Huzurlu, ucuz, farklı, ilginç… Sizi Uzakdoğu’nun cennet adası Phuket’e götürüyoruz. Palmiyelerin süslediği bembeyaz kumsallarda denizin keyfini çıkarıp, gece eğlenceye doyacağız. Kaplanlarla dost olup, fillerle safariye çıkacağız. Asyalı ve Avrupalı, kalabalık ve sessiz, geleneksel ve modern; Phuket kendine eşsiz ve etkili denge kurmuş.
Dünyanın en önemli balayı adaları arasında yer alan Phuket, doğası, denizi, adaları, sokakları, plajları ve insanlarıyla tam bir turizm cenneti. Huzur ve güvenlik üst seviyede. Her fiyatta konaklama olanağı sunan ada, çok farklı alternatif arayanlar için ideal.
Phuket seyahatimiz Türk Hava Yolları ile İstanbul Atatürk Havalimanı’nda başlıyor. Yaklaşık 9,5 saat süren yolculuğumuz Phuket Havalimanı’nda sona eriyor. Phuket’e İstanbul’dan aktarmalı olarak Katar Havayolları, Emirates, Thai gibi havayolları ile de uşabilirsiniz.
Tayland’a vizesiz gidebilirsiniz
Dünyanın en önemli turizm merkezleri arasında yer alan Tayland, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından vize istemiyor. Andaman Denizi ile Hint Okyanusu kıyısında bulunan Phuket ise, anakaraya küçük bir köprü ile bağlı. Ada, doğal güzellikleri, sualtı zenginlikleri, renkli gece hayatı ile turistleri kendine çekiyor.
Tropikal iklimin hakim olduğu adayı yılın her döneminde ziyaret etmek mümkün. En yoğun dönem ekim sonu ile nisan başı arasında yaşanıyor. Bu dönem deniz, plaj, dalış ve yelkencilik için de en uygun zaman. Özellikle yılbaşında adadaki turist sayısı oldukça artıyor. Mayıs ve kasım aylarında ise muson yağmurlarının etkisi görülüyor. Yağışlar genelde 1-2 saat sürüyor, ardından güneş yeniden yüzünü gösteriyor. Bu dönemde adaya gelen turist sayısının daha az olduğunu söyleyebiliriz. Bu sebeple de konaklama ve ulaşım ücretleri de daha uygun oluyor.
Ada içinde birçok ulaşım imkânı mevcut. Uzak mesafelerde otobüs, minibüs ya da taksi, yakın mesafeler içinse tuk-tuk veya motosiklet taksiler tercih edilebilir. İsteğe bağlı olarak araç kiralamak da mümkün, ancak trafiğin sağdan aktığını hatırlatalım. Ayrıca feribot ve teknelerle yakın adaları keşfetmenizi önemle tavsiye ediyoruz.
Adada yemek konusunda sıkıntı çekmezsiniz
Phuket, yemek konusunda Thai mutfağından dünya mutfağına kadar pek çok seçenek sunan bir ada. Hindistan, Çin ve Okyanusya mutfaklarının bir karışımı sayılabilen Tayland yemekleri dünyanın en beğenilen mutfaklarından biri. Yemeklerde acı, tatlı ve ekşi aynı anda kullanılıyor. Acı, baharat ve sosları oldukça meşhur. Tavuk ve kaz eti yaygın olarak tüketiliyor. Adada ayrıca başta döner olmak üzere bize ait lezzetleri bulmak da mümkün.
Balayı adası olarak öne çıkan Phuket’te en hareketlisinden sakinine 41 plaj bulunuyor. Bunların arasında dünyanın en iyileri arasında sayılanlar bile var. Adanın en çok bilinen plajı Patong. Ayrıca Kata, Karon, Kamala, Surin plajları da en çok tercih edilenlerden. Her koy ve bazı adalarda da denizin keyfini çıkarabileceğiniz plajların bulunduğunu hatırlatalım.
Tayland’ın en büyük adasının en büyük gelir kaynağı turizm ve ada sakinleri bu gerçeğin son derece farkında. Bu nedenle Phuket’in doğal güzelliği ziyaretçileri etkilemezse diye bu boşluğu doldurmaya gayret ediyorlar. Dünyanın en sıcakkanlı, etkili misafirperver karşılamalarından birine sahipler. Tayland “Gülüşler Ülkesi” olarak biliniyor ve ben bu haklı şöhrete bizzat tanıklık ediyoruz.
Kaplanlarla fotoğraf çektirebilirsiniz
Cennet ada Phuket, denizi, olağanüstü doğası, muhteşem manzarası, vahşi alanları, devasa tapınaklarıyla misafirlerine çok sayıda olanak sunuyor. Biz ilk olarak vahşi doğayı tercih ediyoruz ve dünyaca ünlü Tiger Kingdom’a gitmek üzere otelimizden ayrılıyoruz. Kısa bir yolculuk sonrasında kaplan çiftliğine ulaşıyoruz. Kaplanların yanına gitmeden önce görevlilerden nasıl davranacağımıza dair bilgiler alıyoruz ve kuralları öğreniyoruz. Guruplar halinde kaplanlarla buluşmak üzere görevlilerin peşine düşüyoruz.
Çiftlikte kaplanlar küçük, orta ve büyük olarak 3 gruba ayrılmış. Bebek yaşta alınıp eğitilen kaplanlar, bakıcılarının sözünden çıkmıyorlar. Karınları özel olarak doyurulup, sakinleştirilen vahşi hayvanlar, misafirlerine pek zorluk çıkarmıyorlar. Ancak doğanın en vahşi canlılarının yanına kadar gidip ona dokunmak yine de cesaret istiyor.
Adeta turizm objesi konumuna getirilen kaplanlardan büyük olanlar açık alanda yer alıyorlar. Ziyaretçiler gruplar halinde kafeslere alınıp kaplanlarla aynı ortamda bulunuyorlar. Büyük bir tedirginlik olsa da görevliler eşliğinde kaplanların yanına kadar gidip, sakınarak dokunmaya çalışıyoruz. Sonrasında pek sorun olmadığını anlayınca okşayıp birlikte poz bile veriyoruz.
Yaşı daha küçük olan kaplanlarsa üstü kapalı alanlarda yer alıyorlar. Büyüklerin yanı sıra çocuk ziyaretçiler de buralara alınıp yaşıtı kaplanlarla adeta aynı ortamı yaşıyorlar. Çocuklar adeta bir arkadaş bulmuşçasına küçük kaplanlarla oyun oynayıp fotoğraf çektiriyorlar.
Küçük kaplanlar sadece çocukların değil büyüklerin de ilgisini çekiyorlar. Büyük kaplanla aynı ortamda tedirgin olan büyükler bile küçük kaplanlarla daha yakından ilgileniyor, daha fazla zaman geçirmeye çalışıyor. Hatta yanlarına yatıp poz veren ziyaretçiler selfi çekmeyi de ihmal etmiyorlar.
Tiger Kingdom, tam olarak vahşi yaşamı yansıtmıyor. Ancak yine de bir kaplana dokunmanın dayanılmaz cazibesini yaşatıyor insana. Biz de gelen teklifi geri çevirmeyip, biraz da merakımız engel olamayarak, bu adrenalin dolu deneyimi yaşayıp, kaplanlara veda ediyoruz.
Adada 29 tapınak var
Vahşi dünyayı geride bırakıp, Phuket’in öteki dünyasını keşif için tapınak Wat Chalong (vat çhulong) için yola çıkıyoruz. Adadaki 29 tapınağın en önemlisi olan Wat Chalong, Taylar için adeta bir hac merkezi konumunda. Tapınağın merkezi olan Chedi, 60 metre yüksekliğe sahip. Adadaki en büyük ve en fazla ziyaret edilen tapınak 19. yüzyılda inşa edilmiş.
Tapınağa girebilmek için herkesin ayakkabılarını çıkarması, kadınlarınsa omuzlarını örtmesi ve dizlerinin altına kadar uzanan etek veya pantolon giymesi zorunlu. Dışı gibi içi de oldukça renkli süslemelere sahip tapınakta irili ufaklı birçok heykel bulunuyor.
Chedi’nin içinde Buda’nın öğretilerinin yer aldığı duvar süslemeleri ise görülmeye değer. 3 katlı yapının en tepesinde ise kemik splinter barındıran bir muhafaza yer alıyor. Tapınağın en kutsal parçası olan bu bölümde Budistler, cam içerisine para atıp dua ediyorlar. Bölgede Chedi’ye ek olarak, birkaç küçük yapı daha yer alıyor. Buralarda ziyaretçiler tütsü ve mum yakıp dua ediyorlar.
45 metrelik Buda heykeli
Phuket’teki bir başka tapınak olan Büyük Buda Heykeli’ne gitmek için Wat Chalong’dan ayrılıyoruz. Adanın en yüksek noktası olan Chalong Tepesi’ne oturtulan heykel, çok uzaktan bize merhaba diyor. Heykele yaklaştıkça büyüklüğü ortaya çıkıyor. 45 metrelik boyuyla New York’taki Özgürlük Heykeli ile aynı boya sahip tapınak heykel adanın güney kısmının neresinden bakılırsa görülebiliyor.
Big Buda’ya çok sayıda basamaktan oluşan uzun bir merdivenle çıkılıyor. İnşasına 13 yıl önce başlanan ve bugüne kadar 1 milyon dolar harcanan heykel, henüz tamamlanmamış. Siddhartha meditasyonu pozisyonunda oturan Buda, kıvrım kıvrım saçlara ve tırnaklarına kadar çok iyi betimlenmiş. Beyaz Burma yeşim mermeriyle süslenmiş betonarme yapı, gezginler ve Budistler için önemli bir ziyaret yeri konumunda. Devasa tapınağın içinde ve dışında altın renginde heykeller bulunuyor.
Big Buda ayrıca Phuket’i 360 derece gözlemlemek ve nefes kesici manzaraları deneyimlemek için en ideal nokta. Siz de Büyük Buda’nın farklı noktalarına gidip manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz.
Fil safarisine ilgi büyük
Sırada adanın en fazla dikkat çeken bir başka hayvanlar alemi durağı var. Fil çiftliğinde aynı zamanda isteyen turistlere 30 dakikalık turlarda yaptırılıyor. Filler Taylan’daki en kutsal hayvanlar. O kadar ki, yaşlandıklarında emekli olup, devletten maaş bile alıyorlar. Ülkede yaklaşık 5 bin fil bulunuyor. Beyaz renkli fillerin hepsi ise krala aitmiş ve bu sebeple sadece milli bayramlarda görülebiliyorlarmış.
Fil safarisi sadece Phuket’in değil Uzakdoğu’nun en önemli etkinliklerinden birisi olarak dikkat çekiyor. Phuket’e gidenler için de olmazsa olmazlardan. Fillere ağaçtan inşa edilen yüksekçe bir kulübeden biniliyor. Kaplanlarda olduğu gibi fillerin de bir bakıcısı bulunuyor. Ara noktalarda ise yüksek kulübelerde fillerin çok sevdiği muz satılan noktalar bulunuyor. Bakıcılar, fillerin baş kısmında oturuyorlar ve adeta bir sürücü gibi onları yönlendiriyorlar. Fillerin üzerine yerleştirilen oturaklar 2 kişilik, ancak parkur kısa olmasına rağmen filin her adımında sallanan bu mekanda oturmak da çok kolay değil…
Fil safarisini çıkmadan önce fillerin eğitiminin oldukça zorlu ve uzun bir zaman diliminden oluştuğunu öğreniyoruz. Yeni doğan fil bir kuyuya bırakılıyormuş. Bir süre yiyecek verilmeyen fil yavrusu, kuyudan da çıkamadığı için tam hayattan umudunu kestiği anda sonra bakıcısı olacak kişi tarafından kurtarılıyormuş. O andan itibaren kurtarıcısının her dediğini yapıyormuş. Kısa bir safari deneyimimiz sırasında filin bakıcısına olan güvenini biz de deneyimliyoruz.
Old Town mutlaka görülmeli
Phuket adasında birçok şehir bulunuyor. Bunların başında gelen Old Town, adanın başkenti Phuket City’nin eski şehir kısmı. Ada, kalay madenleri ile tüccarların dikkatini çekmiş. İlk gelen Portekizliler eski şehrin mimarisine de etki etmiş. Geçmişten önemli izler taşıyan eski şehir günümüzde restoran, kafe ve otellerin olduğu bir turizm merkezi konumunda.
Patong ise adanın kalbi konumunda. Şehir alışveriş merkezleri, eğlence mekanları ve restoranlarıyla ünlü. Sokaklar adeta pazar yeri gibi, her yer satıcılarla dolu. Ünlü Bangla Caddesi ise sağlı sollu eğlence mekânlarıyla turistlerin ilk uğrak noktalarından.
Kebapçıların da bulunduğu caddenin sonunda ise adanın en ünlü plajı Patong yer alıyor. Denizin dalgalı olmasına aldırış etmeyen ziyaretçiler plajı doldurmuş durumda. Jet ski ile gezintiye çıkanlarsa dalgalarla adeta dans ediyorlar.
Bangla Caddesi, gündüz ne kadar sakinse, gece bir o kadar renkli ve coşkulu. Caddede yürümek neredeyse imkânsız. Dünyanın dört bir yanından adaya gelenler caddede bir aşağı bir yukarı turluyorlar. Sağlı sollu mekânlar da tıka basa dolu.
Tema parkı FantaSea
Phuket’te akşam olunca yapılacak bir başka önemli etkinlikse tema parkı FantaSea’ye gitmek. Akşam geç saatlere kadar açık olan parkta 3 bin koltuklu tiyatro, 4 bin kişi kapasiteli restoran ve alışveriş caddesi yer alıyor.
Helal kesim mutfağı da bulunan restoran oldukça gösterişli. Burada insan etrafına bakmaktan adeta yemek yiyemiyor. Ancak bizim tema parkına gelmemizin sebebi “Krallığın Fantezisi” adı verilen gösteri.
Teknolojiyle Tayland geleneksel kültürün harmanlandığı gösteriye girenler, yanlarında telefon dahil hiçbir cihaz bulunduramıyor. Bizim de gösteriden görüntü almamıza izin verilmiyor. Bu nedenle bize yetkililerin verdiği düşük kaliteli görüntüleri kullanmak zorunda kalıyoruz.
Krallığın Fantezisi, adeta Broadway gösterilerini andırıyor. Sahnede tiyatroculara filler, öküzler ve tavuklar gibi çeşitli ada hayvanları eşlik ediyorlar. Yaklaşık 70 dakika süren gösteride illüzyon teknikleri ve özel efektler de kullanılıyor.
Ada turuna mutlaka çıkmalısınız
İrili ufaklı pek çok ada ve adacıktan oluşan Phuket’te yapılacak en güzel şey bu adaları teker teker ziyaret etmek. Tekne turlarıyla en güzel, en egzotik adaları, plajları görebilirsiniz. Biz de bir tekne kiralayıp Ao Por Limanı’ndan ada turuna başlıyoruz. Teknemiz hızla yol alırken çevremizdeki adaların inanılmaz manzarasının keyfini çıkarıyoruz.
Yaklaşık 15 dakikalık bir yolculuktan sonra ilk durağımız olan kano turu için Hong adasında teknemiz demir atıyor. Tekneden inip kanolara biniyoruz. Her kanoda bir sürücü ve 2 kişi oluyor. Kanolar küçük mağaralardan geçip, dağların arasındaki saklı alanlara girip, çıkıyor.
Bazı geçişler o kadar dar ki kafamızı eğmek zorunda kalıyoruz. Bölge adeta fantastik bir film setini andırıyor.
James Bond adası
Kano turumuzu sonlandırıp, James Bond serisinden “The Man with Golden Gun-Altın Tabancalı Adam” filmine set olan Khao Phing Kan adasına geçiyoruz. “James Bond İsland” yani “James Bond Adası” olarak anılan filminin çekildiği yer olması sebebiyle bu isimle anılan ada, masmavi suları, pürüzsüz plajları, harika doğası ile Tayland’ın en çok ziyaret edilen bölgelerinden. Volkanik patlama sonrası oluşan adanın hemen yanı başında denizde bağımsız olarak duran yüksek kayayı arkasına alıp hatıra fotoğraf çektirmek için bile bu adayı ziyaret edenler var.
Phuket’in birçok yerinden günübirlik tekne turlarıyla gidilebilen ada içinde James Bond filminin getirdiği şöhretle en çok ilgiyi burası çekiyor. Her gelen adanın her noktasında fotoğraf çektirmeyi da ihmal etmiyor. James Bond adası dünyanın her noktasından insanı kendisine çekiyor. Adada filmi yeniden yaşayıp teknemize geri dönüyoruz.
Müslüman köy Koh Panyi
Şimdiki durağımız Müslüman bir köy olan Koh Panyi adası oluyor. Endonezya balıkçıları tarafından kurulmuş olan köyde ilk olarak öğlen yemeğimizi için deniz üzerine kurulmuş bir restorana geçiyoruz. Menü yerel lezzetlerle dünya mutfağının birleşiminden oluşuyor. Özellikle soslu tavuk tam bizim damak tadımıza uygun.
Köyün sokaklarında dolaşmak zamanda yolculuk gibi adeta. Çoğunluğu ahşaptan inşa edilen evlerin önünde kendi yiyeceklerini hazırlayan yaşlı kadınlar turistlere alışık tavırlarıyla dikkati çekiyorlar.
Ziyaretimiz esnasında köyün okuluna da uğruyoruz. Okulun kapıları açık. İçeriye baktığımızda yer yataklarında öğlen uykusuna yatan uyan öğrenciler dikkatimizi çekiyor. Ana sınıfındaki öğrencileri uyku saati olduğunu anlıyoruz. Uyuyan çocukların masumiyeti bizi etkiliyor. Daha büyük öğrencilerse derslerine devam ediyor.
Köyün camisi Panyi Darüsselam ise küçük ancak oldukça modern. İki minareli caminin tabanı mermer kaplı olması dikkatimizi çekiyor, ancak buranın iklimi dikkate alındığında en iyi çözümün mermer olduğunu yetkililerden öğreniyoruz.
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.