Boeing’in bütün dijital servislerinin bağlı olduğu Jeppesen’da Başkan Yardımcılığı yapan Şevket Numanoğlu, Gözen Digital Aviation CEO’luğu ve Gözen Holding Baş Teknoloji Sorumlusu görevlerini kısa süre önce üstlendi. Haber Aero olarak Şevket Numanoğlu’yla havacılık sektörünün dijital ve teknolojik gelişmelerini konuştuk.
Gözen Holding’in en yeni iştiraki olan Gözen Digital Aviation geçtiğimiz aylarda, Jeppesen’ın Operator/OpsManager ürün grubunu satın alarak Boeing ile sözleşme imzaladı.
Genel havacılık ve tarifesiz (charter) uçuşlar gibi operasyonların kendine özgü gerekliliklerinin karşılanmasına yardımcı sistemleri tek bir çözümde birleştiren yazılım olan Operator, Boeing’in yurt dışına sattığı ilk yazılım olarak dikkat çekiyor.
Jeppesen’da Başkan Yardımcılığı yaptığı süreçte Operator’ı yakından takip eden Gözen Digital Aviation CEO’su Şevket Numanoğlu, Türkiye’ye getirilen yazılım için, “Operator’ı daha çevik ve dinamik yöneterek hem uygulamayı daha da geliştirmeyi hem de pazar payını önümüzdeki 3 yıl içinde 3-4 katına kadar çıkarmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
Boeing’in geliştirdiği yazılımı satın alarak bir ilki başaran Gözen Digital Aviation şirketinin hedefleri neler? Yeni yazılım hangi alanda kullanılacak? Uzun yıllar Boeing’de çalışan Numanoğlu neden Türkiye’ye döndü? Numanoğlu tüm bu soruların yanıtlarını ve havacılıkta dijitalleşmeyle ilgili bilinmeyenleri Haber Aero’ya anlattı.
“MICROSOFT’TA ÇALIŞTIM ORADAN BOEING’E GEÇTİM”
- Şevket Numanoğlu kimdir?
1974’te Artvin, Hopa’da doğdum. Kabataş Erkek Lisesi’nden mezun olduktan sonra İTÜ Makina Mühendisliği bölümünde üniversite eğitimimi tamamladım. 22 yaşında Amerika’ya gittim. Seattle- Portland State University’de Siyaset Bilimi ve Mühendislik ve Teknoloji Yönetimi masterları yaptım. Kısa bir Microsoft deneyimim oldu. Orada proje yöneticisi olarak işe başladım ve arkasından Boeing’e geçtim. İlk yıllar Boeing’te servis mühendisi olarak çalıştım. Daha sonra proje yönetimine geçtim ve devam eden süreçte PNR yönetmeye başladım. Boeing’in içindeki küçük firmaların yöneticiliklerini yaptım gibi düşünebilirsiniz. Bir süre B747’de çalıştım. Sonra Boeing’in firması Jeppesen’in yönetiminde yer aldım. Dijital Servislerden sorumlu başkanı yardımcısı olarak görev yaparken Gözen’le tanıştım. Şu an Gözen Holding’in teknolojisinden sorumluyum. Hem Holding’in CTO’su hem de yeni kurduğumuz şirketin (Gözen Digital Aviation) CEO’su olarak görev alıyorum.
“SIMORG YAZILIMIMIZ 6 KITADA HİZMET VERİYOR”
Gözen Digital Aviation kurulalı bir yıl oluyor ancak bildiğiniz gibi Gözen Holding olarak 40 yılı aşkın süredir sektörde. Havayolundan güvenliğe, genel havacılıktan eğitime kadar uzanan 9 iştiraki bulunuyor. İştiraklerimizin tüm yazılımları ve teknoloji ihtiyaçları 26 senedir bünyemizdeki teknoloji departmanı tarafından karşılanıyordu. Bu departmanın ayrılıp yeni bir şirkete dönüşmesiyle Gözen Digital Aviation kurulmuş oldu. Holding’in ihtiyaçları için geliştirdiğimiz ürünlerimizi bugün havacılık pazarına sunuyoruz. Uçuş simülasyon merkezi yönetimi yapan yazılımız Simorg, 6 kıtadaki müşterilerine hizmet veriyor. Pegasus da müşterilerimiz arasında. Hedefimiz Gözen Holding’de yıllar içinde biriken havacılık deneyimini dönüştürerek sektöre yenilikçi dijital çözümler sunmak.
“BOEING OPERATOR’I SATIN ALDIK”
Bunların yanı sıra geçtiğimiz aylarda Boeing’le bir anlaşma imzaladık. Servis bölümünü yönettiğim dönemde sorumluluğumda olan ürün Operator’ı Boeing satma kararı aldığında talip olduk. Yaklaşık 1 yıl süren müzakereler sonucunda Operator’u Gözen Digital Aviation’ın portfolyosuna katmış bulunuyoruz.
İş jetleri, genel havacılık gibi alanlarda uçtan uca planlama olanağı sunan bu uygulama 4 yıldır pazarda. Müşterileri ile beraber bize transfer olan Operator’ı daha çevik ve dinamik yöneterek hem uygulamayı daha da geliştirmeyi hem de pazar payını önümüzdeki 3 yıl içinde 3-4 katına kadar çıkarmayı hedefliyoruz. Sözleşmenin imzalanmasının ardından Boeing ekibini İstanbul’da da ağırlama fırsatı bulduk.
“BOEING’İN SATTIĞI İLK YAZILIM”
Herkesin hatırladığı kadarıyla Boeing’in sattığı ilk yazılım. Şirketin politikası gereği yazılımlar emekliye ayrılıyor veya kapatılıyor. Yani satışı yapılmıyor. Operator’a olan güven ve hali hazırdaki müşterileriden kaynaklı Boeing bunu bir satış olanağına dönüştürdü. Tabii bizim için de büyük bir fırsat oldu. Uzun yıllardır havacılık sektöründe olup dijital bir atılım yapan bir firma olarak Operator’ı çok daha ileriye götüreceğimize inanıyoruz. En büyük özelliğimiz ürünlerimizi kullanacak insanlarla beraber geliştiriyor olmamız. Bizim pilotlarımız var, dispatcherlarımız var. Kullanıcı tarafından hazırlanan yazılımlar olduğu için de çok fazla ilgi görüyor endüstride.
“GÖZEN HOLDİNG’İN GENİŞ YELPAZESİ BİZE AVANTAJ SAĞLIYOR”
Bu satın alma ile müşterileriyle birlikte bir ürün edindiğimiz gibi hizmet ihracatına da başlamış olduk. Burada bağlantılı bir sistem düşünüyoruz. Sunduğumuz sadece bir yazılım değil uçtan uca bir hizmet olacak. İç müşteri tecrübesini bir uzmanlık alanına dönüştürüp ürünümüzün her alanda hizmet verebilecek konumda olmasını sağlıyoruz. Öte yandan Gözen Holding olarak geniş bir hizmet yelpazemiz olduğundan farklı hizmetlerle beraber teknolojimizi paketleyebiliyor, herhangi bir teknik aksaklık durumunda tüm hizmet ağımızı sisteme sokabiliyoruz.
- Boeing’ten ürünü alırken rekabet ettiğiniz firmalar oldu mu?
Bu Boeing’in ayrıca yürüttüğü bir süreç ancak bize beş firmayla başladıklarını söylediler. Yaklaşık üç dört ay sonra ikiye düştüğünü öğrendik ve son aşamaya kadar da iki firma olarak devam ettik. Boeing’in müşterileri ile kontratları devam ediyor. Biz de en iyi şekilde müşteri memnuniyetini koruyarak aktarımı gerçekleştirmek için çalışıyoruz. Bu süreçte Boeing ekibinden eğitim almaya başladık. Karşılıklı ziyaretler gerçekleştirildi. Bu röportajın yapıldığı tarihte Boeing Ürün Müdürüyle eğitimlerimiz sürüyor. 4 ay boyunca da farklı ekiplerin eğitimleri devam edecek. Boeing ekibinin satışı gerçekleştirirken göz önünde aldığı konunun miktardan çok uygulamayı en az kendileri kadar iyi yönetecek ve müşterilerine katma değer katacak bir şirket bulma yönünde olduğunu düşünüyorum. Boeing’te de geçmişte bu ürünü yönettiğimden müşterilerimizi çok iyi tanıyoruz. Bunun yanı sıra Gözen Holding 40 yılı aşkın tecrübesi ve tabi Amerika’yla süregelen çalışmaları var. Bunların hepsinin bu süreçte bizim için avantajı oldu.
“UÇAĞA YANAŞACAK TRANSFER ARAÇLARINA KADAR HER ŞEY PLANLANIYOR”
Bu ürün bir planlama ürünü. Boeing’in üzerinde 6 yıl çalıştığı ve genişlettiği bu sistem sadece planlama ile başlamıştı. Zamanla pilot modülü, yer ekibi modülü bölümler uygulamaya eklendi. Eğer özel bir uçağınız varsa veya genel havacılıkta çalışıyorsanız; pilotu, uçağı, uçuş görevlilerini ve yolcuların hepsinin planlamasını tek bir yazılım üzerinde gerçekleştirebiliyorsunuz. Müşteriyle başlayan süreç uçuş planı, pilotlar, uçuş görevlileri organizasyonuyla devam ediyor. Yazılım ilgili rotaya uçuş yapan pilotu uçakla eşleştiriyor. İçinde ayrıca bir de teknik bölümü olan bu uygulama uçağın bakım gibi teknik bilgilerini de tutarak gerekirse planlamaya çıkarmıyor. Ayrıca Operator’da yolcuların ve ekibin vize, evrak işlemlerini de yönetebiliyorsunuz. Burada çok kapsamlı bir yazılımdan söz ediyoruz. En son geldiğimiz noktada özel uçaklarda kırmızı halıdan, uçaktaki catering hizmetlerine, uçağa yanaşacak transfer araçlarına kadar hepsini planlayabiliyorsunuz.
“EN SEVDİĞİM UÇAK B747 MACERAM ONUNLA BAŞLADI”
Biraz değişik bir eğitimim var benim. Makina mühendisliği eğitimim üzerine Siyaset Bilimi ve Teknoloji Yönetimi masterı yaptım. Seattle’da çalışmaya ilk önce Microsoft’la başladım. Daha sonra Boeing’e geçiş yapıp kısa zaman içinde mühendislikten yöneticiliğe geçtim. Boeing’teki maceram B747’de bakım mühendisi olarak başladı. Benim uçaklar içerisinde en çok beğendiğim uçak. Onunla başlamak çok büyük bir keyifti. Bakım mühendisleri uçaklarla ilgili bütün problemlerle ilgileniyor. O problemlerin projelerini yönetiyordum. Uçan bütün uçakları ve servisteki uçakları ilgilendiren ve uzun süreli çözümü olan problemlerle ilgileniyordum. Bu bana hem uçağı tasarlayan mühendislerle, hem teknik ekiplerle, hem de Federal Havacılık İdaresi (FAA) gibi otoritelerle beraber çalışma fırsatını sağladı. Böyle bir ortamda bir proje takımı kurduğunuzda ekip 400 kişilere kadar ulaşabiliyor.
“10 SENE ‘MITSUBISHI BÖLGESEL JET PROGRAMINI’ YÖNETTİM”
Boeing’in farklı hizmet paketleri ile müşteri desteği verdiği Mitsubishi Bölgesel Jet programını 10 sene yönetme fırsatı buldum. Arkasından da Jeppesen yolculuğum başladı. Jeppesen’da dijital servis çözümlerimizi bir araya getirdik. Bunun sonucunda da Boeing’in bütün dijital servislerinin başındaki yönetici olarak olarak Jeppesen’da başkan yardımcılığı yaptım. Kültür-sanata çok ilgiliyim, bu görevlerim devam ederken Seattle’da Türk Dernekleri Başkanlığı’nı da üstlenerek pek çok festival, etkinlik organize etme fırsatım oldu. Ailemle 25 yıldır Amerika’da yaşıyoruz ancak bugünlerde görevim gereği 2 ay Türkiye’de 2 ay Amerika’dayım.
“ABD’DE ZORU BASİT ÇEVİRMEYİ ÇOK İYİ ÖĞRENDİM”
Kısaca özetlemek gerekirse basitliği öğrendim. Yani komplike olan şeyleri basite indirgemeyi öğrendim. Çünkü Amerika’da çok basit olarak yapılıyor işler. Çok karmaşıksa yapılmıyor ya da basitleştiriliyor. Benim tecrübe olarak aldığım en önemli şey budur ama Amerika benim daha çok Türklüğümü kullandığım bir yer. Havacılık sektöründe de ülke olarak çok tanınan bir ülkeyiz. Ben onlara bir şeyler kattım onlar da bana.
“HEM SİVİL HEM ASKERİ HAVACILIK TÜRKİYE ÇOK İYİ TANINIYOR”
Türk Hava Yolları zaten Boeing’in müşterisi. Onun için Türkiye’nin havacılığı çok iyi tanınıyor Amerika’da. İncirlik üssünden dolayı Türkiye ile de uzun zamandır bağlantılılar. Bu sebeple hem sivil hem askeri havacılıkta Türkiye çok iyi tanınıyor.
“TEKNOLOJİ OLMADAN HAVACILIK DÜŞÜNÜLEMEZ”
Amerika’daki deneyimimin çok büyük bir kısmını Türkiye’ye taşıyabileceğimi düşünüyorum. Çünkü ben mühendislikle başladım. Servis sektörüyle devam ettim. Sonra iş birimleri yönettim. En son Jeppesen’ın bütün dijital servislerini yönetiyordum. Şu an yaptığım onun birkaç ölçek altı. Dört beş sene sonra da birkaç ölçek üzerine çıkmasını hedefliyoruz. Hem holdingin dijitalleşmesine katkıda bulunuyorum hem de kendi teknolojimizi dışarıya satmaya. Havacılık artık teknolojiyle iç içe girdi. Teknoloji olmadan havacılık düşünülemiyor. O teknolojik dönüşümü yapabilen şirketler ayakta kalacaklar. Tabi Gözen’in de yıllar içinde geliştirdiği güçlü yönleri var. Tüm bunlar harmanlandığında çok güzel yerlere gelecek.
“TÜM HAVACILIK EKOSİSTEMİNE HAKİM DİJİTAL BİR ŞİRKET OLMAK İSTİYORUZ”
Jeppesen chartlarıyla meşhur bir şirket. Zaten şirket de kaptan Jeppesen tarafından kurulmuş. Kendisi Seattle’la Denver arasında tek motorlu bir uçakla posta taşıyormuş. ‘Ben hayatta kalmak için o chartları çizdim’ diyor. Bu chartlar sonrasında biliyorsunuz hep basılıyor ve ağır çantalarda pilotlara dağıtılıyor. Jeppesen bugünkü teknolojik dönüşüm içinde hayatta kalamayacağını anlayınca kağıtları tabletlere dönüştürdü. Kokpitten yer hizmetlerine çok geniş bir portfolyoda dijital ürünler çıkarılmaya başlandı. Ben de zaten tam o dönüşüm esnasında Jeppesen’a geçmiştim. Şimdi benzer bir dijitalleşmeyi burada uygulamaya çalışıyoruz. Amacımız tüm havacılık ekosistemine hakim dijital bir şirket olmak.
“MÜŞTERİLERİMİZİN BÜYÜK KISMI ABD’DE”
- Hangi ülkelerde müşterileriniz var?
Gözen Digital Aviation olarak global bir şirketiz ve müşterilerimizin büyük kısmı ABD’de. Bunun yanı sıra Güney Amerika’da, Avrupa’da ve Uzak Doğu’da müşterilerimiz bulunuyor. Biz de bu portföyü Denver ve Türkiye ofislerimizinden yönetiyoruz. Benim de iki tarafta olmam gerekiyor. Amerika’dayken Türkiye saatiyle çalışıyorum. Ben uyamadığımda ekip benim saatime uyuyor.
“ALDIĞIMIZ ÜRÜNÜ GELİŞTİRİP İHRAÇ EDECEĞİZ”
- Gençlere önerileriniz neler?
Birçok gencimiz yurtdışına çıkıyor ve oradaki yazılım firmalarında çalışıyor. Gözen Digital’deki çalışma arkadaşlarımız buradan yurtdışındaki şirketlerle çalışma fırsatı bulduğu bir ortamda çalışıyorlar. Şu an sayımızı 90’a yaklaşıyor ancak ekip arkadaşı arayışımız da sürüyor. Çok genç bir ekiple çalışıyoruz ve daha çok gence fırsat yaratmak istiyoruz. Önce de bahsettiğim gibi genelde Amerika Türkiye’den yazılım satın alır. Biz bunu tersine döndürdük. Aldığımız ürünü burada geliştirip ihracatını yapacağız. Gençlerimizi tetiklemek için aynı burada yaptığımız gibi çarkları tersine çevirmeye başlamak gerektiğini düşünüyorum.
Türkiye’den Amerika’ya gittiğimde bir dezavantaj yaşamadım. Boeing maceramda çok kısa sürede çok hızlı bir ilerleyişim var. Boeing çok sevdiğim bir firma. Eşitlik olarak, imkan tanıma olarak çok önemli bir yerde. Ben hiç sıkıntı çekmedim. Hatta Türk olduğum için avantajlı olduğum zamanlar bile oldu. Bu arada Amerika’ya gittiğimde İngilizce bilmiyordum. Benim eşim Amerika doğumluydu. Birlikte üniversiteden mezun olduktan sonra master için gittik. Orada dil dersleri aldıktan sonra yüksek eğitim aldım. İngilizce’yi bilmeden Siyaset Bilimi okumaya başlayınca dili hızla öğreniyorsunuz.
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.