Seyahat dönüşleri hasta olmak adettendir adeta. Gidilen yerin havasından mı, suyundan mı, yoksa hava değişiminden mi bilinmez ancak uçakla seyahat ettiğimiz için hasta olabileceğimiz hiç aklınıza gelir miydi?
Bilim insanları, uçakların pek çok sebepten ötürü tam bir hastalık yuvası olduğu görüşünde hemfikir. Öyle ki rakamsal olarak da bunun ortaya konduğu pek çok makale var. Uçakla seyahat esnasında soğuk algınlığına yakalanma ihtimaliniz herhangi bir ortama göre yüzde 20 daha yüksek. Gribal enfeksiyon olasılığı ise günlük hayata göre 100 kat daha fazla.
Araştırmalar uçaktaki hastalık etkeni pek çok sebebi ortaya koysa da en büyük problem kabin içindeki düşük nemlilik. Seyahat esnasında uçakların yaklaşık 10 bin metreyi bulan irtifasında, kabin içindeki nem oranı yüzde 10, bazen daha aşağı değerlere iniyor. Bu durum vücudumuzun doğal savunma sistemi olarak adlandırabileceğimiz boğaz ve burnumuzdaki mukusun kurumasına sebep oluyor. Bir anlamda savunmamız çöküyor. Böylece mikropların yayılması ve vücudumuzu ele geçirmesi için harika bir ortam oluşuyor.
Vücudumuzun tüm savunma sistemini alt üst eden bir ortamda kimi zaman 10-12 saatlik yolculuklar gerçekleştirmek zorundayız. Bu süre içerisinde hastalanarak seyahatin bir eziyete dönüşmesini engellemek için alabileceğimiz bazı önlemler de yok değil. İşte uçakta hastalıklardan korunmanın 5 yolu.
Havayolu ile seyahatin insan sağlığı için oluşturduğu baş ağrısı, yorgunluk, mide problemleri, kramplar gibi sorunların giderilebilmesi açısından suyun önemi var. Oysa uçakta su içmenin asıl önemi, bağışıklık mekanizmamızı canlı tutabilmeye yardımcı olmasında yatıyor. Burada dikkat edilmesi gereken önemli nokta vücudun sıvı dengesini korumak için en etkili yolun diğer içecekler haricinde su olduğunun unutulmaması. Yani gazlı içecekler, meyve suları, kafein içerenler ve alkol bu kapsama dahil edilmemeli. Yeşil çay gibi bitkisel ve sıcak içecekler suya kesinlikle alternatif olmasa da seyahatte tüketilmesi uygun olan içecekler.
Elleri temiz tutmak
Uçakta grip, nezle, soğuk algınlığı ya da başka herhangi mikrobik etkileşimde en önemli unsur ellerimiz. Uçağa bindiğimiz andan itibaren dokunduğumuz her yer, koltuk kolçakları, servis masaları, koltuk arkası uçak içi eğlence sistemi ekranı, kumandası, baş üstü dolabı, tuvaletler vb kısacası aklınıza gelen dokunabileceğiniz her şey, aslında mikropları vücuda davet etmek için yeterli. Seyahat esnasında mümkün olan her an ellerinizi sıcak su ve sabunla yıkamalı, dezenfekte şekilde tutmaya özen göstermelisiniz.
Ağız hijyenini unutmamak
Ellerinizi temiz tutarak vücudunuzu mikroplardan uzak tutmaya çalıştığınız kadar diş ve boğazınız için de aynı hassasiyeti göstermeniz şart. Seyahat esnasında özel gargara sıvıları ile gargara yapmanız, mikropları öldürdüğü gibi boğazınızı nemli tutmanıza da yardım eder. Yani savunma sisteminize bir kat daha güvenlik sağlar. Özellikle uzun yolculuklarda diş fırçalamak da oldukça önemli bir hastalıktan korunma önlemi olarak öneriliyor. Burada dikkat edilmesi gereken husus; kabin içine alınabilecek sıvı ve jellerin 100 mililitreden fazla olmaması kuralı. Evden çıkarken dikkatli olup buna göre hareket etmek önemli.
Vitamin desteği almak
Vitaminlerin vücut için hızlı savunma etkisi henüz tam olarak kanıtlanamadı. Ancak sık seyahat eden birçok yolcu için vitamin almak artık bir gelenek. Uçuşunuzdan birkaç gün önce almaya başlayacağınız standart bir multi-vitamin veya C vitamini, seyahat esnasında oluşabilecek sirayetlere karşı bir savunma gücü oluşturarak sizi hastalıktan koruyabilir. Denemekte fayda var.
Dünya Sağlık Örgütü, havadaki mikropları, soğuk algınlığının en önemli sebeplerinden biri olarak gösteriyor. Hele ki kabindeki kısıtlı havada dolaşan mikroplardan korunabilmenin en önemli yöntemlerinden biri de ağız ve burnunuzu kapsayacak bir maske ile yolculuğu geçirmek. Çünkü uçağa soğuk algınlığı virüsü ile binen bir yolcunun seyahat esnasında bir kere hapşırması etrafa yayılan virüslerin damlacık etkisi ile havanın dönüşümü esnasında başka insanlara ulaşması için yeterli olabilir.