Çantaları hazırlayıp günlük yaşamın stresinden biraz olsun uzaklaşmanın, sinir-stresten arınmanın şu sıralar tam zamanı. Sizin için Türkiye’nin güzelliğiyle ünlü, “Keşke oraya yerleşebilsem” diyeceğiniz bugüne kadar adını çok duymadığınız 10 yeri listeledik. İşte bir parça huzur bulacağınız o adresler…
Sessiz sakin: AZDAVAY / KASTAMONU
Aşıklar köprüsü, Valla Kanyonu, Ilıca Şelalesi ve Horma Kanyonu büyüleyici doğa güzelliğini yakından görmek için Azdavay’a gitmek şart. Özellikle Azdavay Seyir Terası çok popüler.
İlçeye gelen yerli ve yabancı turistlerin özellikle gün doğumu ve gün batımını izleyebilmelerinin yanı sıra fotoğraf çekme merkezi olarak da kullanabildikleri mükemmel bir mekân haline getirildi. Bir de Medil Mağarası’na mutlaka uğranılmalı…
Azdavay İlçe merkezine 6 kilometre uzaklıkta. Karakuşlu Köyü’ne bağlı Ayvat mahallesinde medil ormanı içinde yer alıyor. Mağaranın milattan önceki dönemlerde sığınak, yaşam alanı ya da ibadethane olarak kullanıldığı tahmin ediliyor.
Şehir hayatını unutacaksınız: BOĞATEPE / KARS
Boğatepe Kars’a 45 km mesafede ve deniz seviyesinden bir hayli yüksekte, tam 2300 rakımlı bir dağ köyü. 30-40 hanenin yaşadığı köy genelde haziran ayında Fransız ve Belçikalı turistlerin gelmesiyle kalabalıklaşıyor.
Şu sıralar sessiz sakin, biraz şehir hayatından uzaklaşıp kendinizle kalmak için iyi bir adres.
Yüzlerce farklı çiçeğe ev sahipliği yapan Boğatepe Türkiye’nin en güzel kaşar ve gravyer peynirlerinin yapıldığı mandıraları ile de meşhur.
Etkileyici göl manzarası: AKPINAR / ISPARTA
Isparta’nın Eğirdir ilçesinde bulunan Akpınar muhteşem panoramik bir göl manzarasına sahip. Türkiye’nin yedi renkli ve mavi bayraklı en temiz gölü olan Eğirdir Gölü’nü kuş bakışı seyredebileceğiniz Akpınar’da seyir tepesi bulunuyor.
Bu tepede görüp görebileceğiniz en güzel manzarayı huzur içinde seyrederken, semaverdeki odun ateşinde pişirilen çayınızı yudumlayabilir, lezzetli Akpınar gözlemelerini tadabilirsiniz.
Rakımı yüksek olan köyde paraşüt sporu da yapılıyor. Ada manzarası eşliğinde, Eğirdir Gölü’nün üzerinde süzülmek çok keyifli olacaktır.
Doğayla iç içe yaşayan bir belde: BİRGİ KÖYÜ / İZMİR
Ödemiş’e 9 kilometre uzaklıkta ve Bozdağlar’ın yamaçlarında yemyeşil bir coğrafyanın içine gizlenmiş Birgi, asırlık ağaçlarının ve ahşap pencereli evleriyle Ege’nin şirin köylerinden…
Ayrıca tam da şimdi gidilecek en keyifli hafta sonu rotası. Birgi köyü, Aydınoğulları Beyliği’nden Mehmet Bey tarafından yaptırılan Ulu Cami ile meşhur. Osmanlı’nın izlerini sürmek isteyenler için burası çok ideal.
Caminin karşısındaki köy meydanından köy halkının yapmış olduğu el işleri, meyvesi, sebzesi ve meşhur Ödemiş patatesinin tadına da mutlaka bakmalısınız. 1971 yılından kalma ahşap Türk evlerinin en güzel örneklerinden Çakırağa Konağı ve İmam-i Birgivi Medresesi gezilmesi gereken yerlerden.
Ege’de saklı bir cennet: ADALA / MANİSA
Manisa’nın Salihli ilçesine bağlı Adala beldesi, Üşümen Tepesi ile Dibek Dağı’nın arasından geçen Gediz Nehri’nin Salihli Ovası’na açıldığı düzlükte kurulmuş bir yerleşim merkezi.
Termal ve kaplıca sevenler için burası ziyaret edilmesi gereken rotalardan. Ayrıca antik çağdan günümüze uzanan binlerce yıllık geçmişi ve volkanik coğrafi yapısıyla dikkat çekiyor. Hermos Nehri’nin taşıdığı bereketi bağrında harmanlıyor.
Vadi yürüyüşleri yapmak isteyenler için çevrede birçok imkân var. Görmeden dönmemeniz gereken yerler arasında Kurşunlu Kaplıcaları, Sart Antik Kenti ve Homeros Vadisi yer alıyor.
Fotoğraf çekimi için: ÇAMLIBEL KÖYÜ / BALIKESİR
Çamlıbel, Kazdağları’nda çok güzel bir köy. Yeşil bir vadiden Edremit Körfezi’ne bakıyor. Son yıllarda pansiyon ve otel sayısı hayli arttıysa da etraf yeşil ve sessiz…
Çamlıbel’de görülecek çok şey var. Özellikle butik otelleriyle meşhur köyün en önemli konaklama noktası ise
Albatross Dağ Evleri.
Kazdağları’nın eteğine yapışan otelden kimse çıkmak istemiyor.
El değmemiş cenneti: KARABURUN / İZMİR
Ege’nin en saf, en el değmemiş köşesi Karaburun. Eşsiz bir manzaraya sahip olan bu coğrafya, gökkuşağını kıskandıracak bir renk cümbüşüne sahip. Üç tarafını çeviren Ege Denizi’nin esintisi, şehirleşmeye direnen güzel yüzlü insanları ve daha nicesi…
Buraya geldiğinizde geri dönmek hiç istemeyeceksiniz. Yazın bile pek fazla kalabalık olmayan Karaburun şu sıralar neredeyse bomboş…
Peki buraya nasıl gidilir? Karaburun İzmir’e 100 kilometre uzaklıkta. Aracınızla geliyorsanız, Çeşme otobanına girmeli ve Karaburun sapağına kadar 45 km ilerlemelisiniz.
Karaburun sapağından sonra ise 55 km daha yolunuz kalıyor; buradan sonrası biraz virajlı. Aracınız yerine otobüsleri kullanmak isterseniz İzmir’de Üçkuyular’a gelmeli ve buradaki semt garajından Karaburun – Mordoğan araçlarına binmelisiniz. Yol yaklaşık olarak iki saat sürüyor.
Güneşin doğuşu ve batışı burada bir başka güzel: UÇHİSAR / NEVŞEHİR
Nevşehir’in Kapadokya bölgesindeki Uçhisar yörenin en yüksek ve en güzel yeri. En tepe noktasında Uçhisar Kalesi bulunuyor.
Güneşin doğuşunu ve batışını seyretmek için harika bir yer. Kalenin tepesine merdivenlerle çıkılıyor. Kale içerisinde gizli geçitler ve tüneller bulunuyor.
Uçhisar Kalesi’nde Bizans dönemine ait birçok anıt mezar da var. Kalenin zirvesi aynı zamanda Kapadokya bölgesinin seyir noktası… Kendine özgü doğal yapısı ve gizemli havasıyla ziyaret edenleri büyülüyor.
Sessizlik arayanlara: GÖLYAZI / BURSA
Gölyazı bir zamanlar Apollon Krallığı’nın başkentiydi. Daha sonra bölgede hakimiyet kuran Bizans, Osmanlı gibi imparatorlukların da izlerine hâlâ rastlanıyor. Mübadeleye kadar sakin bir Rum balıkçı köyü olan Gölyazı’nın o zamanki adı Apolyont… Son zamanlarda hafta sonu sessizlik arayan insanların odak noktası halini aldı.
Bunda en önemli etken köyün dizi ve filmlerde yer alması. Gölyazı’na gelen çoğu turist balığa çıkabiliyor. Zaten sokakları da turistleri kendine çekiyor. Eski sokaklarda dolaşmak turistlerin yaptığı aktivitelerden… Bir diğer aktivite de Ulubat Gölü’nde sandalla dolaşmak. Ayrıca çok yaşlı olan Ağlayan Çınar da Gölyazı’da bulunuyor.
Adının Ağlayan Çınar olması ise yüzyıllar içinde yan yatan ağacın gövdesinin bir bölümünden zamanla doğal kaynak suyunun yüzeye çıktığı bir oluk oluşması. O oluktan akan su da ağacın altında minik bir havuz oluşturmuş.
Bir tutam huzur: YANIKLAR KÖYÜ / FETHİYE
Fethiye’ye 15 km uzaklıkta bulunan Yanıklar köyü, dünyada sadece Muğla bölgesine özgü olan Anadolu sığla ağaçları, coşkun dereleri, narenciye bahçeleri, birçok kuşun konaklama alanı olan Karaot Akgöl ve çevresiyle doğal bir cennet. Dalaman Havalimanına 45 km uzaklıkta olan Yanıklar Köyü, Göcek-Fethiye arasında yer alıyor. Bir yanda Akdeniz, diğer yanda yemyeşil dağlaryla müthiş bir görüntü sunan Yanıklar köyü adeta bir tablo gibi.
Ekoturizm için pilot bölgelerden biri olan Yanıklar sakinliği ve tarımsal hayatı sevenler için en doğru adres…
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.