından bizim için olumludur.”
Altay tankının seri üretimi
İsmail Demir, Altay tankının seri üretimi kapsamında ihtiyaç duyulan motorların ihraç izninin reddedilmediğini ve beklemede durduğunu söyledi. Alternatif motor tedarikinin belli bir olgunluğa ulaştığını ifade eden Demir, bir taraftan da yerli motor test çalışmalarının başlayacağını, transmisyonla entegrasyon çalışmalarının yürütüleceğini dile getirdi.
Tüm bunların bir belirsizlik oluşturduğunu anlatan Demir, “Şu anda üretim hattını kurup, limitli sayıda motorla da olsa başlamanın, akabinde de alternatif motorun çok yakın olduğu bir planlamanın daha anlamlı olduğunu düşünüyoruz. Arada bir faz farkı olacaksa çok kısa olmalı. Kurulmuş, boş bekleyen bir üretim hattı, istihdam edilmiş onlarca çalışan… Bunun çok uzun süre ayakta kalması mümkün değildi. Böyle bir üretim hattı kurulması ve üretimin başlaması planımız var. Bunu net tarih olarak koymadık ama 2021’de bunu görürseniz hiç de sürpriz olmayacak.” dedi.
Güvenlik güçleri için 8×8 ve 6×6 araçların sunulacağı Özel Maksatlı Taktik Tekerlekli Zırhlı Araç Projesi’ne ilişkin soruya Demir, “Özel Maksatlı Taktik Tekerlekli Zırhlı Araç Projesi’nde sadece motor değil, transmisyon da tamamlandı. Bunların testleri yapılıyor. Çok yakında, bunlar üretime geçtiği zaman araçlarda yerli motor ve transmisyonumuzu göreceğiz.” yanıtını verdi.
S400 tedariki
Demir, S400 hava savunma sistemlerinin tedarikine yönelik sorular üzerine, şu bilgileri verdi:
“İkinci sistem konusunda bir anlaşmamız var. İsteseydik ikinci sistem bugün gelebilirdi. Burada önemli olan şey şu: Bu bir toptan anlaşma ve çerçevesi içinde bir üretim ve iş birliği modeli var. Birinci sistemin hızlı tedariki, ikincisinin ise bu tür unsurlarının çok detaylı çalışılmış şekilde hayata geçirilmesi bizim için önemli. ‘İkinci sistem bir an önce gelsin’den çok, ikinci sistemi alırken içinde bizim ne kadar katkımız olabileceği, teknolojik derinlikle ne kadar iç içe olabileceğimiz konusu çok daha önem taşıyor. O açıdan ikinci sistemin hemen gelip gelmemesinden çok, bu konularda sahada ne kadar ilerleyebildiğimiz, o detayları ne kadar geri adım atılamaz şekilde bağladığımız ve hayata geçirdiğimiz bizim için önemli. Onlar da biraz vakit alıyor. Hele böyle ileri sistemlerde karşı tarafın çok da ön açıcı olmayabileceğini tahmin edersiniz ama yapılan anlaşma ve mutabakat var. Bu mutabakat zemininde taraflar olabildiğince iş birliği içinde mesafe almaya çalışıyorlar. Bu konuda kolaycı olursak çok hızlı yol alırız ama biz kolaycı olmaktan çok maksimumu hedeflediğimiz için süreç biraz uzadı.”
İsmail Demir, sistemin aktif hale getirilip getirilmediği konusundaki eleştirilerin hatırlatılması üzerine, “Kullanıcının bunu nasıl kullanacağıyla ilgili bence kimsenin soru sorma hakkı yok, bizim de yok. Ben de bilmiyorum. Kullanıcının bunu kullanılır halde tuttuğunu biliyorum. Nasıl kullanılacağı, radarı ne zaman açar, ne zaman kapar, ne yapar, bunlar benim de kamuoyunun da bilgisi olmaması gereken konular. Sistem hazır mı, evet dört dörtlük hazır, bir eksiği yok.” diye konuştu.
Savaş uçağı ihtiyacı
Türk Hava Kuvvetlerinin savaş uçağı ihtiyacının karşılanmasına yönelik açıklamalarda bulunan Demir, F16 modernizasyonlarıyla ilgili önemli adımlar attıklarını söyledi.
Su-35 uçağı önerisi ya da Avrupalıların bazı teklifleri olduğunu dile getiren Demir, şunları kaydetti:
“Biz Milli Muharip Uçağa ağırlık vermek, hızlandırmak durumundayız. Hürjet’in kendi içinde belli kabiliyet gelişimleri mümkün. Aktif olarak gündemimizde ‘Şu uçağı, bunun yerine alacağız’ diye bir gündemimiz yok. Su-35 çok tartışıldı, onunla ilgili teklife baktık. Teklifler bizim için, bize ne katacağı, bizim işin içinde ne kadar olacağımızla ilgili bir dizi parametreyi içeriyor. Gelen teklifi ‘Baş göz üstüne’ diye kabul etmemiz gibi bir durum hiçbir zaman olmaz. Bütün detaylarını çalışırız. Kendi milli menfaatlerimize en uygun olan, ihtiyaçlarımızı en iyi görecek çözümler her zaman masamızda olur, inceleriz ama şu an için ‘Kesin şu vardır’ demiyorum. Ana hedefimiz Milli Muharip Uçak ve Hürjet.”
Yerli hava savunma sisteminin inşası
Türkiye’nin yerli hava savunma sistemleriyle kendi hava savunma sistemini kurma konusundaki çalışmalarının sürdüğünü belirten Demir, “2025-2026’da belki S400 ile ilgili çalışmadan edinecek bilgileri de katarak, S400 seviyesi veya bir üstüne gelir miyiz, yaklaşırız. Diğer katmanlarla ilgili hava savunmamızın yerli yerinde olacağını söyleyebilirim. Çalıştığımız sistemleri arka arkaya koyduğumuzda katmanlı bir savunma sistemimiz olacak. Bunların sayısının iyice artması gerekir ki tam bir koruma sağlayabilesiniz.” dedi.
(AA)
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.