TUSAŞ’ın geliştirdiği Milli Muharip Uçağımız Kaan, hafta sonu ilk yer testini başarıyla tamamladı.
TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil’in 27 Aralık’ta gökyüzüne yükseleceğini açıkladığı Kaan, büyük ihtimalle bu tarihe yetişmeyecek ancak önümüzdeki yıl Şubat ya da en geç Mart ayında milli savaş jetimiz Kaan’ı gökyüzünde göreceğiz.
Habertürk’ten Bülent Aydemir’in haberine göre, TUSAŞ, 2028-2029’da 20 adet Kaan’ı Türk Silahlı Kuvvetleri’ne teslim etmiş olacak ancak uçağın yapımında görev alan Türk mühendisleri o kadar iddialı ki, “Uçuş testleri tamamlandıktan sonra bombaları yükleyip muharebeye hazır hale getirebiliriz” diyor. Tabiri caizse Kaan’a pistler dar geliyor ve havalanmak için gün sayıyor.
Yerli motor çalışmaları sürüyor
Milli Muharip Uçağımız Kaan’ın prototiplerinde test aşamasında, her biri 29.000 lbs itki üreten 2 adet General Electric F110-GE-129 turbofan motoru kullanılıyor. Bu motorlar halihazırda F-16’larda kullanılıyor. Ancak Türkiye kendi jet motorunu üretmek için de büyük bir gayret gösteriyor. Türkiye’nin üreteceği ve Kaan’da kullanacağı motorlar 33-34 lbs itki gücünde olacak. Çift motorlu bir 5. nesil jet olan Kaan, ABD’nin F-22 Raptor’larının muadili olarak gösteriliyor. Kaan, çift motorla yüksek süreli olarak mach (ses duvarını aşma) hızını aşabilecek kapasitede geliştirildi. Test aşamalarında simülatörler eşliğinde Kaan’ın kullanan Türk savaş pilotları, birçok muharebeden başarıyla çıktı.
Yerli üretim motorunun takılmasıyla birlikte Kaan’ın seri üretimine geçilmesiyle birlikte Türkiye, dünya klasmanında kendi savaş jetini üreten bir ülke olarak kategori atlayacak. Bu uçağın üretimi Türkiye’ye savunma sanayiinde birçok avantaj sağlayacak.
ABD’nin General Electric firmasından satın alınan motorların son kullanıcı onayı verilmezse, Türkiye üreteceği bu savaş uçaklarını başka bir ülkeye satamayacak. Ancak uçağın üretimiyle birlikte Türkiye önemli bir avantaj elde etmiş olacak.
6. nesil kabiliyetler
Bir sonraki aşamada ise yapay zekanın ağırlıklı kullanımıyla birlikte MMU Kaan’ın, İHA ve SİHA’lara komuta ederek filo yönetmesi ve hava muharebesinde Türk Hava Kuvvetleri’ne yeni imkân ve kabiliyetler sağlaması amaçlanıyor. İnsanlı ve insansız hava araçlarının tek kokpitten yönetimi 6. Nesil kabiliyetler anlamına geliyor. Aynı zamanda insansız uçak projeleri de hem kamu hem de özel sektör firmaları eliyle devam ediyor.
Baykar Bayraktar Firması’nın tasarım ve geliştirme çalışmaları devam eden Kızılelma insansız uçağı ile TUSAŞ’ın Anka-3’ünün geliştirme çalışmaları son hızda devam ediyor. Türk savunma sanayiinin geldiği aşama, yönetici, mühendis ve işçilerin duyduğu heyecan hepimizi de heyecanlandırıyor.
Kaan ile birlikte Anka-3’ü de eş zamanlı olarak göklerde süzülürken görebileceğiz. Bu iki projenin testleri eşanlı olarak sürdürülüyor.
Hava savunması
Türkiye, hem hava savunma sistemleri hem de savaş jeti tedariğinde çok boyutlu bir strateji izliyor. ABD’nin F-16’ların modernize edilmiş hali Blok 70’leri Türkiye’ye vermekte nazlı davranması, Eurofighter’in Typhoon uçakları konusunda Almanya’nın ayak sürümesi Türkiye’yi başka arayışlara ve alternatiflere yöneltiyor. Türkiye Patriot hava savunma sistemlerini ABD’den alamayınca Rus yapımı S-400’lere yönelmişti. Aynı durum savaş jetleri için de geçerli. Yerli ve milli Hisar hava savunma sistemlerini geliştiren Türkiye aynı zamanda kendi savaş uçağı Kaan’ı göklerle buluşturmaya hazırlanıyor. Seri üretime kadar geçecek zaman diliminde ise yurt dışından tedarik imkânları aranacak.
KAAN projesi
KAAN Projesi’nde yeni nesil bir uçakta olması gereken düşük görünürlük, dâhili silah yuvası, yüksek manevra kabiliyeti, artırılmış durumsal farkındalık ve sensör füzyonu gibi teknoloji alanlarındaki kazanılacak kabiliyetlerle Türkiye; dünyada ABD, Rusya, Çin gibi 5’inci nesil bir muharip uçağı üretebilecek altyapı ve teknolojiye sahip sınırlı sayıdaki ülkeler arasında yerini alacak.
KAAN’ın Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığının envanterinde bulunan diğer savaş uçakları, İnsansız Hava Araçları (İHA) ve Havadan İhbar ve Kontrol (HİK) gibi platformlar ve tedarik edilmesi planlanan diğer unsurlarla ortak çalışabilir şekilde görev yapması ve üretilecek uçakların 2070’lere kadar Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı envanterinde yer alması öngörülüyor.
5’inci nesil çok rollü savaş uçağı olan KAAN, hem hava-hava, hem de hava-yer muharebelerinin gereksinimleri için üstün kabiliyetler sağlayacak. Türk Havacılık Uzay Sanayii’nin, yüksek hayatta kalma kabiliyetine haiz, güçlü ve atik platformu KAAN; sahip olduğu akıllı ve güçlü savaş kabiliyetleri ile tam bir avcı bombardıman uçağıdır.
KAAN’ın kokpit tasarımı, 5’inci nesil savaş uçaklarının sahip olması gereken kabiliyet ve donanımlar gözetilerek pilotun iş yükünü en aza indirgemeye yönelik olarak olgunlaştırılıyor. Tasarım sürecinde pilotun içinde bulunduğu fiziksel, bilişsel ve çevresel faktörler göz önünde bulundurularak pilot durumsal farkındalığını artıracak bir kokpit ortamı geliştiriliyor.
Kimlik kartı
KAAN üstün hava hâkimiyetini:
– Yeni Silahlarla Arttırılmış Havadan Havaya Muharebe Menzili
– Yüksek/Süpersonik Hızda Dahili Silah Yuvalarından Hassas ve Tam Vuruş
– Yapay Zekâ ve Nöral Ağ Desteğiyle Arttırılmış Muharebe Gücü
ile sağlıyor.
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.