Türk Hava Yolları bünyesinden ayrılarak yeni bir şirket olarak faaliyetlerine başlayan AJet’in Genel Müdürü Kerem Sarp, havayolunun tam bir düşük maliyetli yani low-cost şirket olmayacağını söyledi.
AnadoluJet’in ayrı bir şirket olarak AJet’e dönüşümünü detaylarıyla anlatan Sarp, şu önemli bilgilere dikkat çekti: “AnadoluJet aslında hiçbir zaman bizim bünyemizde düşük maliyetli yani low-cost olmadı. Çünkü maliyet yapısı yalınlaşmadığı için Türk Hava Yollarıyla hemen hemen aynı maliyetlerle operasyon yapıyorduk. Kendimizi diğer low-cost model hava yollarıyla kıyasladığımızda bizim koltuk başı birim maliyetimiz yaklaşık onların 2 katı. Aramızda yüzde 100 fark vardı. Şimdi bu yapıyla birlikte AJet’de organizasyon şemasından tutun kullandığımız ürünlere kadar her şey basit ve sade olacak.”
Kamuoyunun nasıl bir konsepte uçuşlar yapacağını merak ettiği Türkiye’nin en yeni havayolunun detaylarını, bilinmeyen yönlerini AJet Genel Müdürü Kerem Sarp özel olarak Haber Aero’ya açıkladı.
5 yılda ideal maliyet seviyesine ulaşacağız
Bu basit sadelik bize maliyetlerimiz daha kontrol edilebilir ve maliyetlerimiz aşağıya çekmeye yardımcı olacak. Şimdi bizim 10 yıllık bir stratejimiz var. Bu bir anda olacak bir şey değil. Biz bunları biliyoruz. Her yıl kendimize bir hedef koyduk ve her yıl belli gider kalemimizi iyileştirerek belki 5 yıl sonunda ideal maliyet seviyesine ulaşmış olacağız. Bu maliyet seviyesine ulaşmamız önemli. Çünkü sürdürülebilir bir operasyon sürdürülebilir kâr elde edebilmeniz için maliyetlerimizi kontrol etmemiz gerekiyor. İkincisi maliyetleri ne kadar aşağı çekerseniz, misafirlerinizi uçağa erişimini o kadar daha fazla cazip hale getirebilirsiniz. Maliyetlerimizi aşağı getirdikçe fiyatlarımız aşağı gelecek, fiyatlar aşağı gelince de yolcu sayımız günden güne gittikçe artacak.
AJet 2008’den beri bugünlere hazırlandı
AnadoluJet, 2008’de Ankara’da iç hat uçuş yapan bir havayolu olarak Türk Hava Yollarının alt markası olarak kuruldu. Aslında kurulurken de AnadoluJeti’n bir gün ana markadan ayrılıp yeni bir hava yolu olarak hayatına devam ettirme projesi vardı. Yıllar içerisinde birkaç kere bu konuyla ilgili danışmanlıklar alındı, çalışmalar yapıldı, ama pandemiden dolayı bu proje askıya alındı. Daha sonra Türk Hava Yollarında yönetim değişikliği olunca yeni yönetim kurulumuz ve yönetim kurulu başkanımız bunu öncelikli projeler arasına aldılar. Yaklaşık 2 yıldır bu konuma gelmesi için birçok stratejik çalışmaları, analizler yapıldı. Uzun yönetim kurulu toplantıları sonunda projenin hayata geçirmesi karara verildi. Karar verildikten sonra da yaklaşık bir yıl önce bu markanın ismini, kimliğini belirleme yönünde çalışmalara başladık. Markanın ismi, kimliği ortaya çıktıktan sonra geçen yıl ağustos ayının sonunda Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’ne (SHGM) ilk resmi müracaatımızı yaptık. Eylül ayında da süreç bizim açımızdan başlamış oldu.
İç hatların tamamına uçacağız
Yeni bir şirket olarak karşılaştığımız zorluklar oldu. Bugüne kadar Türk sivil havacılığında kurulan hava yolları genelde 5 uçaklık ve charter mantığıyla, çoğunlukla Antalya merkezli ve noktadan noktaya trafik yöneten hava yolları şekline kuruldu. Bizim yapımızda yaklaşık 100 uçaklık devasa bir filoyla, 34 ülkede operasyon yapacak, aynı zamanda iç hatların tamamını uçacak şekilde bir tarife yapıları yoktu. Bu sebeple bazı meseleleri aşmak için uğraştık. Yıl sonu itibariyle de 100 uçaklık bir filoya ulaşma hedefimiz var. Bu sebeple SHGM’deki yetkililerle birlikte uzun çalışmalar yaptık. Birlikte 7-24 yaptığımız mesailerle 3 ay gibi bir süreçte işletme ruhsatımızı aldık. Tabi ki sadece işletme ruhsatını almamız yetmiyor. Avrupa’da ilgili otoritelerden buralara uçabilmek için izinler aldık. Bizim için en büyük risk yurt dışı uçuş izinleriydi. Yurt dışı uçuş izinlerini tarife dönemlerinde almanız gerekiyor. Tarife dönemlerinden sonra hem Türk Hava Yolları hem de yeni marka için müracaat ettiğinizde karşı sivil havacılıkların da kafası karışıyor. Bu sebeple en erken yaz tarifesini kendimizi hedef aldık. Bu da 31 Mart yaz sezonu dönemi. Şu an 26 ülkeden izinlerimizi almış durumdayız. 15 mart tarih itibariyle de biz bu 24 ülkeyi satışı açtık. Halihazırda 8 tane ülkeden biraz prosedürleri uzun olduğu için oradan bazı evrakları tamamlamayı bekliyoruz. Bu 6 ülkenin de izinleri geldiğinde eskiden AnadoluJet’li olan uçuşların tamamını AJet’e aktarmış olacağız. 1 Haziran gibi de bir aksilik olmazsa uçaklarımız TK kodu yerine VF koduyla uçmaya başlayacak.
Yeni bir marka olarak AJet’i belirledik
Yurt dışında AnadoluJet markası ismen çok oturmamıştı. Bunu yaptığımız röportajlarda oradaki yerel otoritelerle ve yine bu işten anlayan insanlarla yaptığımız toplantılarda telaffuzda bir sıkıntı yaşıyorduk. Yenilikçi, yeni bir marka olarak ortaya çıkarken AJet ismi üzerinde karar kıldık. Logomuz tamamen yeniliği ifade ediyor. Yenilikçi, hızlı, çevik bir hava yolunu simgelediğinden dolayı da AJet ismine devam ettik, ama biz AnadoluJet’i de bırakmadık. Uçaklarımızda AnadoluJet ismini yine kullanıyoruz. Yine aynı şekilde uçaklarda biliyorsunuz telsiz kodlarında da biz bilerek Anatolia’yı seçtik. Yani Anadolu kelimesini hiçbir şekilde markamızın dışında düşünmedik. Hem telsiz kodlarında bunu hayata geçirip yine aynı şekilde de uçaklarımıza branding olarak da alt tarafta kuyruk altında AnadoluJet logumuzu kullanmaya devam ediyoruz.
İlk lansmanda 200 bin bilet sattık
Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği IATA’dan aldığımız kod VF. Bu kodu biz ‘Vefa’ diye tabir etmeye başladık. Neden? Bizim bu topraklara, bu coğrafyaya, bu ülkeye vefa borcumuz var! Borcumuzu yerine getirirken bizden beklenen hizmetler sebebiyle bizim modelimiz low-cost modellere ya da düşük maliyetli hava yollarının konseptlerine uymayabilir. Low-cost olarak baktığınızda biz burada ayrışıyoruz. Çünkü bizim için önemli olan sadece dış hatlarda büyümek değil aynı zamanda iç hatlarda da büyümek. Şimdi maliyetleri azalttığımızda ne yapacağız? İnsanımıza, gençlere bu imkanları sunacağız. ilk lansmanımızı 299 TL iç hatlarla yaptık ve kısa sürede sistemler kilitlendi. 200 bin bilet sattık. Dış hatlarda ise 1 Euro yaptık ve kısa sürede 50 bin koltuk sattık. Şimdi maliyetleri biz aşağı çektikçe daha fazla bu kampanyalar yapacağız.
Şehit ve gazi aileleri ile öğrenciler önceliğimiz olacak
Bizim modelimizde tamamen düşük maliyetli sistem yok, çünkü aynı zamanda bizim sosyal sorumluluklarımız var. İlgili bakanlık ve müdürlüklerle genel müdürlüklerimizle şehitlerimizin, gazilerimizin, öğrencilerimizin ve buna benzer belli kurumlarımız için neler yapabileceğimiz hususunda görüşeler yapıyoruz. THY’de olan hakları burada da vereceğiz. Bu sebeple biz burada sadece low-cost veya maliyet odaklı gitmiyoruz. Bahsettiğim ilgili çevrelere desteğimizi protokoller imzalanıp, bilgi akışı sağlanıp, sistem entegrasyonu yapıldıktan sonra kısa sürede hayata geçirmeyi planlıyoruz.
Yeni nesil uçaklarla hesaplı uçacağız
Bizim 2 tane ana gider kalemimiz var. Birisi akaryakıt birisi de bakım maliyetleri. Bakım maliyetlerini azaltmak için iştiraklerimizle, THY Teknik ile çalışıyoruz, bakış açısını low-cost bir havayolunun ihtiyacına göre dizayn ediyor. 3 Yıl içinde filonun yüzde 80’ini yeni nesil uçağa çevirmeyi hedefliyoruz. Hali hazırda filomuzun yüzde 25’i yeni nesil. Airbus 321neo’lar ve çok az olsa da A320neo’lar var. Önümüzdeki sene yaklaşık 30-40 tane Boeing 737 MAX uçağı gelecek. Bu yeni uçaklar geldiğinde bakım maliyetleriniz otomatikman aşağı gelecek. Bu uçaklar akaryakıt anlamında da yüzde 15 tasarruf sağlıyor ve verimli uçaklar. Aynı zamanda karbon salınımları sürdürülebilirlik açısından daha iyi. Bu uçaklar geldiği zaman akaryakıt maliyetleri de yavaş yavaş aşağı inmeye başlayacak. Personelin verimli kullanılmasını sağlayacağız, daha etkin yöneteceğiz ve diğer low-cost’ları daha sıkı takip edeceğiz. Maliyetleri daha sıkı takip etmeye başlayınca otomatikman giderler aşağı gelecek. Tüketicinin cebine olumlu yansıyacak ve daha fazla kişi uçacak. Doluluk artacak ve daha fazla kişi uçakla seyahat edebilir hale gelecek.
Sadece alınan hizmetlerin bedeli ödenecek
Bugün dünyadaki bizim konseptteki havayollarına baktığınızda toplam gelirinin yaklaşık yüzde 40’ına kadar ekstra geliri olan havayolları var. Aslında uçağa binen misafirimiz aldığı hizmetin parasını ödeyecek. Bir başkasının aldığı hizmetin parasını ödemeyecek. Ana konsept bu. Geleneksel havayolları yeseniz de yemeseniz de o ikramın parasını alıyor. Herkes ödüyor hem de peşin ödüyor. Biz seyahati biraz daha kişiselleştiriyoruz. İkram almayacaksanız parasına da ödemiyorsunuz. Sadece bir bagajım var, benim ekstra bagaja da ihtiyacım yok diyorsanız daha düşük bir fiyatla uçuşunuzu gerçekleştiriyorsunuz. Benim 2 tane bagajım olacak, koltuğumu kendim seçmek istiyorum derseniz veya uçakta farklı lezzetleri tatmak istiyorum derseniz tercihinize göre satın alacağınız bu ürünleri kişiselleştiriyorsunuz. Almadığınız hiçbir hizmetin de bedelini ödemiyorsunuz. Günün sonunda aynı uçakta ihtiyacına göre bir birim fiyat ödeyip uçan yolcumuz da olacak 2 veya 3 birim ödeyip uçan yolcularımız da olacak. Bu tamamen seyahatin kişiselleştirmesi ve kişinin kendi tercihine göre maliyetini kontrol etmesi anlamına geliyor.
Belli yörelerin ürünlerin uçakta sunacağız
İkramda sıcak ve soğuk sandviçlerimiz var. Yurt içi yurt dışında hemen hemen aynı ikram ürünleri olacak. Çok ufak farklılıklar koyuyoruz. Bunun yanında paketli ürün dediğimiz ürünlerimiz olacak. Bunları da zaman zaman yerli markalarla değiştirmeyi bölgelerin belli yörelerin, ürünlerini belli dönemlerde tanıtma ve uçak içinde de satma şeklinde de bir konseptimiz olacak. Kendimize özel ürünlerimizi de geliştiriyoruz. Uçakta satışını gerçekleştireceğiz. Uçakta ilaç içmek isteyebilirsiniz, çocuk su isteyebilir, ya da hasta yolcumuz olabilir. Bunlara da istedikleri zaman elbette bardakta su servisimizi devam edecek. Ramazan boyunca da akşam 6 ile 9 arasında iftar sebebiyle bütün yolcularımıza ücretsiz ikramlar sunduk.
Bazı koltuklar ücretli olacak
Uçak içinde cam kenarı, ön taraf, yani koltuk çeşitliğine göre biraz daha diz mesafesi olan koltuk isteyen yolcu olursa ücreti karşılığında isteklerine kavuşacak. Biz de el bagajı taşıması devam edecek. 8 kilo bagaj hakkı devam edecek. Onun dışında misafirlerimiz aldıkları paketlere göre bagajsız seyahat de edebiliyorlar. Yani yolcumuzun taleplerine göre biz bunu şekillendiriyoruz ve kendi isteklerine göre de satın alabiliyorlar.
Ankara’dan en fazla noktaya uçan havayoluyuz
Şu anda yurt içinde bütün havalimanlarına uçuyoruz. 31 tane sırf Ankara’dan 31 noktaya uçuyoruz. İki merkezimiz var şu an; Sabiha Gökçen ve Ankara. Yönetim merkezimiz Sabiha Gökçen Havalimanı. Operasyonlarımızın ağırlığı Sabiha Gökçen, ama Ankara’da da yoğun operasyonlarımız var. Şu an Ankara’da 23 tane ülkeye uçuyoruz. Haftalık 137 frekansımız var. İç hatlarda da yaklaşık pazarın yüzde 80’i bizde. Diğer havayollarının da gelmesiyle birlikte Ankara’daki yolcu sayısı ve trafiği de artmaya devam ediyor.
Ankara’aya özel “Aplus” ürünümüz olacak
Yeni vizyonumuz var ‘Aplus’ ismiyle anacağız. Ankara’yla ilgili bir ürün çıkartacağız. Ankara’yı Avrupa’nın başkentleriyle bağlama ve bunu hem Kısa sürede Ankara’yı Türkiye’nin üçüncü turizm şehri yapma hedefimiz var. Ankara’nın 1,5-2 saat mesafelik etrafını da dahil ederek, burulardaki UNESCO miras listesindeki yerleri hedefimizi alıp kampanya, tanıtım yapacağız. Tarih, doğa, turizm, kaplıca, sağlık turizmi ve gastronomiyi bir paket yaparak Ankara’yı Avrupa’nın başkentleriyle bağlayıp daha fazla turistin Ankara’ya gelmesi için bir ekosistem kuracağız. O ekosistemdeki paydaşlarımızla birlikte çalışıp Ankara’ya 5 yıl içinde 5 milyon turiste getirmeyi hedefliyoruz.
Transfer yolcularımız, bağlantılı uçuşlarımız var
Bizim point to point (noktadan noktaya) ve transfer yolcu iş modelimiz var. Avrupa’dan getirdiğimiz yolcunun bir kısmını Ortadoğu’ya ve Türk Cumhuriyetlerine bağlantıyı uçuşlarımızla dağıtıyoruz. Yine aynı şekilde iç hatlarda dağıtım yapıyoruz. Bunu yanında yine gurbetçilerimizin çok olduğu destinasyonlardan da yazın onların direkt uçuşlarını sağlayabilmek için Avrupa’nın belli yerlerinden, iç hatlarda belli noktalara seferler düzenliyoruz. Bunlara da aynı zamanda çapraz seferler diyoruz. Bu seferleri de planlıyoruz. Antalya’nın turizmine katkısı olması için yazın Avrupa’dan sefer düzenleme planlamalarımız var. Operasyonunda üçüncü merkez Antalya olacak. Tarife yapımızı buna göre oluşturduk. Yolcularımızı çok fazla alanda bekletmeden hızlı bir şekilde gitmek istedikleri son noktaya taşıyacağız.
Rezervasyon sisteminde yerli Hitit’le çalışıyoruz
Biz bu şirketi kurarken, bu yapıya getirirken Türk Hava Yollarındaki o müthiş bilgi birikimini kullandık. Bu projeyi hayata geçirirken dışarıdan hiçbir danışmanlık almadık. Bu projeyi hayata geçiren ekip, THY’nin birikimi olan bu ülkenin öz evlatları. Ayrıca dışarıdan bizim sisteme dahil olan ve havacılık tecrübesi olan, kendi işlerini çok iyi yapan bu ülkenin evlatları olan yöneticilerle birlikte biz bu projeyi hayata geçirdik. Projenin başlangıcında tamamen öz kaynakla, bu ülkenin yetiştirdiği insanlarla ortaya çıkan bir proje oldu. Komplike bir network yapısı olmayan hava yollarının kullanması için ekstra maliyetli sistemler vardı. Tercih etmedik. Bize sistemi verebilecek yabancı firmalar vardı. Aynı zamanda yerli ve milli şirketimiz Hitit de vardı. Hitit ile yola çıkmayı tercih ettik. Bizim işimiz Hitit’inde de bu ölçekteki en büyük işi oldu. Ancak hem onların hem bizim IT ekiplerimiz bu konuya gerçekten çok büyük kıymet verdiler. Projeye başladığımızdan bu yana 7-24 çalıştılar. Proje takvimini de sürekli öne çektiler. Şu anda sistemin işleyişiyle ilgili çok büyük bir sıkıntımız yok. Şirketlerde bir muhasebe programını değiştirdiğinizle bile belli çapta sorunlar olur. Adaptasyon sorunları yaşanır. Bizim beklediğimiz hatalar vardı, o hataları görmeye başladık. Ama bu hataları da şu anda hem Hitit’teki ekip hem bizim teknoloji ekibimiz çözüyorlar. Hitit’in rezervasyon sistemi ile yolcu operasyonlarımızı yaptık. Ufak tefek sıkıntılar oldu, ama onların da çoğunu giderdik.
Zamanında kalkışta yüzde 80’lerdeyiz
Son bir ayda her türlü yoğunluğu yaşadık. Şu anda bizim “On Time Performance/Zamanında Kalkış”’ başarı oranımız yüzde 83’lerde. Zaten bu da havacılığın ortalamaları… Bundan sonra sistemler daha işlevselliğin kazandığında iyileşme olacak. Tabii ki operasyon performansı sadece size bağlı olan bir şey değil. Havalimanının şartları, gittiğiniz ülkedeki kuruluşlar, yer trafik gibi etkenler de var. Ama şu anda güzel gidiyor ve bundan sonra da o şekilde gidecek gibi duruyor.
Yerli ürünler için start-up şirketiz
Personelimizin kıyafetleri de yerli. Kumaş yerli, tasarım yerli. Koltuklarımız yerli. Yeni gelecek uçaklarımızın tamamının koltuk dönüşümünü THY’nin iştirak şirketi TCI yapacak. Yerli “Miligram” koltuklarımızı kullanacağız. Uçak mutfağımız yani galleylerimiz de yerli olacak. Uçakta yerlileştirebilecek her şeyi bizim en büyük paydaşımız olan TCI şirketimizle birlikte bunları yerleştirmeye devam ediyoruz. Uçak içindeki iletişim, connectivity dediğimiz entertaintment sistemleri Wİ-Fİ’da dahil hepsini yeni bir yapıyla yerlileştireceğiz. Bu alanda da ağırlıklı olarak uluslararası firmalar bu sektörde faaliyet gösteriyor. Buraları yerlileştirmek de bizim için ilk olacak. Hitit ile olan iş birliğimiz sonrasında da Hitit’in daha büyük havayollarıyla çalışabileceğini görmüş olduk. Bu durum diğer iş birliği yaptığımız firmalarımız için de geçerli. Net ifadesiyle AJet, yerli firmalar için star-tup gibi oluyor. Bu sayede de döviz dışarı çıkmıyor. Aynı zamanda bizim bu yaptığımız projelerle birlikte şu ana kadar da yaklaşık bin 800’e yakın istihdam gerçekleştirdik. Ekonomiye bu anlamda da bir katkımız var. Yıl sonunda bu sayının 3 bine kadar ulaşmasını planlıyoruz.
AJet yolcuları THY lounge’larını kullanabilecek
Bugün Türkiye’deki bütün VIP salonlarının işletmeleri, DHMİ’ye ait. Bütün havayolları da buna göre bir uygulama yapıyor. Bizde bu uygulama diğer uygulamalarla birlikte aynı şekilde paralel devam edecek. Bunun yanında özellikle de CIP lounge’lar THY’nin özel yolcu salonlarını yolcularımız kullanabilecek. Daha önce Türk Hava Yollarında Genel Müdür Yardımcısı olduğum dönemde bu birim bana bağlıydı ve şu an Türkiye genelinde 11 tane lounge var. Türk Hava Yolları tarafıyla, oradaki yöneticilerimizle buraları kullanma modeli üzerinde görüşüyoruz. Özellikle Elite ve ElitePlus yolcuların aynı şekilde kullanması için plan yapıyoruz.
AJet’in en uzun rotası Almatı olacak
Yaklaşık beş buçuk saatlik bir sürede Almatı’ya uçuyoruz. Bu bizim için en uç nokta. Çünkü Avrupa’da en uzun Lizbon ya da Oslo bu bölgeler de yaklaşık 4,5 saat. Almatı’dan sonra herhalde bundan daha fazla bir uç uzun uçuş planımız yok. Maksimum bizim uçacağımız alanlar 5-6 saatlik rotalar. Çünkü uçak tipi de buna göre. Aynı zamanda şu anda bizim konsantre olduğumuz yerlerde Avrupa’da. Şu günlük uçmadığımız yerleri günlüğe, bazı noktaları da günde iki sefere çıkarmak istiyoruz. Tarifemizi derinleştirme planı üzerinde çalışıyoruz. Bizim 10 yıllık stratejimizde ortalama yıllık yüzde 10 büyüme hedefimiz var. Dış hatlarda ise yüzde 20 büyümeyi hedefliyoruz.
2028’de 150 uçağa ulaşacağız
Bu yıl sonu 104 uçakta kapatmayı planlıyoruz. 2028’de 150 uçağa ulaşma hedefimiz var. 2033’teki hedefimiz ise 200 uçak. Gerçekleştirebilmemiz için network’ümüzü geliştirmemiz gerekiyor. Yeni destinasyonlara, noktalara uçmamız gerekiyor ve aynı zamanda hem Ankara’dan hem de Sabiha Gökçen’den iç hat uçuşlarını daha fazla arttırmamız lazım. Uçaklarımız daha fazla talep gördüğünde bugün bir uçtuğumuz yere ileride günde 2 sefer koyabileceğiz. 2 sefer koyduğumuzda 3 koyabileceğiz. İşte bu ekosistemi bir oturtturabilirsek bundan sonra daha fazla da hızlı büyüyeceğiz.
Uçağın havada kalanı makbuldür
Uçtukça maliyetleriniz aşağı çekiyorsunuz. O yüzden yazın uçakları havada tutma oranı daha yüksek oluyor. Kışın doğası gereği daha düşük olduğu için yani yıllık 12 saat ve üzeri tuttuğunuzda büyük başarı oluyor. Biz de bunu bu şekilde hayata geçirmeye çalışıyoruz. Biz geçen sene 86 uçakla devraldık AnadoluJet’i. Şu an 60 uçak AJet olarak uçuyor. Geri kalanı TK markasıyla uçuyor. Ama dönüşümü tamamladığımızda, yıl sonunda AJet olarak 100 uçağa ulaşacağız. Kabin istihdamını da 100 uçağa göre yaptık. Bu sebeple 6 aylık sürede hem istihdamı hem eğitimi tamamlayan yaklaşık bin 300 tane kabin görevlimiz var. Şimdi 300 personelimizin daha eğitimine başladık. Filomuzdaki dönüşüm, başka şirketlerden yapacağımız kiralık uçaklarla birlikte personel istihdamına da devam edeceğiz.
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.