“100 ülkeyi yeni havacılık sistemimize kazandıracağız”

SHGM Genel Müdürü Prof Dr. Kemal Yüksek - Fotoğraf: Haber Aero

SHGM Genel Müdürü Prof. Dr. Kemal Yüksek, İstanbul’da gerçekleşen ICAO Küresel Uygulama Desteği Sempozyumu’nda Haber Aero’ya önemli açıklamalarda bulundu. Yüksek, 3 aşamadan oluşan yeni dijital sivil havacılık modeli sistemine Afrika, Asya ve Avrupa’dan bir çok ülkenin katılmak isteyeceğini belirtti.

Sivil Havacılık Genel Müdürü Prof. Dr. Kemal Yüksek Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün (SHGM) dijitalleşme alanındaki yeni modelinin lansmanını İstanbul’da gerçekleşen ICAO Küresel Uygulama Desteği Sempozyumu’nda tanıttı.

Haber Aero’ya da değerlendirmelerde bulunan Yüksek, yeni sivil havacılık modelinin tüm ülkelere hitab ettiğini belirterek, sistemin özünde veriyi merkeze çekip, denetlemeyi veri üzerinden yapan, sürdürülebilir ve maliyeti düşük özel bir sertifika değerlendirme sistemine dayandığını söyledi.

İki yıl içerisinde 170 ülkenin en az 100 tanesini bu ekosistemin içerisine kazandırmayı hedeflediklerini kaydeden Kemal Yüksek’in Haber Aero’ya yaptığı özel açıklama şöyle:

Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü’nün (ICAO) Global Implemantation Support Symposium (Küresel Havacılık Uygulama ve Destek Sempozyumu) adı altında gerçekleştirmiş olduğu 2022 faaliyetini İstanbul’da önemli çalışmalar neticesinde gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Sempozyum bugün başladı. Sempozyumun ana teması, aslında ICAO’nun (Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü – ICAO) ana fonksiyonu olan, gelişmekte olan veya havacılıkta ihtiyacı olan ülkelere gerekli desteklerin verilebileceği platformların inşa edilmesi.

Bu çerçevede biz de bu amaca hizmet eden yeni sivil havacılık modelimizi yapma fırsatı bulduk. Bu yeni sivil havacılık modeli veriyi merkeze çekip, denetlemeyi veri üzerinden yapıyor. Sürdürülebilir, maliyeti düşük ve özel bir sertifika değerlendirme sistemi olduğunun altını çizebiliriz. Sistem 3 ana unsurdan oluşuyor.

Birincisi; Organizasyonel yapılandırma sisteminin hayata geçirilmesi. Ülkelerin ihtiyaç duyduğu sivil havacılık organizasyonlarının inşa edilmesi. Bu kısmı büyük ölçüde tamamladık. Ülkelere verebilecek bir hale getirdik. Bunda amaç, bir start-up ekosistem gibi Türkiye’deki olgunlaştırdığımız yapısal durumu diğer ülkelere de taşıyabileceğimiz bir yazılım platformunu hayata geçirmiş olmak. Kolaylıkla her hangi bir ülkenin, (havacılıkla ilgisi olsun, olmasın) çok kısa sürede sivil havacılık yapısını temin edeceği bir modeli oluşturmuş oluyoruz. Bu modelden beklentimiz çok büyük.

İkincisi ise bir sivil havacılık yazılımı yani otomasyon sisteminin hayata geçirilmesi. Bunda da inşallah sene sonuna doğru sistemi değiştirmiş olacağız. Büyük verinin oluşturulması. Veriyle kontrollerin ve denetlemelerin yapılması. Olumsuz insan faktörünün minimize edilmesi noktasında bu oluşturacağımız software is a service (yazılım bir servistir) yapısıyla diğer ülkelere rahatlıkla verilebilecek bulut üzerinden yansıtılabilecek otomasyon sistemini hayata geçiriyoruz.

Türksat’la işbirliği yapıyoruz

Burada Türksat’la işbirliği yapıyoruz. Türksat bu işin başka ülkelere taşınmasında veya bunun servisten sunulması noktasındaki yapılanma kısmını yerine getirecek. Böylece her ülke, havacılıkta ister havalimanı olsun ister bir uçağı olsun bütün havacılıkla ilgili fonksiyonlarını bu yazılım üzerinde yerine getirecek.

“Güvenilir sertifikasyon sistemi 

Özellikle havacılıkta eğitim, sertifikasyon çok önemli. Biz burada bütün ülkelere özellikle gönül coğrafyamızdaki ülkelere rahatlıkla bu sistemleri yansıtarak bir ekosistem içerisinde, güvenilir ve inandırıcı sertifikasyon sistemini hayata geçirmiş olacağız. Hem sektörün hem sivil havacılıktaki kimliklerin ihtiyaç duyacağı kursların sertifikalarını bize özel, dünyada ilk defa geliştirilmiş olan sadece veriye dayalı değerlendirmenin olduğu, eğitmenin koçluk görevini üstlendiği ve kendi kendini iyileştirebilme yeteneğine sahip bir sertifika sistemiyle beraber bir global sertifika inşa edeceğiz.

Sistem, her ülkeye adapte olabiliyor

Çıkış noktamız ICAO’nun denetlemelerindeki vurgular. Biz bu sistemle ICAO’nun denetlemelerindeki vurgularını sıfırlayacağız. Bu ise dünyada ilk olacak. Bu sistemi kullanan her ülkede de bu yapı ile vurguların minimize edilmesi sağlanacak.

Yeni sivil havacılık modelimizin üçüncü kısım ise akıllı servisler veya faydalı servisler. Bir örnek vermek gerekirse, biz mania ile ilgili yapılanma noktasında bir yazılımsal çözüm ürettik. Bu çözüm sayesinde biz artık kişiye bağlı olmadan sistemden faydalanarak havalimanları pistlerinin koordinat bilgilerini girdikten sonra sistemin bize verdiği bölgeler vasıtasıyla havalimanı etrafındaki yapılaşmaların yüksekliklerini kontrol edebilen veya bunları otomatik olarak üretebilen bir sistem hayata geçirdik. Bu sistem ise her hangi bir ülkeye adapte edilebiliyor. Sadece o ülkenin topografik yapısı ve havalimanı koordinatlarının sisteme girilmesi yeterli oluyor. Dolayısıyla ülkeler bu alanda uzman yetiştirmek, uzman istihdam etmek gibi bir çok yükü de bertaraf etmiş oluyorlar. Biz bu sistemleri daha da geliştirerek daha da artırarak bu noktada ülkelerin bağımlılıklarını, kendi kendilerine kalkınmalarını, iyileşmelerini, sivil havacılıkta belli bir noktaya gelmelerini sağlayacak bir ekosistemi hayata geçirmiş oluyoruz.

ICAO’ya temsilde güç olmak istiyoruz

Bu yeni sivil havacılık modelinin ICAO ile ilgili ilişkilendirme noktasında aslında ICAO’nun fonksiyonunu, esas amacını yerine getirme noktasında iş birlikçi gibi hareket etmiş oluyoruz. Bunun sonucu olarakta ICAO’daki konsey de temsil noktasında da bir güç almak istiyoruz. Havacılıkta en iyi meydan İstanbul Havalimanı bizim, en çok yere uçan havayolu Türk Hava Yolları bizim. Dolayısıyla ICAO’da temsil olarak, varlık olarak, etki olarak bulunmamız gerekiyor.  Bizim bu yapacağımız ekosistem içerisinde Afrika, Asya hatta Avrupa’daki bir çok ülkeyi bu sistemin içerisine alacağız. Bunlar gönüllü gelecekler çünkü bu sistemin faydaları onlara inanılmaz güç katacak. Biz bu sayede aslında fiili bir durum oluşturarak gerçek bir liderlik oluşturmak istiyoruz.

Havacılığın lideri biz olacağız

Bunun için öngördüğüm süre iki yıl. İki yıl içerisinde bu 170 ülkenin en az 100 tanesini bu ekosistemin içerisine katmak suretiyle onlara bu gelişmişliğin ve bu olgunluğun imkanlarını sunmuş olacağız. Dolayısıyla bu ICAO Konferansı’nda bizim, yeni sivil havacılık modelimiz örtüşmüş oldu. Şu an yaklaşık 140 ülkeden, 5 kıtadan, 800’ün üzerinde katılımcının geldiği ve kendilerinin ifade ettiği şu ana kadar en büyük organizasyon, en büyük katılımın sağlandığı bir sempozyumu burada birlikte gerçekleştiriyoruz. Sabah oturumda konuşmalar yapıldı oldukça güzel geçti. Ve burada çok büyük bir ilgi var. Bu noktada aslında hem sempozyumlarla hem bu tip toplantılarla hem ülkemizin havacılıktaki gücünü artırırken bir taraftan da bu bahsettiğimiz sistemin yeni adaylarını sisteme kazandırmış olacağız. İnşallah kalıcı olarak havacılığın lideri biz olacağız. Zaten sayın Cumhurbaşkanımızın idealindeki büyük Türkiye’nin havacılık kısmının şekillenmesi bu şekilde olacak. Burada kaçınılmaz bir lider olacağız. Bunun önüne kimse geçemeyecek. Niye çünkü biz burada pandemi sonrasında öne çıkan dijital dönüşümü hem içerik hem değerlendirme bakımından yapıyor olacağız. İnşallah kısa zamanda hedeflediğimiz noktaya geleceğiz.

Exit mobile version