“S-400 sorununu giderecek adımlar atılmasını bekliyoruz”

S-400 konusunda Türkiye ile gerçek bir fikir ayrılığının sır olmadığını belirten ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Ankara’dan sorunun çözülmesi için bazı “adımlar” atmasını beklediklerini bildirdi.

Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Brüksel’deki NATO karargahında katıldığı Küresel Tartışmalar programında Türk meslektaşı Mevlüt Çavuşoğlu ile yaptığı görüşmeye de değindi.

Rus S-400 füzeleri konusunda “net tavırlarını” Çavuşoğlu’na aktardığını ifade eden Amerikan Dışişleri Bakanı, Ankara’dan bu sorunun çözülmesi için bazı “adımlar” atmasını beklediklerini ifade etti.

Brüksel ziyaretini de değerlendiren Bakan Blinken, tansiyonu oldukça yüksek dört yılın ardından Avrupalı ​​meslektaşlarıyla bağlarını yineledi.

Washington’a dönmeden önce Euronews’e konuşan Blinken, “Türkiye’nin NATO üyesi olarak Rusya’dan savunma silahları almasının ittifakı istikrarsızlaştırmıyor mu?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Bu konuda Türkiye ile gerçek bir fikir ayrılığımızın olduğu sır değil. Türk meslektaşımla görüştüğümde ona bunu doğrudan söyledim. Bunu diğer müttefikler de yaptı. Türkiye’nin Suriye ile ve terörle mücadele de dahil olmak üzere çok önemli hedeflerde bizimle birlikte çalıştığı, çok uzun süredir iş birliği içinde bulunduğumuz bir müttefikimiz olduğu da doğru. Dolayısıyla Türkiye ile farklılıklarımızı da göz ardı etmeden yakın olarak çalışmaya devam etmekle ilgileniyoruz. Bu yüzden onlarla doğrudan bağlantı kuruyoruz. Çok açık sözlü, net ve olumlu görüşmelerimiz var. Ve umarım Türkiye, örneğin S-400’lerin ittifak için ortaya çıkardığı sorunları çözme konusunda bazı adımlar atar.”

Doğu Akdeniz konusu

“Doğu Akdeniz” konusundaki soruya ise ABD Dışişleri Bakanı, “Aslında Doğu Akdeniz’de gerginliğin azalmaya başladığını görüyoruz. Bence anlaşmazlığın çözümünde NATO çok iyi bir rol oynuyor. Ve anlaşmazlık yaşanan bölgede tarafların provokatif adımlar atmaması için çaba gösteriyor. Örneğin Türkiye araştırma gemilerini başkalarının da hak iddia ettiği sulara ve bölgelere sokmuyor. Bu farklılıkların uluslararası hukuka göre barışçıl çözümünü görmemiz gerekiyor. Bu arada, kaynaklar üzerinde karşılaşılan zorluklar aslında ülkeleri bir araya getirmenin bir yolu olmalı. Kaynakların ortak kullanımı, ortak yatırımlar, birlikte işletilmesi aslında ülkeleri bir araya getiren bir şey olabilir. Bizim de umudumuz bunun olacağı yönünde” açıklamasını yaptı.

Exit mobile version