Uzay alanındaki çalışmalarına hız veren Türkiye, bu alandaki teknolojilere yönelik Ar-Ge ve ürün geliştirme faaliyetlerini yoğunlaştırdı.
Türkiye’de uzay alanındaki çalışmalar yoğunlaşırken TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü de uydu ve havacılık teknolojileriyle optik ve haberleşme sistemlerine yönelik faaliyetlerine hız verdi.
TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Lokman Kuzu, enstitünün uzayla ilgili teknolojiler geliştirdiğini, özellikle uydu ve uydu sistemleri üzerine çalışıldığını söyledi.
Uzay teknolojileri alanında 20’ye yakın proje yürüttüklerini belirten Kuzu, enstitünün halihazırda Türkiye’nin ilk milli haberleşme uydusu Türksat 6A projesine odaklandığını ve en büyük bütçenin de bu projeye ayrıldığını bildirdi.
Türksat 6A 2022’de yörüngede olacak
Kuzu, Türksat 6A projesinin 2014’te başladığını hatırlatarak, şöyle konuştu:
“Türksat 6A, TÜBİTAK Uzay önderliğinde TUSAŞ, ASELSAN ve CTech ortaklığında üretiliyor. İlk defa yapıldığı için zaman alıyor. Elde edilen platformla sonraki haberleşme uyduları çok daha kısa sürede yapılabilecek. Yurt dışında da bu gibi büyük projeler zaman almıştır. Mütevazı bir insan kaynağıyla uyduyu yapıyoruz. Bu projede yaklaşık 350 kişi çalışıyor. Çalışmalarımız güzel gidiyor. Daha önceki haberleşme uydularından farklı olarak milli imkanlarla geliştirilen Türksat 6A’nın 2022’de yörüngeye yerleştirilmesi planlanıyor.”
“İMECE uydusu bir dönüm noktası”
Enstitünün bir diğer önemli projesinin yerli gözlem uydusu İMECE olduğunu vurgulayan Kuzu, bu projenin de 2016 yılının sonunda başladığını anımsattı.
Kuzu, “İMECE uydusu bizim için bir dönüm noktası. Türkiye’de ilk defa bu çözünürlükte yapılan bir uydu projesi. Bundan önce yapılan RASAT uydusu 7,5 metre, Göktürk ise 2,5 metre çözünürlüğüne sahipti. İMECE ise 1 metre altında çözünürlüğe sahip olacak. Bu projeyle Türkiye’de ilk defa yüksek çözünürlüklü bir kamera yapılmış olacak. Bu projede önemli tecrübeler elde edeceğiz” dedi.
Enstitünün uydu projelerinin yanı sıra bunların alt sistemlerine yönelik faaliyetlerini de sürdürdüğüne işaret eden Kuzu, tepki tekeri, yer istasyonu, yıldız izler, güneş algılayıcı gibi sistemler geliştirdiklerini aynı zamanda uydulardan elde edilen görüntüleri işleyip hizmete sunduklarını dile getirdi.
Uydu teknolojilerinde çeşitliliği artırma hedefi
Kuzu, Türkiye’nin uzay teknolojilerine yönelik çalışmalarına geç başladığına dikkati çekerek, ilk uzaktan algılama uydusu olan BİLSAT’ın 2003 yılında teknoloji transferi yöntemiyle yapıldığını anımsattı.
Enstitünün gelecek dönem hedeflerine de değinen Kuzu, şunları kaydetti:
“Gündemimizde haberleşme uydumuz Türksat 6A’yı tamamlamak var. Bunun yanı sıra 0,5 metre gibi yüksek çözünürlüğe sahip bir uydu yapmayı hedefliyoruz. Dünya artık bu teknolojide çözünürlüğü artırdı, ABD, Japonya, Fransa gibi ülkeler yüksek çözünürlüklü uydular yaptı. Uydu teknolojilerinde çeşitliliğimizi artırmak, sentetik açıklıklı radar, meteoroloji ve GPS gibi uyduları geliştirmek de gündemimizde. Bizim için öncelikli olan Türkiye’nin ihtiyaçları. Bu uydular savunmanın yanı sıra tarım, şehir planlama, su yönetimi, ormancılık gibi alanlarda da kullanılıyor. Bizim amacımız bu ihtiyaçlara yönelik çözümler üretmek.”
İnsan kaynağı vurgusu
Kuzu, uzay teknolojilerinde Türk mühendislere güvendiklerini belirterek, “Bu zamana kadar yaptıklarımız bunun kanıtı. Biz bir şey yapmak istersek yaparız, hiçbir şey için geç kalmış değiliz” diye konuştu.
Türksat 6A projesinin bütçesinin 800 milyon lirayı aştığını, İMECE’nin ise 350 milyon lira seviyesinde olduğunu aktaran Kuzu, “Uzay teknolojilerine yıllık 100 milyon dolar civarında bir bütçe ayrılıyor” bilgisini paylaştı.
Kuzu, uzay teknolojileri alanındaki çalışmaların çok pahalı olduğuna dikkati çekerek, uluslararası uzay istasyonu, küresel uydu seyrüsefer sistemi gibi projelerde ülkeler arası iş birliğinin geliştirilmesine yönelik çalışmaların sürdüğünü kaydetti.
(AA)
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.