Alman düşünce kuruluşu Bilim ve Politika Vakfı (SWP) Türkiye’nin küresel bir silah ihracatçısı olma yönünde ilerlediğini bildirdi.
SWP’nin “Türkiye küresel bir silah ihracatçısı olma yolunda” başlıklı analizinde, artan rekabet gücü çerçevesinde Türk savunma sanayisinin stratejik olarak yeniden yapılanması incelendi.
Analizde, Türk savunma sanayisinin son on yılda hızla geliştiği ve ürünlerin askeri operasyonel kabiliyetlerini defalarca kanıtladığı ifade edilerek, Türk şirketi Baykar’ın Bayraktar TB2 insansız hava araçlarının çok sayıda ülkeye ihraç edildiği ve bunun Türk savunma politikasında yeni bir dönemin başladığının en görünür işareti olduğu belirtildi.
Savunma sanayisi ve onun etrafında gelişen inovasyon ve ekosisteminin, Türkiye’yi bir “teknoloji ülkesi” olarak konumlandırmayı amaçladığına işaret edilen analizde, Ankara’nın yurt dışından tedarik yerine kendi bünyesinde üretime odaklandığını gösterdiği vurgulandı.
TB2 insansız hava araçları, Atak helikopteri, Altay tankı, Anka-3 hayalet savaş uçağı veya Kaan hayalet savaş uçağının geliştirilmesi gibi savunma projelerine dikkati çekilen analizde, Türkiye’nin mevcut silahlanma politikası, silah sistemlerinin geliştirilmesi ve üretiminin tamamen “Made in Türkiye” etiketi altında gerçekleştirilmesi temel hedefini izlediği bildirildi.
Analizde, yerli üretim kapasitelerini genişletme ihtiyacının 1970’lerin ortalarına dayandığı ve Türk savunma sanayisinin dönüşümünün özellikle 2015’ten bu yana hız kazandığı kaydedildi.
Şubat 2022’de Rusya-Ukrayna savaşının başlamasından sonra, Rus zırhlı birliklerinin Kiev’e ilerleyişini Bayraktar insansız hava araçlarının durdurduğu anımsatılan analizde, TB2 insansız hava aracı ile Türkiye’nin uluslararası silah ihracatı liginde önemli bir oyuncu haline geldiği vurgulandı.
Türkiye’nin Eurofighter savaş uçağı talebine de değinilen analizde, şu ifadelere yer verildi:
“Eurofighter uçaklarının Türkiye’ye satışı, ticari silah ihracat anlaşmasından çok daha fazlası olacaktır. Savunma politikası açısından bu, dolaylı olarak stratejik özerkliğini teşvik etmek yerine, Türkiye’yi Batı askeri-endüstriyel sistemlerine entegre etmeye devam etme kararı anlamına gelecektir. Son olarak, örneğin insansız hava araçları gibi Türk askeri teçhizatının Alman ordusuna ihraç edilmesi şeklinde yeni işbirliği formatları için fırsatlar da açılabilir.”
Analizde, NATO ortaklarıyla işbirliğinin Türkiye’nin savunma ve güvenlik politikasının önemli bir parçası olmayı sürdürdüğü, örneğin NATO-Intel FS2 projesinde NATO’nun keşif altyapısının tüm yazılımının Türk şirketi STM tarafından geliştirildiği belirtildi.
SWP ayrıca Kaan savaş uçağının seri üretiminin 2028’e kadar güvence altına alınmasının beklendiğini, bunun Türkiye’nin mevcut Amerikan F-16 savaş uçağı envanterini kademeli olarak değiştirmesine olanak tanıyabileceğini bildirdi.
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.