Buenos Aires’te görülmesi gereken 10 yer!

Buenos Aires-Fotoğraf: Haber Aero

Tangosu, Eva Peron’u, güzel havaları, geniş caddeleri, yemyeşil parkları, etle anılan mutfağı, futbol tutkusu… Haber Aero olarak Güney Amerika’nın Paris’i, Arjantin’in başkenti Buenos Aires’te görülmesi gereken 10 yeri sizin için araştırdık.

Arjantin’in başkenti Buenos Aires, İspanyolcada ‘Güzel havalar’ manasına geliyor. Arjantin’in nüfusu 43 milyon, başkentte ise yaklaşık 3 milyon kişi yaşıyor. Ülkedeki resmi dil İspanyolca, para birimi ise Arjantin Pesosu. 16’ncı yüzyılda kurulan Buenos Aires, özerk hükümetle yönetiliyor.

B.A yazısı Fotoğraf: Haber Aero

 

Rio de la Plata nehrinin kenarına kurulan şehri keşfetmek için zaman kaybetmeden yola koyuluyoruz. 9 Temmuz caddesinde bulunan Buenos Aires’in simgesi olan ve baş harflerini taşıyan 5 metre boyundaki çimden yapılmış B.A yazısının önüne geliyoruz. Turistlerin fotoğraf çektirmek için kullandığı alan dünyanın en büyük caddesi olan 9 Temmuz’un tam ortasında yer alıyor. B.A yazısının hemen yanında ise Buenos Aires’le özdeşleşen Obelisk Anıtı yer alıyor. Obelisko de Buenos Aires olarak da adlandırılan anıt, 67,5 metre yükseklikte. Anıt ülkenin bağımsızlığının 400’üncü yılı anısına inşa edilmiş. Obelist Anıtı’nın hemen karşısında ise Buenos Aires’in en işlek caddesi Florida’da yer alıyor. Bizim İstiklal Caddesi’ne benzeyen Florida’da çok sayıda mağaza var. Sadece yayaların girebildiği caddede değişik ses tonlarıyla bağıran, köşe başlarını tutmuş kadın ve erkekler dikkatimizi çekiyor. Bu kişilerin turistlerin dövizlerini Arjantin Pesosu’na resmi kura oranla biraz daha iyi rakamlarla karaborsada çevirenler, ara buluculuktan para kazananlar olduğunu öğrenmemiz fazla zaman almıyor.

Recoleta Mezarlığı-Fotoğraf: Haber Aero

Recoleta Mezarlığı

Mezarlıkta gezerken Türkiye’de yaşamış ve 1981 yılında vefat etmiş, bir dönem Maraş Ermeni Derneği Başkanlığını da yapan Kevork Akbarian’ın mezarı dikkatimizi çekiyor. Recoleta Mezarlığı’nda en çok Arjantin’in dünyaca ünlü efsanevi first lady Eva Peron’un kabri ilgi görüyor. Zaten rehberlerin mezarlıktaki ilk görülmesi gereken nokta olarak da Eva Peron yer alıyor. Diktatör Juan Domingo Peron’un eşi olan Eva, 1947’de kadınların oy verme hakkını elde etmesini sağlamış. Arjantin’de fakir ve yoksul halkın ihtiyaçlarını karşılamış ve destek olmuş. Bu sebepten herkes tarafından çok sevilen bir isim.

Buenos Aires’in meşhur pizzası-Fotoğraf: Haber Aero

İtalya’dan gelen pizza kültürü Arjantin’de oldukça yaygın. Ama farklı bir tatta olduğunu, damakta kalıcı iz bıraktığın söyleyelim. İki katlı pizzacıda yer bulmak ise çok zor. Bizim önceden rezervasyonumuz olduğu için masamıza oturup öğlen yemeği faslını tamamlıyoruz.

Yemek sonrası Buenos Aires’i keşfe devam ediyoruz. Arjantin’in en önemli meydanı, ülkenin bağımsızlığının ilan edildiği Plaza de Mayo’ya yani Mayıs meydanına geliyoruz. Plaza de Mayo şehrin kalbinin attığı yer. Burada Başkanlık Sarayı Casa Rosada bulunuyor.

Casa Rosada-Fotoğraf: Haber Aero

Plaza De Mayo

Arjantin Başkanı Julio Roca, 1882 yılında mimar Enrigue Aberg’i eskiden burada bulunan başkanlık binasının yerine, hemen yakınındaki postaneye benzeyen bir yapı tasarlaması için görevlendirmiş. Daha sonra mimar Francesco Tamburini tarafından iki bina arasına ekler yapılarak bugünkü haline getirilmiş. Başkanlık sarayının önündeki meydanda Arjantin’in atalarından General Manuel Belgrano’nun at üzerinde bir heykeli bulunuyor. Heykelin biraz ilerisinde ise devasa Arjantin bayrağı dalgalanıyor. Bayrağın yanında ise meydanın en önemli simgesi olan Piramide de Mayo yani mayıs piramiti yer alıyor. 18,76 metre boyundaki piramit Fransız Heykeltıraş Joseph Dubourdieu tarafından yapılmış. Piramit, Arjantin’in bağımsızlık tarihi olan 25 Mayıs 1810’un simgesi olarak adlandırılıyor.

San Telmo-Fotoğraf: Haber Aero

San Telmo

Plaze de Mayo’yu keşfettikten sonra, Arjantin’in San Telmo olarak adlandırılan bölgesine geçiyoruz. San Telmo’ya gelmemizin en önemli sebebi ise burada kurulan pazar yeri oluyor. Ferio de San Telmo yani San Telmo Antikacılar Pazarı olarak da adlandırılan bölgede her şeyi bulmak mümkün. 1970 yılından beri her pazar günü bu alanda kuruluyor. Bohem yapısıyla ön plana çıkan antikacılar pazarını kuş cıvıltılarının eşliğinde geziyoruz. Antikacılar pazarı, Güney Amerika’da olduğunuzu hissettiren yapısı, etrafındaki kafeleri, Arnavut kaldırımlı sokakları ve birbirinden ilginç sokak satıcılarıyla görülmeye değer.

La Boca-Fotoğraf: Haber Aero

La Boca

Dünyanın en önemli futbol kulüplerinden kabul edilen Boca Juniors’a ev sahipliği yapan, La Bombenera Stadı ve Boca mahallesine gitmek için pazardan ayrılıyoruz. Boca mahallesi, La Boca, İtalyan göçmenler tarafından kurulmuş. Şehrin tarihi ve en renkli yerlerinin başında gelen La Boca, İspanyolca ağız anlamına geliyor. Adını ise Matanza-Riachuelo nehrinin ağzında oluşmuş doğal limandan alıyor. Bölge göçmenlerin Arjantin’e geldiği ilk nokta olarak biliniyor. La Boca, Buenos Aires’in en çok turist çeken yeri. Rengârenk evleri, sokak tangocuları ve Boca Juniors futbol kulübüyle özdeşleşen bölgenin en popüler noktaları La Bombenera Stadı ve sokak sanatçılarının sokağı El Caminito.

La Bombenera Stadı

Arjantin’in sarı-mavi renkleriyle ünlü Boca Juniors futbol kulübü maçlarını La Bombenera Stadı’nda oynuyor. Dünyanın en önemli futbolcuları bu kulüpte yetişmiş ve dünya futboluna damga vurmuş. Bunların başında da Diego Armando Maradona geliyor. Saymakla bitmeyecek futbolcu yetiştiren kulüp Palermo, Tevez, Riquelme ve birçok yıldızı dünya futboluna kazandırmış. Aynı zamanda müze olarak kullanılan stadın girişinde ünlü futbolcuların heykelleri ve Boca Juniors takımının kuruluşunu anlatan büyük bir duvar resmi yer alıyor. Tabloda takımın renlerinin bir İsveç gemisinin bayrağından alındığı anlatılıyor.

La Bombenara Stadı-Fotoğraf: Haber Aero

La Bombenera Stadı adeta turist akınına uğruyor. Rehberler turistlere stadı anlatıyor. Müzede bugüne kadar kullanılan formalar ön planda. Boca Juniors’ın ilk formasından şimdiye kadar kullanmış olduğu tüm formalar duvarda sergileniyor. Bir camın içinde ise Maradona ile ilgili çıkmış haberler bulunuyor. Bir başka alanda ise Boca Juniors’ın en önemli maçları 30 ayrı ekranda yayınlanıyor.

La Bombenera Satd önü – Fotoğraf: Haber Aero

Boca Juniors’un geçmişine göz attıktan sonra stadı doğru yol alıyoruz ve Maradona gibi dünyaca ünlü futbolcuların ayak bastığı çimlere için adımlarımızı sıklaştırıyoruz.  Boca’nın tribünler ise dünyaca ünlü taraftar gruplarına ev sahipliği yapıyor. Biz de tribünlere çıkıp, en ateşli taraftarlarının bulunduğu kale arkasına geçiyoruz. Bu tribünlerin altında rakip takımın soyunma odaları bulunuyormuş. Maçtan önce bu ateşli taraftarların ayak sesleriyle rakip takıma korku salınıyormuş. La Bombenera Stadı’ndaki turumuza soyunma odaları ile sürdürüyoruz. Boca Juniors’un maçlarını yaptığı stadın odalarında formalar asılı duruyor. Futbolcular gibi çıkış tünelini takip ederek sahaya çıkıyoruz. Karşımıza Boca Juniors’ın en son aldığı lig ve Libertodores kupaları bizi karşılıyor. Ancak stadı gezen turist sayısı fazla olunca, zemini korumak için çimlere korumaya alınmış.

Asado eti-Fotoğraf: Haber Aero

Boca mahallesindeki gezimizi bitirip meşhur Arjantin etinin tadına bakmak için restorana gidiyoruz. Yemek kültürü çok gelişmiş olan Arjantin’de restoranların kalabalığı dikkatimizi çekiyor. Siparişimizi veriyoruz. Domates salatası ve patates kızartmasıyla birlikte Arjantin mutfağının olmazsa olmazı “Empanada” masamıza servis ediliyor. Çiğ böreğe benzeyen Empanada burada bir çok restoranda yemek öncesi servis ediliyor. Ayrıca criolla ve chimicurri adı verilen soslar biz söylemeden masamıza geliyor. Hatırlatalım, eğer et yiyecekseniz bu soslar kesin masanıza geliyor. Arjantin’in en meşhur etleri ülkemizde lokum olarak bilinen Lomo ve kaburga olarak bildiğimiz Asado de Tira siparişimizle tat yolculuğuna çıkıyoruz.

Palermo-Fotoğraf: Haber Aero

Palermo

Palermo, Buenos Aires’in en popüler bölgelerinden. Bizim gündüz gittiğimiz bölge geceleri daha hareketli oluyor. Burada çok şirin kafeler, yeşil alanlar, geniş ve düzenli caddeler dikkatimizi çekiyor. Palermo’nun merkezinde Buenos Aires için özdeşleşmiş bir pazar alanı da bulunuyor. Pazarda daha çok hediyelik eşyalar ve tekstil ürünleri satılıyor. Pazar alanını görüntüledikten sonra Buenos Aires’te bulunan iki camiden biri olan Ahmed Camii’ne gidiyoruz. Arjantin nüfusunun yüzde 92’si Katolik, yüzde 2’si protestan, yüzde yüzde 2’si Yahudi ve yüzde 2’ye yakını da Müslüman. Cuma namazının olduğu anda gittiğimiz camide, cemaatin genelde Afrika kökenli vatandaşlardan oluştuğunu görüyoruz. Alt katta erkekler ibadet ederken üst katta ise kadınlar ibadetlerini yerine getiriyorlar.

El Ateneo Grand Splendid kütüphanesi-Fotoğraf: Haber Aero

El Ateneo Grand Splendid kütüphanesi

İlk olarak 1919 yılında opera binası olarak hizmete başlayan bu görkemli yapı, 1920’lerin sonunda sinema salonuna dönüştürülmüş. 2000’lerde ise dünyanın en önde gelen kitapçılarından biri halini alan El Ateneo Grand Splendid, yaklaşık 2 bin metrekarelik bir alana yayılmış. Arjantin’in en çok tanınan kitapçısını yılda 1 milyonun üzerinde insan ziyaret ediyor. Binanın locaları, balkonları, sahnesi artık son derece görkemli birer okuma salonu haline gelmiş. İçeride bir de kafe bulunan görkemli kitapçı, harika bir atmosferde kitap okumak, uçuşan replikler arasında kitap satın almak isteyenlerin gözdesi durumunda.

River Plata Stadı-Fotoğraf: Haber Aero

River Plate Stadı

Buenos Aires’te de Boca Juniors ve River Plate birbiriyle kıyasıya yarışıyor. Her iki takım arasındaki maçlar “dünyanın en büyük derbisi” unvanıyla anılıyor. River Plate 1901’de, Boca Juniors ise 1905 yılında kuruldu. Adını Buenos Aires’in yanı başında akan Plata Irmağı’ndan alan River Plate’in kuruluşunda, İtalya’nın Cenova kentinden gelen göçmenler önemli rol oynuyor. Takımın, sarı lacivert renklerini La Boca’ya gelen ilk geminin bayrağından aldığı rivayet ediliyor. Dev rakiplerin tesisleri arasında ise sadece 13 km mesafe var. Boca’da olduğu gibi River Plate’in stadyumuna da turlar düzenleniyor. Tur statta çalışan görevlilerin rehberliğinde ilk olarak bir brifingle başlıyor. Daha sonra stadın içine giriliyor. Biz de ziyaretçilerle birlikte merdivenlerden çıkarak tribünlere geçiyoruz. Takımın fanları çim sahayı görür görmez takım bayraklarını açıp fotoğraf çekme yarışına giriyorlar. Daha sonra görevliler tarafından koltuklara oturtturulan 70-80 kişilik gruplara takım ve statla ilgili bilgiler veriliyor.

Tigre-Fotoğraf: Haber Aero

Tigre

Parana deltasında bulunan Tigre, Arjantinlilerin sayfiye yeri. Turistlerin de çok fazla ilgi gösterdiği şehir, Lujan Nehri kıyısında yer alıyor. Tigre, İspanyolca “kaplan” anlamına geliyor. Artık bölgede yaşamasa da bölgede bir zamanlar yaşayan kaplan, şehre adını vermiş.  Tigre’de ilk olarak açık Pazar Puerto de Frutos’u geziyoruz. Aslında bu isim İspanyolca meyva pazarı demek fakat burada sadece meyva satılmıyor. Açık pazarda her şey bulmak mümkün. Buenos Aires’e ait klasikleşmiş açık Pazar kültürü burada da var. Açık hava dekorasyon fuarı havası da bulunan pazarda ahşap ev eşyaları, küçük büfeler, çiçekçiler, restoranlar ve birçok mağaza yer alıyor. Oldukça ilgimizi çekse de biz pazarda fazla vakit kaybetmeden Tigre’nin keşfe devam ediyoruz.

Tigre’de görülmesi gereken 2 müze var: Sanat ve Denizcilik Müzesi. Denizcilik Müzesi yer alıyor. Eski gemilerin maketlerinin yer aldığı müzenin bahçesinde ise eski uçaklar sergileniyor. Eskiden Donanma Atölyesi olarak kullanılan müzedeki savaş uçakları, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Sanat Müzesi ise, bölgenin gözde noktaları arasında yer alıyor. Özellikle sarayı andıran mimarisi ve yemyeşil bahçeleriyle dikkatimizi çekiyor. 2006 yılında açılan müzenin binası 1912’li yıllara tarihleniyor. Daha önce Tigre Spor Kulübü tarafından kullanılan iki katlı müzede ressamların tabloları ve Tigre’nin geçmişini anlatan fotoğraflar sergileniyor. Çocukların aileleriyle birlikte etkinlik yaptığı müzeyi görüntüleyip tekne turu için limana geliyoruz.

Tigre-Fotoğraf: Haber Aero

Limanda iki farklı tekne var. Biri nehir kenarında konaklayanlar için dolmuş gibi çalışıyor. Bizim bineceğimiz tekne ise büyük ve turistlik amaçlı olan. Teknemize binip, güneşli havanın eşliğinde Tigre’nin güzelliklerini keşfetmeye başlıyoruz. Nehrin rengi göze çok hoş görünmese de Arjantinliler için bunu söylemek pek mümkün değil. Çünkü o kadar çok aktiviteyle uğraşıyorlar ki saymakla bitmez. Kanoya binenler, sürat teknesi ile hız yapanlar, jet skiyle turlayanlar, nehirde yüzenler, güneşleneler ve sahil kenarındaki otellerde günün tadını çıkaranlar… Tekne turu bizdekiler gibi konuşanın gürültülü ve müzikli değil. Oldukça sakin süren tur, daha çok etrafı seyredip dinlendiren, katılanları doğayla baş başa bırakan adeta bir terapi havasında sürüyor.

Exit mobile version