Uzun menzilli uçuşta hangi organ, nasıl etkilenir?

Uçaklar, yerden yaklaşık 10 bin metre yükseklikte, adeta bir tüpün içinde dünyanın herhangi bir noktasına gidebilmemizi sağlıyor. Ulaşımda sağladığı hız ve konfora rağmen, özellikle kıtalararası uzun uçuşlarda, belli bir saatten sonra vücudumuzda bir takım değişiklikler hissetmemize sebep oluyor.

Düşük kabin basıncı, dolaşımlı kuru havayı sürekli teneffüs etmek, hareket kabiliyetinin çok az olması ve uçuş boyunca maruz kalınan uğultu gibi pek çok etmen bir araya geldiğinde organlarımız üzerinde farklı etkiler oluşturuyor.

Acaba hiç merak ettiniz mi, uzun menzilli bir uçuşta vücudumuzun hangi bölümü ne kadar ve nasıl etkileniyor?

Ağız: Kabin içerisindeki dönüşümlü kuru hava, uçuş boyunca vücudumuzda sıvı kaybı yani dehidrasyona sebep olur. Dehidrasyon vücutta en büyük alarmı ağız kuruluğu ile verir. Uçuş öncesi veya sırasında alkollü içeceklerden özellikle uzak durulmasının en önemli sebebi onların da dehidrasyona katkı sağlamasıdır. Sıvı kaybının yalnızca su ile tolere edilmesi öneriliyor. Seyahat boyunca düzenli su içerek ağzımız ve boğazımızı ıslak tutmalıyız.

Dişler: Kabin basıncında meydana gelen değişim, dişlerinizdeki dolgu ve çürüklerinizin hava alarak ağrımasına sebep olabilir. Dişleriniz kamaşabilir.

Burun: Kabindeki nemlilik oranı yüzde 10 seviyelerinde yani oldukça düşüktür. Bu durum salgın hastalıkların yayılması için en ideal ortamlardan biridir. Tıkalı bir burun ile uçağa binmek kendinize yapacağınız en büyük kötülüklerden biridir. Uçuş öncesinde burnunuz tıkalıysa mutlaka hekiminizin kontrolünde bir burun damlası ile burnunuzu açarak uçağa binin.

Kulak: Kulak sağlığını korumak uçuş boyunca en çok dikkat edilmesi gereken hususların başında geliyor. Ama özellikle iniş ve kalkış aşamalarında hassasiyet çok daha yüksek boyutlarda. İniş ve kalkışta kabin basıncında meydana gelen değişim, kulakların içerisindeki havanın azalmasına sebep olur. Hele ki uçuşun bu aşamalarında uyuyorsanız yutma refleksinizi de geciktirdiğiniz için kulağın içinde meydana gelen vakum etkisi, kulaklarımızın tıkanmasına yol açar. Bir de yolculuk esnasında soğuk algınlığına bağlı olarak nezle durumunuz varsa, östaki borunuzun da tıkanacağı için kulaklarınızda ciddi bir ağrı hissedersiniz.

Göz: Kabindeki kuru hava, gözlerinde lens olan yolcular için ciddi bir risk içeriyor. Uzun süre kabin içinde gözünüzde lens ile seyahat edip bir de lensiniz ile uyursanız gözünüzü yeniden açamama ihtimaliniz oldukça fazla. Seyahatlerde lens yerine gözlüğe geçiş yapmak en etkili çözüm yoludur.

Kalp: Uçakla seyahat, stres etkisine de bağlı olarak kalpte ritm bozukluğuna sebep olabilir. Çünkü bulunduğumuz irtifaya da bağlı olarak kalp atışlarımız düzensizleşebilir. Bu durum özellikle kronik kalp rahatsızlığı olanlar, yüksek tansiyon hastaları veya uçuş esnasında yoğun bir şekilde alkollü ve kafeinli içecek tüketen yolcularda daha çok görülür.

Mide: Kabin içindeki düşük basınç, midenin genişlemesine yol açar. Bu durum, stresle de birleştiğinde karın kaslarında çeşitli ağrılara sebep olur. Bunun önüne geçmek için, uçuştan önce veya uçuş esnasında her türlü gazlı içecekten uzak durulması gerekir.

Akciğer: Mide gibi, akciğerlerimiz de uçuş sırasında genişler. Sağlıklı insanlar için önemli bir sorun teşkil etmeyen bu durum; astım hastaları için akciğer zarları arasındaki plevra boşluğuna hava birikmesi anlamına gelen “pnömotoraks” riski barındırır.

Bacak: Özellikle uzun menzilli uçuşlarda, uzun süre koltukta oturmak, konforsuz olduğu kadar sağlıksız olduğunu da unutmayın. Damarlardaki kan dolaşımını ciddi şekilde azaltan bu durum oldukça tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Halk arasında “Ekonomi Sınıfı Sendromu” olarak bilinen, toplardamarlarınızda kan pıhtısı birikmesi olarak özetlenebilecek “Derin Ven Trombozu” tehlikesi söz konusu olabilir. Seyahat boyunca bolca yürüyün, oturduğunuz sürelerde de eklemlerinizi çalıştıracak egzersizler yapın.

Ayak: Uçuşlarda özellikle kilolu yolcular ayaklarının şişmesinden dert yanar. Bunu engellemek için sık sık ayağa kalkıp hareket etmek faydalı olabileceği gibi tabanı düz, rahat ve ayağınızı sıkmayan bir ayakkabı seçimi de önemli bir etkendir.

 

Exit mobile version