Wright Fliyer’ın 1903’te havalanmasından bu yana uçaklar hem gelişti hem daha konforlu oldu hem de daha güvenli hale geldi. Havacılıkta yaşanan kötü olaylardan alınan derslerle yeni yeni kurallar oluşturuldu. İşte uçakla seyahatin daha güvenli olmasını sağlayan en önemli 5 gelişme…
İstatistiklere göre havayolu ile seyahat diğer ulaşım modlarıyla kıyaslandığında dünyanın en güvenlisi. Uçakla seyahat 30-40 yıl öncesine göre bugün yolda yürümekten bile çok daha güvenli. Havacılığın güvenlik olarak bu düzeye çıkmasında en büyük payı hiç kuşkusuz teknolojik gelişmelere vermek gerekiyor.
Fakat sektördeki bir çok iyileştirme ve geliştirilen güvenlik önlemlerinin daha önce yapılan hatalar üzerinden gerçekleştiğinin de bilinmesi gerekir. Bu yüzden de “havacılığın kuralları kanla yazılmıştır” deyimi sıklıkla kullanılıyor.
Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) verilerine göre, 2018 yılında her 5,4 milyon uçuştan birinde ölümlü kaza meydana geldi. Geçtiğimiz yıl 11 uçak kazasında 523 ölüm yaşandı. Sadece Lion Air kazasında 189 kişi yaşama veda etti. 2017 ise havacılığın en güvenli yılı olarak kayıtlara geçti; 6 kazada 16 yolcu yaşamını yitirdi.
Havacılıkta her geçen dönemde uçuşlar daha güvenli bir şekilde yapılıyor. Bunda pekçok etmen var hiç kuşkusuz. Haber.aero sizler için havacılıkta önceki hatalardan ders alınarak, uçuşu daha güvenli hale getiren en önemli 5 gelişmeyi derledi.
1- Uçaktaki yedekli sistemler
Çeşitli modeldeki yolcu uçakları, her biri birbirinden bağımsız, kendi içinde mühendislik harikası yüzlerce küçük sistemin bir araya gelmesinden oluşuyor. Bu sistemler yedekli şekilde kurgulanıyor ve uçak seyir halindeyken meydana gelebilecek arıza durumunda bir sistemin yedeği olan başka bir sistem anında devreye giriyor. Bu yedek sistem uçağı gideceği noktaya ya da inebilecek en yakın havalimanına kadar idare ediyor.
2- Uydu teknolojileri ve ötesi
Havayolu şirketleri uçaklarının kokpitlerini yüksek teknolojilerle ve uydu teknolojisiyle donatıyor. Bu sistemler, pilotlar için daha etkin yol haritası sağlıyor. Özellikle uydu sistemleri, pilotların kötü hava şartlarından ve uçuş konforunu bozacak olumsuzluklardan kaçınmalarına yardımcı oluyor. Böylelikle çok daha güvenli uçuşlar gerçekleştirilebiliyor.
3- Zırhlı kokpit kapıları
11 Eylül 2001’de New York’taki Dünya Ticaret Merkezi’nin ikiz kulelerine yapılan hava saldırısı; havacılık kurallarının da büyük oranda değiştirilmesi sonucunu doğurdu. Havada güvenlik başlığının baştan sona yenilenmesine sebep olan bu elim olay neticesinde, uçakların kokpit kapılarının zırhlı ve kilitli olması zorunluluğu getirildi.
Kokpiti ve dolayısıyla uçuşu daha güvenli hale getiren yeni düzenleme, asi yolcular ve uçak kaçırmaya niyetlenen korsanlar için ciddi etkisi oldu. Ancak kokpitteki pilotların sebep olduğu sorunlar içinse araştırmalar devam ediyor.
4- Bilinçli yolcular artıyor
Yolcuların büyük çoğunluğu artık uçağa binip koltuğuna oturur oturmaz emniyet kemerini sorun çıkarmadan takıyor. Kemer ikaz ışıkları yanmıyorken bile çoğu yolcu kemerlerini çözmüyor. Uçuş öncesi yapılan güvenlik brifinglerinin de yolcuların ilgisini çekmediği düşünülüyordu. Ancak her uçuşta bu brifinge maruz kalan yolcuların farkındalığının arttığı uzmanlarca dile getiriliyor. Dolayısıyla uçuş öncesi brifingler seyahatin kalitesini ve güvenlik seviyesini yükseltiyor.
5- Yorgun pilotlarla uçuş yok
Corporate Havayolları’na ait 5966 numaralı uçuşu gerçekleştiren uçak, 2004 yılında ABD St. Louis Havalimanı’nda pilotların pisti tam olarak hesaplayamaması sebebiyle piste ulaşamadı. 13 yolcudan 11’i uçaktaki tüm mürettebat ile beraber hayatını kaybetti.
Bunun üzerine Amerikan Federal Havacılık Dairesi (FAA), pilotların uçabileceği süreyle ilgili çeşitli kısıtlamalar ve önerileri hayata geçirme kararı aldı.
Pilotaj hatası kaynaklı kazaları en aza indirmenin yolunun, dinlenmiş ve uçuşa iyi hazırlanmış bir uçuş ekibinden geçtiği sonucuyla pilotların dinlenme süreleri yeniden yapılandırıldı.