Temmuz ayından sonra uçuşların aksaması bir çok şirketin iflasına neden olabileceği belirtiliyor. Corendon Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer, koronavirüs (Covid-19) krizin sebebiyle faaliyetlerin tamamen durduğu havacılık ve turizm sektöründeki şirketlerin kendilerini finanse etmekte zorlandığına dikkat çekti.
Avrupa’daki merkezlerindeki şirketler için Hollanda Hükümetine başvurduklarını ve 50 milyon Euro’nun üstünde bir destek beklediklerini ifaden eden Yıldıray Karaer Haber Aero’ya değerlendirmelerde bulundu.
Karayiplerde otelimiz yarım kaldı
Geniş coğrafyada faaliyet gösteriyoruz. 10 adet otelimiz var. 10’uncusu şu an Curasao’da ikinci Curasao oteli olarak inşa ediliyor. Birincisi 214 odalı bu da 850 odalı bir otel olacak. Nisan’ın başında birinci fazı olarak 400 odasını açacaktık, test çalışmalarına başlayacaktık. Koronavirüs krizi ortaya çıktı. Curasao Hollanda’ya bağlı 4 tane adadan bir tanesi. ABC adaları deniliyor. Bunlar Aruba, Baneir, Curasao bir de ST. Marteen var. Bunlar Karayip Adaları olarak biliniyor. Konum olarak Venezuela’ya 60-70 km bir mesafede yer alıyor. Dili Hollandaca, dalgalanan bayrak Hollanda bayrağı. Bizde son 25 yıldır Hollanda’da tur operatörlüğü yaptığımız için bizimde yolumuz oralara düştü. Uzun uçuşlarla gidilen bir destinasyon.
Biz bu rotada uçuş partneri olarak KLM Havayolları ile çalışıyoruz. KLM’in hafta içi her gün birer adet hafta sonu günde ikişer tane olmak üzere Amsterdam’dan uçuşları var. KLM’le yaptığımız uçuşlar ve Hollanda’dan taşıdığımız yolcu kapasitesi o oteli doldurmaya yetiyordu. Şimdi daha büyük bir otel yapıyoruz ve bu otelin özelliği bizim bildiğimiz her şey dahil konsepti yok. İnsanlar o kadar yolu gitmişken sadece oda konaklaması alabiliyorlar. Kahvaltı bile dahil değil. Dışarı çıkıyorsunuz genel alanlarda veya otelin içinde 20-22 dolar karşılığında bir kahvaltı yapıyorsunuz. Ayrıca adaya giden herkes muhakkak araba kiralaması yapıyorlar. Oradaki konsept biraz değişik. Yeni yaptığımız 850 odalı oteli Hollandalı misafirle doldurmak mümkün değil. Daha geniş coğrafyalara hitap etmemiz gerekiyordu. Bu otelin satış ve pazarlaması için Avrupa’da arkadaşlarımız çalışıyor Hollanda, Almanya ve İngiltere’de. Ayrıca ABD, Kanada, Kolombiya gibi ülkelerde de bu otel için satış pazarlama faaliyetleri yapıyoruz. Aktif olduğumuz coğrafyaları biraz daha uzaklara taşıdık. Ve bu otelin neredeyse tüm yönetimi Türkiye’den giden arkadaşlarla yapılıyor. ABC dediğimiz bu adalardan Aruba, ABD vatandaşlarının çok geldiği bir yer. Curasoa’ya çok gelmiyorlar çünkü az tesis ve her şey dahil sistemi olmadığı için tercih etmiyorlardı. Bu yapmış olduğumuz tesisle beraber Amerikalı turisti de buraya çekmeye çalışıyoruz.
Otel açılışımızı erteledik
Türk kökenli bir turizm organizasyonu ve Türk yöneticilerle Curasao’da idare edeceğimiz bir otel olması ve bunu daha ileri uçtaki pazarlarda pazarlama faaliyetlerine giren bir turizm organizasyonu gerçekleştirdiğimiz için her şey dahil sistemini bu bölgede uygulayarak önceki işlerimizdeki gibi başarılı olmayı planlıyoruz. Şu an Curasao’da sokağa çıkma yasağı var. İnşaat bitme aşamasındaydı, Nisan’a yetiştirecektik ama sokağa çıkma yasağıyla beraber inşaatı durdurmak zorunda kaldık. Adada çok büyük vakalar yok, virüsle ilgili tedbir amaçlı sokağa çıkma yasağı uygulanıyor.
İki numaralı tur operatörü olduk
Biz grup olarak otelcilik, tur operatörlüğü ve havayolu işletmeciliği yapıyoruz. Tur operatörlüğünü Hollanda ve Belçika’da yapıyoruz. Geçen yıl Thomas Cook’un da devre dışı kalmasıyla beraber TUI’nin arkasında bulunduğumuz pazarlarda iki numaralı tur operatörüyüz. Türkiye için de Hollanda’da bir numaralı tur operatörüyüz. Ama tüm alanda TUI’nin arkasında iki numaralı tur operatörüyüz. Türkiye’nin dışında 22 farklı destinasyona hizmet veriyoruz. 7-8 adet Yunan Adası, İspanya destinasyonları, İtalya, Afrika’da Gambiya. Uzun destinasyonlar da ise Curasao ve Dubai. Bunun yanında 3 farklı bayrak altında havayolu taşımacılığı yapıyoruz. Türk bayraklı, Hollanda bayraklı ve Malta bayraklı havayolu şirketlerimiz var. Türkiye’deki Corendon Airlines, Hollanda’da Corendon Dutc Airlines ve Malta’daki de Corendon Airlines Europe diye geçiyor.
25 uçaklık filomuz var
Şu an bünyemizde 25 adet uçak bulunuyor. Bütün uçaklarımız 737-800 ve bir adette MAX uçağımız var, Antalya’da yerde yatıyor. Türk Hava Yolların’da (THY) 12 adet bizde de 1 adet Max uçağı var. Biz Max’i alırken çok havali bir şekilde almıştık. İlk MAX uçağını Türkiye’ye biz getirdik, ama maalesef bahtı açık olmadı. Bizim uçtuğumuz dönem içinde her hangi bir problem yaşamadık. Yaklaşık bir yıldır uçak yerde ve Boeing’ten haber bekliyoruz. Bu 25 uçaklık filomuzdan 14 adeti Türkiye’de bulunuyor. Diğerleri Almanya ve Hollanda’da.
Oteli sağlık çalışanlarına açtık
Hollanda’da Türkiye’de uygulanan “Kısa Çalışma Ödeneği” gibi yardım paketi biraz daha yüksek seviyeden veriliyor. Hollanda eğer cironuzda yüzde 80-90 bir kayıp varsa ki şu an ciroda yüzde 100 kayıp var. Ve çalışanları işten çıkarmadığınız sürece, çalışanlar maaşlarının yüzde 80’ini devlet tarafından alabiliyorlar. Bunun yanında Avrupa’da havayollarına devletlerin sağladığı krediler ve kredi destekleri bulunuyor. Mesela TUI 1.8 milyar Euro olarak bu desteği aldı. İngiltere’de easyjet havayolları 600 milyon pound olarak aldı. Almanya’da bazı tur operatörlerine bu desteğin verileceği konuşuluyor. Biz de havayolu, tur operatörü ve otel işletmecisi olarak Hollanda’da müracaat ettik. Şu an Hollanda’da 3 adet otelimiz var. Onlardan bir tanesi sağlık çalışanları için ayrılmış durumda. Bahçesinde B747 olan otelimiz Polonya’dan Hollanda için desteğe gelen sağlık çalışanlarına hizmet veriyor. O da çok düşük bir doluluk oranı sağlıyor. Yakında oda kapanacak. Diğer otelimiz içinde kokpit süiti olan kapalıydı, ama belediyeyle görüşüyoruz. Hastaneden çıkan 14 günlük karantina dönemini geçirmek zorunda olan hastalar için kullanacağız. Orda hem gelir hem de devlet desteğiyle alakalı farkındalık yaratmak istiyoruz.
Malta hükümeti destek veriyor
Bir havayolu şirketimiz Malta tescilli. Malta Hükümetinin vermiş olduğu bazı haklara sahip. Tabi Hollanda kadar yüksek değil. Malta Hükümeti sadece çalışanlara 800 Euro destek sağlıyor. Ayrıca Malta Hükümetinin ihtiyacı olan işletmelere düşük bir oranda, 10 milyon Euro’nun üzerinde olmayan bir destek daha veriyor. Mesela Hollanda’da konuştuğumuz rakam şirket başına 50 milyon Euro’nun üzerinde. Ama Malta’da rakamlar biraz daha düşük. Türkiye tarafında ise “Kısa Çalışma Ödeneği” için tüm çalışanlarımız adına başvurduk. Havacılık, acentecilik ve otel işletmeciliği alanında Türkiye’deki bütün aktivitelerimizde bünyemizde olan çalışanlarımız bu ödenekler için müracaatlarını yaptılar. Biz de ödemelerin yapılmasını bekliyoruz.
Havacılığa destek henüz yok
Genel anlamda Türkiye’deki işletmelere verilen desteklerin dışında havacılığa şu an verilmiş bir destek yok. Bununla ilgili Ulaştırma Bakanımız ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ile TÖSHİD çatısı atında, özel havayolu genel müdürleriyle birkaç gün önce video konferans olarak yaptığımız toplantıda taleplerimizi ve dünyanın başka yerlerinde havayollarına yapılan uygulamaları aktardık.
Almanya uçak park ücretini %50 indirdi
Almanya’nın bazı meydanlarında uçaklarımız var, operasyonlarımız Almanya’nın belli meydanlarından yapılıyordu. Bu krizin başlangıcında uçaklarımızı orada park ettik, kriz bitiminde uçuşlara oradan başlayacağız. Orada devletin değil ama havalimanının kendi inisiyatifinde yapmış olduğu indirimler var. Konma, konaklama ve park ücretlerinde yüzde 50 indirim teklif ettiler. Bunun dışında havayollarının ayakta kalması için düşük faizli krediler veriliyor. Havayolu her ülke için stratejik bir iş dalı. Türkiye için de çok önemli. Havacılık turizmde elli sektörde farklı katma değer yaratıyor. Özellikle Türkiye için havacılık sektörünün mutlaka ayakta kalması gerekiyor. Türkiye için turizm çok önemli turizm için de havayollarının ayakta kalmaları çok önemli. Yeni başlangıç yapabilmemiz için Türkiye turizmini ayağa kaldırabilmemiz için havayolları ayakta tutulması gerekiyor
Personelimizi kaybetmemeye çalışıyoruz
Havacılık; gideri, maliyetleri ve riski çok yüksek olan bir iş kolu. Pilotlar, teknisyenler, kabin ekipleri ve mühendisleriyle beraber hepsi lisanslı, sertifikalı personel. Bu personelin eğitimleri var. Her hangi bir dağılma olduğunda bu personeli tekrar bir araya getirme ve tekrar uçuşlara başlamak çok zor. Mesela bir uçağı getirdiniz hemen uçmaya başlıyor sanılıyor. Aslında işin mutfağında daha zor şeyler oluyor. Uçağın filoya katılmasıyla beraber personel temini başlıyor. Türkiye’de bu sektörde pilot, teknisyen, kabin ekibi bulmak çok zor. Bu personellerin eğitilmesi, iş başlama eğitimlerinin tamamlanması yani uçuşa başlayana kadar olan süreç 2-3 ayı buluyor. Bu yüzden havayollarının personelini dağıtmadan ayakta kalmaları gerekiyor.
Eurocontrol ödemeleri öteledi
Havayollarının ellerinde uçak sahipleriyle (lessor) yapılmış öyle kontratlar var ki dünya alt üst olsa da kira ödemelerinize devam etmeniz gerekiyor. Bu tip sorunlar bölgesel olduğu zaman lessorlere bunları anlatmak daha zor oluyordu. Biz şu anda kira ödemelerini durdurduk. Biz bir gelir elde edemeden bunları ödememizin ve süreklilik sağlamamızın mümkün olmadığını anlattık. Bu krizin ne kadar süreceğini de bilmiyoruz. Biz ilk etapta 3 aylık bir çalışma yaptık. Nisan, Mayıs, Haziran şeklinde. Temmuz’da başlayacakmış gibi kendimizi planladık. Nakit akışımızı buna göre ayarladık. Ama ikinci bir 3 ay daha bu krizin devam ettiğini düşündüğümüzde bu giderleri karşılayarak ayakta durmamız mümkün değil. Ne kadar süreceğini de bilmediğimiz için lessorlerle bir görüşme yaptık. Bize yardımcı olmanız lazım, çünkü hepimiz aynı krizi yaşıyoruz. Kontratların uzatılması, bu dönemde ödenmeyen kiranın kontrat sonunda ödenmesi veya aralarda biriken ödemelerin anlaşmanın diğer bölümüne eşit parçalarla bölünmesi ve ödemelerin taksitlendirilmesi gibi herkesle şu an konuşuyoruz. Bütün lessorlerden olumlu yaklaşımlar geldi. Zaman zaman uçak kiralayıcı lessorlerin kriz durumunu anlayıp bütün havayollarının dertlerini çözmesi zor oluyor. Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü üzerinden yapmış olduğumuz Eurocontrol yazışmalarında tüm ödemeleri öteledi. Halen daha lessorlerle görüşmelerimiz devam ediyor. Onlardan da değişik yaklaşımlar geliyor. Değişik formüllerle uçakların kira ödemelerini ötelemeye çalışıyoruz.
Özel bankalar destek vermiyor
Havacılık ve turizm işlerini yaparken beraber çalıştığımız paydaşlarımız var. Bunlardan bir tanesi de finans sektörü. Finans sektörünün, bankaların bu konuda yardımcı olmaları gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanı ve Hazine ve Maliye Bakanı’nın da özel bankalarla ilgili yaptığı yorumlar var. Bizim başımıza gelmedi, ama diğer meslektaşlarımız özel bankaların kredi tarihi geldiğinde krediyi kapatıp tekrar yenilemedikleri ayrıca ilave bir kredi hattı açmak için iştahlı olmadıklarını söylüyorlar. Hangi sektörde olursanız olun finans sektörü yanınızda değilse bu işi götürmeniz çok zor. Aylarca evde oturacaksınız, uçaklar yerde yatacak, oteller kapalı olacak, ama kiranızı ödemek zorundasınız, personelinize bakmak zorundasınız. Ne kadar süreceğini bilmeden bu işi yönetmek finans sektörünün el atmasıyla olur diye düşünüyorum.
Sosyal Mesafe İşimizi Zorlaştırır
Havayollarında sosyal mesafe kuralı uygulanarak uçuşlar başlarsa işimiz zorlaşır. Uçaklarda orta koltuğun boş bırakılması tartışılıyor. THY Genel Müdür Bilal Ekşi’nin de bulunduğu TÖSHİD oturumunda bu konu tartışıldı. Türkiye’de iç hatların başlamasıyla beraber uygulamada sosyal mesafenin korunması adına koltuklarda boşluk verilerek oturma düzeniyle başlanılması konusu geçti. İnsanları bu virüsten sonra tatile alıştırmak için indirim yapılacakken sosyal mesafe kapsamındaki oturma planından dolayı maliyetler artacak. Havacılığın önünde bu tarz sorunlarda var. Havayolları bir müddet bunu yapmak zorunda kalırsa maliyetler artacaktır.
Havacılıkta çok şey değişecek
Havacılık sektöründe yolcunun terminale girdiğinde, uçağa gitmesine, uçakta seyahat etmesine, indikten sonra terminalden çıkana kadar ki uygulamada yeni dönemde yeni uygulamalar bir sürü değişiklikler olacaktır. Herhalde uzun bir süre terminalde maskesiz dolaşmak, uçaklara maskesiz binmek mümkün olmayacak. 11 Eylül olayından sonra bize bir çok şey miras kaldı. Artık uçaklarda çantada sıvı taşınmıyor. Güvenlikten geçerken laptop ayrı konuyor, açılıp, çalıştırılıyor. Kemer çıkarılıyor. Hatta yolculuklardan önce tüm pasaportlar taratılıp karşı ülke otoritesine gönderilmesi gerekiyor. Eğer sorunlu bir yolcu yoksa uçağın kalkmasına izin veriliyor. Korona krizi sonrasında da hastalıklı yolcu veya ateşli yolcunun diğerlerinden ayrılması gibi bir çok yeni mevzuat karşımıza gelecek gibi görünüyor.
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.